logo
25 NİSAN 2024

11 Eylül saldırısını CIA mı organize etti?

16.11.2002 00:00:00
SENTEZ / Kahraman ÜSTÜNDAL

11 Eylül 2001 tarihi, 21. yüzyılın en çok hatırlanacak günlerinden biri olacak kuşkusuz. New York'taki ikiz kulelerin uçak saldırılarıyla çökertilmesi, dünyada yeni bir dönem başlattı. Şu günlerde Almanya'da popüler olan bir kitap, 11 Eylül ile ilgili ilginç bilgileri biraraya getirmenin ötesinde çarpıcı sorular da soruyor?

Alman gazeteci Mathias Bröckers, internet üzerinden pek su yüzüne çıkmayan, manşete taşınmayan 11 Eylül'le ilgili haberlere ulaşarak, cevapsız kalan soruları, çelişkileri ve hasıraltı edilen bilgileri biraraya getirdi. "Komplolar, komplo teorileri ve 11 Eylül'ün sırları" adını verdiği kitapta, mesela "Neden uçaklar ve kontrol kuleleri arasındaki telsiz bağlantıları ve kara kutuların kayıtları kamuoyuna açıklanmıyor?" gibi sorular soruyor...

ABD, saldırı olacağını biliyor muydu?

7 Aralık 1942 tarihinde Japonlar'ın Pearl Harbour'daki Amerikan donanmasını bir baskınla neredeyse tamamen imha etmesi, ABD'yi şok etmiş ve Washington yönetimi Japonya ve dolayısıyla Almanya ve İtalya'ya savaş ilan etmişti. Bugün, dönemin gizli belgelerini inceleme şansına sahip olan tarihçiler, Başkan Roosevelt'in, saldırıdan önceden haberi olduğu ve hatta saldırıya bile bile göz yumduğu kanısında. Aralarında Amerika'nın ünlü uzmanlarının da olduğu bu tarihçiler, Roosevelt'in İkinci Dünya Savaşı'na girmeye ne kadar can attığını, ancak Pearl Harbour baskınına kadar Amerikan halkının yüzde 88'inin savaşa karşı olduğunu hatırlatıyor.

11 Eylül 2001 tarihinde kaçırılan yolcu uçakları Dünya Ticaret Merkezi'ne ve Pentagon'a çarptırıldığı zaman sadece ABD değil, bütün dünya dehşete düşmüştü. Saldırıdan daha birkaç saat sonra resmi ağızlar için sorumlu belliydi: Usame Bin Ladin ve radikal örgüt El Kaide. Ardından da Başkan George W. Bush uluslararası terörizme karşı dünya çapında savaş ilan ediyordu. Ancak o günden bu yana geçen süre içinde, resmi açıklamalarda sayısız çelişki günışığına çıkarken, ABD yönetiminin 11 Eylül saldırılarından önceden haberli olduğu yönünde iddialar ve daha da ötesinde ipuçları artıyor.

Çelişkiler, cevapsız kalan sorular...

Almanya'da birkaç hafta önce piyasaya çıkan bir kitap, işte bu ve benzeri iddiaları, çelişkileri, komplo teorilerini, cevapsız kalan, göz göre göre hasıraltı edilen soruları biraraya getiriyor. Kitabın adı: "Komplolar, komplo teorileri ve 11 Eylül'ün sırları", yazarı ise Mathias Bröckers.

Uzun süre Die Zeit, Die Woche gibi Almanya'nın önde gelen gazetelerinde çalışmış olan, Tageszeitung adlı gazetenin de uzun yıllar kültür bölümünden sorumlu olan Bröckers, saldırıların gerçekleştiği tarihten bu yana hepsi bir ağızdan yayın yapan medya organlarına, sanki sözleşmiş gibi Beyaz Saray'ın çığırtkanlığını yapan gazete ve televizyon kanallarına şüpheyle yaklaşmış.

Alternatif bilgi kaynakları arayışında Bröckers'e en büyük yardım internetten gelmiş. Google arama robotu üzerinden araştırma yapmaya başlayan Bröckers, bu basit yolla kitle iletişim araçlarında pek su yüzüne, manşete çıkmayan bilgileri, kaynak da göstererek, internette düzenli yayınladığı yazılar ile bir dizi haline getirmiş.

