logo
25 NİSAN 2024

AB bildiğiniz gibi

Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler donsa da, AB'nin Türkiye'yi kabul etmeyeceği kesinleşse de, Brüksel ezberlediği taleplerini Türk halkına dayatmaya devam ediyor
11.10.2012 00:00:00
RECEP BAHAR -
ANALİZ

Avrupa
Birliği'nin yürütme organı Avrupa Komisyonu, 2012 yılı Türkiye Raporu'nu önceki
gün yayınladı. 94 sayfadan oluşan raporun eski yıllarda hazırlanan kimi
raporlara göre kısa olması dikkat çekti. Raporun 36 sayfası siyasi, kalan
bölümleri ise ekonomi kriterleriyle ilgili.

Raporun
4. sayfasında Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin son durumu
değerlendiriliyor. Verilen bilgilere göre, Avrupa Konseyi tarafından Aralık
2012'de onaylanan Pozitif Gündem'in başlatıldığı, bu gündemin "siyasi
reformlar, 35 başlıklı müktesebatla uyum, diş politikada diyalog, vize, göç,
enerji, terörle mücadele" gibi alanlarda sürdürüldüğüne işaret edildi.

Şu
ana kadar 35 başlıktan 13'ünün açıldığına işaret edilen raporda, Türkiye'nin
Kıbrıs Rum Kesimi'nin dönem başkanlığında AB Konseyi ile ilişkilerini dondurması
eleştiriliyor. Raporda bu konuda şunlar kaydediliyor: "Avrupa Konseyi,
Türkiye'den yapılan açıklamalara ve tehditlere ilişkin olarak derin kaygılarını
ifade etmiş, anlaşmalarda AB'nin temel kurumlarından biri olarak yer alan
Konsey Başkanlığının rolüne tam saygı çağrısında bulunmuştur."

Balyoz
ve Ergenekon soruşturmasına methiye

Yargı
süreçlerine ilişkin eleştirilere yer verilen raporda, Balyoz ve Ergenekon
davalarının Türkiye’deki demokratik kurumlarının uygun işleyişine ve hukukun
üstünlüğüne güvenin güçlendirilmesi için bir şans sunduğu belirtilirken,
“Artık, bu davalar Türk siyasetinin kutuplaşmasına katkıda bulunuyor”
değerlendirmesinde bulunuldu. Raporda, Balyoz ve Ergenekon davaları hakkında
savunma hakları, uzun tutukluluk süreleri ve aşırı derecede uzun ve geniş
kapsamlı iddianamelerle ilgili kaygıların sürdüğü belirtilerek, “Tüm bunlar bu
davaların meşruluğuyla ilgili kamuoyunun sorgulamasının önemli ölçüde artmasına
neden oldu” ifadeleri kullanıldı. Raporda Ergenekon davasında 65'i tutuklu, 279
sanığın bulunduğu bilgisine yer verildi.

Yeni
Anayasadan beklenti yüksek

PKK'nın
şehir yapılanması olarak bilinen Kürdistan Halklar Birliği (KCK) davasına da
değinilen raporda, tutuklanan şahısların sayısının arttığına işaret edilerek,
şu ifadeler kullanıldı: "KCK davasında hukukun üstünlüğü yüceltmeye özen
gösterilmelidir. Uludere'de 34 kişinin öldüğü hava saldırısı soruşturmasının da
şeffaf ve etkin olması sağlanmalıdır. Uludere'deki hava saldırısında 34 kişinin
ölümünün şeffaf bir şekilde soruşturulmamsı güveni zedelemiştir. Anayasanın
gözden geçirilmesi (Yeni Anayasa), özellikle Kürt sorunu olmak üzere Türkiye'de
uzun süredir gündemde olan bir çok meseleye hitap etmede fırsat
sunmaktadır."

Gül'e
övgü

Raporda
Cumhurbaşkanı Gül'den olumlu ifadelerle bahsediliyor. Bu konuda rapordaki ifade
aynen şöyle: "Cumhurbaşkanı, fonksiyonlarını icra ederek Türkiye'nin
siyasi yelpazesinde uzlaştırıcı rolünü sürdürerek, yeni bir anayasa ihtiyacına
vurgu yaptı ve gazetecilerin tutuklanması konusunda kaygılarını ifade
etti."

