Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, AB'ye alternatifler üzerinde duran MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç'ı kabus senaryosu üretmekle suçladı. Yılmaz önceki gün akşam bir televizyon kanalında soruları cevaplarken Kılınç'ın sözlerine sert bir karşılık verdi. Yılmaz, ''Türkiye'nin AB'ye alternatif olarak, geleceğini Rusya'yla, İran'la birliktelikle araması önerisi, bana göre bir vizyon değil olsa olsa bir kabus senaryosudur. Ben bunların doğrusu üzerinde çok düşünülerek önerilen şeyler olduğuna inanmıyorum. Olsa olsa o toplantının heyecanı içinde tepkisel olarak dile getirilmiş şeyler olabilir'' dedi. Yılmaz, özetle şunları söyledi:
Sabote suçlamasıRusya ve İran dünyada en fazla yalnızlığa itilmiş olan ülkelerdir. Bu yalnızlıktan çıkmak için kendi içlerinde reform süreci yaşayan ülkelerdir. Bir anlamda bizim geride bıraktığımız bir süreci bugün yeni başlatan ülkelerdir. Yönelmemiz gereken arayış İran, Rusya arayışı değildir. AB'ye üyelik devlet olarak bizim ortaya koyduğumuz bir iddiadır. Şimdi bu iddiadan şu ya da bu nedenle vazgeçenler, aslında Türkiye'nin geleceğini sabote ediyorlar.
Yılmaz kimi kastediyor?"AB, bazılarının sandığı gibi bir yapay gündem değildir. Hiç kimsenin de milletin üçte ikisinden fazlasının desteklediği bir projeyi sabote etmeye hakkı yoktur" diyen Yılmaz'ın, "AB konusunda herkes görüşlerini açıkça ortaya koymalı, kimse karnından konuşmamalı, dublör kullanmamalı" sözleriyle kimi kasdettiği merak konusu olmaya devam ediyor.
Askerin açıklaması rahatsız ettiANAP Grup Başkanvekili Nihat Gökbulut, AB'ye alternatif olarak İran ve Rusya ile işbirliği yapmayı "abesle iştigal" olarak nitelendirerek, "Tabii, kişilerin beyanat verip arkasından (bu benim bireysel görüşüm) demesi de bu işin biraz ucuzluğudur" dedi.
150 yıllık hayalimiz AB'ymişGökbulut, "MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç'ın beyanatını analiz edersek, hüküm cümlesi, kökten yanlıştır. Çünkü, AB'ye giriş, Türk Milleti açısından sadece son 20 yılın bir hedefi değil 1856 yılında Tanzimat reformuyla başlayan ve Atatürk'ün reformlarıyla devam eden 150 yıllık çağdaşlaşma ve Batılılaşma aşamasının son noktasıdır. Dolayısıyla AB'ye karşıt olarak Rusya ve İran ile birlikte bir işbirliği arayışı Türkiye'nin gerçeklerine, jeopolitik konumuna ve bu ülkelerle olan sorunlarımızla tamamen ters olan bir vakadır.
Gürel'den destekOrgeneral Kılınç'ın Avrupa Birliği'yle ilgili açıklamalarına, Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'den destek geldi. Devlet Bakanı Gürel, "İçinde bulunduğumuz dönemde yeni arayışları ihmal etmemeliyiz" dedi. Sağlık Bakanı Osman Durmuş ise "Orgeneral Kılınç, Türkiye'ye yapılan haksızlığı ifade etti. Ben de görüşlerine katılıyorum" diye konuştu. Şükrü Sina Gürel, Avrupa Birliği ile ortak gelecek pazarlıklarını ihmal etmeden, bölgedeki güçlere de önem veren dış politika geleneğinin sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. Gürel, bu bağlamda Orgeneral Kılınç'ın Rusya ve İran'la işbirliğinin geliştirilmesi görüşlerine katıldığını söyledi.
Öte yandan Türkiye'yi soktuğu ekonomik krizin etkileri hala süren Kemal Derviş de, AB üyeliğinin anahtar öneme sahip olduğunu iddia ederek, "Türk insanında Avrupa ailesine katılma isteği büyük. Bu da Türkiye'nin yeni gündemini oluşturacak" dedi.
Çiller AB'den vazgeçmiyorDYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç'ın Avrupa Birliği (AB) ile ilgili sözlerine ilişkin olarak, "Türkiye hem bölünmez bütünlüğüne, hem üniter yapısına sahip çıkacaktır, hem de çağdaşlaşma projesi olan AB'ı sahiplenmeye devam edecektir" diyerek ikili bir tavır sergiledi. Çiller, MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç'ın AB'la ilgili sözlerini hatırlatıp, "Bir askerin İran telaffuzunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" diye sorması üzerine, Türkiye'nin büyük devlet gibi çok yönlü siyaset gütmek mecburiyetinde olduğunu ve bunu yaptığını söyledi. "Türkiye, bugün AB'a giden yolda ortaya konan üslupta, onurlu bir duruştan uzaklaşır bir görüntü vermektedir" diyen Çiller, "Bu ortam bir çok kişi ve milletimizi rahatsız etmiştir. (AB mı? bölünme mi?) gibi bir tercih olmamalıdır. Türkiye, hem bölünmez bütünlüğüne, hem üniter yapısına sahip çıkacaktır, hem de çağdaşlaşma projesi olan AB'ı sahiplenmeye devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.