Kitaptaki bilgiler gizli değil

Kitabındaki bilgilerin gizli olmadığını, her gün internet üzerinden düzenli olarak okuduğu gazetelerden ulaştığını anlatan Bröckers, "Almanya'dan veya diğer Avrupa ülkelerinden değil, ABD'den, Arap dünyasından, çeşitli ülkelerde çıkan İngilizce gazeteleri taradım. Buradan derlediğim bilgiler ile çizilen tablo, resmi ağızların bize sattığı versiyondan çok ama çok farklı oldu. Ancak bu şekilde ufkunuzu genişlettiğiniz zaman, benim başıma gelenler sizin de başınıza gelebilir, hemen Amerikan ya da Yahudi karşıtı damgası yiyebilirsiniz" diye özetliyor çalışmasını.

11 Eylül saldırılarını CIA mi organize etti?

Mathias Bröckers, Almanya'da birkaç hafta içinde 18 baskı yapan kitabında, 11 Eylül'ün sorumlularına işaret etme, 11 Eylül öncesi olayları irdeleme gibi saptamalar yapmıyor, kitabın asıl vurucu tarafı, cevapsız kalan soruları, perde arkası bilgilerle destekleyerek kamuoyunun bilincine yeniden yerleştirme çabası. Bir yap-bozun parçalarını birleştirir gibi okunan kitabın insanları düşünmeye davet ettiğini söyleyer yazar, bahsettiği çelişkileri şöyle anlatıyor: "Bugün halen 11 Eylül saldırılarının ardında kim var, bilinmiyor. Saldırıyı yaptığı iddia edilen 19 teröristten altısı halen hayatta. Hatta bir tanesinin 2000 yılında ölmüş olduğu belgelendi bile ve bu bilgiler örneğin BBC gibi saygın kurumlar tarafından duyuruldu. Ama yine de halen bu 19 kişiden bahsediliyor. Büyük bir ihtimalle bu kişiler sahte pasaport kullanarak uçağa girdiler. Artı, sorulması gereken bir soru da şu: 11 Eylül saldırılarını kim organize etti, finansmanını kim karşıladı? Bu noktada birkaç ipucu var.

Örneğin, yine BBC'de çıkan bir habere göre, baş terörist olduğu iddia edilen Muhammed Atta'ya Pakistan Gizli Haber Alma Örgütü ISI'ın başkanı General Mahmud Ahmed tarafından 2001 yılının Temmuz ayında 100 bin dolarlık bir havale gönderilmiş. Bu neredeyse bir yıldır bilinen bir gerçek. Peki neden bu ipucunun izi sürülmüyor? Çünkü ISI CIA'nin bölgedeki en güvendiği işbirlikçisi, ve bu yönde soruşturma genişletilirse, belki de CIA'nin Atta'yla ilişkisi ortaya çıkabilir! İşte bu ve benzeri sorular, cevapsız kalıyor. Tabii oluşturulmaya çalışılan ak-kara tablosuna bu gibi sorular uymuyor, arada gri tonlar ortaya çıkarsa, savaş ilan etmek o kadar kolay değil tabi. Kısa bir süre önce ABD tarihinin en büyük askeri bütçesi karara bağlandı, tam 355 milyar dolar! Gerekçe de şu: ABD sonu belli olmayan bir savaşta bulunuyor."

John O'Neill'in ölümü tesadüf mü?

