Hucurât Sûresi'nde 12. ayeti kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
"Ey İman edenler! Zannın birçoğundan çekinin. Çünkü zannın bazısı günahtır. Bir birinizin, kusurunu da araştırmayın (tecessüs de etmeyin). Bazınız, bazınızı gıybet de etmesin. Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Ondan tiksinirdiniz (demek tiksindiniz!). O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah, tövbeyi daima kabul edendir, çok merhametlidir (esirgeyendir)."
Bu ayeti kerimenin nüzul sebebi rivayet olunur ki; Selman Farisi sahabeden iki zata hizmet eder, yemeklerini yapardı. Bir gün uyuya kalmıştı, bunun üzerine onu katık almak için Peygamber'e (s.a.a.) gönderdiler, Peygamber'in (s.a.a.) yemeğine de Usame bakıyordu, "yanımda bir şey yok" dedi. Selman hakkında "Biz onu taşkın bir kuyuya göndersek suyu çekilir" demişlerdi, sonra bu iki zat Resûlullah'ın (s.a.a.) huzuruna vardıklarında, Resûlullah; "Niye ben sizin ağızlarınızda et yeşilliği görüyorum?" buyurdu. "Et yemedik" dediler, "her halde gıybet etmişsiniz" buyurdu ki bu ayet nazil olmuştu.(1)
Yine bu ayeti kerimenin nüzul sebebini, İbn-i Kesir'in hadislerle Kur'an-ı Kerim tefsiri adlı eserinin Türkçe tercümesi İstanbul-1986 yılı Çağrı yayınları baskısının 13. Cild 7418. Sayfasında, Hafız Ziyâ el ?Makdisi "el Muhtara" adlı kitabında Habbân İbn-i Hilal kanalıyla, Enes ibn Malik'ten rivayetle şöyle nakletmiştir:
Araplar yolculukta birbirlerine hizmet ederlerdi. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in yanında ikisine hizmet eden bir sahabe vardı. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer uyudular, henüz kendilerine yemek hazırlanmamışken uyandılar ve şu adam ne kadar çok uyuyor deyip onu uyandırdılar ve kendisine; "Allah'ın Resulüne git 'Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer sana selam söylüyorlar, senden katık istiyorlar de' dediler. Bu sahabe, Efendimize gidip isteklerini iletince efendimiz bu sahabeye "Git onlara deki; şüphesiz ki onlar azıklanmışlardır" buyurdu. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer gelerek ; "Ey Allah'ın elçisi biz ne ile katıklandık?" diye sordular. Allah resulü; "Kardeşlerinizin etiyle, nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ben onun etini sizin dişlerinizin arasında görüyorum" buyurdu.
Gıybet, bir kimsenin gıyabında hoşlanmayacağı bir şey söylemektir. Hazreti Peygamber (s.a.a.) buyurmuştur ki: "Bilir misiniz gıybet nedir?" "Allah ve Resulü a'lem (bilir)" dediler. "Kardeşini hoşlanmayacağı bir şey ile anmandır" buyurdu. "Ya söylediğin kardeşinde varsa denildi?" "Eğer söylediğin onda varsa gıybet etmiş olursun ve söylediğin onda yoksa o vakit ona bühtan (iftira)etmiş olursun." buyurdu.(2)
Peygamber Efendimiz (s.a.a.) "Ey dilleriyle iman eden fakat kalplerine iman girmeyen topluluk, Müslümanların gıybetini yapmayın. Onların kusurlarını araştırmayın. Zira onların kusurlarını kim araştırırsa Allah da onun kusurunu araştırır. Allah da kimin kusurunu araştırırsa onu, evinin ortasında rezil eder."(3)
İbni ebiddünya ve Taberani'nin, Cabir'den tahric (çıkardıkları) şu hadis; Gıybet zinadan daha eşedir (şiddetlidir) buyrulmuş, nasıl olur denilmiş, Aleyhissalatü vesselâm; racül (adam) zina eder sonra tövbe eder Allah mağfiret buyurur, gıybet eden ise sahibi (gıybetini ettiği kişi) mağfiret etmedikçe mağfiret olunmaz.
Bu arada Müslümanlara zarar veren veya vermeye çalışan, fasığın, amelini icraatını ortaya koymak gıybet değildir.
Gıybet bu kadar tehlikeli iken, Rabbimiz bizleri gıybet etmekten ve gıybete ortak olmaktan muhafaza buyursun.
