logo
28 MART 2024

Bilim adamları AB'den kaçıyor

28.04.2005 00:00:00


"Avrupa Birliğinin Önlenemez Düşüşü" kitabının yazarı Ersal Yavi, tasfiye pahasına Türkiye'nin üyelik için çırpındığı AB hakkında önemli bir gerçeğe dikkat çekiyor. Yavi; sadece sermaye ve yatırımların değil bilimadamlarının da AB'yi terk etmekte olduğuna işaret ediyor

Avrupa Birliği, tüm parlak gösterişlerinin aksine işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve skandalların her türlüsünün giderek arttığı bir ülkeler topluluğuna dönüşmekte... AB'ye işsizler ve yoksullar birliği desek isabet etmiş oluruz herhalde. Mayıs 2004'ten itibaren AB'nin toplam nüfusu içinde 55 milyon işsiz, 120 milyon yoksulluk sınırı altında yaşayan insan var. Bu tabloya bakarak 70 milyon problemli nüfusuyla Türkiye'nin AB üyeliği çok düşündürücü... AB yetkililerinin bugüne dek vermiş oldukları beyanatlar üzere de bu üyelik imkansız. İnsan sormadan edemiyor: "Bizim girme ısrarımız ve sünepeliğimiz acaba neden?..."Ersal Yavi 1943 doğumlu, araştırmacı yazar. Yayınlanmış bir çok eseri mevcut. İzmir'de bir yerel kanalda program yapan Ersal bey ile İzmir'i , o güzelim körfezini kuş bakışı seyrettiğimiz manzarasına doyulmayan evinde, kendi elleriyle hazırlamış olduğu kahvelerimizi yudumlarken işte bu AB konusunu konuştuk."Avrupa Birliği'nin Önlenemeyen Düşüşü" kitabınızda nelerihedeflediniz?Ersal Yavi- Türkiye, Türkiye'de ve dünyada ne olup bittiğini dış medya ve kaynaklardan öğrenir. Hazırlamış olduğum "Avrupa Birliğinin Önlenemez Düşüşü" adlı kitabım, AB karşıtı bir yayın değildir. Son 3 yılından beri AB ülkelerinde bulundum ve yakinen takiplerim sonucu, AB'yi yönlendiren merkezî ülke yöneticileri ve AB'de yaşananlar hakkında olumlu cümleler bulmakta zorlandık. Tüm parlak gösterişlerinin aksine AB'nin işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve skandalların her türlüsünün giderek arttığı bir ülkeler topluluğuna dönüşmekte olduğunu gördük. Bunu kendileri de saklamıyorlar. Ancak içeriden ve dışarıdan iş, finans, siyaset çevreleri ve işbirlikçileri ile bunların güdümündeki Türk medyası, AB'nin sadece olumlu yönlerini abartmakta, olumsuzluklarının üstünü örterek geniş toplum kesimlerini yanıltmaktadırlar. Kimi bireysel çabalar, dernek ve uzman yayınlarda daha tutarlı bilgilendirme ve yorumlar mevcuttur; ancak bunlar çok sınırlı ve toplumumuzun büyük kesimine zaten ulaşmamaktadır. AMACIMIZ yıllardır olduğu gibi, ileride doğabilecek daha kötü hayal kırıklıkları ve telafisi olmayan kayıplarla karşılaşmamak için, ne olup bittiğini artık herkesin bilmesi.400 bin bilim adamı AB'yi terk etti n AB'den herkesin kaçtığını, özellikle bilim adamlarının kaçtığını söylüyorsunuz?Yavi- AB'yi terk eden sadece sermaye ve yatırımlar değil. AB'NİN EN İYİ 400.000 BİLİM YILDIZI AB'Yİ TERK ETTİ. Kitabımın basıma hazırlandığı sırada Amerika'da bir üniversite dekanı olan dostumun gönderdiği notta aynen şöyle yazıyordu: "ABD işsizlikten kan ağlıyor, işini uyduran Çin'e gidiyor." AB'li bilim adamları ABD'ye, ABD'liler de Çin'e gidiyorsa, dünyanın en gelişmiş bu iki bölgesinde NELER OLUYOR" Bunun yanıtını 19 Ocak 2004'te TIME dergisinde Jeff Chu'nun "Avrupa Bilim Yıldızlarını Nasıl Kaybetti? AB'nin en iyi 400.000 bilim adamı Amerika'ya gitti" başlıklı araştırmasında buluyoruz.3 yıl önce AB liderleri, AB'yi dünyanın en başarılı ve dinamik ekonomi ve bilim bölgesi yapacaklarına söz vermişlerdi. Ancak onların bu sözlerine rağmen, başarısız olduklarının kanıtı Avrupa'nın en