YENİ MESAJ – İSTANBUL


Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, Türkiye'de vatandaşların neyi, nasıl tükettiğini bilmediğine işaret ederek, “Piyasada bir arz var ise, burada bir talep vardır. Sürekli at ve eşek etlerinin kesilmiş halde yakalandığını ve de kesim yapıldığının haberlerini ekranlardan alıyoruz. Aslında bunun böyle olduğunu ve yıllardır aynı şekilde devam ettiğini bizler tüketici kuruluşları olarak çok iyi biliyoruz. Çünkü yeterli, sıkı denetim yok. Ve bu işle mücadele edecek yasal mevzuat yok. Çok acil bir yasal düzenleme gerek. At, eşek, kedi, köpek keserek bunları piyasaya sunanlar için ağır yaptırımlar getirilmeli. Ülkemizin her yerinde bu görüntüler var ve giderek artış kaydediyor. Hastalıklı, hiçbir işe yaramayan hayvanları kesip millete yediriyorlar. Çünkü etkin bir denetim ve yaptırım yok” dedi.


Mustafa Göktaş, bu tür tek tırnaklı hayvanların etlerinin genellikle hazır yemek ve tabldot yemek üreten yerlerde sık sık yakalandığını da hatırlatarak, şöyle konuştu: “Ciddi bir denetim ve kontrol olmuş olsa bunlar olmaz. Ama devletin kurum ve kuruluşlarında ve bu tür hazır yemek hizmetinin sunulduğu ‘hizmet alımı' şeklinde gerçekleşen ihaleler ile verilen işler neticesi bu olumsuzluklar yaşanıyor. Çünkü en ucuz fiyata verdim, verelim hesabı yapılıyor. Bu doğru değil. Yemeğin en ucuzu olmaz. En ucuz demek, en sağlıksız olan demektir. Çünkü idareler yemek hizmetini alırken bir yaklaşık maliyet çıkartıyorlar. Bunu çıkartırken çok teknik hesap yapıyorlar. Teknik şartnameleri var. O şartnamelerde yemeğin reçetesi var. İçine ne, ne kadar girecek belli. Bu yemeğin bir çiğ maliyeti, bir de pişmiş maliyeti var. Yani yemek hazır hale gelinceye kadar içine ne giriyorsa, ayrıca işçilik, elektrik, su, tüp, temizlik, arınma, ekmek, ne varsa bunlar hesaplanıp buna göre bir maliyet çıkıyor. Bu maliyeti çıkartanlar o hizmeti alan idareler. Ancak ihalede bir bakıyorsunuz en fazla kırana veriyorlar.

Kendilerinin namuslu yoldan yaptıkları hesaba göre 3 kap yemek (tabldot) 5.5 - 7 TL arasında çıkacakken ve kendileri bu rakamı resmi tespit etmişken, ihalede 3 - 3.5 TL'ye kadar bu yemeği veriyorlar. Böyle olunca da alan firmalar hileye, hırsızlığa başvuruyorlar. Bunun gerçeği bu. Çünkü eldeki teknik şartname belli… O şartname harfiyen uygulansın, etkin denetim olsun, muayene ve kontrol komisyonları o şartnameye uygun çalışsınlar o yemekçinin o kurumda yaşaması mümkün değil, iflas eder. Batar. Zaten birçok yemekçi bu yüzden batmıştır. Ama içeride adamı olan, korunan ve kollananlar işini hal yoluna koymuşlar, devam etmektedirler. Devlet bu tür ihaleleri kontrol etsin, alınan yemekleri kontrol etsin, içine giren etleri kontrol etsin. Milletin sağlığını düşünen de olmuyor. Sıkı kontrol yapılsın bunlar bir, bir ortaya çıkar” dedi.


ÇETKODER Genel Başkanı Mustafa Göktaş, piyasadaki ucuz kebap, tantuni, ciğer satanların da çok sıkı denetlenmesi gerektiğini savunarak, “Çünkü halka ne yedirdiklerini şüpheli... 1.5 - 2 TL'ye kebap olmaz, tantuni olmaz. Döner hiç olmaz. Ne et döner, ne tavuk döner olur. Bunlar sıkı denetlenmeli. Halkımızın resmen sağlığı ile oynanıyor. Seyyar satıcılar başta olmak üzere halka hazır yemek sunan, lokanta, kafe gibi yerlerin etkin denetimi lazım. Kesim var, ihbar geldi yakaladınız. İhbarın gelmediği ve kesimin bol olduğu yerdeki piyasaya arz edilenleri nasıl tespit edeceksiniz? Kesene de, satana da, ağırlaştırılmış ve caydırıcı cezalar konmalı” dedi.