PKK'nın
talebi de öyle

Avrupa
Komisyonu, raporla Türkiye'deki yerel yönetim anlayışını eleştiriyor ve yerel
yönetimlere güç devretme konusunda az ilerleme kaydedildiğini savunuyor.
Raporda ayrıca idari ademi merkeziyetçiliğin sağlanmadığı eleştirisi yapılıyor.
Raporda İçişleri Bakanlığı'nın çoğu BDP'li 55 belediye başkanını görevden
alması eleştiriliyor. Bu belediyeler arasında 5 Van, Şırnak, Silopi, İdil,
Uludere ve Cizre belediye başkanları da yer alıyor. Raporda bu konuda yer alan
kapanış cümlesi şöyle: "İdari yetkilerin yerel yönetimlere bırakılması
daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir." Kısaca AB, Türkiye'de PKK'nın
talep ettiği federal bir sistemin kurulmasını istiyor!!! Avrupa Birliği
Komisyonu, ayrıca Kürt sorunu, “Türk demokrasi için hala kilit bir meydan
okuma” olarak niteleniyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun girişimi üzerine
Kürt sorununda ilerleme sağlanması amacıyla Başbakan Erdoğan ile CHP yönetimi
arasında yapılan görüşmenin devamının gelmediğine dikkat çekilen raporda 2009
demokratik açılımının da sürdürülmediğine işaret ediliyor.

Azınlıkların
hakları ihlal ediliyor!

Raporda
ayrıca, Müslüman olmayan toplulukların sorunlarla karşı karşıya kalmaya devam
ettiklerine vurgu yapılarak mülk hakkı, adalete erişim, iş bulma kabiliyeti
gibi konularda zorluklar yaşamayı sürdürdüğüne dikkat çekildi. Raporda ilaveten
kadınlara yönelik şiddet, kadınların iş gücüne katılımı, erken yaşta ve zorla
yaptırılan evlilikler ve lezbiyen, gay, biseksüel ve transseksüellere yönelik
ayrımcılık konusunda da eleştirilere yer verildi.

Patrik
ekümeniktir!

Avrupa
Komisyonu Türkiye İlerleme Raporu'nda, 'dini özgürlükler' başlığı altında,
geçmiş yıllarda olduğu gibi Fener Rum Patriği Bartholomeos'tan büyük harflerle
'Ekümenik Patrik' olarak söz ediliyor. Raporda şu ifade dikkat çekiyor:
"Türk yetkililere göre, Ekümenik Patrik Ekümenik sıfatını kullanmakta
özgürdür. Bununla birlikte Patrikhane yetkililerden bu konuda herhangi bir
bildirim almadı ve Türkçe olarak ‘Fener Rum

Patrikhanesi’
unvanını kullanıyor." Raporda Patriğin ekümenik sıfatını hangi Türk
yetkilinin kullanacağına dair bilgi verdiği konusunda ayrıntıya inilmiyor.

Alevi
konusu yine öne çıkarıldı

Avrupa
Komisyonu, 2012 İlerleme Raporu’nda, 2009 yılında yapılan Alevi açılımının
somut bir devamının olmadığına vurgu yaparak, Alevilerin ayrımcılıklarla karşı
karşıya kaldığını savundu. Raporda, din hakkında bilgilerinde yer aldığı nüfuz
cüzdanı gibi kişisel belgelerin bazı ayrımcı eylemlere ve İslam’dan başka bir
dine geçen kişilerin yerel yetkililer tarafından 'rahatsız edilmesine' neden
olduğu ifade edilerek nüfuz cüzdanlarında dini üyeliklerin belirtilmesinin
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali olduğu belirtildi.

Bazı
Alevilerin kamu hizmetinde iş konusunda ayrımcılıkla karşı karşıya
kaldıklarının da belirtildiği raporda, “2009 yılında yapılan Alevi açılımının
somut bir devamının olmadı. Cem evleri resmi olarak tanınmadı ve 

Aleviler
ibadetlerini yapmak için yeni yerler kurmak konusunda zorluklarla karşı karşıya
kaldı. Aleviler, bazı şehirlerde birçok Alevi vatandaşın evinin
işaretlenmesiyle ve kendilerine yönelik olaylardan dolayı kaygılandı”
değerlendirmesi yapıldı.

