logo
23 NİSAN 2024

ABD korku cumhuriyetine dönüştü

30.03.2007 00:00:00
Eski ABD ulusal güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski Bush yönetiminin 'teröre karşı savaş'ı aşırı derecede muğlak bir biçimde tanımlamasıyla, ABD'de bir korku kültürü doğduğunu ve bu paranoya ile görülmemiş ayrımcılıkların ortaya çıktığını belirtiyor 'Teröre karşı savaş' ABD'de bir korku kültürü yarattı. 11 Eylül'deki korkunç saldırılardan sonra Bush yönetiminin bu üç kelimeyi ulusal bir amentü mertebesine yükseltmesi Amerikan demokrasisi, ülkenin zihinsel durumu ve dünyadaki konumu üzerinde habis etkilerde bulundu. Aslında bu 'teröre karşı savaş' ifadesini kullanmak, bize karşı terörü kullanabilecek fanatiklerden kaynaklanan gerçek sorunlara etkince karşı koyma yetimizin altını oydu. Klasik bir kendi kendini yaralama vakası olarak nitelendirilebilecek bu üç kelimenin yol açtığı hasar 11 Eylül'ün fanatik faillerinin düşlerinde görebileceğinden bile daha büyük. Bir kere cümlenin kendisi anlamsız. Ne coğrafi bir bağlam sunuyor ne de farazi düşmanlarımızı tanımlıyor. Ayrıca terörizm düşman değil bir savaş taktiğidir; sivillerin öldürülmesiyle gözdağı verir. Şişesinden çıkarılmış cin gibi Fakat işin püf noktası belki de, cümlenin muğlaklığının destekçilerince kasten veya içgüdüsel olarak benimsenmesinde gizli. Sürekli 'Teröre karşı savaşa' atıf önemli bir amacı yerine getirdi: Bir korku kültürü doğdu. Korku aklı gölgeler, duyguları yoğunlaştırır ve siyasetçilerin halkı istedikleri doğrultuda seferber etmesini kolaylaştırır. 11 Eylül şokuyla Irak'ın kitle imha silahları bulundurduğu varsayımı arasındaki psikolojik bağlantı olmasa, savaş asla Kongre onayı alamazdı. 2004 seçimlerinde Bush'un kampanyasına destek de kısmen 'savaştaki bir ulus' yarı yolda komutan değiştirmez fikriyle sağlandı. Büyüyen ama muğlak kalan tehlike hissi 'savaşta' olmanın getirdiği seferberlik mantığıyla münasip yönlere kanalize edildi. 'Teröre karşı savaşı' haklı göstermek için Bush yönetimi çok yanlış bir kurgu da uydurdu ki, bu kendini doğrulayan bir kehanete dönüşebilir. Nazi Almanyası ve Sovyet Rusya birinci sınıf askeri güçlerdi. Kaide'nin böyle bir statüye sahip olmadığını görmezden gelen Amerika, yürüttüğü savaşın ABD'nin Nazizm ve Stalinizm'e karşı mücadelelerine benzediği iddiasıyla İran'la savaşa zemin hazırlıyor olabilir. Böyle bir savaş ABD'yi Irak'tan İran, Afganistan ve belki de Pakistan'a dek uzanan sonu gelmez bir çatışmaya sürükler. Korku kültürü şişesinden çıkarılmış cin gibidir. Şişeden çıkınca hayat bulur ve moral bozucu olabilir. Günümüzün Amerikası Pearl Harbor'a yanıt vermiş o kendine güvenen ulus olmadığı gibi, başka bir krizde liderinden "Korkmamız gereken tek şey korku" sözünü duyan Amerika da değil. Tıpkı gerçek savaşın aniden birkaç saat içinde 100 milyon Amerikalının ölümüne yol açacağını bilmesine rağmen Soğuk Savaş'ı sürdüren soğukkanlı ABD olmadığı gibi. Şimdi bölünmüş, kararsız ve yeni bir saldırı halinde paniğe kapılmaya yatkın haldeyiz. Bu durum beş yıldır terör konusunda aralıksız süren beyin yıkamadan kaynaklanıyor ve acı dolu terör eylemlerine maruz kalmış Britanya, İspanya, İtalya, Almanya ve Japonya gibi ülkelerin sakin tepkilerine benzemiyor. Irak savaşını haklı göstermek için Bush en son saçmalayarak Kaide Atlantik'i geçip terör saldırısı yapmasın diye savaşı sürdürmek zorunda olduğunu iddia etti. 