Türkiye'nin Mersin Akkuyu'daki ilk nükleer santral inşaatını yapacak Rus Rosatom şirketi, Türkiye'deki santralin benzeri olan, Kalininskaya Nükleer Santrali'ni gazetecilere tanıttı. Rus Rosatom, Japonya'daki Fukuşima nükleer santralindeki kazanın ardından nükleer enerji konusunda ortaya çıkan endişeleri gidermek amacıyla Türkiye, Bulgaristan, Çin, Avusturya ve Polonya basınına Mersin-Akkuyu'da inşa etmeyi planladığı santralin benzeri olan KAES'in kapılarını açtı. Rosatom'un izleme ve denetim mekanizmasını oluşturan Nükleer Enerji'nin Güvenli Gelişimi Enstitütüsü Müdürü Leonid Balşoy, gazetecilere Moskova'daki merkezlerinde yaptığı açıklamada, Fukuşima'da yaşanan olayın sadece Japonya'yı değil Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunu (UAEK) ve Rusya'yı da yakından ilgilendirdiğini belirtti. Balşoy, Fukuşima olayının nükleer enerji konusunda uluslararası denetimi gündeme getirip getirmediğiyle ilgili soru üzerine, "Haziran ayında dünya nükleer devleri UAEK çatısı altında sizin yönelttiğiniz önemli soruya cevap aramak için bir araya gelecek. Önemli toplantı öncesinde bizim yaptığımız analiz nükleer enerjinin barışçıl amaçlı olsa bile daha sıkı denetim gerektirdiği gösterdi. Haziran toplantısında büyük yenilik sayılan kararın alınmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Japonya bizden yardım istemediBaşvuru yapan ülkenin incelemelerden sonra nükleer santralin 'güvenli şekilde işletilebilir' sertifikası alacağını ve belirli aralıklarla nükleer tesisi denetime açma garantisine imza atacağına ifade eden Balşoy, "Yeni denetim mekanizmasına başvuran ülke Fukuşima benzeri kazaları önleyeceği gibi üçüncü ülkelere karşı sorumluluklarını da net şekilde bilecek. Ayrıca, olası tatsız tepkilere karşı kendini bir nevi sigorta altına almış olacak" dedi. Balşoy, Japonya'nın kazanın meydana geldiği ilk günlerde Çernobil deneyimine sahip Rusya'dan neden yardım istemediğini anlayamadıklarını belirterek, defalarca yaptıkları yardım önerisine Tokyo'dan cevap alamadıklarını ifade etti. Moskova'daki basın toplantısının ardından Türkiye, Çin ve Polonya'dan bir grup gazeteci, 8 saatlik zorlu yolculuktan sonra Tver bölgesinde başkent Moskova'ya 350 kilometre uzaklıktaki KAES'in bulunduğu Udomlya kasabasına götürüldü. Gazetecilere eşlik eden Rosatom yetkilisi, Akkuyu ile KAES arasındaki farkla ilgili soru üzerine, "Kullanılan teknoloji ve model olarak tıpatıp aynı. Tek fark, Akkuyu reaktörleri bin 200, burada çalışanlar ise bin megavat gücünde. Ancak bu farklılık temel prensibi değiştirmiyor. Mersin-Akkuyu ile KAES birbirine çok benzer ve üçüncü nesil sayılıyor" dedi.
Uçak çarpmasına dayanıklı olacak!Bu arada, santrali gazetecilere gezdiren Rus yetkililer, Türkiye'deki nükleer santralin uçak çarpması veya 9 şiddetindeki depreme karşı dayanıklı olacağını belirterek, Akkuyu'daki santralin dünyanın en güvenlisi olacağını ileri sürdü. Rus yetkililer, üçüncü nesil olarak inşa edilecek ve makul fiyatta enerji sağlayacak Akkuyu nükleer santralinin 20 milyar dolara mal olacağını ve tamamlandığında 20 bin kişiye istihdam sağlayacağını belirtti. Akkuyu'daki nükleer santralin inşaatına 2013 yılında başlamayı planlayan Rosatom, 4 üniteden ilkini 2018 yılında faaliyete geçirmeyi, tamamını ise 2021 yılına kadar bitirmeyi planlıyor. KAES'in başmühendisi Mihail Kanişev ise düzenlediği basın toplantısında bir gazetecinin sorusu üzerine, buradaki 3 reaktörden elde edilen 1 kilovat elektriğin 1.22 ruble (yaklaşık 6 kuruş) olduğunu söyledi. Türkiye'deki santralde üretilecek elektriğin 14 cent (21 kuruş) civarında olacağının hatırlatılması üzerine, Akkuyu'daki fiyatın yatırım şartlarından kaynaklandığı belirtildi.Kanişev, KAES'te yaklaşık 3 bin 500 teknik personelin çalıştığını ve personelin ortalama yaşının 36 olduğunu ifade ederek, "287 hektar alana yayılan santrali yönetmek kolay iş değil. Personelin büyük bölümü santralin yakınındaki Udomlya kasabasında yaşıyor. Buranın 5 bin olan nüfusu santralin faaliyete girmesiyle 41 bin kişiye ulaştı" diye konuştu. Mersin'deki nükler santralinin güvenlik önlemlerini ayrıntılı olarak anlatan Kanişev, Fukuşima nükleer santralinde sadece elektrikli soğutma sistemi bulunduğu ancak Akkuyu'nun Rus matruşkaları gibi iç içe geçen dört aşamalı güvenlik önlemine sahip olduğunu söyledi.