Tercüman'dan Behiç Kılıç, futbolcu Başbakan Tayyip Erdoğan'ın altın gölü KKTC'ye nasıl attığını değerlendiriyor KKTC'Lİ vatansever bir kardeşimiz vardır, ismini vermeyeceğim... Kendisi bir işadamı... Ofisinde Denktaş'ın fotoğrafı, Atatürk'ün fotoğrafı ile yan yanadır. Malum gelişmelerden sonra telefonda konuşuyoruz... Sunduğu "kara mizah" örneği çok çarpıcıydı!..İyi ki papadopulos var!"İyi ki Papadopulos var!.. Memleketimi altın tepside sunuyorlar ama almıyor!.. Ofisime KKTC'yi koruyan adam diye onun da fotoğrafını asacağım neredeyse!" Haberi sabah arabanın radyosunda duydum, "yok artık" diye kendi kendime bağırıp direksiyona yeni gelin gibi yapışmışım, kaldırıma çıkıyordum!..Radyodaki hanım kız anlatıyor, Abdullah Gül, AB'ye mektup yazmış, "İki limanı karşılıksız olarak geçici açalım, ardından Ercan uluslararası trafiğe açılsın vs. vs..." demiş... AB de öneriyi "ilgi ile" karşılamış... Hale bakınız!..Başbakan milete "Biz asla KKTC'den taviz vermeyiz, veren şöyledir böyledir" diye yiğitlenirken, yol arkadaşı Abdullah Gül kalem kağıda sarılmış "nasıl vereceklerini" AB'ye anlatırmış...Benim şaşkınlığım, Başbakan'ın millete nasıl yüksek perdeden KKTC garantileri vermesinden ve o sözlerden geri dönülemeyeceğini düşünmemden... Bu işi seçim sonrasına bıraktılar artık, ne vereceklerse seçimden sonra verecekler diyordum.Yoksa, ana fikir geçerliydi ve AB ne istiyorsa Türkiye'den alacaktı...Tayyip'in akademisyen unvanlı kadroları TV ekranları ve gazete köşelerinde "Bir liman meselesi basitliğine tıkılıp, KKTC için AB müzakereleri riske sokulmamalı" mealinde millete telkinde bulunup alt yapı hazırlıyorlardı...Abdullah Gül'ün mektubu ortaya çıkınca, Türkiye'de seferber haldeki AB misyonu şen şakrak açıklamalara başladı... TÜSİAD, TESEV açıklamaları, teslimiyeti "başarı ile üretilen politika, AB'yi sıkıştırdı!" diye sundu...Pes demek yetersizdir!.. Nerede milli dava?Kıbrıs milli davadır diyoruz...Tayip Erdoğan ve Abdullah Gül baş başa vermişler, TBMM'nin, hiçbir kurumun haberi olmadan, TÜSİAD, TESEV gibi varlık sebebi belli yapıların onaylayacağı fiilleri, bir by-pass hattında AB ile iş bitiriyorlar!..İşin perde arkasındaki duyumlar daha üzüntü verici!..Ortaya çıkan durum Avrupa Birliği kaynaklı bir plan izleri taşıyor... Ankara'nın seçim sandığı endişesi ile sıkışması ve yardım istemesi ile AB stratejisyenleri plan üretiyorlar!.. "Söz konusu içeriğin mektupla Brüksel'e teklif edilmesini" Ankara'ya bildiriyorlar...Rum ve Yunan iknası için de bir fomül var...Rumlar'ın son yıllarda büyük bir yatırımla deniz taşıma filolarını güçlendirdiği, akaryakıt taşımacılığında söz sahibi olmayı hedeflediği biliniyor... Avrupa'ya Türkiye'deki boru hatlarından taşınacak petrol nakliyatına talipler... "İki liman"ın onlara göre belirlenmesi isteklerinin yerine gelmesini sağlayacak...CHP'li Öymen bir kere daha hatırlatıyor: "AB'nin 26 Nisan 2004 tarihinde verdiği bir taahhüt var. Kıbrıslı Türkler'in Kofi Annan Planı'na 'evet' demesi üzerine, KKTC üzerindeki izolasyonları kaldırılacaktı. Bu, hiçbir koşula bağlanmamıştı. 'Türk tarafı ilaveten şu adımı atarsa, biz bu adımı atarız' denmemiştir. Kayıtsız şartsız bu ambargoların kaldırılması kararlaştırılmıştır." Manzara-i umumiye?..Uçurumdan yuvarlanıyoruz, mucize bir dal arıyoruz tutunacak!..