Türk
ekonomisi kırılgan

Avrupa
Komisyonu Türkiye ile ilgili 2012 İlerleme Raporu, son bir yılda Türk
ekonomisine ilişkin gelişmeleri de değerlendiriyor. Raporda cari açığın
azalmakla birlikte büyük olmayı sürdürdüğüne dikkat çekilirken, büyük dış
dengesizlikler nedeniyle ekonominin yeni küresel finansal şoklara karşı
kırılgan olmaya devam ettiği vurgulanıyor. Raporda, “Yeni bakanlıklar ve
yönetim yapıları oluşturulurken hükümet kurumları arasında sorumluluklardaki
bölünme, bütçe hazırlamaya ve orta vadeli ekonomik politikalarını belirlemeye
yönelik koordinasyonu giderek daha karmaşıklaştırdı gibi görünüyor”
ifadelerinin de kullanılıyor.
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi

Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyasi yasak ve 3 yıldan 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava ertelendi.Bir sonraki duruşma 31 Mayıs'ta görülecek.
25.04.2024 19:47:00
Anadolu Ajansı
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde, şartları oluşmayan bir firmaya ihale verdiği iddiasına ilişkin "ihaleye fesat karıştırma" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan 7 sanığın avukatları ile davaya müdahil olan İçişleri Bakanlığının avukatı katıldı. Duruşmayı CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile bazı partililer takip etti.

Hakim, sanık Ekrem İmamoğlu'nun celse arasında ifade verdiğini ve Sayıştay denetçileri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun da dava dosyasına geldiğini belirtti.

İmamoğlu: Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum

İmamoğlu'nun celse arasında, "Orada görev yapan arkadaşlarımın görev dönemi boyunca hassas ve titiz davranışlarının şahidiyim. Bahsi geçen olaylara hakim olmam mümkün değildir ancak o dönem görev yapan arkadaşlarıma güvendiğimi beyan etmek isterim. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum. Herhangi bir talimatım olmamıştır. Beraatımı talep ederim." şeklinde ifade verdiği öğrenildi.

Duruşmada beyanda bulunan İçişleri Bakanlığı avukatı Ahmet Özten raporun kendilerine ulaşmadığını söyledi.

Sanıklardan bazılarının avukatı Mehmet Gencerler, dosyaya sundukları beyanlarını tekrar ettiklerini belirterek, davada mütalaa hazırlanması için dosyanın duruşma savcısına gönderilmesini istedi.

İmamoğlu'nun avukatı Nusret Yılmaz, bilirkişi heyetinin raporunda hukuka aykırılık olmadığına yönelik tespitlere katıldıklarını anlatarak, "Müvekkilin savunması ve bilirkişi raporu alınmıştır. Müvekkilin başkanlığı döneminde bazı ihalelerde usulsüzlük iddiası vardır. Bilirkişi raporuna dahi ihtiyaç duyulmaksızın adı geçen fiillerle bağı olmadığı sabittir. Müvekkilin beraatını talep ederiz." dedi.

İmamoğlu'nun diğer avukatı Kemal Polatda İçişleri Bakanlığının, İmamoğlu'nun görevi kötüye kullanma kapsamında görevinin gereğini yerine getirmediği iddiasıyla yaptığı suç duyurusunu Danıştay'ın kaldırdığını ifade ederek, Danıştay'ın kaldırdığı soruşturma neticesinde yeniden yargılama yapılmasının mümkün olmadığını savundu.

Duruşma savcısı ise bilirkişi raporunda sözleşmenin değişmezliği ilkesinin görmezden gelindiğini ve raporda 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'yla ilgili hiçbir değerlendirme yapmadan, belediye ve firmayla yapılan ek sözleşmeyi hukuki göstermeye yönelik tespitlerde bulunulduğunun değerlendirildiğini kaydetti.

Bilirkişi raporunda eksiklikler olduğunu bildiren savcı, "Bilirkişi raporunun Bilirkişilik Yönetmeliğine aykırı olarak mahkemenin yerine geçerek, yargılama yaparcasına sanıklar hakkında yorum yaptığı, bu haliyle raporun tarafsızlığından söz edilemeyeceğine" dair değerlendirmede bulunarak, yeni bir rapor alınmasını talep etti.

