Avrupa Birliği, önümüzdeki hafta yayınlayacağı İlerleme Raporu'nda Azınlık sözleşmesi, zorunlu din dersi baskısı, Ruhban okulu ve 301. madde değişikliği gibi Türkiye'den bildik taleplerini tekrarlıyor.
Avrupa Komisyonunca gelecek hafta yayınlanacak İlerleme Raporu'na ilişkin son taslakta geçmiş yıllardaki ilerleme reporlarında olduğu gibi Türkiye'den birçok taviz isteniyor.Azınlık sözleşmesini imzalayın!İlerleme Raporu'nun 'azınlık hakları'na ilişkin bölümünde "Türkiye'nin azınlık haklarına yaklaşımı değişmedi" ifadesini kullanıyor ve bu konuda Türkiye'nin imzalamadığı, "Ulusal Azınlıkları'nın Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi" nde yer verilen ilkeler uyarınca ve AB devletlerindeki en iyi uygulamalarının doğrultusunda henüz 'tam saygı' sağlanmadığı ifade ediliyor.Kürtçe yayınına izin verildiği ancak bu konuda sınırlamaların bulunduğu kaydediliyor. Öte yandan, Türkiye'de 2003 yılında açılan Kürtçe kurslarının kapatıldığı da belirtilerek "Sonuç olarak da ne kamu ne de özel öğrenim sisteminde Kürtçe öğrenme fırsatı yok" deniliyor.
1 Mayıs olaylarında orantısız güçAvrupa Komisyonu'nca gelecek hafta açıklanacak olan 2008 İlerleme Raporu'na ilişkin son taslakta 'toplantı özgürlüğü'ne ilişkin yasal çerçevenin genel olarak Avrupa standartlarının doğrultusunda olmasına rağmen uygulamada 'keyfi sınırlamalar' getirildiğinin altı çizildi. Bu çerçevede, 1 Mayıs gününün Taksim'de kutlanması yasağını göz ardı eden göstericiler ve sendikacılara karşın 'orantısız güç' kullanıldığına dikkat çekildiği raporda, ayrıca Nevruz kutlamaları sırasında da birkaç il'de göstericilere karşı 'şiddet' uygulandığı da savunuldu.Zorunlu din dersi baskısıDin özgürlüğü da, raporun siyasi kriterler bölümü altında da ele alınan konulardan birini oluşturuyor. "İbadet özgürlüğüne genel olarak saygı gösteriliyorö denildiği raporda, Vakıflar Yasası'nın TBMM tarafından benimsenmesinin bir 'ilerleme' olarak değerlendirilmekle birlikte uygulamasına ilişkin zorluklar olduğuna da işaret ediliyor. Hükümetin Aleviler ile diyalogu iyileştirme girişiminin devamının gelmediği kaydedilirken "Genel olarak Aleviler, özellikle eğitim ve ibadet yerleri konusunda eski sorunlarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor" görüşü dile getiriliyor. Avrupa Komisyonu, AİHM'nin zorunlu din eğitimine ilişkin kararının uygulanması gereğine vurgu yapıyor. Cem evlerinin yanısıra iki Protestan kilisesi ile Jehova Şehitleri yerinin, ibadet yerleri olarak kayda alınmasına izin verilmediği de belirtiliyor.
Ruhban Okulu açılmalıİlerleme Raporu'nun son taslağında ayrıca gayrimüslimlerin din adamlarının yetiştirilmesinde hala sorunlarla karşıladığı kaydediliyor. Bu çerçevede Ruhban okulunun "hala kapalıö olduğuna dikkat çekiliyor. Bu arada, "Ekümenik Patrik, her zaman ekümenik unvanını kullanmaya özgür değil" deniliyor.
301. madde değişikliği yetersizAvrupa Komisyonu'nca hazırlanan taslakta ayrıca TCK'nın 301. maddesinde yapılan değişikliğine dikkat çekilirken maddenin "büyük ölçüde" eskisi gibi kaldığı, dava açılması için ön iznin alınması şartının da maddenin "siyasi değerlendirmelere tabii tutulması" olasılığını doğurduğu vurgulandı.
'Casus belli' kalksınİlerleme Raporu'nun "bölgesel sorunların barışçıl bir biçimde çözümlenmesi"ne ilişkin kısmında da Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin iyileşmeye devam ettiği, Yunanistan Başbakanının Türkiye'yi ziyaret ettiği, iki ülke arasında 24 güven artırıcı önlemler konusunda anlaşmaya varıldığı gibi atılan çeşitli adımlar anımsatıldı. Raporda şöyle denildi: "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce 1995'de kabul edilen kararda yer alan, Yunanistan'ın kara sularının genişletilmesi ihtimaline ilişkin 'casus belli' (savaş nedeni) tehdidi hala duruyor."
