Tam da "resepsiyon gerilimi"nin yaşandığı günün akşamında, ABD Başkanı Bush telefon açmış Tayyip Bey'e!..
"Uzun dönemli dost ve müttefik Türkiye ile ABD arasındaki güçlü ilişkiler bir defa daha teyid edildi" demiş, Bush!..
Sonra da eklemiş;
"Kuzey Irak'taki Amerikan askerlerine ikmal yapılmasına, gerçekleştirdiğiniz ekonomik reformlara, IMF ile işbirliğinize ve Irak'ın imarına katılma yönündeki isteğinize teşekkür ederim!"
Tayyip Bey de, ahizenin öteki ucundaki Bush'a; "ABD'nin Türkiye'ye güçlü desteği" ve bütçeden ayırdığı "1 milyar dolarlık yardım" için teşekkür etmiş!..
Anlayacağınız;
Bush-Erdoğan ilişkilerinde bir "gerilim" yok!.. Hatta, "karşılıklı teşekkürleşme"ler olduğuna göre; araları umulandan daha iyi!..
İyi de;
Ankara'daki "gerilim"in kaynağı ve gerilimi çıkaranların "dayandığı odak" ne?..
Yoksa;
Bu Bush oğlu Bush, "tavşana kaç, tazıya tut" diyerek "ikili" mi oynuyor?..
Adı üstünde, Bush bu;
Yapar mı, yapar!..
Peki;
"Ankara'dakiler" anlamaz mı bunu?.. Anlarlarsa, bu "gerilim" niye?..
Ya da;
"Türkiye'ye faydası" ne?..
Bilen varsa, bana da söylesin!..
Ama, şu bilinsin;
Devir, "başörtülü kadınları horlayıp, eve hapsetme devri" değil!..
Onlara "muhtaç" olacağımız günler, çok yakınımızda!..
Hem de, çok yakın!..