iyi ve parlak bilim adamlarının ABD'ye gitmeleri ve bu beyin akışının gelecek yıllarda da devam edeceğidir. ABD'nin hemen her yerinde bilimsel araştırma yapan kuruluşlarda genç ve parlak Avrupalı bilim adamlarını görebilirsiniz. Çünkü ABD onlara daha iyi hizmet ve her türlü destek ve cömert fonları sağlıyor. New York Üniversitesi (NYU)'nde görevli İtalyan tıp araştırmacısı V.Dorello: "Avrupa'da alabileceğim 900 euroya karşılık burada 3 mislini alabiliyorum. Eğer gerçek bir bilim adamıysanız ve gerçek bilimsel çalışma yapmak istiyorsanız, gideceğiniz en iyi yer burasıdır. Bu işler futbol transferi gibidir. En yüksek ücreti ödeyene gidersiniz" diyor.ABD'de 2000 yılında R&D (Research and Development) araştırma ve geliştirme için yapılan harcama 287 milyar euro. Avrupa'da harcanandan 121 milyar euro daha fazla. ABD'de yüksek teknoloji patentlerinin sayısal oranı AB'ye göre %78 daha fazla. Yeryüzüne en fazla bilimsel aklı sunan Avrupa'dır. Avrupa'dan ABD'ye bilim adamlarının gelişi yeni değil. Bunların en bilinenleri Albert Einstein ve Enrico Fermi'dir. Birçoğu 1950 ve 1960'larda savunma için milyarlarca dolar harcanırken, diğerleri 1980 ve 1990'larda her alanda yüksek teknoloji araştırmaları ve buna ayrılan fonların artmasıyla gittiler. Avrupa eski Sovyetler gibiAraştırmayı yapan Jeff Chu, ABD'ye giden bilim adamlarıyla yaptığı görüşmelerle bu konuyu açıklığa kavuşturuyor. Temelde AB'de bolca olan merkeziyetçi bürokrasi, katı hiyerarşi ve yasal engeller bilim adamlarını işlerinden bezdirerek, uzaklaştırmaktadır. Günümüzde bu olumsuzlukların halen devam ettiğinin en tipik örneğini İngiltere'den bir akademisyen Christopher Evans (Biotechnology Professor atfour British Universities) çok kısa ve kesin özetliyor: "Avrupa karmakarışık, darmadağın." (Profesör hızını alamayıp AB'ye şiirsel, dehşetli bir de eleştiri getiriyor: (E.Y.) "Bürokrasinin güçleştirici kuralları ve boğucu sisi, gerçek girişimlerin parlak kıvılcımlarını örtüyor."Paris'te VII. Jeokimya Lâboratuvarının başkanı olan Fransa eski Kültür Bakanı Claude Allègre: "Fransa, Sovyet sistemindeki gibi bir merkezden yönetiliyor. Bürokrasi bilimsel araştırmalara engel olmamalı. Bu koşullarda burada kalamam. ABD'ye gitmeyi planlıyorum" diyor. Oysa AB yöneticileri, 2010 yılına kadar 700.000 araştırmacıya daha ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar. Schröder 2004 yılı öncelikleriyle ilgili olarak yaptığı açıklamasında: "Günümüzün değişen dünya koşullarında, refah düzeyimizi iyileştirmek ve yükseltmek için yenilikleri en üst düzeyde desteklememiz gereklidir" diyordu, ancak CERN (Nükleer Araştırma İçin Avrupa Organizasyonu) müdürü Luciano Maiani: "Bu işlerde para gerçekten önemli. Avrupa bu konuda zayıf ve yatırımları yetersiz" diyor.Finlandiya ve İsveç'in araştırmaya ayırdığı miktar GSMH'nın %3'ü. Fransa'nın ise 2004 yılı araştırma bütçesi GSMH'nın sadece %0.9'u. AB'nin 2010 yılı araştırma ve geliştirme için hedeflediği bütçe AB GSMH'nın %8'i.Bilimsel fonlara yeterince para yokAvrupa'da durum bu kadar kötü mü? Elbette dünya standartlarında pek çok bilim merkezleri var. Cenova'da CERN, Almanya Heidelberg'de EMBL (Avrupa Moleküler Biyoloji Lâboratuvarı), Potsdam'da DIfE (Beslenme Enstitüsü) gibi; ancak kaynakları yeterli değil. Örneğin İngiltere Tıbbi Araştırmalar Konseyi MRC Başkanı C. Blakemore şöyle diyor: "Edinburg Roslin Enstitüsü, Nottingam Üniversitesi Kraliyet Koleji gibi kuruluşlara karşılık, ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH)'nün