BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, anayasa paketinin özgürlükleri ve demokrasiyi geliştireceğini iddia eden hükümetin 12 Eylül Anayasasının en antidemokratik hükmü olan yüzde 10'luk seçim barajına dokunmamasının iktidarın samimiyetsizliğini ortaya koyduğunu söyledi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, AKP Hükümetinin Anayasa paketini değerlendirdi. BTP Lideri, paketin özgürlükleri ve demokrasiyi geliştireceğini iddia eden hükümetin 12 Eylül Anayasasının en antidemokratik hükmü olan yüzde 10'luk seçim barajına dokunmamasının iktidarın samimiyetsizliğini ortaya koyduğunu söyledi. Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Hem bu Anayasanın demokratik olmadığını iddia ediyor, hem de o Anayasanın en demokratik olmayan hükmünü ısrarla koruyor. Demek ki bunun demokrasiyle bir lakası yok. Bu kadar antidemokratik olan bir yapılanmayı yüreğine sindiren bir iktidarın, bir sayın Başbakanın hala 'ben demokratım' diyerek il il dolaşmasına mana vermek mümkün değil."
Oyumuz HAYIR
12 Eylül'deki referandumda parti olarak HAYIR oyu vereceklerini belirten Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu referandum hükümetin güven oylaması olacak" diyerek AKP iktidarının bazı icraatlarından örnekler verdi. BTP Lideri, şunları söyledi: "Domuz etinin kasaplarda serbestçe satışı bunların döneminde çıktı. 40 bin kilise evi bunların döneminde açıldı. Din dersi kitaplarından Cenab-ı Peygamber Efendimizin adı çıktı. Irak'ın işgaline hava sahaları ve İncirlik Üssü açılarak destek verildi. BOP'un eşbaşkanlığına sayın Başbakanımız getirildi. Bunların karnesi zayıftır. Bunlara HAYIR diyoruz."
Gidişat tehlikeli
Bu dönemde kurumlararası çatışmanın tehlikeli boyutlara geldiğini ifade eden BTP Lideri, çarpıcı bir değerlendirmede bulunarak, şunları ifade etti: "Bu dönemde devletin kurumları birbirine hasım hale geldi. Bend devlete ve millete, devlete ve orduya her zaman sahip çıktım. Asker dedi ki, 'bu tiyatro oynuyor, beni kandırmaya çalışıyor', Müslüman dedi ki, 'bu askerin adamı'... Ben yine de 'bu devlet, bu ordu, bu millet benim' diyorum. Onun için gecenin bir buçuğunda referandum için dolaşıyorum. Niye? Bu vatan giderse, vallahi yaşayacak bir yer yok... Bunu iyi bilesiniz. Benim hayatım öyle korkunç fitneler içinde geçti ki... 35 bin sayfalık dava olur mu? Adamı bir kaç ay içeri aldılar. Ziyaret etmek için süsü kabağı gibi bir yere koydular. Avrupa'dan ve ABD'den vesaire ziyaretçileri geldi. Aldı eline bir beşli, her tarafı tarıyor. Demek bizim kaderi yaşasaydı, herkesi ipe çekerdi. Şartlar ne olursa olsun, er kişilik odur ki bu milletin yedisinden yetmişine bütün kurumlarına, günahı ve sevabı olanına, evliyasına ve eşkiyasına sahip çıkmaktır."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, AKP Hükümetinin Anayasa paketini değerlendirdi. BTP Lideri, paketin özgürlükleri ve demokrasiyi geliştireceğini iddia eden hükümetin 12 Eylül Anayasasının en antidemokratik hükmü olan yüzde 10'luk seçim barajına dokunmamasının iktidarın samimiyetsizliğini ortaya koyduğunu söyledi. Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Hem bu Anayasanın demokratik olmadığını iddia ediyor, hem de o Anayasanın en demokratik olmayan hükmünü ısrarla koruyor. Demek ki bunun demokrasiyle bir lakası yok. Bu kadar antidemokratik olan bir yapılanmayı yüreğine sindiren bir iktidarın, bir sayın Başbakanın hala 'ben demokratım' diyerek il il dolaşmasına mana vermek mümkün değil."
Oyumuz HAYIR
12 Eylül'deki referandumda parti olarak HAYIR oyu vereceklerini belirten Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu referandum hükümetin güven oylaması olacak" diyerek AKP iktidarının bazı icraatlarından örnekler verdi. BTP Lideri, şunları söyledi: "Domuz etinin kasaplarda serbestçe satışı bunların döneminde çıktı. 40 bin kilise evi bunların döneminde açıldı. Din dersi kitaplarından Cenab-ı Peygamber Efendimizin adı çıktı. Irak'ın işgaline hava sahaları ve İncirlik Üssü açılarak destek verildi. BOP'un eşbaşkanlığına sayın Başbakanımız getirildi. Bunların karnesi zayıftır. Bunlara HAYIR diyoruz."
Gidişat tehlikeli
Bu dönemde kurumlararası çatışmanın tehlikeli boyutlara geldiğini ifade eden BTP Lideri, çarpıcı bir değerlendirmede bulunarak, şunları ifade etti: "Bu dönemde devletin kurumları birbirine hasım hale geldi. Bend devlete ve millete, devlete ve orduya her zaman sahip çıktım. Asker dedi ki, 'bu tiyatro oynuyor, beni kandırmaya çalışıyor', Müslüman dedi ki, 'bu askerin adamı'... Ben yine de 'bu devlet, bu ordu, bu millet benim' diyorum. Onun için gecenin bir buçuğunda referandum için dolaşıyorum. Niye? Bu vatan giderse, vallahi yaşayacak bir yer yok... Bunu iyi bilesiniz. Benim hayatım öyle korkunç fitneler içinde geçti ki... 35 bin sayfalık dava olur mu? Adamı bir kaç ay içeri aldılar. Ziyaret etmek için süsü kabağı gibi bir yere koydular. Avrupa'dan ve ABD'den vesaire ziyaretçileri geldi. Aldı eline bir beşli, her tarafı tarıyor. Demek bizim kaderi yaşasaydı, herkesi ipe çekerdi. Şartlar ne olursa olsun, er kişilik odur ki bu milletin yedisinden yetmişine bütün kurumlarına, günahı ve sevabı olanına, evliyasına ve eşkiyasına sahip çıkmaktır."