YENİ MESAJ/HABER-ANALİZDünya ekonomisi Avrupa Birliği'nin (AB) iki yıldır deflasyon çizgisinde yer alması nedeniyle kötü günler geçiriyor. Dünya ekonomisinin yüzde 20'sini oluşturan AB'nin bu şekilde yola devam etmesi, eski kıtanın Japonya gibi durgunluğun içine gömüleceğini ortaya koyuyor. Rusya'nın AB'nin yaptırımlarına sert cevap vermesi de Avrupa'da işleri daha da kötüleştirdi. Özellikle tarım ve sanayi alanlarında faaliyet gösteren Avrupalı üreticiler, Rusya'nın karşı yaptırımlarının bedelini ağır ödüyor. Merkel uslanmıyorBuna rağmen Almanya Başbakanı Merkel'in geçtiğimiz hafta Rusya Devlet Başkanı Putin'in de katıldığı Avustralya'nın Brisbane kentinde düzenlenen G20 Zirvesi'nde Rusya'ya karşı yeni yaptırımları gündeme taşıması dikkat çekti. Ekonomi çevreleri, ek yatırımların uygulanması halinde Avrupa'daki pek çok sanayi kolunun bundan olumsuz etkileneceğini vurgulamaya başladı. Avrupa nüfusunun 5'te birini teşkil eden Rusya ile yaşanan sorunlar nedeniyle Euro bölgesinde ekonominin oldukça yavaş aktığına da işaret ediliyor. Mal çok, alan yokAvrupa'nın ufkunda 3 yıldır deflasyon bulutları dolaşıyor. Deflasyon talep yetersizliğinin sebep olduğu bir ekonomik hastalık... Deflasyondan özellikle perakende ve restoranlar gibi küçük ölçekli işletmeler etkileniyor ve bu işletmelerin sahipleri de orta sınıfı teşkil ediyor. Zayıf tüketici talebi nedeniyle Avrupa'da gelir adaletsizliği derinleşiyor ve bunun sonucunda orta sınıf da eriyor. Uzmanlar Avrupa'da yüksek yetenekli iyi maaş alan kesim ile düşük yetenekli-düşük maaşlı kesim arasında gittikçe artan bir gelir farkı olduğuna dikkatleri çekiyor.  Euro Bölgesi'nde 10 yıl heba edildiAlman DekaBank'ın Başekonomisti Ulrich Kater, Euro bölgesinin 2008-2014 yılları arasında yılda sadece ortalama binde 1 oranında bir ekonomik büyüme kaydettiğini ve bu bölgede koca bir 10 yılın heba edildiğini dile getirdi. Kater ayrıca aşırı borçlanma gibi Euro krizine sebep olan nedenlerin hala çözülemediğine dikkat çekti. Euro Bölgesi'nde büyük endişelere yol açan ekonomik olumsuzlukların yeni adresleri ise İtalya ve Fransa. İtalya'da çok düşük seviyede de olsa belli bir istikrar sağlanabilmiş görünüyor. Fransa'nın verdiği görüntü ise hiç iç açıcı değil. Avrupa'nın Almanya'dan sonra en büyük ikinci ekonomik gücü olan Fransa'da yaşanan sıkıntılar da örneğin bir Yunanistan'ın yol açtığı etkiden çok daha vahim sonuçlar doğurabilir. Uzmanlara göre, zayıf bir Fransa bütün Avrupa'nın sırtına ağır bir yük olacak. Peki, bir zamanların kudretli ekonomik gücü Fransa neden bu duruma düştü? Şu anda ülkede eksik olan ne? Fransa'da bir orta sınıf mevcut değil. Sanayi'nin ekonomiye katkısı sadece yüzde 11 civarında yani Almanya'da olanın yarısı kadar. Ayrıca Fransa'nın kayda değer bir ihracat gücü de bulunmuyor.