logo
13 MAYIS 2024

Avrupa'nın rezilliği...

18.12.2005 00:00:00
Türklüğe alenen hakaret etmekten yargı önüne çıkan Orhan Pamuk davası AB'nin Türkiye'ye uyguladığı çifte standardı tekrar gösterdi. Türkiye'ye, Türklüğe hakaret edenlere sevgi ve şefkat kucağını açan Avrupa, Türkiye'nin menfaatleri sözkonusu olunca derin bir sessizliğe gömülüyor. Peki Türkiye, kendisiyle ilgili bu denli kötü niyetli bir birliğe nasıl girecek ve bu birlikte Türkiye nasıl ayakta kalabilecek? Orhan Pamuk davası aslında Avrupa'nın gerçek yüzünün küçücük bir kesitini gösterdi. Aysberg'in görünmeyen tarafı daha büyük ve daha acımasız!AB'nin adaleti: Türkiye ve FransaYazının adı Avrupa Birliği'nin rezilliği olmalıydı. Orhan Pamuk: Özerk bir birey. Abartılı özerkliğiyle marjinalleşmiş, marjinalleştiği için yabancılaşmış, yabancılaştığı için kendi toplumuna karşı hem savcı, hem yargıç, hem cellat işlevini gönüllü yüklenmiş bir Türkiyeli. Özerk kişiler, varlıklarının toplumsallaşmamış yanı ağır basan kişilerdir. Kendilerini tanrı sanırlar. Ama buna gerçekten inanmadıkları için başkalarının tanıklığına gereksinimleri vardır. O tanıklık olmazsa 'yok'turlar.Bu tanıklık genellikle bozacının şıracıya yaptığı tanıklığına benzer!Sıradan adamOlli Rehn: Avrupa Birliği'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi. Finlandiyalı. Tembellik edip, nasıl bir adem olduğunu Fin dostlarıma sormadım. Ama çiğ, patavatsız, haddini bilmez biri. Sıradan adamlara özgü bir retorikle, 'Mahkemede yargılanacak olan Orhan Pamuk değil Türkiye'dir demiş. Rehn, Pamuk'un 'Türklüğe hakaret' davasıyla ilgili yaptığı açıklamada, mahkemenin alacağı kararın, Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformlar ve ülkedeki ifade özgürlüğü kapsamında Türkiye için test olacağını öne sürmüş. 'Umarım Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Kopenhag siyasi kriterlerine uygun davranır' diyen Rehn, Türkiye'de yürürlüğe giren yeni ceza yasasının ifade özgürlüğüne yeterince koruma sağlamadığının görüldüğünü savunmuş.Tarih yazmak!Fransa'da 19 tarihçi, 'Tarih İçin Özgürlük' başlıklı bir bildiri yayınlamışlar. Hatırlayalım, Fransız Parlamentosu, Türkiye'nin 'Tarihsel olayların değerlendirilmesini tarihçilere bırakalım!' itirazına karşın, Ermeni Soykırımı Yasası'nı (21.1.2001) çıkarmıştı. Buna göre Ermeni soykırımı iddialarının gerçek dışı olduğunu söylemek yasaklanıyordu.Ama çalma başkasının kapısını çalarlar kapını! Bir süre önce, Cezayir, Fransa'dan sömürgecilik uygulamaları nedeniyle eski sömürgelerinden özür dilemesini istedi. Etekleri tutuşan Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile Başbakan Dominique de Villepin, ateşe basmış gibi haykırdılar: 'Tarih yazmak parlamentolara düşmez!'Demek öyle! Size gelince öyle, Türkiye'ye gelince böyle!19 cesur tarihçi, Fransa'da Ermeni Soykırımı (29.1.2001), Kölelik Kanunu (21.5.2001), Irk Ayrımı ve Yahudi Karşıtlığı (13.7.1990), Sömürgeciliğin Olumlu Yanlarının Öğrencilere Öğretilmesi (23.2.2005) gibi, demokratik rejime uygun görmedikleri yasaların iptalini istediler. Bu yasalar parlamento tarafından iptal edilir ya da edilmez, ama insanlığın vicdanında mahkûm edilmişlerdir.Dut yemiş bülbülBu olayda asıl utanç, dün yapılması gereken ama ertelenen Orhan Pamuk duruşmasından önce Türkiye'yi suçlayan Avrupa Birliği'nin, Fransız tarihçilerin karşı çıktığı yasalar ve uygulamalar karşısında dut yemiş bülbül gibi susması... Bizim neoliberal yazarlar da bu AB'ye güvenmeyenleri 'demokrasi düşmanı' ilan ediyorlar. Özdemir İnce/ Hürriyet
Fenerbahçe umudunu son 2 haftaya taşıdı
Sarı-lacivertliler Kayserispor'u 3 golle geçti
Aslan şampiyonluğa koşuyor
Son dakika golü ligin kaderini değiştirdi
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
Fenerbahçe umudunu son 2 haftaya taşıdı
Sarı-lacivertliler Kayserispor'u 3 golle geçti
Aslan şampiyonluğa koşuyor
Son dakika golü ligin kaderini değiştirdi
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor

