TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nun bankacılıkla ilgili bölümünde, BDDK'nin görevini yerine getirirken hangi konularda hatalı davrandığı konusunda yapılan tespitler var. Aktaralım:
a) Banka yönetimlerine el koyma sırasında, kamu zararını artıran yöntem tercih edilmiş. Bu yanlış tercih nedeniyle kamunun katlandığı zarar 20.4 katrilyon lira.
b) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu(TMSF)'ye devredilen bankalar iyi yönetilememiş. Fonlama zararı 12.9 katrilyon lira.
c) TMSF bünyesinde bulunan varlıklar halen de iyi yönetilmiyor. Bunların büyüklüğü devlet bütçesinin üçte birine yaklaştı. Hazine bu varlıkların zararı karşılığında TMSF'ye vergi gelirlerinin yarısı kadar para aktarımış.
d) TMSF ile Hazine arasında riskli bir borçlanma ilişkisi oluşmuş. Hazine'den gereğinden fazla kaynak alınmış.
e) TMSF'nin BDDK bünyesinde bulunması ciddi bir sistem zaafı. Bu durumda BDDK hem icracı, hem denetleyici oluyor.
Raporda, yukarıdaki tespitlerden çok daha kötüleri var. Raporda, bankalara el konulması sırasında yapılan hatalar, eşit olmayan kararlar ve hatta bazı bankalara dış baskılar sonucunda el konulduğu iddiaları da yer alıyor. Raporda: "Sitebank, Tarişbank, Kentbank, Egebank ve Bayındırbank'a el koyma gerekçesi, gönderilen bilgi ve belgelerden anlaşılamamıştır. Örnek olarak, Kentbank'ın devri için Bankalar Yeminli Murakıplarınca düzenlenen Bankalar Kanunu'nun 14/3 ve 4'üncü maddeleri kapsamında bir raporu olmadığı anlaşılmış olup, söz konusu raporların devirden sonra düzenlenmiş olması da dikkat çekici bulunmuştur."
"IMF Başkanı Köhler'in Başbakan Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcıları Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli'ye hitaben yazdığı mektupta, yukarıda bahsi geçen bankalara el konulması yönünde telkinde bulunduğu iddia edilmektedir. BDDK Başkanı Engin Akçakoca'nın "bu bankalara 3 - 4 hafta daha süre tanınsaydı, daha ucuz bir çözüm yolu bulunabileceği" yönündeki açıklamaları da bu iddiaları teyit etmiştir" deniliyor.