logo
16 NİSAN 2024

Batı Türk'e karşı tek millet

Obama, 1915 yılı olaylarıyla ilgili 'soykırım'ı çağrıştıran her ifadeyi kullandı. Yine Ermenice 'Büyük Felaket' anlamına gelen 'Meds Yeghern' diyen Obama, yaşananları 'korkunç katliam' olarak da niteledi. Almanya Cumhurbaşkanı Gauck, direkt 'soykırım' ded
25.04.2015 00:00:00
RECEP BAHAR  / DETAY HABERHıristiyan Batı dünyası Ermenilerin 'sözde soykırım' iddialarına bir bütün olarak arka çıktı. 24 Nisan dolayısıyla gözler Washington'daydı. 24 Nisan günü Türkiye saatiyle 03.59 açıklamasını yapan ABD Başkanı Obama, 1915 yılı olaylarıyla ilgili olarak Ermenice 'Büyük Felaket' anlamına gelen 'Meds Yeghern' ifadesini kullandı. Obama, bu yıl beklenenin aksine açıklamasını bir gün öncesinden, bir başka ifadeyle ABD saatiyle 23 Nisan'da yaptı. Türkiye'yi katliamla suçlayan Obama, 'soykırım' diyen Papa'ya destek verdi ve Ankara'ya soykırımı tanı mesajı gönderdi.Bir tek 'soykırım' demediObama açıklamasında 'soykırım (İngilizce, Genocide; Ermenice, Hayots Tseghaspanutyun) kelimelerini kullanmadı ancak bu anlama gelebilecek tüm ifadelere yer verdi. "Bu yıl, 20. yüzyılın ilk toplu mezalimi olan Meds Yeghern'in 100. yılını anıyoruz" ifadesini kullanan Obama, şu iddiaları savundu: "1915'ten başlayarak Osmanlı İmparatorluğu'nun Ermeni halkı sürgün edildi, katledildi ve ölüme yürütüldü. Tarihi anayurtlarındaki kültür ve mirasları silindi." "Korkunç katliam bağlamında Amerikan ve Ermeni halklarının ortak insanlık bağıyla bir araya geldiğini" savunan Obama, sıradan Amerikalıların acı çeken Ermeni çocuklarını desteklemek için milyonlarca dolar topladığını, ABD Kongresi'nin Yakın Doğu İlkyardım örgütünün kurulmasını sağladığını bildirdi. Obama, 1915 yılı olaylarına dair görüşlerini düzenli olarak ifade ettiğini ve görüşlerinin değişmediğini anlatarak, şöyle konuştu: "Gerçeklerin tam, samimi ve adil kabulü hepimizin çıkarına. İnsanlar ve uluslar, geçmişlerin acılı unsurlarıyla hesaplaşarak ve kabul ederek, daha fazla güçlenir ve daha adil ve hoşgörülü gelecek inşa eder. Tarihin bu karanlık sayfasına ışık tutmaya çalışan Papa Franciscus, Türk ve Ermeni tarihçiler ile diğer birçokları tarafından görüşlerin ifade edilmesini memnuniyetle karşılıyoruz."Almanya nefret tohumları ekiyorBu yıl sözde soykırım iddialarına en büyük destek Almanya Cumhurbaşkanı Gauck'tan geldi. Cumhurbaşkanı Gauck, önceki akşam Berlin Katedrali'nde Almanya'daki kiliselerin ortak düzenlediği "Ermenilere, Süryanilere ve Pontus-Rumlarına uygulanan soykırımı anma töreni"ne katılarak bir konuşma yaptı. Gauck, 1915 olaylarında Ermenilerin yaşadıklarına ilişkin olarak, "Fark gözetmeksizin, kadınlar ve erkekler, çocuklar ve yaşlılar zorla götürüldü, ölüm yürüyüşüne gönderildi, korumasız ve gıdasız bozkırlarda ve çöllerde bırakıldı, diri diri yakıldı, ölünceye dek kovalandı, öldürüldü ve vuruldu" iddiasında bulundu."Bu planlı ve hesaplı caniyane eylem Ermenileri sadece bir sebepten dolayı vurdu: Ermeni oldukları için. Benzeri şey de aynı kaderi paylaşan Pontus Rumlarını, Asurileri ve Süryanileri de vurdu" iddiasında bulunan Gauck, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugünkü bilgilerimiz ve son on yıllardaki siyasi ve insani felaket olayları gözümüzün önüne açıkça ortaya koyuyor ki, Ermenilerin kaderi 20. yüzyıla dehşet veren bir şekilde damgasını vuran toplu kıyım, etnik temizlik, tehcirler ve evet soykırım tarihi için bir örnektir."Almanya da sorumluGauck, Ermeni halkının öldürülmesinin Almanya'da hatırlanmasının derin bir anlamı ve geçerliliği olduğunu vurgulayarak, Ermenilerin ve Türklerin torunlarının bu ülkede kendi tarihleriyle yaşadıklarını kaydetti. "Ermenilere soykırımla ilgili biz Almanların da genel olarak ortak sorumluluğu, belki de suç ortaklığı olup olmadığı konusundaki değerlendirmelerle yüzleşmemiz gerekiyor" diyen Gauck, sürgünün planlanmasında ve kısmen de uygulanmasında Alman askerlerinin katkısının bulunduğunu belirtti. Gauck, ilk kez 1915 olaylarıyla ilgili 'soykırım' ifadesini kullandı.  