Erdoğan'ın memleketinde çay fiyatına tepki: Algıyı değil ülkeyi yönetin

"Açıklanan bu fiyatı kabul etmiyoruz. Acilen revize edilerek en azından çayın geleceği için sürdürülebilir bir fiyat verilmelidir."
12.05.2024 22:10:00 / Güncelleme: 12.05.2024 22:18:30
Ahmet Şimşek
Erdoğan'ın memleketinde çay fiyatına tepki: Algıyı değil ülkeyi yönetin
Erdoğan'ın memleketinde çay fiyatına tepki: Algıyı değil ülkeyi yönetin
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın dün sosyal medya hesaplarından 19 TL olarak açıkladığı 2024 yılı yaş çay alım fiyatına yönelik tepkiler devam ediyor.

Bugün Rizeli bir çay üreticisi, yanında getirdiği bir çuval çayı Rize AKP İl Başkanlığı önüne dökerek açıklanan çay alım fiyatına tepki gösterdi.

Yaş çay alım fiyatına bir tepki de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baba ocağı Güneysu'dan geldi.

31 Mart seçimlerinde CHP'nin Güneysu Belediye Başkan Adayı olan Hüseyin Yanık, "Algıyı değil ülkeyi yönetin" diyerek açıklanan fiyata tepki gösterdi.

"Köyler viraneye tarlalar dikenliğe dönüşecek"

Tarım ve Orman Bakanlığından yapılan açıklamada 2024 yılında çay üreticisinin eline kg başına 19 TL geçeceğinin duyurulduğunu ancak bunun doğru olmadığını ifade eden Yanık, "Bu 19 TL 'nin 2 lirası destekleme fiyatı. Bu 2 TL bir yıl sonra 2025 mayısında ödenecek, geri kalan 17 TL  de brüt fiyat. Kesintilerle bu 16,60 TL'ye kadar düşecek. Bu durumda üreticinin eline kilogram başına 19 TL değil 16 küsur TL geçecek.  Oysa ki 1 kg çayın kantara gelene kadar; gübre, işçilik, nakliye maliyetleri toplandığında zaten yaklaşık 16 TL gibi bir maliyet oluşuyor. Verilen fiyat çay tarımını sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır. Bu fiyat politikasıyla kısa zamanda köyler viraneye tarlalar dikenliğe dönüşecektir." dedi.



Kendisi de çay üreticisi olan Hüseyin Yanık, "Kaldı ki 19 TL dahi olsa yeterli değil. 2023 yılında Mayıs ayından günümüze reel eflasyon verileri incelendiğinde yüzde 300'un üzerindedir. Enflasyonu baz alırsak olması gereken fiyat 30 TL'nin üzerindedir. Lakin bizim talebimiz sürdürülebilirliğin devamı için en az 25 liraydı." şeklinde konuştu.

"Soframızdan iki ekmeği aldılar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2002 yılında henüz sade bir vatandaşken Güneysu meydanda yaptığı bir konuşmada "Ankara'ya gittiğim gün çay 1 TL olacak. Bu nedir böyle Allah'ın verdiğine kota olur mu?" dediğini hatırlatan Yanık, sözlerini şöyle tamamladı:

"O gün 1 kg çay ile 300 Gr üç ekmek alınıyordu. Bugünkü fiyatla ise 250 grama düşen ekmekten dahi 2 tane alınamıyor. O günden bugüne tam 22 yıl geçti. Kota hala devam ederken soframızdan 2 ekmeği aldılar. Açıklanan bu fiyatı kabul etmiyoruz. Acilen revize edilerek en azından çayın geleceği için sürdürülebilir bir fiyat verilmelidir."

İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu

İstanbul'a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı bugün itibarıyla ortalama yüzde 82,93 olarak ölçüldü

 


12.05.2024 15:05:00 / Güncelleme: 12.05.2024 15:10:08
AA
İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu
İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, kente su sağlayan ve azami 868 milyon 683 bin metreküp biriktirme hacmine sahip baraj ve göletlerdeki su miktarı 720 milyon 36 bin metreküp olarak kaydedildi.

Su miktarı Ömerli'de yüzde 93,05, Darlık'ta yüzde 81,61, Elmalı'da yüzde 87,21, Terkos'ta yüzde 91,68, Alibey'de yüzde 59,44, Büyükçekmece'de yüzde 77,53, Sazlıdere'de yüzde 62,53, Istrancalar'da yüzde 55,92, Kazandere'de yüzde 82,62, Papuçdere'de ise yüzde 80,96 olarak ölçüldü.

