Emre AKMAN / ŞİFRE
Ankara'nın tansiyonu yükseliyor. Başkent siyasetinin nabız atışları Başbakan Ecevit'in nabız atışlarına endeksli.
Piyasaların da öyle. Siyaset alıp satan kağıt piyasası da terler döküyor. Döviz, faiz, borsa üçgeninde gidip gelen üç kağıt ekonomisi de diken üstünde.
Çalışan, üreten reel kesim ise, mevcut siyasete çoktandır sırtını dönmüş, bir yandan işinde gücünde olurken diğer yandan Bağımsız Türkiye için seferber olmuş durumda.
Onun için seçime kadar Meclis içinde, hükümette olup bitenler bu gerçek Türkiye'yi ilgilendirmiyor.
En büyük telaş ise üç kağıt ekonomisinin borazanı medyada.
Bugüne kadar Başbakan Ecevit'e toz kondurmayan İkitelli medyası, şimdi Ecevit'in birkaç kaburgasını kıracak çifte telli oynuyor.
Ecevit'in hastalık ağrıları yetmiyormuş gibi, "çekil, çekil" naraları atan medya, Ecevit'e adeta cehennem azabı çektiriyor.
Mektuplar, hakaretler ve hele biri var ki, yollara düşmüş Anadolu'yu keşfe çıkmış, sözümona halkla konuşarak Ecevit sonrasını dizayn etmeye çalışıyor. Bülent-Rahşan ikilisine alışmış DSP'ye, Cem-Derviş ikilisini dayatıyor.
Tam bir kral öldü, yaşasın yeni kral çığlıkları atıyor medya.
Neredeyse hasta yatağında bir başbakanı yatağından çekiştire çekiştire alaşağı edecekler. Ah bir Rahşan Hanım müsaade etse de bir konuta girebilseler.
Belki Rahşan Hanım'ın sinirleri ile oynayarak bunaltıp teslim alabilirler ancak Ecevit'in sadık bir bekçisi daha var ki onu aşmaları hiç mümkün değil.
Bakmayın DSP'den medyaya çatan timsah gözyaşları döken demokratik solculara...
Ecevit'in sadık bekçisi kim biliyor musunuz?
MHP lideri Bahçeli tabiî. Her konuda susmayı tercih eden Bahçeli, söz Ecevit'in başbakanlık yapamayacağı noktasına gelince kükrüyor: "Ecevit, ister evinde, ister hastanede, ister Başbakanlıkta olsun.
Koordinasyon görevini yerine getirdiği müddetçe yönetim boşluğu olmaz. Bir toplantıya katılmadı diye çekilmesini istemek doğru olmaz. Çekilme kararı olmadığı müddetçe Ecevit'in yanındayız. Anayasa gereği vekalet sözkonusu olmaz."
Bahçeli'nin Ecevit'e bu sadakati Rahşan korkusundan olabilir mi? Olabilir, iktidar ortaklığını korurken Rahşan Hanım'ın MHP'yi yerlerde süründürmesini hatırladıkça MHP'lileri "titreme" almış olabilir.
Ya da, iktidar korkusu, koltuğa oturma ürkekliği de sözkonusu olabilir.
Ne ilginç değil mi bir yanda kemikleri çürümeye yüz tutmuş Ecevitlerin iktidar ısrarı... Diğer yandan 20 yıldır iktidar özlemi çeken MHP'lilerin Genel Başkanının iktidar korkusu... Ve Meclis'teki muhalefetin omurgasızlığı, iktidarsızlığı sayesinde boşlukta yürüyen bir Meclis... Ve IMF, AB ve ABD komiserlerin hacir altına aldığı bir Türkiye...
Bu manzaraya bu milletin daha fazla tahammül etmesi mümkün değil. Onun için her gün bir il ayağa kalkarak Bağımsız Türkiye özlemini, iradesini ortaya koyuyor.
Ankara'nın tansiyonu yükseliyor. Başkent siyasetinin nabız atışları Başbakan Ecevit'in nabız atışlarına endeksli.
Piyasaların da öyle. Siyaset alıp satan kağıt piyasası da terler döküyor. Döviz, faiz, borsa üçgeninde gidip gelen üç kağıt ekonomisi de diken üstünde.
Çalışan, üreten reel kesim ise, mevcut siyasete çoktandır sırtını dönmüş, bir yandan işinde gücünde olurken diğer yandan Bağımsız Türkiye için seferber olmuş durumda.
Onun için seçime kadar Meclis içinde, hükümette olup bitenler bu gerçek Türkiye'yi ilgilendirmiyor.
En büyük telaş ise üç kağıt ekonomisinin borazanı medyada.
Bugüne kadar Başbakan Ecevit'e toz kondurmayan İkitelli medyası, şimdi Ecevit'in birkaç kaburgasını kıracak çifte telli oynuyor.
Ecevit'in hastalık ağrıları yetmiyormuş gibi, "çekil, çekil" naraları atan medya, Ecevit'e adeta cehennem azabı çektiriyor.
Mektuplar, hakaretler ve hele biri var ki, yollara düşmüş Anadolu'yu keşfe çıkmış, sözümona halkla konuşarak Ecevit sonrasını dizayn etmeye çalışıyor. Bülent-Rahşan ikilisine alışmış DSP'ye, Cem-Derviş ikilisini dayatıyor.
Tam bir kral öldü, yaşasın yeni kral çığlıkları atıyor medya.
Neredeyse hasta yatağında bir başbakanı yatağından çekiştire çekiştire alaşağı edecekler. Ah bir Rahşan Hanım müsaade etse de bir konuta girebilseler.
Belki Rahşan Hanım'ın sinirleri ile oynayarak bunaltıp teslim alabilirler ancak Ecevit'in sadık bir bekçisi daha var ki onu aşmaları hiç mümkün değil.
Bakmayın DSP'den medyaya çatan timsah gözyaşları döken demokratik solculara...
Ecevit'in sadık bekçisi kim biliyor musunuz?
MHP lideri Bahçeli tabiî. Her konuda susmayı tercih eden Bahçeli, söz Ecevit'in başbakanlık yapamayacağı noktasına gelince kükrüyor: "Ecevit, ister evinde, ister hastanede, ister Başbakanlıkta olsun.
Koordinasyon görevini yerine getirdiği müddetçe yönetim boşluğu olmaz. Bir toplantıya katılmadı diye çekilmesini istemek doğru olmaz. Çekilme kararı olmadığı müddetçe Ecevit'in yanındayız. Anayasa gereği vekalet sözkonusu olmaz."
Bahçeli'nin Ecevit'e bu sadakati Rahşan korkusundan olabilir mi? Olabilir, iktidar ortaklığını korurken Rahşan Hanım'ın MHP'yi yerlerde süründürmesini hatırladıkça MHP'lileri "titreme" almış olabilir.
Ya da, iktidar korkusu, koltuğa oturma ürkekliği de sözkonusu olabilir.
Ne ilginç değil mi bir yanda kemikleri çürümeye yüz tutmuş Ecevitlerin iktidar ısrarı... Diğer yandan 20 yıldır iktidar özlemi çeken MHP'lilerin Genel Başkanının iktidar korkusu... Ve Meclis'teki muhalefetin omurgasızlığı, iktidarsızlığı sayesinde boşlukta yürüyen bir Meclis... Ve IMF, AB ve ABD komiserlerin hacir altına aldığı bir Türkiye...
Bu manzaraya bu milletin daha fazla tahammül etmesi mümkün değil. Onun için her gün bir il ayağa kalkarak Bağımsız Türkiye özlemini, iradesini ortaya koyuyor.