Alman papaz 'Almanya sorumlu' dediBerlin Katedrali'nde Almanya Protestan Kiliseleri Başkanı (EKD) Heinrich Bedford Strohm da, "soykırımda Almanya'nın da sorumluluğu" bulunduğunu söyledi. Protestan Kilisesi yönetiminin ve misyoner toplumların da yüz yıl önce konuyu bildiklerini, ancak görmezden geldiğini ve bir şey yapmalarının gizlenmemesi gerektiğini ifade eden Strohm, "Biz de kendi suç ortaklığımızı açık ve net bir şekilde söylersek ve kabul edersek, başkalarına da  soykırım suçuyla dürüst ve objektif bir şekilde tartışmaya cesaret verebiliriz" şeklinde konuştu. Obama 'bizi rencide etmez' demişlerdi!Ankara'nın "Bizi rencide edecek açıklamalar yapmaz" dediği ABD Başkanı Obama Türkiye'yi Ermeni katliamıyla suçladı. Soykırım diyen Papa'ya tam destek veren Obama Ankara'ya da "Gerçeklerin tam, samimi ve adil kabulü hepimizin çıkarına" mesajı gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Obama soykırım sözcüğünü kullanmayacak açıklaması üzerine "Obama'dan zaten böyle bir şeyi gerçekten duymak istemem. Böyle bir şeyi de beklemiyorum. Türkiye'nin Amerika'nın nezdindeki yeri bellidir, bu olaylar karşısındaki tavrı bellidir" derken, Başbakan Davutoğlu, "Obama'nın da Türkiye'yi rencide edecek açıklamada bulunmayacağını ümit ediyorum. Türkiye her konuda görüşmelere açıktır" demişti. Ermeniler binlerce Türk'ü katletti Osmanlı Devleti'nin 1914'te başlayan 1. Dünya Savaşı'na Rusya ile farklı saflarda katılmasını fırsat bilen Ermeni milliyetçileri, bağımsız Ermenistan devletini kurmak gayesiyle Doğu Anadolu'da Rus güçleriyle işbirliği yaptı.Rus ordusu, Doğu Anadolu'yu işgal ettiğinde gönüllü Osmanlı ve Rus Ermenilerinden büyük destek gördü. Osmanlı ordusunda görev yapan bazı Ermeniler de Rus ordusuna katıldı. Ermenilerin oluşturduğu birlikler ordunun lojistik kanallarını tahrip ederek Osmanlı ordularının ilerlemesini yavaşlatırken, Ermeni çeteleri de işgal ettikleri yerlerde Türklere yönelik 'tarihte görülmemiş şekilde vahşice' katliam ve zulümlere girişti. Osmanlı Hükümeti, bu gelişmelerin önüne geçmek için Ermeni temsilcileri ve kanaat önderlerini ikna etmeye çalıştı. Ancak başarılı olamadı. Ermeni komitalarının saldırılarının artması üzerine hükümet, 24 Nisan 1915'te Ermeni devrimci komitelerin kapatılmasına, bazı Ermeni ileri gelenlerin tutuklanmalarına ve sürgün edilmelerine karar verdi. Daha sonra, her yıl "Ermeni soykırımını" anmak amacıyla düzenlenen etkinlikler için bu tarih seçilecekti. Tedbirlere rağmen saldırıların sürmesi nedeniyle 27 Mayıs 1915'te Ermeni nüfusunun savaş bölgesinde olanları ve Rus işgal ordusuyla işbirliği yapanlarının göç ettirilmesi kararı alındı. Osmanlı Hükümeti, göç edenlerin insani ihtiyaçları için planlamalar yaptıysa da savaş koşulları, iç çatışmalar, intikam peşindeki yerel gruplar, eşkıyalık, açlık ve salgın hastalıklar nedeniyle göçler sırasında çok sayıda Ermeni hayatını kaybetti. Ermenistan ve Ermeni diasporasının genel beklentisi, Türkiye'nin 1915 tehciri sırasında yaşananları soykırım olarak tanıması ve tazminat ödemesi. 
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!
Tarladaki fiyatı 7 liraya kadar düştü
Enkaz kentte bereketli hasat
Uğur Dündar'dan 'babalık davası' hakkında açıklama
'Benim için konu kapanmıştır'
Yapılmaması gereken 5 yanlış
AKP'ye kurtuluş reçetesi yazdı
31 Mart sonuçları da masada olacak
Seçim sonrası ilk kabine toplantısı
2 metrelik engerek yılanı görüntülendi
Isırığı bir insanı öldürmeye yetiyor
İran korkusu geçti, katliam devam ediyor
İsrail ordusu camiyi bombaladı
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!
Tarladaki fiyatı 7 liraya kadar düştü
Enkaz kentte bereketli hasat
Uğur Dündar'dan 'babalık davası' hakkında açıklama
'Benim için konu kapanmıştır'
Yapılmaması gereken 5 yanlış
AKP'ye kurtuluş reçetesi yazdı
31 Mart sonuçları da masada olacak
Seçim sonrası ilk kabine toplantısı
2 metrelik engerek yılanı görüntülendi
Isırığı bir insanı öldürmeye yetiyor
İran korkusu geçti, katliam devam ediyor
İsrail ordusu camiyi bombaladı

Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi

Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi Basri Bağcı, Yüksek Mahkemenin başkanvekilliği görevine seçildi

16.04.2024 12:39:00 / Güncelleme: 16.04.2024 12:44:12
AA
Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi
Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi

AYM Başkanı Zühtü Arslan'nın görev süresinin 20 Nisan'da dolacak olması nedeniyle 21 Mart'ta yapılan seçimde başkanvekilliği görevini yürüten Kadir Özkaya, Yüksek Mahkemenin yeni başkanı seçilmişti.

Edinilen bilgiye göre, Özkaya'dan boşalan başkanvekilliği görevi için AYM Genel Kurulunda seçim yapıldı. Basri Bağcı, 9 oy alarak salt çoğunluğu sağladı ve Anayasa Mahkemesi Başkanvekili oldu.

Bağcı'nın öz geçmişi

Basri Bağcı, 1967'de Ankara'nın Elmadağ ilçesinde doğdu, 1988'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.

Ankara adli yargı hakim adayı olarak 1989'da mesleğe başlayan Bağcı, sırasıyla Sivas Gürün, Siirt Pervari, Konya Hüyük'te cumhuriyet savcılığı, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığında adalet müfettişliği, adalet başmüfettişliği ve çeşitli görevlerinin ardından 2017'de Yargıtay üyeliğine seçildi.

