"Sorunun, ÖSS sisteminden kaynaklandığını, bu sistem değişmediği sürece liselerin rayına oturmasının mümkün olmadığını" söyleyen Çelik, "ÖSYM Başkanı'na, YÖK Başkanı'na, bu işte sorumluluğu olan bütün insanlara sesleniyorum: Bu, bu sene son olsun" diye konuştu.
Çelik, liselere bakalorya sistemi getirilmesini de önerdi. Milli Eğitim Bakanı Çelik, Bilkent Üniversitesi'nin yaptığı bağış için düzenlenen törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Lise son sınıf öğrencilerinin okula gitmediklerinin" anımsatılarak, bu konuda önlem alınıp alınmayacağının sorulması üzerine Çelik, göreve geldiğinden bu yana mevcut ÖSS sisteminin Türkiye'deki ortaöğretimi felç ettiğini söylediğini belirtti.
"Bizim 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 45. maddesini değiştirme ile ilgili hazırladığımız kanun, sayın Cumhurbaşkanı'ndan döndü" diyen Çelik, "öğrenciyi okula bağlamaya yönelik ne kadar unsur varsa bunu masaya getirdiklerini, tekliflerde bulunduklarını" belirterek, şöyle konuştu: "Bana 'öğrenciler dershaneye niye gidiyor?' diye soru soruyorlar. Eğer öğrenciyi okula bağlayamazsak öğrenci, okul yerine dershaneye gider. ÖSS, 10 öğrenciden 1'ine kazandıran, 9'unu eleyen bir sınav.
Dolayısıyla bu kadar talep olduğu sürece, kontenjanlar da böyle olduğu sürece bu yarışma olacaktır. Dershaneleri yok ederseniz, bu sefer bireysel çarelere başvuracaklar, özel dersler alacaklar. Bu bir sonuçtur. Bu sonucu doğuran sebepleri yok etmediğiniz sürece bu devam edecektir." Geçen yıl ÖSS'de içerik değişikliği yapıldığını anımsatan Çelik, yumuşak bir geçiş yapmak gerektiğini, değişikliklerin aniden uygulanmaya başlanmasının öğrencilerde şok etkisi yarattığını söyledi.
Çelik, şunları kaydetti: "Çocuklar eski sisteme göre sınava hazırlanmışlardı, şimdi lisedeki ders içerikleri işin içine girdi. Edebiyatı hiç görmemiş veya gerekli görmeyen insanlar şimdi Fuzuli'yi, Nedim'i, Namık Kemal'i çalışmaya başladılar. Tabii 1., 2. sınıftaki kaçırdıkları dersleri şimdi öğrenmeye, onları telafi etmeye çalışıyorlar ve bunu da okulun normal müfredatı içinde yapamayacaklarını biliyoruz. Bizim amacımız üzüm yemekse, bu ülkenin çocuklarına eziyet etmemekse farklı farklı yöntemler denemeliyiz. Gelin, birçok okula, birçok liseye bakalorya getirelim. Çocuk burayı geçerse sınava girmesin, Almanlar'ın Abitur'u gibi, IB gibi, bizim eski olgunlaşma sınavımız gibi öğrenciyi ortaöğretimde aldığı dersler itibarıyla bir bütün olarak değerlendiren bir yöntem getirelim. Olgunlaşma sınavını lise bitirme sınavı gibi algılamayabilirsiniz. Olgunlaşma sınavından geçmeyen öğrenci üniversiteye müracaat bile edemesin. Biz bütün bu tekliflerde bulunduk.
ÖSS'nin şekliyle, nasıl yapılacağıyla, nasıl yapılmayacağıyla, soruların stiliyle ilgili olarak benim iğnenin ucu kadar yetkim yok, bugünkü yasalara göre. Böyle olduğu halde bazı basın organlarının özellikle Bakanlığı hedef alması hakikatle, gerçekle, hakkaniyetle bağdaşmamaktadır. Ben buradan sayın ÖSYM Başkanı'na, sayın YÖK Başkanı'na, bu işte sorumluluğu olan bütün insanlara sesleniyorum: Bu, bu sene son olsun. Lise son sınıflardaki yavrularımızın hasta olmadıkları halde gidip hastanelerden rapor almaları, çocuklarımıza bu yaşta sahtecilik öğretilmesi, kimin hoşuna gider. Bakan olarak bu önce beni rahatsız eder. ÖSS sistemi değişmediği sürece liselerin rayına oturması mümkün değildir"