YENİ MESAJ / SAMSUN
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) MYK Üyesi Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu, Prof. Dr. Haydar Başın Rusya Parlamentosunda 27 Şubatta kaptan köşküne çıktığını ifade etti.
Samsunda düzenlenen Milli Kahramanlarımız Sempozyumunda konuşan Prof. Dr. Emiroğlu, Başbakan Erdoğana seslenerek, Ey Başbakan, siz her limana gidersiniz ama her gemiye çıkamazsınız ama bütün gemiler Haydar Başa açık dedi. Sayın Başbakanı yürüyen takım elbise olarak niteleyen Prof. Dr. Emiroğlu, konuşmasında Meclis Başkanlığına sunulan 4. Yargı Paketini değerlendirerek, şunları söyledi: 4. Yargı Paketini düne kadar ertelediler çünkü bu paket İmralı görüşmelerine göre hazırlanarak Meclis Başkanlığına sunuldu. Tek taraflı... İmralı dikte ettiriyor, bizim hükümetimiz de notlarını alıyor ve ona göre yol haritası hazırlanıyor.
Prof. Dr. Emiroğlu, mevcut Hükümetin bunu yaparken, şunları gözden kaçırdığını dile getirerek, şu tespitlerde bulundu: Sevr Muahedesi ile Lozan Barış Sözleşmesini karıştırdınız. Birinci Dünya Savaşını sona erdiren yürürlükteki tek barış sözleşmesi Lozan Anlaşmasıdır. Orada bize şartlarını dikte ettiremediler. Bakın, bir eşkıya bugünkü hükümete ve Başbakana istediklerini dikte ettiriyor, yeni kurulmuş bir ülke Lozanda, çizmeleriyle Lozana koşmuş bir İsmet İnönü ve devletin başındaki Mustafa Kemal, savaşın galiplerinin karşısında bile diz çökmediler ve onların söylediklerini not etmediler, karşılıklı müzakere ettiler. Bu haliyle bu Başbakan, Damat Ferit Paşa kadar dahi olamadı. Damat Ferit, Sevr Muahedesini devletlerle müzakere etti, biz şimdi eşkıyayı ile müzakere ediyoruz. Lozan Barış Sözleşmesi, Türkiyeye dikte ettirilmemiş, adeta bir destan yazılmıştır.
Lozan Anlaşması ile Sevr Muahedesini karşılaştıran Emiroğlu, Lozan Anlaşmasında azınlıkların haklarından söz edilir oysa Sevr Muahedesi Müslümanları azınlık haline getirmiştir. Bugün yapılan da Sevr Muahedesinin hayata geçirilmesidir dedi.
Atatürkten bir hatıra ve bir hatırlatma
Atatürkü köylüler smokini ile görmüşler. Smokinin etekleri kısadır. Köylülerden biri demiş ki, niye Atatürk ceketinin eteğini kesti? Öbür köylü cevap vermiş: Etek öpmeyi
yasakladığı için kesti! Atlantik ötesinde maalesef önünde Hoca unvanı bulunan bir kişi, el de, etek de öperiz aşamasına geldiler.