yıllık bütçesi olan 27 milyar dolar bu kuruluşların bütçelerinden 40 kat, personel sayısı da 12 kat fazladır." Öte yandan AB Komisyonu araştırma fonlarını aşağıya çekiyor; çünkü sosyal ve coğrafi faktörler nedeniyle bilimsel araştırma fonlarına yeterince para aktaramıyorlar. Amsterdam Üniversitesinden Peter Sloot: "AB'de yönetim ve bürokrasi kültürü bilimsel kültürden daha güçlü" diyerek AB yöneticilerini eleştiriyor. Ancak iyi haberler de var. İrlanda'daki gelişmeler bunların başında geliyor. Hükümet şirketlere vergi kolaylıkları sağlayarak, araştırma ve geliştirme alanlarında yatırım yapmayı teşvik ediyor. Örneğin İrlanda Bilim Vakfı (SFI), önümüzdeki yıl için 400 milyon euroyu bioteknoloji, matematik ve toprak bilimlerinin araştırılması için ayırdı. ABD Utah Üniversitesi'nin de katkısıyla Cork'ta 3.2 milyon euroluk bir yatırımla bir araştırma lâboratuvarı kurdular.Özetle, BİLİM ADAMLARI AB'Yİ NEDEN TERK EDİYORLAR?: Yetersiz kaynaklar, yetersiz hizmet ve düşük ödemeler. Boğucu bürokrasi, özellikle Fransa ve Almanya'da aşırı. Daha iyi kariyer fırsatları.AB işsizlik çıkmazından AB, işsizlik ve emek sömürüsü çıkmazında mı?Yavi- Yabancı işçilerin anavatanlarına dönmeleri, yerli işçilerin iş bulma şanslarını artırıyormuş gibi görünecektir. Bu bazıları için geçerli olabilir, fakat bütün düşünüldüğünde, yüksek işsizlik oranları veriyken ana vatana dönüş yeni işlerin yaratılması yönünde bir etkiye neden olmaksızın sadece işsizlerin sayısını azaltacaktır. İkincisi, genelde yabancı işçiler düşük ücretli işlerde çalışırken, bu işçiler yerlilerle yer değiştirdiği ölçüde, bu ikincilerin ücretleri artmak yerine azalacaktır. En önemlisi, işçilerin ücretlerinde ve işsizler için iş olanaklarında yabancı işçilerin ülkelerine dönmelerinden dolayı başlangıçta bir artma olduysa bile, bu kısa dönemli iyileşme bir süre sonra ortadan kalkacaktır. Yerli işçiler için "olumlu" gelişme (daha yüksek ücretler ve daha düşük işsizlik) bir defa sona erdiği zaman kapitalist ekonominin iç dinamikleri nedeniyle, yani tekrar tekrar krize girme eğilimi nedeniyle daha fazla işsizlik baş gösterecektir.Neo-klasik tarzda olduğu gibi krizlerden çıkış yüksek kârlılık, yatırımlar, büyüme ve istihdam yoluyla düşük ücretlerle olsaydı AB'deki yabancı emeği çıkarmanın ve bu arada ücret oranlarını sabit tutmanın bir anlamı olabilirdi. Keynezyen tarzda düşünürsek, yüksek ücretler daha yüksek alım gücü ve talep uyarılması yoluyla krizden çıkışı sağlasaydı, yabancı emeği çıkarmanın ve bu arada ücret oranlarını artırmanın anlamı olabilirdi. Eğer krizlerle ücret oranlarını manipüle ederek baş edilemiyorsa, yabancı emeğin çıkarılması krizden çıkışı sağlamadan, ücret oranları üzerindeki etkisiyle sadece çevrimin şeklini değiştirecektir. Kriz ise emekçi sınıfın her iki bölmesini vurmaya devam edecektir. Yabancı işçileri yerli işçilerin tekelci sermayeye karşı savaşımında potansiyel bir yardım olarak değil de, sermayenin algıladığı gibi yerli işçilerin rakibi olarak algıladığı durumda, sadece söz konusu güç ilişkileri emek açısından negatif yönde etkilenecektir.Yaklaşık 40 bini Avusturya vatandaşlığına geçmiş bulunan 160 bini aşkın Türkün içinde "yeni yabancı alımını durdurup, ülkede yaşayanların durumunu rahatlatacak" diyerek, Haider'e destek verenler bile vardı. Pek çok yerde olduğu gibi, Türkler arasındaki bölünmüşlük, ülkenin en büyük yabancı grubunun tek ses halinde tepki vermesini engelliyor!..n
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi

Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı

Adaylardan Mehmet Akarca 120, Ömer Kerkez 138 oy alırken, 9 boş oy, 71 de geçersiz oy kullanıldı. Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 11. tur oylamayla devam edilecek.
28.03.2024 16:24:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilmiş, 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da pazartesi günü sandık kuruldu ve Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk dokuz turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün, Akarca ve Kerkez'in katıldığı onuncu tur oylama yapıldı.

Oylama sonucu Yargıtay Başkanı Akarca 120, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 138 oy aldı. Seçime katılım 338 olarak kayıtlara geçerken, kullanılan oylardan 9'u boş, 71'i ise geçersiz sayıldı.

Sekizinci tur oylamada diğer aday Muhsin Şentürk 96 oy almış, 3 oy geçersiz sayılmış, boş oy ise kullanılmamıştı.

Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek. Bu turda Muhsin Şentürk de oylamaya katılabilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi
28.03.2024 15:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:37:04
AA
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla illere gönderilen genelgede, eğitim kurumlarının, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, seçmenin oy kullanmasına imkan verecek şekilde hazırlanacağı belirtildi.

Genelgede, seçimlerin ardından Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi amacıyla 1 Nisan 2024 Pazartesi gününün tatil edildiği bildirildi.

Öte yandan 1 Nisan günü yönetici ve öğretmenler, aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacak. 

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

Akkuyu'da büyük eylem

Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı
28.03.2024 10:11:00 / Güncelleme: 28.03.2024 10:15:27
İhlas Haber Ajansı
Akkuyu'da büyük eylem
Akkuyu'da büyük eylem
Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı.

Mersin'de yapımı devam eden Akkuyu NGS inşaatında çalışan işçiler, taşeron firmanın maaş ödemediğini ileri sürerek eyleme başladı. Dün yüzlerce işçinin iş bırakmasıyla başlayan eylem nedeniyle bölgede güvenlik tedbirleri de arttırıldı. Maaşlarının yatmadığını belirten işçilerin bugün de iş bırakma eylemlerine devam ettiği öğrenildi.

Daha önce de birçok kez Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ndeki taşeron firmanın işçileri maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle eylemler yapmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.