'Güvenlik pazarlamacıları', kitle iletişimi ve eğlence endüstrisi tarafından desteklenen korku tüccarlığı kendi ivmesini yaratıyor. Genellikle terör uzmanı olarak tanımlanan terör pazarlamacıları varlıklarını haklı kılmak için rekabete tutuşuyor. Görevleri halkı yeni tehditler bulunduğuna inandırmak. Bir araştırma 2003'te Kongre'nin 160 mevkiyi önemli terör hedefleri olarak tanımladığını ama lobicilerin baskısıyla aynı yılın sonunda bu yerlerin sayısının 1849'a, 2004 sonunda 28 bin 360'a, 2005'te 77 bin 769'a yükseldiğini gösterdi. Şu an olası hedefler listesinde yaklaşık 300 bin yerin adı geçiyor; aralarında Chicago'daki Sears Kulesi ve Illinois'daki Elma ve Domuz Festivali de var. Geçen hafta Washington'da bir gazete bürosunu ziyarete gittiğimde, başkent ve New York'taki neredeyse tüm özel sektör binalarında türeyen 'güvenlik kontrollerinin' en saçmalarından birisini geçmek zorunda kaldım. Bir görevli form doldurmamı, kimlik göstermemi ve ziyaret sebebimi yazmamı istedi. Gelen terörist amacının 'binayı havaya uçurmak olduğunu' yazar mı? İntihar bombacısı amacını itiraf etse görevli onu tutuklayabilecek mi? İşleri daha saçma kılansa müşteriyle dolup taşan büyük mağazaların benzer prosedürleri uygulamaması. Konser salonları ve sinemalarda da bu yok. Yine de, bu tür 'güvenlik' prosedürleri yüz milyonlarca doların israfına yol açacak ve kuşatılmışlık zihniyetini güçlendirecek biçimde rutinleşiyor. İslam düşmanlığı giderek artıyor Hükümet bu paranoyayı her düzeyde teşvik etti. Eyaletlerarası otoyollardaki panolar sürücüleri, 'şüpheli faaliyetleri bildirmeye' çağırıyor. Kablolu televizyon kanalları ve bazı yazılı basın kuruluşları dehşet senaryolarının ilgi çektiğini keşfederken, terör 'uzmanları' da sunulan kıyamet imgelemine özgünlük sağladı. Kötü adamlar olarak sakallı 'teröristlerin' bulunduğu programlar türedi. Tüm bunların etkisi Amerikalıların hayatını giderek daha fazla tehdit ettiği söylenen, bilinmeyen ama pusuya yatmış tehlike hissini güçlendirmek oldu. Eğlence endüstrisi de kervana katıldı. Kötü karakterlerin belirgin biçimde Arap siması taşıdığı, bazen bunun dini 'jest'lerle vurgulandığı diziler ve filmler kaygıları istismar edip, İslam düşmanlığını artırıyor. Araplara ilişkin stereotipler kimi zaman Nazilerin Yahudi karşıtlığını anımsatan bir tarzda ele alınıyor; bunu özellikle gazete karikatürlerinde görüyoruz. En son bazı öğrenci örgütleri bu gidişata ayak uydurdu. 'Teröre karşı savaşın' yarattığı atmosfer genellikle ülkelerine sadık Arap asıllı Amerikalılara yönelik hukuki ve siyasi tacizi kolaylaştırıyor. Bir örnek vaka, Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi'nin (CAIR) Amerikan-İsrail Kamu İşleri Komitesi'ne özenince maruz kaldığı taciz. Bazı Cumhuriyetçiler kısa süre önce 'terörist avukatı' diye nitelendirdikleri CAIR üyelerine Kongre'nin toplantı salonunun tartışma panelleri için tahsis edilmemesi gerektiğini belirtti.
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'

BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Beylikdüzü İlçe Başkanı Mehmet Aksoy ve ilçe teşkilatı Beylikdüzü Yaşam Vadisi'nde gerçekleştirilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarına katıldı ve Çanakkale rölyef anıtının önüne BTP çelenkini koydu
23.04.2024 13:04:00 / Güncelleme: 23.04.2024 13:11:04
Ahmet Haydar Tarhanlı
BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı
BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı
Yurdun dört bir tarafında büyük bir coşkuyla kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, İstanbul Beylikdüzü'nde de ilçe portokolü eşliğinde Yaşam Vadisi'nde Çanakkale rölyef anıtının önünde kutlandı.

Törene ilçe kaymakamı, ilçe belediye başkanı, ilçe eğitim müdürü, siyasi parti temsilcileri, Atatürk Düşünce Derneği, Murahip Gaziler Derneği gibi sivil toplum örgütü temsilcileri, ilçede bulunan ilkokul, ortaokul ve liseleri temsilen öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.



Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) de İlçe Başkanı Mehmet Aksoy ve ilçe teşkilatı ile birlikte saat 09.00'da BTP çelenkiyle törende yerini aldı.



Tören, Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Koç'un çelenk koymasıyla başladı. Ardından Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın da çelenk koymasıyda devam etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu.

Törene diğer siyasi partilerin çelenk koymasıyla devam edildi.

Atatürk'ün yazdığı ve Atatürk'ü yazan kitaplar

Türk milletini esaretten kurtaran ve yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk, onca zorlu işlerinin arasında kitap yazmaya da vakit yaratmıştır. Onun hakkında çok sayıda önemli biyografiler kaleme alınmıştır. Özellikle Prof. Dr. Haydar Baş'ın yazdığı 'Hoş Geldin Atatürk' eseri adeta bir başyapıttır 
23.04.2024 12:02:00
Mehmet Hakan Akkuş
Atatürk'ün yazdığı ve Atatürk'ü yazan kitaplar
Atatürk'ün yazdığı ve Atatürk'ü yazan kitaplar
Mustafa Kemal Atatürk, hayatı boyunca kitaplarla bütünleşmiş ve okuma sevgisiyle bilgi birikimini artırmıştır. Farklı dönemlerde çeşitli konularda kitaplar da yazmıştır. İşte Atatürk'ün yazdığı bazı kitaplar:

1. Nutuk: Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve inkılaplarını anlatan bu eser, Atatürk'ün kendi kaleminden çıkmış ve tarihi bir hitabeye dayanmaktadır. Nutuk, günümüzde bile geçerliliğini koruyan önemli bir kaynaktır.

2. Takımın Muharebe Talimi: Askerlikle ilgili konuları ele alan bu kitap, muharebe eğitimi ve stratejileri hakkında bilgi verir.

3. Geometri Kılavuzu: Atatürk'ün kendi el yazısıyla yazdığı geometri kitabı, matematiksel terimlerin anlaşılmasını kolaylaştırmış ve Osmanlıca geometri terimlerine Türkçe karşılıklar bulmuştur.

4. Yurttaş İçin Medeni Bilgiler: Atatürk'ün yazdığı bu eser, medeni bilgileri anlatır ve vatandaşların bilinçlenmesine katkıda bulunur.

Atatürk'ün bu eserleri, hem tarihi hem de güncelliği olan önemli bilgiler içermektedir. Kendisinin ileri görüşlülüğü ve akılcılığı, yazdığı kitaplarda da kendini göstermektedir.