Bröckers kitabında, ince eleyip sık dokuyor ve resmi ağızdan yapılan açıklamalardaki mantık boşluklarını, yanıtsız kalan soruları günışığına çıkarıyor: Neden uçaklar ve kontrol kuleleri arasındaki telsiz bağlantıları ve kara kutuların kayıtları kamuoyuna açıklanmıyor? Neden FBI'da Usame Bin Ladin'i yakalamakla görevli ve New York Times gazetesi tarafından, Amerika'nın en iyi terörist avcısı olarak nitelendirilen John O'Neill, saldırılardan sekiz hafta önce, "Yeter artık, bütün soruşturmalarım belli bir noktaya gelince yukarıdan durduruluyor" diyerek havlu atıyor? Daha da ilginci ve tüyler ürpetici yanı: Bu nasıl bir tesadüf ki, John O'Neill FBI'dan istifa ettikten sonra 1 Eylül tarihinde Dünya Ticaret Merkezi'nin Güvenlik Müdürü oluyor ve saldırılarda hayatını kaybediyor? Bush ailesi ile Bin Ladin ailesi arasındaki ticari ilişkilerin boyutu ne? ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in bu göreve gelmeden önce başkanı olduğu şirketin Afganistan'da kurulacak petrol boru hattından çıkarları ne? Neden pilotlik dersi alan şüpheli yabancılar hakkında FBI tarafından yürütülen soruşturma yukarıdan gelen bir emirle durduruldu? Ve Bush ile Cheney'in muhalefet lideri Daschle'a baskı yaparak, 11 Eylül hakkındaki kongre soruşturmasını engellemesinin ardında ne gibi bir niyet yatıyor?

Sorular birbirini izliyor

Sorular, soruları izliyor. Alman medyasında birbirinden çok farklı tepkiler alan, birçok gazetenin, saçmalık olarak nitelendirdiği, ancak birçok yayın kurumunun da yavaş yavaş da olsa ilgi gösterdiği kitabı okurken, "Pekala nasıl oldu da bu soruları daha önce sormak kimsenin aklına gelmedi?" diyorsunuz. Ya da "İnsanlar neden resmi ağızdan yapılan açıklamaları bu kadar süredir, bu kadar sorgu sualsiz kabul ediyor?" diye soruyorsunuz. Kitabın yazarı Mathias Bröckers şöyle cevap veriyor:

"İnsanlar işler biraz karmaşıklaşınca, önlerine konulan gerçeği inanıyorlar. George Bush ve ekibinin en büyük başarısı da bu. Geçenlerde ABD'de bir kamuoyu araştırması yapıldı ve bu araştırmanın sonunda, halkın üçte ikisinin El Kaide ile Irak arasındaki çok yakın bir ilişkinin bulunduğunu düşündüğü ortaya çıktı. Oysa laik dünya görüşüne sahip Saddam ile radikal İslamcı El Kaide arasında işbirliği değil, daha çok bir düşmanlık daha muhtemel."
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi

Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyasi yasak ve 3 yıldan 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava ertelendi.Bir sonraki duruşma 31 Mayıs'ta görülecek.
25.04.2024 19:47:00
Anadolu Ajansı
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde, şartları oluşmayan bir firmaya ihale verdiği iddiasına ilişkin "ihaleye fesat karıştırma" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan 7 sanığın avukatları ile davaya müdahil olan İçişleri Bakanlığının avukatı katıldı. Duruşmayı CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile bazı partililer takip etti.

Hakim, sanık Ekrem İmamoğlu'nun celse arasında ifade verdiğini ve Sayıştay denetçileri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun da dava dosyasına geldiğini belirtti.

İmamoğlu: Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum

İmamoğlu'nun celse arasında, "Orada görev yapan arkadaşlarımın görev dönemi boyunca hassas ve titiz davranışlarının şahidiyim. Bahsi geçen olaylara hakim olmam mümkün değildir ancak o dönem görev yapan arkadaşlarıma güvendiğimi beyan etmek isterim. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum. Herhangi bir talimatım olmamıştır. Beraatımı talep ederim." şeklinde ifade verdiği öğrenildi.

Duruşmada beyanda bulunan İçişleri Bakanlığı avukatı Ahmet Özten raporun kendilerine ulaşmadığını söyledi.

Sanıklardan bazılarının avukatı Mehmet Gencerler, dosyaya sundukları beyanlarını tekrar ettiklerini belirterek, davada mütalaa hazırlanması için dosyanın duruşma savcısına gönderilmesini istedi.

İmamoğlu'nun avukatı Nusret Yılmaz, bilirkişi heyetinin raporunda hukuka aykırılık olmadığına yönelik tespitlere katıldıklarını anlatarak, "Müvekkilin savunması ve bilirkişi raporu alınmıştır. Müvekkilin başkanlığı döneminde bazı ihalelerde usulsüzlük iddiası vardır. Bilirkişi raporuna dahi ihtiyaç duyulmaksızın adı geçen fiillerle bağı olmadığı sabittir. Müvekkilin beraatını talep ederiz." dedi.

