Kuzey Irak, İstanbul derken 2 gündür de Ankara'da son derece verimli-önemli görüşmeler yaptım, ilginize-bilginize arz ederim değerli okur... Bu arada Başkent'te sıcak gündemin ürettiği kulislerin de tam ortasına düşmüş oldum elbette... Sıcak gündemle kastım malumunuz; Kuvvet komutanları, Cumhurbaşkanı, Yargı'nın ve akademik çevrelerin tepe isimlerinin adeta tek ses yaptıkları açıklamalar ve de buna karşın AKP Hükümeti'nin duruşunun yansımaları. Erdoğan'ın ortaya çıkan gerginliği yumuşatma gayreti, Londra dönüşü yaptığı konuşma ile uzattığı zeytin dalı çabalarının perde arkasını paylaşacağız şimdi. Önce Sayın Erdoğan'ın tansiyon düşürücü mesajlı drajelerine-uzlaşma diyaloglarına bakalım, Başbakan önceki gün 'havada' şunları söyledi;'Farklı görüşler her zaman olabilir; ama bunları kamuoyu önünde değil, aramızda görüşerek halledelim. Birbirimizi anlamamızın, birbirimize saygı göstermemizin gereğine inanıyorum. Dayanışma olursa, inanıyorum, çok şeyler aşılır. Ki biz her türlü görüşmeye açık bir hükümetiz. Bütün bunları aramızda görüşmek suretiyle halletmemiz lazım. Kamuoyu önünde olmamalı! Bunlar kendi aramızda, dar çerçevede, mesela Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) olabilir, MGK dışında da olabilir. MGK'nın dışında zaten bir araya geliyoruz. Zaman zaman ikili, zaman zaman biz, MGK içindeki hükümet kanadı ve askeri kanat olarak bir araya geldiğimiz zamanlar oluyor. Yani bunları rahatlıkla müzakere etme, hatta hatta bunları ilgili bazı mahfilleri de buraya davet etmek suretiyle müzakere etme imkanımız olabilir. ' Tam bu noktada duralım.Şimdi sizlere aktaracağım kulisler-iddialar da Başbakan'ın bu son çağrısını içeriyor. Erdoğan 'uzlaşma' arayışında, kendi ifadesiyle -bazı mahfilleri davet etmek suretiyle müzakere etme imkanı- bulmak istiyor, kiminle; elbette öncelikle KOMUTANLAR ile... Peki bu hangi zeminde-kimlerin arabuluculuğunda-hangi yöntemle olacak?Cevap için Ankara kulislerine bakalım; Duyduklarıma bakılırsa Başbakan Erdoğan 'asker ile aralarında' uzlaşma zemini yaratacak, kapalı kapılar ardında diyalog geliştirmelerine destek verecek' emekli komutanlar başta, askere yakınlığı bilinen, sözü dinlenen akil adamlar bulunması için AKP'nin etkin isimlerinden, A takımı içinde yer alan milletvekili Sayın Salih KAPUSUZ'a görev vermiş ve Kapusuz da bazı emekli generallerin kapısını çalmaya başlamış bile.Konuyla ilgili sohbet ettiğim AKP içindeki muhalif kanattan 3 milletvekili ise ortak kaygıyı paylaşarak, diyorlar ki; 'Sayın Erdoğan ve etrafı, askerin dile getirdiği bu haklı sikayetleri uzun süredir görmezlikten geldiler, bu nedenle de ülkedeki kuvvet dengeleri arasında devletin önemli kurumları arasında gerginlik son derece kritik biçimde arttı. Oysa Sayın Erdoğan ve yakın halkası çok önceden, şu anda gelinen kırılma noktasına varılmadan çeşitli argümanlar geliştirerek, asker-yargı ve Hükümet arasında yaşanan bu güven bunalımını ortadan kaldırmalıydı. Erdoğan'ın derhal özlenen güveni tesis etmesi şart. Dileriz başbakanın 'uzlaşma arayışları' 'ben MA?DURUM, biz zeytin dalı uzattık ama...' deyip sadece tribünlere mazeret sunma politikasından ibaret değildir.'Evet, AKP kendi kodlarını ortaya koyar iken 'asker' ile ne kadar ortak dil konuşabilecek, uzlaşma, iyi ilişkiler kurma çabasının gereğini ne kadar yapabilecek bugün itibarıyla göreceğiz.Bu arada Ankara kulislerinden duyduklarıma bakılırsa Erdoğan, asker ile aralarında yaşanan son gerginliği yok etmek adına-malum F tipi cemaatin- devlet içindeki belirli kadrolardaki etkilerinin azaltılması için de talimat vermiş güya.Yoğun bir haftayı geride bıraktık... Çook çok daha yüksek tempolu günler bekliyor bizleri, izleme ve de İZLENMEDE devam ediyoruz efendim...Güler Kömürcü/ Akşam