Birliğin mayası Ehl-i Beyt
AKP'nin, Büyük Ortadoğu Projesi ekseninde bir misyon yüklendiğini söyleyen Fuat Şengül, özellikle de dini alanda sebep olduğu tahribatların kökeninin oldukça eskilere dayanan bir anlayıştan kaynaklandığını belirtti
12.12.2014 00:00:00
Yeni Mesaj gazetesinin organize ettiği "İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" programları her hafta sonu birçok il ve ilçede gerçekleştiriliyor. Bu programlardan birine de Bursa'nın Osmangazi ilçesi ev sahipliği yaptı. Osmangazi'de gerçekleştirilen programa ilahiyatçı yazar Yavuz Ekim, gazeteci yazar Fuat Şengül ve araştırmacı yazar Ali Garaçoğlu panelist olarak katıldı.Ehl-i Beyt Allah tarafından seçilmiştirSaygı duruşu ve İstiklal Marşıyla başlayan programın ilk konuşmacısı ilahiyatçı yazar Yavuz Ekim oldu. Ehl-i Beyt'in ilâhi bir seçilmişlik, ilâhî bir lütuf olduğunu söyleyen Yavuz Ekim, "Resûlllah'ın (s.a.v.) Ehl-i Beyt'i dışında böyle bir ilâhî lütfa mazhar olan sahabi yoktur. Bu bakımdan Ehl-i Beyt, diğer sahabe-i kiramdan farklıdır" dedi.Resulü Ekrem'in "Ehl-i Beyt'im Nuh'un gemisi gibidir, bu gemiye binmeyen boğulur" hadisi ile devam eden Ekim, konuşmasına şöyle devam etti: "Öyleyse bütün İslam âleminin kurtuluşu; ancak Ehl-i Beyt sevgisi etrafında buluşmaktadır. Yalan üzerine kurulu hadisler ile Ehl-i Beyt anlayışı sapık ve bâtıl olarak tanıtılmıştır İslam coğrafyasında ve bu coğrafyanın kaynaklarında gözü olanlar, Şii-Sünni dünyasını karşı karşıya getirip savaştırmak istemektedir. İki dünyanın birbirini yanlışta ve hatta küfürde görmesini sağlamak için bid'at akımlar İslam âlemine sokulmuştur." İlahiyatçı yazar Yavuz Ekim, 14 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı ile İslam dünyasına ve insanlığa Hz. Peygamber'i ve Ehl-i Beyt'ini anlama ve tanıma imkânı sunan Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu tespiti ile konuşmasına devam etti. "İslam itikadı tevhid akidesi ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Allah'ın kulu ve Resulü olduğunu kabul üzerine bina edilmiştir. Ehl-i Sünnet tabiri, din dışı akımların ortaya çıkmasından sonra, bâtılın karşısında Kur'ân'ı ve Resûlullah'ın (s.a.v.) sünnetini ifade etmek için kullanılmıştır. Hz. Ali'yi seven ve Ehl-i Beyt'in yolundan gidenler ise Şii olarak belirtilmiştir." Yavuz Ekim, "Müslümanların arasına soktukları bid'at yolları kullanarak, Müslümanları birbirine düşürme gayreti, Ehli Kitabın İslam âlemi üzerindeki daimi hesabıdır. Müslüman'ın yapması gereken bu fitnelere fırsat vermeyip, Ehl-i Beyt sevgisi etrafında birleşmektir" diyerek sözlerini bitirdi.Dini alandaki tahribatların kökeni eski"AKP'nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ekseninde sahip olduğu misyon ve özellikle de dini alanda sebep olduğu tahribatlar, kökeni oldukça eskilere dayanan bir anlayıştan kaynaklanıyor" diyen bir diğer konuşmacı gazeteci yazar Fuat Şengül sözlerine şöyle devam etti: "Yüce Allah ve Resulü, İslam'ı, kendisine sarıldığımızda asla sapmayacağımız iki emanetle yaşamamızı emir ve tavsiye ediyor. Bu iki emanet; Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in Ehl-i Beyt'idir. O yüzden tarih boyunca İslam'a yönelik saldırıların merkezinde de bu iki kaynak yer almıştır. Kur'an, Allah'ın beyanıyla kıyamete kadar yine Rabbimiz tarafından korunacaktır. Bu sebeple bâtılın en büyük hedefi Hz. Peygamber ve Hz. Peygamber'in yaşadığı İslam'ı bugüne taşıyan Ehl-i Beyt olmuştur."Haçlı dünyasının, özellikle İngilizlerin, küfür kimliğiyle bir sonuç alamayınca farklı bir yöntem izlediğini söyleyen Şengül, Müslüman, âlim ve hatta şeyh kisvesiyle İslam ümmeti arasına sızıp dinde yeri olmayan bir takım bid'atları dinimize soktuğunu, medeniyetimizi içten çökertmeye ve ümmet-i Muhammedi bölmeye çalıştığını belirtti. Sandıkta hesap sorulması lazımPanelin son konuşmacısı araştırmacı yazar Ali Garaçoğlu ise Prof. Dr. Haydar Baş' a ait Milli Ekonomi Modelini ve modelin ayrıntılarını anlattı? Konuşmasının son bölümünde 12 yıldır iktidar olan AKP'nin yaptığı yanlış icraatlarına da değinen Garaçoğlu, halkın bu yapılanlar karşınında demokrasinin bir gereği olan seçimlerde iktidardan sandıkta hesap sorması gerektiğini ifade etti.