İmamoğlu'nun diğer avukatı Kemal Polatda İçişleri Bakanlığının, İmamoğlu'nun görevi kötüye kullanma kapsamında görevinin gereğini yerine getirmediği iddiasıyla yaptığı suç duyurusunu Danıştay'ın kaldırdığını ifade ederek, Danıştay'ın kaldırdığı soruşturma neticesinde yeniden yargılama yapılmasının mümkün olmadığını savundu.

Duruşma savcısı ise bilirkişi raporunda sözleşmenin değişmezliği ilkesinin görmezden gelindiğini ve raporda 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'yla ilgili hiçbir değerlendirme yapmadan, belediye ve firmayla yapılan ek sözleşmeyi hukuki göstermeye yönelik tespitlerde bulunulduğunun değerlendirildiğini kaydetti.

Bilirkişi raporunda eksiklikler olduğunu bildiren savcı, "Bilirkişi raporunun Bilirkişilik Yönetmeliğine aykırı olarak mahkemenin yerine geçerek, yargılama yaparcasına sanıklar hakkında yorum yaptığı, bu haliyle raporun tarafsızlığından söz edilemeyeceğine" dair değerlendirmede bulunarak, yeni bir rapor alınmasını talep etti.

Duruşmada sanıkların avukatları, savcılığın itirazına katılmadığını belirterek, yeni rapor alınması talebinin reddini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, İçişleri Bakanlığı avukatına bilirkişi raporunun gönderilmesi ve buna karşın beyanda bulunması için süre verilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme, savcılığın bilirkişi raporuna itirazının, İçişleri Bakanlığı avukatının da gelecek celse rapora karşı beyanının alınmasının ardından değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 31 Mayıs'a erteledi.

Duruşmanın ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat adliye önünde açıklama yaptı.

İddianameden neyle suçlanıyorlar?

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ihbar eden olarak İçişleri Bakanlığı, sanık olarak ise Ekrem İmamoğlu ile Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam yer alıyor.

İddianamede, 29 Aralık 2015'te "Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi" ihalesi sırasında, İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, diğer sanıkların ise belediyede müdür ve personel olarak görev yaptıkları anlatılıyor.

Beylikdüzü Belediye Başkanlığınca yapılan söz konusu ihalede, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri değerlendirilen iddianamede, "Sanıklar, ihale alıcısı bir firma lehine ancak kamu zararına neden olacak şekilde, ihaleye katılma yeterliliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak ve teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak eylemlerinde bulunarak kamu kurumu statüsünü haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığının 250 bin 86 lira fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 lira tutarında kamu zararına neden olarak üzerlerine atılı 'ihaleye fesat karıştırma' suçunu işledikleri anlaşılmıştır." deniliyor.

İddianamede, sanıklar Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam hakkında "ihaleye fesat karıştırma" suçundan üçer yıldan yedişer yıla kadar hapis cezası isteniyor.

'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), Kara Yolları Trafik Yönetmeliği'nde değişiklik yapıldığı iddialarını yalanlayarak, uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyet alamayacağı ve ehliyetini yenileyemeyeceği iddiasının manipülasyon içerdiğini bildirdi.
25.04.2024 13:48:00
İhlas Haber Ajansı
'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı
'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada, sürücü adayları ve sürücülerde aranacak sağlık şartları ile muayenelerine dair usul ve esasların Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelik kapsamında belirlendiğ hatırlatılarak, 'Yürürlükte olan yönetmeliğin 7. maddesi kapsamında ağır derecede veya orta derecede uyku apnesi olanlar ile birlikte gündüz uyuklama hali tespit edilen kişilerin tedavi görmeden sürücü belgesi alamayacakları, ancak uyku apnesinin kontrol altına alındığı veya tedavi edildiği doktor heyeti tarafından tespit edilen kişilere sürücü belgesi verilebileceği açıkça belirtilmiştir. Yönetmelikte güncel bir değişiklik söz konusu değildir' denildi.


Açıklamada, kamuoyunu manipüle etmeye yönelik paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuldu.

Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.

Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
25.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti.

Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici'nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Ekici'nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.