Atatürk hakkında yazılmış bazı biyografiler


Mustafa Kemal Atatürk, modern Türkiye'nin kurucusu ve büyük bir devlet adamı olarak, birçok biyografiye de konu olmuştur. Bu biyografiler, Atatürk'ün hayatının farklı yönlerini aydınlatır ve onun tarihteki yerini daha iyi anlamamızı sağlar. İşte Atatürk hakkında yazılmış bazı önemli biyografiler:

- Atatürk: An Intellectual Biography. Yazar M. Şükrü Hanioğlu tarafından kaleme alınan bu eser, Atatürk'ün düşünce dünyasını ve fikirlerinin oluşumunu derinlemesine inceler. Atatürk'ün modernleşme ve ulus devlet inşası sürecindeki rolünü vurgular.

- Atatürk: The Biography of the Founder of Modern Turkey. Andrew Mango'nun yazdığı bu biyografi, Atatürk'ün kişisel yaşamından politik kariyerine kadar geniş bir perspektif sunar. Atatürk'ün liderlik tarzı ve kararlarına odaklanır.

- Atatürk: A Biography of Mustafa Kemal, Father of Modern Turkey. Lord Kinross'un eseri, Atatürk'ün hayatını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu anlatır. Atatürk'ün askeri başarılarından siyasi reformlarına kadar geniş bir yelpazede bilgi sunar.

- Atatürk: Leadership, Strategy, Conflict. Edward J. Erickson'un kitabı, Atatürk'ün askeri stratejilerini ve liderlik becerilerini ele alır. Kurtuluş Savaşı ve sonrasındaki dönemdeki kararlarına ışık tutar.


Hoş Geldin Atatürk


Prof. Dr. Haydar Baş tarafından kaleme alınan 'Hoş Geldin Atatürk'eseri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatının önemli kesitlerine odaklanıyor. Kitap, Atatürk'ün yaşamını ve liderliğini belge ve bilgilerle aydınlatarak, onun gerçek yönlerini gözler önüne seriyor.

Atatürk, Türk Milleti'ni çağdaş uluslar seviyesine çıkarmak için birbirinden önemli devrimler gerçekleştirmiş, vatan toprağını kurtarmak için birçok kutlu zafer kazanmış büyük bir liderdir. Hoş Geldin Atatürk, bu büyük liderin imanına atılan iftiraları, gizlenen gerçekleri ve örtülen yönlerini açığa çıkarıyor.

Kitap, Atatürk ile ilgili düzenlenen sempozyumlarda yapılan iddialı konuşmaları, çarpıcı makaleleri ve önemli yorumlarıyla kamuoyunda ses getiren Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden çıkmıştır. Atatürk hakkındaki tartışmalara son noktayı koymayı hedefleyen bu eser, okuyucuları derinlemesine düşünmeye ve gerçekleri görmeye davet ediyor.

Hoş Geldin Atatürk, Atatürk'ün mirasını anlamak ve onun büyük liderliğini daha iyi kavramak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliği taşıyor.

Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi

Başkentte kırmızı beyaza bürünen binaların oluşturduğu görsel şölen havadan görüntülendi.
23.04.2024 09:03:00 / Güncelleme: 23.04.2024 09:06:54
İhlas Haber Ajansı
Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi
Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Başkent Ankara'nın bir çok bölgesi dev Türk bayraklarıyla donatıldı.

Çankaya, Keçiören ve Altındağ'a asılan dev ay yıldızlı bayraklar dron ile havadan görüntülendi.



Öte yandan I. ve II. TBMM Binası ışıklandırılırken restorasyonu tamamlanan EGO Genel Müdürlüğünün yeni binasında ise dev Türk bayrağı sarkıtıldı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gün boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanacak.

Yaşasın 23 Nisan

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak önemli yer tutan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun
23.04.2024 07:00:00
Haber Merkezi
Yaşasın 23 Nisan
Yaşasın 23 Nisan
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milleti ve Türk askerleri Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir zafer kazandı. Düşmanın topraklarımızdan atılma sürecinde bundan tam 104 yıl önce 23 Nisan 1920'de TBMM Ankara'da açılmıştır.

