HABER MERKEZİ
Terör örgütü PKK'nın önceki gün Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde antitank mayını kullanarak kurduğu pusu sonrasında 8 Mehmetçik ile 1 korucunun şehit düşmesi siyaset dünyasının önde gelen isimlerinin hararetli açıklamalar yapmasını da beraberinde getirdi. Cumhurbaşkanı Gül başta olmak üzere Başbakan Erdoğan, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Anamuhalefet Partisi CHP'nin lideri Kılıçdaroğlu ve daha bir çok Ankara siyasetçisi peşpeşe açıklama yapıyor.
Çankaya'dan Başbakan'a yalanlamaBu bağlamda en dikkat çeken açıklama Cumhurbaşkanı Gül'den geldi. Gül, terörle mücadele konusundaki sorular karşısında, "Şunu herkesin bilmesi gerekir ki; devletin gücünün üzerinde güç yoktur. Hiç kimse Türk devletini silahla, terörle, şiddetle hizaya getireceğini düşünüyorsa bunda büyük bir yanılgı içerisine girer. Bunun maliyeti çok büyük olur. Bazı artışların olacağını istihbarat bilgileri veriyor. Buna göre tedbirler hep alınıyor. MGK'nın en önemli konusu terörle mücadele konularıdır. Özellikle Ramazan ayı içerisinde bu tip provokasyonlar, pusu kurmaları terör örgütü bilinçli bir şekilde yapıyor. Ramazan sonunu bekleme söz konusu değildir. Bunun gecesi gündüzü söz konusu olmaz. Tabii ki Ramazan ayında, halkın dikkatini çekmek için özellikle Kürt vatandaşlarımızın dikkatini çekmek için, terörün ne olduğunu, böyle bir ayda bile pusu kurularak, kalleşçe saldırılar düzenlediği konusunda dikkat çekmek için söylenmiştir bütün bunlar. Yoksa terörle mücadelede, en ufak bir zafiyet söz konusu olmaz. Güvenlik güçlerimiz daima teyakkuzda olur ve gereğini her zaman yapar."
Misliyle karşılık verilecekMilli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da, "Peki yaptıkları nedir? Zulümdür, tehdittir, terördür. Ama bunlar misliyle karşılığını bulacaktır" dedi. Yılmaz, "Onlar hayalle uğraşıyorlar. Terörle Türkiye Cumhuriyeti'nden alabilecekleri hiçbir şey yoktur. Türkiye Cumhuriyeti herkesin düşünemediği kadar bölgesinde lider, her bakımdan, hem ekonomik bakımdan, hem askeri bakımından. Peki bunlar ne yapacaklar? Bunlar sadece bizim sabrımızı taşırmaya çalışıyorlar. İstiyorlar ki kendileri hukuk tanımazlar, kural tanımazlar, bizim de kendilerine benzememizi istiyorlar. İşte devletle çete arasındaki fark budur. Biz hukuk ve demokrasi içerisinde bunları alt edeceğiz.Alt ettiğimizi de herkes görecek inşallah" dedi!
Kılıçdaroğlu'ndan tam destekCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, Başbakan Erdoğan'ın Ramazan'dan sonra terör konusunda önlem alacaklarını söylemesinin doğru bir söylem olmadığını belirterek "Yapılması gereken toplumsal bir mutabakatı sağlamaktır. Defalarca söyledik terörün engellenmesi konusunda CHP olarak elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız. Ama önce AKP'nin kafasının net olması lazım" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Ramazan sonrası göstereceğiz, Ramazan sonrasında gereken önlemleri alacağız' diye bir söylem doğru bir söylem değil. Bakın bugün 8 askerimiz ve bir korucumuz daha şehit oldu. 8 yıldır iktidardasınız, hala bugüne kadar bir önlem almadıysanız, aldığınız önlemi kamuoyuyla veya diğer siyasal partilerle paylaşmadıysanız, toplumsal bir mutabakat sağlamadıysanız terörle mücadelede başarı elde edemezsiniz. Geldiğimiz noktada da AKP'nin 8 yıllık sürecinde terörle başarılı bir sonuç elde etmediğini görüyoruz. Yapılması gereken nedir? Yapılması gereken toplumsal bir mutabakatı sağlamaktır."
BDP tasvip etmiyormuş!Terör örgütü PKK'nın her eylemine açık destek veren BDP'nin Genel Başkan Vekili Hamit Geylani de, "Öncelikle olaydan büyük bir üzüntü duyduğumuzu, gencecik insanların yaşamını yitirmesini ortak acımız olarak yüreğimizde hissettiğimizi değerli Türkiye kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Ülkemizin uzun yıllardır yaşadığı bu acılara her gün bir yenisinin ekleniyor olması acılarımızı daha da arttırmakta, kaygılarımızı tırmandırmaktadır. İnsan yaşamını sona erdiren hiçbir şiddet eylemini tasvip etmediğimizi bir kez daha belirtmek isteriz. Türkiye'nin bu noktaya gelmemesi için aylarca çağrılar yaptık, girişimlerde bulunduk, barışın önünün açılması için büyük çaba sarf ettik. Ancak bütün bu çabalarımız, barış çağrılarımız ne yazık ki karşılıksız kaldı. Bugün yaşanan bu acılı tablo bir kez daha göstermektedir ki Türkiye'nin en acil ihtiyacı barıştır."