Kanuna göre, orman, muhafaza ormanı, ağaçlandırma alanları, kara avcılığı alanları, özel koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtı, tabiat koruma alanı, tarım, mera, sit alanları, su havzaları, kıyı alanları ve sahil şeritleri, karasuları, turizm koruma ve gelişim bölgeleri, askeri yasak bölgeler ve imar alanları ile mücavir alanlarda madencilik faaliyetlerinin hangi esaslara göre yürütüleceği, Bakanlar Kurulu'nca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.
Çevre ve insan sağlığına zarar verdiği tespit edilen madencilik faaliyetleri, gerekli önlemler alınıncaya kadar durdurulacak.
Madencilik ruhsat alanlarına ilişkin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) işlemleri Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından, diğer izinlere ilişkin işlemler de ilgili bakanlık ve kamu kuruluşlarınca en geç 3 ay içinde bitirilecek.
İmar alanları içinde kalan madencilik faaliyetleri, ilgili yerel merciden izin alınarak yapılacak. Ancak, ruhsat alındıktan sonra imar alanları içine alınan maden sahalarında bu hüküm uygulanmayacak.
Kamuya ait tesislere ve binalara 60 metre mesafedeki madencilik faaliyetleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın, özel mülkiyete ait araziye 20 metre mesafedeki faaliyetler ise mülk sahibinin iznine tabi olacak. Bu mesafeler ihtiyaç halinde artırılabilecek.
Bor alanları
Kanuna göre, kanunun yürürlük tarihinden önce bulunmuş ve bu kanun yayımından sonra bulunacak olan bor madenlerinin aranması ve işletilmesi Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü'nün kurulmasına ilişkin 2840 sayılı kanun hükümlerine tabi olacak. Bu düzenlemeye göre, bu kanunun yayımı tarihiden önce ya da sonra bulunan tüm bor madenleri sadece devlet eliyle işletilecek.
Kanunun geçici 1. maddesine göre, bu kanunun yürürlük tarihinden önce verilen işletme ruhsatları kazanılmış hak sayılmayacak.