Duruşmada sanıkların avukatları, savcılığın itirazına katılmadığını belirterek, yeni rapor alınması talebinin reddini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, İçişleri Bakanlığı avukatına bilirkişi raporunun gönderilmesi ve buna karşın beyanda bulunması için süre verilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme, savcılığın bilirkişi raporuna itirazının, İçişleri Bakanlığı avukatının da gelecek celse rapora karşı beyanının alınmasının ardından değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 31 Mayıs'a erteledi.

Duruşmanın ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat adliye önünde açıklama yaptı.

İddianameden neyle suçlanıyorlar?

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ihbar eden olarak İçişleri Bakanlığı, sanık olarak ise Ekrem İmamoğlu ile Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam yer alıyor.

İddianamede, 29 Aralık 2015'te "Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi" ihalesi sırasında, İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, diğer sanıkların ise belediyede müdür ve personel olarak görev yaptıkları anlatılıyor.

Beylikdüzü Belediye Başkanlığınca yapılan söz konusu ihalede, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri değerlendirilen iddianamede, "Sanıklar, ihale alıcısı bir firma lehine ancak kamu zararına neden olacak şekilde, ihaleye katılma yeterliliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak ve teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak eylemlerinde bulunarak kamu kurumu statüsünü haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığının 250 bin 86 lira fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 lira tutarında kamu zararına neden olarak üzerlerine atılı 'ihaleye fesat karıştırma' suçunu işledikleri anlaşılmıştır." deniliyor.

İddianamede, sanıklar Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam hakkında "ihaleye fesat karıştırma" suçundan üçer yıldan yedişer yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Çorlu tren kazası davasında karar çıktı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davada 9 sanığa 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında hapis cezası verildi
25.04.2024 12:03:00 / Güncelleme: 25.04.2024 12:38:25
AA
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılanan 13 sanıktan 9'una, 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verildi.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda görülen davanın 20. duruşması yapıldı.

Duruşmaya tutuksuz sanıklar dönemin Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, dönemin Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, TCDD Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, dönemin Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, yol kontrolörü Burhan Ortancıl, dönemin Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, dönemin Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli, dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, mühendisler Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya, kazada ölenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşma, mahkemeye sunulan belgelerin okunmasıyla başladı.

Daha sonra karar öncesi sanıklara son sözleri soruldu.

Sanıklardan Karasu ek iddianame ve mütalaa da görevini yapanın cezalandırılmak istendiğini ileri sürerek "Halkalı'dan Kapıkule'ye kadar olan hatla ilgili uyarıları ve denetimi yazışmalar ile bildirmiştim. Görevimi yerine getirdim. Beraatımı talep ediyorum." dedi.

Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını ileri sürerek beraatlarını talep etti.

Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından açıkladığı kararda "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan Karasu'ya 17 yıl 6 ay, Kurt'a 16 yıl 3 ay, Aslan'a 15 yıl, Polat'a 13 yıl 9 ay, Önder'e 10 yıl,  Meriçli, Parlak ve Başkaya'ya 9 yıl 2'şer ay, Aras'a ise 8 yıl 4 ay hapis verdi.

Heyet, sanıklardan Kaytan, Ortancıl, Yıldırım ve Çubuk'un ise beraat etmesine hükmetti.

Mahkeme ayrıca sanıklardan Aslan, Karasu, Kurt ve Polat'ın hükümle birlikte tutuklanmasına karar verdi.

Tekirdağ'daki tren kazası

Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı.
Davanın iddianamesinde "kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu" bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk'un "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
 
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporları ve değerlendirme neticesinde 9 Eylül 2022'de soruşturmanın genişletilmesine karar verilmiş, bu kapsamda aynı suçtan Nihat Aslan, Levent Meriçli, Mümin Karasu, Levent Kaytan, Nizamettin Aras, Burhan Ortancıl, Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya hakkında Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
 
Dava kapsamında söz konusu dönem TCDD 1. Bölge Müdürlüğü'nde Bakım Servis Müdürü olan Mümin Karasu 10 Ekim 2022'de tutuklanmış, tutukluluğuna yapılan itiraz üzerine Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25 Kasım 2022'de hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmişti.
 
Davanın 17'nci duruşmasında Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki son görüşünde, tutuksuz 13 sanığın tamamının "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan cezalandırılmasını, Karasu, Kurt ve Polat'ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, üzerlerine atılı suç için öngörülen ceza miktarı dikkate alındığında adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olmasından tutuklanmalarını istemişti.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı
25.04.2024 10:48:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.



Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı. Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.


logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.