Graham E. Fuller ismini 15 Temmuz'a kadar milletimiz bilmezdi. Ama siyasetçiler ve bürokratlar çok iyi bilirlerdi ve her daim dirsek temasında oldukları da aşikardır.
Kimdir Graham E. Fuller, sorusunun en kısa cevabı bu yüz yılın Lawrence'i ajan. CIA eski başkan yardımcısı, ABD devlet görevlisi, yazar, öğretim görevlisi.
Fuller 17 yıl boyunca Almanya, Türkiye, Lübnan, Suudi Arabistan, Kuzey Yemen, Afganistan, Hong Kong gibi ülkelerde ABD (CIA) adına çalıştı.
İslam coğrafyasını, Müslümanları ve milletimizi çok iyi biliyor. Türkiye, Türk siyaseti üzerine yazdığı birçok kitabı var.
Milletimizin, Fuller ismi ile tanışmaları ise 15 Temmuz ihanet sürecinde oldu. Fuller, Türkiye'deydi. Darbe girişimi başarısız olunca Yunanistan'a helikopterle kaçan 8 hain askerin yanındaki sivil kişi Fuller'di.
Tabi Fuller ismi o günlerde medyada bir iki gün yankılandı sonra unutturuldu. Ama devam eden süreçte siyasi iktidar ABD ile ters düştü.
Gülen'i vermeyen ABD, Zarrab ve Halk Bankası davaları ile Türkiye'ye ince mesajlar vermeye başladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da FETÖ kumpasları ve 15 Temmuz şüphelisi olarak Graham E. Fuller hakkında yakalama kararı çıkarılmasını talep etti.
Fuller'e, "Anayasayı ihlal, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme" gibi suçlamaları yöneldi.
Sonuç ne olur? Hiç bir şey! Mavi Marmara davasını, sonucunu ve ikinci sonucunu çok iyi biliyorsunuz.
Gelelim asıl konumuza. Fuller'in, Türkiye ve Ortadoğu üzerine çok önemli tespitleri var. Ve bu tespitleri tek tek gerçekleşiyor.
Tespit dediğime bakmayın. ABD planlarını yapıyor. CIA organizatörlüğünde bölge ülkelerinde iktidara getirdikleri anlayışlar ile bu planlarını devreye sokuyorlar. Fuller'in yaptığı bu planları kitap haline getirip bir öngörüymüş gibi yazmak. Yoksa hepsi ABD'nin planı.
Bu planlardan biri de Türk siyasetiyle alakalı. Fuller 2 bin yılında aynen şöyle diyor:
"Türkiye, yakın bir gelecekte iki partili bir temsil sistemine gebe? Kökleri geçmişe dayanan ekonomik kriz, iktidardaki koalisyon (Bülent Ecevit liderliğindeki 57. Hükümet'ten söz ediyor) partilerinde büyük deprem yaratacak.
Fazilet Partisi'nden kopan bir grup ılımlı İslamcı, geniş tabanlı bir siyasi oluşuma gidecek. Bazı etkin siyasetçiler, partilerinden istifa ederek bu yeni oluşuma katılacak. Yeni oluşum kartopu gibi büyüyüp gelişecek.
Türkiye'de yakın gelecekte ılımlı İslamcılar iktidara gelecek. Ilımlı İslamcıların yanında İslami söylemlere ters düşmeyen ılımlı sol bir parti de Meclis'e sokulacak" (Prof. Dr. Ümit Özdağ, Yeniçağ gazetesi 29.4.2004)
Bugün geldiğimiz noktadan geriye bakınca bu öngörü veya planların bir bir gerçekleştiği ortadadır.
Türk siyasi hayatında DYP var mı? Yok. DSP var mı? Yok. Anavatan var mı? Yok. Refah var mı? Yok.
15 yıllık AKP iktidarının AB'ye uyum yasaları çerçevesinde çıkardığı zina, domuz eti, faiz, yabancı tohum, yarım, hayvancılık gibi yasaları, dış politika ki Libya, Irak, Lübnan, Bosna vs. gibi duruşları, ABD, İsrail diyaloglarını DYP, DSP, Anavatan veya CHP gösterseydi ne olurdu?
Kıyamet kopardı. Daha doğrusu din adına kıyamet koparırlardı. Ama hepsi AKP iktidarları döneminde yapıldı ve millet kabullendi. Neden? Çünkü AKP bir yandan ayet-hadis okuyor, Cuma namazlarına gidiyor, diğer yandan mehteri iyi veriyordu.
Son yapılan referandum ile de artık Meclis'te resmi 4 parti olsa da siyasi olarak iki parti kalmıştır. Yarın ne olur? Siyasi olarak bilmem diyeyim ama bugünden beter olacağı kesindir.