Düşman askerleri topraklarımızdan çıkarıldığında da cumhuriyet ilan edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1924'te, 23 Nisan'ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. 1929 yılında ise 23 Nisan Bayramı'nı çocuklara armağan etmiştir.

23 Nisan, çocukların bayramı olduğu gibi, Türkiye'nin bağımsızlığının da simgesidir. Atatürk, 23 Nisan'ı çocuklara armağan ettikten sonra, uluslararası alanda da çalışmalar yapılmaya devam edilmiş ve 23 Nisan dünya çocuklarının bayramı olarak değer kazanmıştır.

Türkiye'nin bağımsızlığını gösteren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yalnızca çocuklar tarafından değil, tüm Türkiye tarafından kutlanmaktadır. Yıllardır türlü eğlencelerle ve coşkuyla kutladığımız bu şenlik, sizin de bildiğiniz gibi, dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram. UNESCO, 1979 yılını 'Çocuk Yılı' olarak ilan edince, Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan bayramını dünya çocuklarıyla kutlamaya karar verdi O yıl kutlamaya 6 ülke katıldı, ama her yıl bu sayı büyüdü ve bütün dünya çocuklarının kutladığı uluslararası bir bayram haline geldi.


TBMM'nin açılması ve ilk hükümetin kurulması


Mustafa Kemal'in Meclis-i Mebusan'ın İstanbul dışında bir yerde toplanması gerektiği düşüncesinde ısrar etmesine rağmen, meclisin İstanbul'da toplanmasını kabul edilmek zorunda kalınmış, Mustafa Kemal'in korktuğu gelişme yaşanarak İstanbul işgal edilmiş ve Meclis-i Mebusan çalışmalarına süresiz ara vermişti.

Bu gelişme millet iradesinin tecelli etmesi imkânını ortadan kaldırmıştı. Dolayısıyla gelişmeler İngilizlerin arzu ettiği yöndeydi. İngilizler Damat Ferit Hükümeti'nin iş başına getirilmesini sağlayarak hazırlayacakları barış şartlarını İstanbul Hükümeti'ne rahatlıkla kabul ettirebilecekleri ortamı oluşturmuşlardı. Bir aksilik halinde Yunan kuvvetleri zaten saldırıya hazır bekletilmekteydi. Ancak Anadolu'ya geçtiği günden itibaren Milli Mücadele hareketini Türk milletine mal etme kararı ile hareket eden Mustafa Kemal boş durmamıştı. Artık

Mustafa Kemal'in millet egemenliğine dayalı yeni bir devlet kurmanın zamanı gelmişti.

Mustafa Kemal ilk adım olarak işe, 19 Mart 1920'de askeri ve sivil yetkililere bir genelge göndermekle başlamıştı. Bu genelge ile durumu yetkililere izah eden Mustafa Kemal, Ankara'da her livadan seçilerek belirlenen beşer temsilcinin bir kurucu meclis oluşturulacağını açıklamıştı. Bu genelgenin yayımlanmasından sonra hızla seçimlere başlanmış ve seçilen üyeler Ankara'ya ulaşmaya çalışmışlardı. Mustafa Kemal 21 Nisan'da ikinci bir genelge daha yayımlayarak, Meclis'in 23 Nisan 1920 Cuma günü çalışmalara başlayacağını açıklamıştı. 23 Nisan günü Ankara'ya ulaşabilen 78 üyenin katılımı ile İlk TBMM resmen, açılmıştı.


Meclis dualarla, hatimlerle açıldı


Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki bütün askerî ve mülkî makamlara gönderdiği genelge ile Meclis'in Cuma namazının ardından dualarla, hatimlerle, salâvatlarla, tekbirlerle ve kurbanlarla açılması emredilmişti.

Genelgenin ikinci maddesi şöyleydi: Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günün kutsallığından yararlanılacak; bütün milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı kılınacak, Kur'an ve salâttan yararlanılacak, namazdan sonra sancağı şerif alınarak Meclis'e gidilecek, toplantıya başlanmadan bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir... YENİ MESAJ
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.