Avrupa Komisyonunca gelecek hafta yayınlanacak İlerleme Raporu'na ilişkin son taslakta geçmiş yıllardaki ilerleme reporlarında olduğu gibi Türkiye'den birçok taviz isteniyor.Azınlık sözleşmesini imzalayın!İlerleme Raporu'nun 'azınlık hakları'na ilişkin bölümünde "Türkiye'nin azınlık haklarına yaklaşımı değişmedi" ifadesini kullanıyor ve bu konuda Türkiye'nin imzalamadığı, "Ulusal Azınlıkları'nın Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi" nde yer verilen ilkeler uyarınca ve AB devletlerindeki en iyi uygulamalarının doğrultusunda henüz 'tam saygı' sağlanmadığı ifade ediliyor.Kürtçe yayınına izin verildiği ancak bu konuda sınırlamaların bulunduğu kaydediliyor. Öte yandan, Türkiye'de 2003 yılında açılan Kürtçe kurslarının kapatıldığı da belirtilerek "Sonuç olarak da ne kamu ne de özel öğrenim sisteminde Kürtçe öğrenme fırsatı yok" deniliyor.
1 Mayıs olaylarında orantısız güçAvrupa Komisyonu'nca gelecek hafta açıklanacak olan 2008 İlerleme Raporu'na ilişkin son taslakta 'toplantı özgürlüğü'ne ilişkin yasal çerçevenin genel olarak Avrupa standartlarının doğrultusunda olmasına rağmen uygulamada 'keyfi sınırlamalar' getirildiğinin altı çizildi. Bu çerçevede, 1 Mayıs gününün Taksim'de kutlanması yasağını göz ardı eden göstericiler ve sendikacılara karşın 'orantısız güç' kullanıldığına dikkat çekildiği raporda, ayrıca Nevruz kutlamaları sırasında da birkaç il'de göstericilere karşı 'şiddet' uygulandığı da savunuldu.Zorunlu din dersi baskısıDin özgürlüğü da, raporun siyasi kriterler bölümü altında da ele alınan konulardan birini oluşturuyor. "İbadet özgürlüğüne genel olarak saygı gösteriliyorö denildiği raporda, Vakıflar Yasası'nın TBMM tarafından benimsenmesinin bir 'ilerleme' olarak değerlendirilmekle birlikte uygulamasına ilişkin zorluklar olduğuna da işaret ediliyor. Hükümetin Aleviler ile diyalogu iyileştirme girişiminin devamının gelmediği kaydedilirken "Genel olarak Aleviler, özellikle eğitim ve ibadet yerleri konusunda eski sorunlarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor" görüşü dile getiriliyor. Avrupa Komisyonu, AİHM'nin zorunlu din eğitimine ilişkin kararının uygulanması gereğine vurgu yapıyor. Cem evlerinin yanısıra iki Protestan kilisesi ile Jehova Şehitleri yerinin, ibadet yerleri olarak kayda alınmasına izin verilmediği de belirtiliyor.
Ruhban Okulu açılmalıİlerleme Raporu'nun son taslağında ayrıca gayrimüslimlerin din adamlarının yetiştirilmesinde hala sorunlarla karşıladığı kaydediliyor. Bu çerçevede Ruhban okulunun "hala kapalıö olduğuna dikkat çekiliyor. Bu arada, "Ekümenik Patrik, her zaman ekümenik unvanını kullanmaya özgür değil" deniliyor.
301. madde değişikliği yetersizAvrupa Komisyonu'nca hazırlanan taslakta ayrıca TCK'nın 301. maddesinde yapılan değişikliğine dikkat çekilirken maddenin "büyük ölçüde" eskisi gibi kaldığı, dava açılması için ön iznin alınması şartının da maddenin "siyasi değerlendirmelere tabii tutulması" olasılığını doğurduğu vurgulandı.
'Casus belli' kalksınİlerleme Raporu'nun "bölgesel sorunların barışçıl bir biçimde çözümlenmesi"ne ilişkin kısmında da Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin iyileşmeye devam ettiği, Yunanistan Başbakanının Türkiye'yi ziyaret ettiği, iki ülke arasında 24 güven artırıcı önlemler konusunda anlaşmaya varıldığı gibi atılan çeşitli adımlar anımsatıldı. Raporda şöyle denildi: "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce 1995'de kabul edilen kararda yer alan, Yunanistan'ın kara sularının genişletilmesi ihtimaline ilişkin 'casus belli' (savaş nedeni) tehdidi hala duruyor."