Son söz; CIA ajanı, 15 Temmuz organizatörlerinden biri olan Fuller'in öngörülerini siyasilerimiz hayata geçiriyor. Sonu hayır olur mu? Karar milletin.
Kimdir Graham E. Fuller, sorusunun en kısa cevabı bu yüz yılın Lawrence'i ajan. CIA eski başkan yardımcısı, ABD devlet görevlisi, yazar, öğretim görevlisi.
Fuller 17 yıl boyunca Almanya, Türkiye, Lübnan, Suudi Arabistan, Kuzey Yemen, Afganistan, Hong Kong gibi ülkelerde ABD (CIA) adına çalıştı.
İslam coğrafyasını, Müslümanları ve milletimizi çok iyi biliyor. Türkiye, Türk siyaseti üzerine yazdığı birçok kitabı var.
Milletimizin, Fuller ismi ile tanışmaları ise 15 Temmuz ihanet sürecinde oldu. Fuller, Türkiye'deydi. Darbe girişimi başarısız olunca Yunanistan'a helikopterle kaçan 8 hain askerin yanındaki sivil kişi Fuller'di.
Tabi Fuller ismi o günlerde medyada bir iki gün yankılandı sonra unutturuldu. Ama devam eden süreçte siyasi iktidar ABD ile ters düştü.
Gülen'i vermeyen ABD, Zarrab ve Halk Bankası davaları ile Türkiye'ye ince mesajlar vermeye başladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da FETÖ kumpasları ve 15 Temmuz şüphelisi olarak Graham E. Fuller hakkında yakalama kararı çıkarılmasını talep etti.
Fuller'e, "Anayasayı ihlal, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme" gibi suçlamaları yöneldi.
Sonuç ne olur? Hiç bir şey! Mavi Marmara davasını, sonucunu ve ikinci sonucunu çok iyi biliyorsunuz.
Gelelim asıl konumuza. Fuller'in, Türkiye ve Ortadoğu üzerine çok önemli tespitleri var. Ve bu tespitleri tek tek gerçekleşiyor.
Tespit dediğime bakmayın. ABD planlarını yapıyor. CIA organizatörlüğünde bölge ülkelerinde iktidara getirdikleri anlayışlar ile bu planlarını devreye sokuyorlar. Fuller'in yaptığı bu planları kitap haline getirip bir öngörüymüş gibi yazmak. Yoksa hepsi ABD'nin planı.
Bu planlardan biri de Türk siyasetiyle alakalı. Fuller 2 bin yılında aynen şöyle diyor:
"Türkiye, yakın bir gelecekte iki partili bir temsil sistemine gebe? Kökleri geçmişe dayanan ekonomik kriz, iktidardaki koalisyon (Bülent Ecevit liderliğindeki 57. Hükümet'ten söz ediyor) partilerinde büyük deprem yaratacak.
Fazilet Partisi'nden kopan bir grup ılımlı İslamcı, geniş tabanlı bir siyasi oluşuma gidecek. Bazı etkin siyasetçiler, partilerinden istifa ederek bu yeni oluşuma katılacak. Yeni oluşum kartopu gibi büyüyüp gelişecek.
Türkiye'de yakın gelecekte ılımlı İslamcılar iktidara gelecek. Ilımlı İslamcıların yanında İslami söylemlere ters düşmeyen ılımlı sol bir parti de Meclis'e sokulacak" (Prof. Dr. Ümit Özdağ, Yeniçağ gazetesi 29.4.2004)
Bugün geldiğimiz noktadan geriye bakınca bu öngörü veya planların bir bir gerçekleştiği ortadadır.
Türk siyasi hayatında DYP var mı? Yok. DSP var mı? Yok. Anavatan var mı? Yok. Refah var mı? Yok.
15 yıllık AKP iktidarının AB'ye uyum yasaları çerçevesinde çıkardığı zina, domuz eti, faiz, yabancı tohum, yarım, hayvancılık gibi yasaları, dış politika ki Libya, Irak, Lübnan, Bosna vs. gibi duruşları, ABD, İsrail diyaloglarını DYP, DSP, Anavatan veya CHP gösterseydi ne olurdu?
Kıyamet kopardı. Daha doğrusu din adına kıyamet koparırlardı. Ama hepsi AKP iktidarları döneminde yapıldı ve millet kabullendi. Neden? Çünkü AKP bir yandan ayet-hadis okuyor, Cuma namazlarına gidiyor, diğer yandan mehteri iyi veriyordu.
Son yapılan referandum ile de artık Meclis'te resmi 4 parti olsa da siyasi olarak iki parti kalmıştır. Yarın ne olur? Siyasi olarak bilmem diyeyim ama bugünden beter olacağı kesindir.
Son söz; CIA ajanı, 15 Temmuz organizatörlerinden biri olan Fuller'in öngörülerini siyasilerimiz hayata geçiriyor. Sonu hayır olur mu? Karar milletin.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024