Dipnotlar:
1-Hak dini Kur'an dili Elmalı'lı M. Hamdi Yazır, 7. Cilt, 4477. Sayfa
2-A.g.e. 7. Cilt, 4474. sayfa
3-Ebu Davud, Kitabı el- Edeb, bab: 35, Hadis no: 4810
"Ey İman edenler! Zannın birçoğundan çekinin. Çünkü zannın bazısı günahtır. Bir birinizin, kusurunu da araştırmayın (tecessüs de etmeyin). Bazınız, bazınızı gıybet de etmesin. Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Ondan tiksinirdiniz (demek tiksindiniz!). O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah, tövbeyi daima kabul edendir, çok merhametlidir (esirgeyendir)."
Bu ayeti kerimenin nüzul sebebi rivayet olunur ki; Selman Farisi sahabeden iki zata hizmet eder, yemeklerini yapardı. Bir gün uyuya kalmıştı, bunun üzerine onu katık almak için Peygamber'e (s.a.a.) gönderdiler, Peygamber'in (s.a.a.) yemeğine de Usame bakıyordu, "yanımda bir şey yok" dedi. Selman hakkında "Biz onu taşkın bir kuyuya göndersek suyu çekilir" demişlerdi, sonra bu iki zat Resûlullah'ın (s.a.a.) huzuruna vardıklarında, Resûlullah; "Niye ben sizin ağızlarınızda et yeşilliği görüyorum?" buyurdu. "Et yemedik" dediler, "her halde gıybet etmişsiniz" buyurdu ki bu ayet nazil olmuştu.(1)
Yine bu ayeti kerimenin nüzul sebebini, İbn-i Kesir'in hadislerle Kur'an-ı Kerim tefsiri adlı eserinin Türkçe tercümesi İstanbul-1986 yılı Çağrı yayınları baskısının 13. Cild 7418. Sayfasında, Hafız Ziyâ el ?Makdisi "el Muhtara" adlı kitabında Habbân İbn-i Hilal kanalıyla, Enes ibn Malik'ten rivayetle şöyle nakletmiştir:
Araplar yolculukta birbirlerine hizmet ederlerdi. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in yanında ikisine hizmet eden bir sahabe vardı. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer uyudular, henüz kendilerine yemek hazırlanmamışken uyandılar ve şu adam ne kadar çok uyuyor deyip onu uyandırdılar ve kendisine; "Allah'ın Resulüne git 'Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer sana selam söylüyorlar, senden katık istiyorlar de' dediler. Bu sahabe, Efendimize gidip isteklerini iletince efendimiz bu sahabeye "Git onlara deki; şüphesiz ki onlar azıklanmışlardır" buyurdu. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer gelerek ; "Ey Allah'ın elçisi biz ne ile katıklandık?" diye sordular. Allah resulü; "Kardeşlerinizin etiyle, nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ben onun etini sizin dişlerinizin arasında görüyorum" buyurdu.
Gıybet, bir kimsenin gıyabında hoşlanmayacağı bir şey söylemektir. Hazreti Peygamber (s.a.a.) buyurmuştur ki: "Bilir misiniz gıybet nedir?" "Allah ve Resulü a'lem (bilir)" dediler. "Kardeşini hoşlanmayacağı bir şey ile anmandır" buyurdu. "Ya söylediğin kardeşinde varsa denildi?" "Eğer söylediğin onda varsa gıybet etmiş olursun ve söylediğin onda yoksa o vakit ona bühtan (iftira)etmiş olursun." buyurdu.(2)
Peygamber Efendimiz (s.a.a.) "Ey dilleriyle iman eden fakat kalplerine iman girmeyen topluluk, Müslümanların gıybetini yapmayın. Onların kusurlarını araştırmayın. Zira onların kusurlarını kim araştırırsa Allah da onun kusurunu araştırır. Allah da kimin kusurunu araştırırsa onu, evinin ortasında rezil eder."(3)
İbni ebiddünya ve Taberani'nin, Cabir'den tahric (çıkardıkları) şu hadis; Gıybet zinadan daha eşedir (şiddetlidir) buyrulmuş, nasıl olur denilmiş, Aleyhissalatü vesselâm; racül (adam) zina eder sonra tövbe eder Allah mağfiret buyurur, gıybet eden ise sahibi (gıybetini ettiği kişi) mağfiret etmedikçe mağfiret olunmaz.
Bu arada Müslümanlara zarar veren veya vermeye çalışan, fasığın, amelini icraatını ortaya koymak gıybet değildir.
Gıybet bu kadar tehlikeli iken, Rabbimiz bizleri gıybet etmekten ve gıybete ortak olmaktan muhafaza buyursun.
Dipnotlar:
1-Hak dini Kur'an dili Elmalı'lı M. Hamdi Yazır, 7. Cilt, 4477. Sayfa
2-A.g.e. 7. Cilt, 4474. sayfa
3-Ebu Davud, Kitabı el- Edeb, bab: 35, Hadis no: 4810
Ali Nezir / diğer yazıları
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023