Bağcı, 2 Nisan 2020'de Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiş, 6 Nisan 2020'de görevine başlamıştı.

Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 17. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı

16.04.2024 12:13:00 / Güncelleme: 16.04.2024 12:34:24
AA
Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçildi, 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi sandık başına gitti.

Seçimin ilk 16 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün 17. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu Mehmet Akarca 105, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez 104, 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ise 108 oy aldı. Seçime katılım 328 olarak kayıtlara geçerken, 1 boş oy kullanıldı, oylardan 10'u da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 18. tur oylamayla devam ediliyor.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor. 

İstanbul'da PKK operasyonu: 8 şüpheli yakalandı

İstanbul ve Mardin'de PKK/KCK ve PYD/YPG üyesi oldukları tespit edilen 8 şüpheli düzenlenen eş zamanlı operasyonla yakalandı
16.04.2024 10:17:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul'da PKK operasyonu: 8 şüpheli yakalandı
İstanbul'da PKK operasyonu: 8 şüpheli yakalandı
İstanbul ve Mardin'de PKK/KCK ve PYD/YPG üyesi oldukları tespit edilen 8 şüpheli düzenlenen eş zamanlı operasyonla yakalandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde PKK/KCK ve PYD/YPG üyesi 9 şüpheli tespit edildi. Şüphelilerin yakalanması için İstanbul ve Mardin'de eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda 9 şüphelinin 8'i yakalanarak gözaltına alındı.

Metin Akpınar'ın kızı Duygu Nebioğlu'nun "Ablamın babası da ünlü" dediği isimin olduğu iddia edilen Uğur Dündar'dan açıklama

Sanatçı Metin Akpınar’ın yıllar sonra ortaya çıkan ikiz kızlarından Duygu Nebioğlu’nun “Bir ablamın da babası medya dünyasından çok ünlü bir isim” dediği kişinin gazeteci Uğur Dündar olduğu iddia edildi. Dündar, söz konusu iddiayı reddetti, "Adli tıp kurumu DNA incelemesini bitirdi ve biyolojik babalık iddiasını reddetti" dedi.
16.04.2024 08:27:00
Haber Merkezi
Metin Akpınar'ın kızı Duygu Nebioğlu'nun "Ablamın babası da ünlü" dediği isimin olduğu iddia edilen Uğur Dündar'dan açıklama
Metin Akpınar'ın kızı Duygu Nebioğlu'nun "Ablamın babası da ünlü" dediği isimin olduğu iddia edilen Uğur Dündar'dan açıklama
Sabah gazetesi, sanatçı Metin Akpınar'ın yıllar sonra ortaya çıkan ikiz kızlarından Duygu Nebioğlu'nun "Bir ablamın da babası medya dünyasından çok ünlü bir isim" dediği kişinin gazeteci Uğur Dündar olduğunu iddia etti.

Gazeteci Dündar'dan söz konusu iddiaya yalanlama geldi.

Sabah gazetesi Dündar hakkında açılan bir babalık davası olduğunu ve haziran ayınca görüleceğini iddia etmişti.


Dündar sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Bugünkü bir gazetede hakkımda babalık davası açıldığı ve haziran ayında karara bağlanacağı açıklanmış. Bugüne kadar mahkemenin aldığı gizlilik kararına titizlikle uyduk ve hep sustuk. Ama mademki karşı taraftan biri konuştu; kısaca net bir cevap vereyim: Mahkemenin her iki tarafı sevk ettiği ve SON SÖZÜ SÖYLEYECEK KURUM OLAN ADLİ TIP KURUMU DNA İNCELEMESİNİ BİTİRDİ VE BİYOLOJİK BABALIK İDDİASINI REDDETTİ. Benim ve Avukatım Murat Ergün için konu kapanmıştır... Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.