Melen ve Yeşilçay'dan bu yıl 235,25 milyon metreküp su alındı.

İçme suyu arıtma tesislerinden bu yıl kente verilen su miktarı 393 milyon 29 bin metreküp olarak hesaplanırken, dün İstanbul'a verilen su miktarı ise 3 milyon 3 bin metreküp olarak kayıtlara geçti.

Son 10 yılın doluluk oranları

İSKİ istatistiklerine göre, 12 Mayıs tarihli baraj doluluk oranları
2014'te yüzde 30,26,
2015'te yüzde 94,72,
2016'de yüzde 82,29,
2017'de yüzde 85,54,
2018'de yüzde 88,22,
2019'da yüzde 89,73,
2020'de yüzde 69,15,
2021'de yüzde 77,73,
2022'de yüzde 85,73,
2023'te yüzde 49,42,
bugünkü oran yüzde 82,93 olarak kayıtlara geçti.

Adıyaman'da en acı Anneler Günü

12 Mayıs Anneler Günü Adıyaman'da acı ve hüzün içerisinde kutlanıyor.
12.05.2024 12:40:00 / Güncelleme: 12.05.2024 12:42:38
İhlas Haber Ajansı
Adıyaman'da en acı Anneler Günü
Adıyaman'da en acı Anneler Günü
6 Şubat depremlerinde en ağır hasar alan iller arasında bulunan Adıyaman'da, binlerce vatandaş yıkılan yapıların enkazları altında kalarak hayatını kaybetmişti.

6 Şubat Depreminde annesini yada kızını kaybeden bir çok vatandaş, ellerine aldıkları çiçeklerle Adıyaman Belediyesi Yeni Mezarlığa gelerek burada mezarları ziyaret etti.

Annesini ve kızlarını kaybeden bir çok vatandaş göz yaşları içerisinde Anneler Gününü kutladı. Hüzünlü anların yaşandığı mezarlıkta annesini yada kızlarını kaybeden kişiler yüreklerinin yandığını ve bu acının hiçbir şekilde unutulmayacağını dile getirdi.



Bazı mezar taşlarında 'Toprak emanetime iyi bak, benim sarıldığım gibi sarıl anneme' yazan yazılar ise hüzünlendirdi.

Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor

Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir
12.05.2024 12:18:00
Hasan Parlak
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir. Sınır güvenliği, bir ülkenin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve halkının güvenliğini koruma açısından hayati öneme sahiptir.

Ulusal güvenliğin sağlanması, ekonomik istikrarın korunması ve toplumsal huzurun devamı için kritik bir öneme sahiptir.

Küreselleşen dünyada, sınırların korunması daha da zorlaşmakta ve devletler bu meydan okumaya karşı yeni tedbirler geliştirmek zorunda kalmaktadır.

Sınırlar, yalnızca coğrafi çizgiler değil, aynı zamanda kültürel, ekonomik ve siyasi etkileşimlerin merkezidir. Sınır güvenliği, kaçakçılık, yasa dışı göç, terörizm gibi tehditlere karşı koruma sağlar ve ulusal güvenlik için stratejik bir rol oynar.

Alınacak Tedbirler

Fiziki Güvenlik Önlemleri: Sınır hattı boyunca duvarlar, çitler ve gözetleme kuleleri gibi fiziki engellerin inşası.

Teknolojik Yatırımlar: İleri gözetleme teknolojileri, dronlar, termal kameralar ve hareket dedektörleri gibi teknolojik araçların kullanımı.

Eğitim ve İstihbarat: Sınır güvenlik personelinin eğitimi ve istihbarat kapasitesinin artırılması.

Uluslararası İş Birliği: Komşu ülkelerle iş birliği ve koordinasyon içinde çalışarak sınır güvenliğini artırmak.

Hukuki Düzenlemeler: Sınır ihlallerine karşı caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması.

Entegre Sınır Yönetimi: Sınır yönetiminde kurumlar arası ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi.

Sınır güvenliği, devletlerin bekası için kritik bir öneme sahiptir. Çeşitli tehditlere karşı etkili bir koruma sağlamak için fiziki, teknolojik, eğitim ve hukuki tedbirlerin yanı sıra, uluslararası iş birliği ve entegre sınır yönetimi yaklaşımları da büyük önem taşır.

Bu tedbirler, sınırların ve devletlerin güvenliğini sağlarken, aynı zamanda insan, sermaye ve malların yasal serbest geçişlerini kolaylaştırarak refah ve ekonomiye katkı sağlar.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.