Tercüman yazarı Ergun Göze, Avustralya Başbakanının Gelibolu ile ilgili gündeme getirdiği ahlaksız talebini değerlendiriyor Sayın Başbakan'ın hikmetinden sual olunmaz. Avustralya gezisinde Avustralyalılar, ısrarla yine aynı mavalı okudular; Gelibolu'daki mezarlarımız, âbidelerimiz. Erdoğan çiftini ağırlamak için gösterdikleri gayretin altında (Bayan Erdoğan'a bile bir defter imzalattılar) hep bu dâvâ vardı. Nitekim, diplomatik nezakete pek uymayacak bir tarzda Avustralya Devlet Başkanı yâni Britanya Kraliçesi'nin Genel Valisi, Gelibolu'yu kutsal bir yer yapmak istiyoruz diyerek, daha önce Türk makamlarına yapılan, Burası Avustralya kültür varlığı sayılmalıdır. Bu toprakları dönüşümlü şekilde idare edelim gibi yersiz ve siyasi terbiye dışı tekliflerini bir de misafiri Erdoğan'ın yüzüne karşı açıklamaktan çekinmedi.Zaten orası kutsalBuna verilecek en iyi cevap, Ekselans, Gelibolu'yu zaten döktüğü mübarek kanıyla Mehmetçik kutsal bir yer haline getirmiştir idi. Şöyle devam edilirdi: Türk Milleti her gün binler halinde o toprakları ziyaret ederek ve o kutsal havayı ciğerlerine çekerek iman tazeliyor. Sizin ise hesabına döğüştüğünüz İngiltere uğruna, telef olan ölüleriniz için mezarlık yeri Lozan'da verilmiş ve birkaç senede yapılmıştı da... Şehit Mehmetçiklerin mezarları ise şu son beş on senedir ele alınabildi. Ve siz ondan sonra birden bire ateşlendiniz. Sizin bu ateşlenmenizin sebebi nedir? Kültür mirası imiş! Devam edilirdi:Eskiden yok muydu?Niye geldiniz?- Yetmiş sene önce kültürünüz yok muydu, bu o zaman hiç aklınıza gelmedi? Ne kültür mirası imiş? Ölülerinizin mezarları kültürünüzün mirası ise öldürdüklerinizin mezarı hangi kültürün mirası oluyor? Yâni Gelibolu'ya haklı olarak mı geldiniz? Haksızlık üzerine kültür mirası mı olurmuş? Ne biçim kültür bu? Ekselanslarının unuttuğu bir nokta var. Sizin ölülerinizle bizim şehitlerimiz asla bir değildir. Sizin ölüleriniz istilacı idi, emperyalist bir gücün emrindeydi, Hareme gidiyoruz, Türk lokumu yiyeceğiz gibi vahşî çığlıklarla çapula geliyordunuz. Zaten patronunuz İngilizler sizi vahşi buldukları için asıl hedefleri olan Seddülbahir'e değil sarp ve yalçın kayalık olan Arıburnu'na sürmüşlerdi. Hiç, çapulcu saldırganla, vatanını vahşetin saldırısından kurtarmak için kan ve can veren bir olur mu? Emperyalist saldırının neresi kutsalmış?Sevgili okuyucularım bu satırları belki biraz fazla şiddetli bulacaksınız. Ama değil. Açıklayınca bana hak vereceksiniz: Çünkü Kraliçe'nin Avustralya Valisi bunları söylerken apaçık bir şekilde Avustralya kanunlarına göre Gelibolu kültür mirasımız olmalıdır dedi. Bu ne demek biliyor musunuz? Onların mezarlıklarının beş kilometre çevresinde Avustralya kanunları tatbik edilecek demektir. Yâni orası Avustralya toprağı olacak. Sadece idaresiyle de değil, yargısıyla da. Adamlar demek seksen sene önceki sevdadan hâlâ vazgeçmemişler.Gönüldür, ister...Ben Avusturalyalılar'a hatta onları hâlâ kullanan İngilizler'e de kızmıyorum. Niçin kızayım? Cevabını verip geçerim. Ama, şu son üç yıldır her önüne gelenin Türkiye'den bir şey ister hale gelmesini neye yormalı? AB ister, Barzani, Talabani hatta Öcalan ister, Fener ister, Atina ister, Papadopulos Kıbrıs'ın tamamını ister. Hatta Avustralya'daki Ermeniler de Ağrı Dağı'nı istemişler. Gönüldür bu ister de... Ama hangi iffetli kadına kim böyle pervasızca tekliflerde bulunabilir? Böyle pervasızca teklifte bulunulması için, önce kadının avans vermiş olması gerektir. Ne yaptı ki, AKP iktidarında, herkes ister de ister...