Biz gizemli konuları, casusluk öykülerini, örtü kaldırmayı severiz... Son günlerde gazetelerimizde Londra'da esrarengiz bir biçimde zehirlenerek ölen eski Rus casusu (ve de gazeteci) Litvinenko hakkında çıkan haberler eminim dikkatinizi çekmiştir. Gerçekten de oldukça ilginç ve de dünyanın gerçek efendilerine dair derin ipuçlarını içinde barındıran bir cinayet dosyası bu. Ortadoğu'daki kirli siyaset, İsrail-Kürt kartı, petrol, Washington-Moskova hattı, MOSSAD'ı, CIA'sı, KGB'si, MI6'i tekmili birden dosyada yer alıyor, hatta bay köstebek, pardon bay casus-gazeteci kısa zaman önce Ankara-Antalya'da da 'önemli temaslarda' bulunduğu için konuya bir ucundan sanırım Türk makamları da giriyor. Merak kediyi öldürür derler, ben de meraklı kediden beter hallerde yerli-yabancı medyada konuya dair çıkan her haberi arşivlemeye başladım. Gelgelelim bizim necip medyamızda yayınlanan haberlerin çoğunluğunda konu 'tek boyutlu' sizlerin ilgisine sunuluyor. Şöyle ki; bizdeki haberlere göre Rus casus-gazeteci Litvinenko'yu (ne ilginç bir görev tanımı değil mi ey okur, anlayana...) PUTİN zehirletti. Ama, her şeyin bir de görünmeyen tarafı vardır, mesela?! Cevabı Moskova'da yaşayan araştırmacı-yazar Suat Taşpınar'ın yorumuyla alalım, aynen aktarıyorum;İşte 'Aslında ne oldu?' sorusuna olası cevaplar, Kremlin cephesi; 'Litvinenko 35 yaşında KGB'den atılmış, hiçbir önemli sır bilmeyen, bize zarar verme kapasitesi olmayan sıradan biriydi. Üstelik son dönemde ilişkilerini kullanıp ticaret yapmaya çalışıyordu. Putin'le giriştiği siyasi mücadele yüzünden ülkeden kaçan 'Yahudi işadamı Berezovski' (Bu ismi kayda geçiniz), Londra'da, casus-gazeteci Litvinenko'yu yanına alıp kullandı. Kendisi söylediğinde ciddiye alınmayacak dayanaksız suçlamaları, eski KGB ajanı sıfatından yararlanarak ona söyletti, yazdırdı ve Batı'da daha fazla ses getirmeye çalıştı. Tam da AB-Rusya ilişkileri pürüzlü bir dönemdeyken, Helsinki zirvesi öncesi Litvinenko'yu öldürenler, Putin'in Batı'daki imajına ağır darbe vurmayı amaçladılar. Gazeteci Politkovskaya cinayeti de farklı değildi. Litvinenko'yu kimin öldürdüğünü bulmak için, 'Bu cinayetten en fazla kim kazançlı çıkar' sorusuna bakmak lazım. Putin ve Rusya'nın karlı çıkmayacağı kesin. Ama Putin'in 'eli kanlı infazcı' olarak dünyaya sunulmasından kazançlı çıkan birileri ellerini ovuşturuyordur! Yahudi-Rus işadamı Berezovski de onların arasında olabilir mi? ' Şimdi de ilginç dosyanın içinde yer alan bir başka önemli habere bakalım; 'casus-gazeteci Litvinenko'nun, zehirlenmeden birkaç hafta önce İsrail'e giderek Rus enerji devi Yukos'un eski 2 numaralı adamı Leonid Nevzlin'e, şirketin Putin yönetimi tarafından ele geçirilmesine ilişkin bazı belgeler verdiği ortaya çıktı.'Rus petrollerinin dörtte üçüne sahip olan Yukos şirketini devletten satın alan (yine bir Yahudi işadamı olan) Kodorkovsky'i, bu stratejik şirketi gizlice (dünyanın gerçek efendilerinden ABD eski bakanlarından Kissenger'in aracılığıyla) Amerikalılara devretmeye kalkınca (2 yıl önce) Putin derhal Yukos'u devletleştirip, Kodorkovsky'i de hapse atmıştı. Casus-gazetecinin gerçek patronu (bakınız üst paragraflara) işadamı Berezovski de Yukos' operasyonunda yer almıştı. Bu arada aynı gazete haberine bakılırsa YUKOS'un şu anda Sibirya'da sürgünde olan Kodorkovsky'den sonraki en büyük hissedarı Nevzlin, patronunun tutuklanmasından kısa bir süre önce İsrail'e kaçmıştı. 2004'te rakip bir petrol firmasının sahibini öldürtmek istediği gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Nevzlin, halen İsrail'de yaşıyor. Öte yandan ismi açıklanmayan bir Rus gazeteci, Litvinenko'nun kendi yandaşları tarafından, Putin'in itibarını sarsmak amacıyla öldürüldüğünü ileri sürdü. Gazeteci, Londra'da sürgün hayatı yaşayan Rus işadamı Boris Berezovski'nin kendisine, 'Putin'in popülaritesini azaltmak için bir plan var. Demokrasi için birisini kurban etmeliyiz' dediğini iddia etti, diğer bir deyişle casus-gazeteci belki de kurban edildi. Evet, bir casusAgazetecinin ya da diğer tanımla 'köstebeğin gözünün' cinayet dosyası giderek ilginçleşiyor. Size bir sorum var ey bilen okur; yazımın başlığını okuyunca ilk aklınıza ne geldi? Güler Kömürcü/ Akşam