logo
25 NİSAN 2024

BTP oyunu bozdu

03.08.2002 00:00:00
Prof. Dr. Haydar Baş, BTP'nin siyasi hayata adım atmasıyla, devlet ve millet üzerinde oyun oynayanların hesaplarının bozulduğunu söyledi

Bağımsız Türkiye Partisi'nin düzenlediği ve vatandaşın yoğun ilgi gösterdiği Düzce ve Bolu mitinglerinde konuşan 2. Kuvay-ı Milliye'nin önderi Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye ve Türk milleti üzerinde oynanan oyunlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Milletin devletle, silahlı kuvvetleriyle, Atatürk'le, ailesiyle, milletle karşı karşıya getirilme oyununa dikkat çekerek, "Oyunları şimdi bozacağız. Artık bundan sonra bu hile ve desise peşinde koşan insanların oyunlarına son vereceğiz" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, bu oyunlardan birini bozacak nitelikte Atatürk'ün bazı sözlerini şöyle aktardı: "Mustafa Kemal Atatürk, Peygamberimiz Hz. Muhammed hakkında şu sözleri irad ediyor: 'O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim ve senin adın silinir. Fakat sonsuza kadar O, ölümsüzdür.', 'Türk ulusu daha dindar olmalıdır. Yani tüm sadeliği ile dindar olmalıdır. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum.', 'Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar, Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli. İslamiyetin hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve de kalkınabilir.', 'Ey millet! Allah birdir. Şânı büyüktür. Allah'ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerimize olsun.', 'Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından, insanlara, dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur'an-ı Azimüşşan'daki ayetlerdir.' Mustafa Kemal Atatürk."

Asker millet omuz omuza

Ordu ile millet arasındaki birliğin de bozulmak istendiğine işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, "Edip Paşamız, memleketi Sivas'ta, 19 Mayıs'ta aynen şöyle diyor: 'Ben dindarım. Arkadaşlarım da dindardır. Biz başörtüsüne karşı değiliz.' Edip Paşa, TSK komutanı. İşte benim ordum bu. Benim Türkiye Cumhuriyeti Devletimin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk budur. Peki bu irade kime karşıdır? Dini kullanıp memleketin temelini yıkıp yok etmek isteyen geri kafalı serserilere karşıdır. Şimdi asker ve sivili, devlet ve milleti, beraber yapmaya, tek bilek, tek yürek yapmaya var mısınız?" dedi ve muhteşem kalabalık hep bir ağızdan "varız" diyerek meydanları "Asker millet omuz omuza" tezahüratıyla inletti.

İngiliz'in oyununa çanak

TSK konusundaki oyunun bununla sınırlı olmayıp, "çok fazla olan kamu harcamalarının önüne geçmek için devleti, orduyu küçültmemiz lazım" denildiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin kamu harcamalarına milli gelirden ayırdığı payın % 29 olduğunu belirterek bu oranın ABD'de % 40, İngiltere'de % 41, Almanya ve Fransa'da % 40 olduğuna dikkat çekti ve devleti, orduyu küçültmek isteyenlerin bu seçimde sandığın dibine mahkum edilmesi gerektiğini ifade etti. "Kamu harcamalarına yük getiriyor" diye TSK'ni küçültmek isteyen iradenin, 1919'da Osmanlı ordusunu terhis ederek Türk milletine her şeyi kabul ettireceklerini savunan Lord Curzon'un, İngiliz'in düşüncesine çanak tuttuklarını savunan Prof. Dr. Haydar Baş, ordusu güçlü olmayan bir milletin yok olmaya mahkum olacağını, millet ve devlet olarak ayakta kalmak için güçlü bir ordunun şart olduğunu kaydetti.

AB sürecinde kurulan tuzak

"Çok büyük oyunlar oynandı. Milletle devletin arasını açtılar. Yetmedi. Milletle ordunun arasını açtılar. Yetmedi. Milletle Atatürk'ün arasını açtılar. Yetmedi. Milletle ana babanın arasını, ailelerin arasını açtılar. Yetmedi. Milleti böldüler, parçaladılar, birbirine düşürdüler, bizi paramparça etmek istiyorlar. Sonra da yutmak, yok etmek istiyorlar. İşte bu evladınız bu manzaraya sabredemedi. 'Gelin bu ülkeyi kurtaralım, bir bilek, bir yürek olalım' diye yola çıktı" şeklinde sözlerine devam eden Prof. Dr. Haydar Baş, Kıbrıs, Ege, Patrikhane gibi hususlarda Avrupa Parlamentosu'nun kararlarını aktararak, Türkiye'nin AB tarafından nasıl tasfiye edilmek istendiğini anlattı. Prof. Dr. Haydar Baş, AB sürecinde Türkiye'ye kurulan bir tuzağı ve bu tuzağa mevcut siyasi irade tarafından nasıl göz yumulduğunu Yunanistan Başbakanı Simitis'in ağzından şöyle dikkatlere sundu:

"Helsinki zirvesinde Kıbrıs ve Ege ile ilgili kararlardan sonra Yunan Başbakanı Simitis aynen şöyle söylüyor: 'Helsinki kararlarına Türkiye, evet demekle tuzağa düşmüştür. Artık Türkiye'nin direnecek gücü kalmamıştır. Zira güç Türkiye'nin onaylamasıyla Lahey Adalet Divanı'ndadır. Türklere zehiri şekerle kaplayarak sunduk. Onlar da yuttular. Böylece Türkiye'yi Lahey Adalet Mahkemesinin elinden kurtaracak hiç bir güç yoktur.' Bizim siyasilerimiz demek ki kendi elleriyle Ege ve Kıbrıs meselesini maalesef Yunanistan'a teslim etmişlerdir. Ama, hiç merak etmeyin, söke söke onları geri alacağız. Şimdi bu meydandan, benden selam olsun Simitis'e, benden selam olsun Bolu beyine diyen Köroğlu'nun torunu Baş'tan selam olsun Simitis'e, diye cevap veriyorum."

AB'cilerin ipliği pazara çıktı

Prof. Dr. Haydar Baş, yine AB konusunda bir başka oyuna ve bu oyunun AB taraftarlarının ipliğini pazara nasıl çıkardığına da şöyle dikkat çekti:" Bu büyük milleti AB'nin kuyruğuna yamamaya çalışıyorlar. Avrupalılar çok ileri imiş de biz oraya girersek bizim insanımız, aş kazanacak iş kazanacak, karnı doyacakmış! Sen bugüne kadar bu milleti idare eden irade değil miydin? Demek ki sen bu güne kadar bu milleti doyuramadığını, bu millete iş bulamadığını bu sözünle itiraf ediyorsun. O halde hangi yüzle milletin huzuruna çıkıp da 'bana rey verin' diyebiliyorsun, demek gerekmez mi? Lütfen çekilin. Bu millete iş de aş da bulacak var. Biz uydu devlet olacak devlet değiliz. Türk milleti tarihin hiç bir döneminde uydu olmamış, müstakilliğini ölümü pahasına korumuştur, kollamıştır."

Ekonomide oynanan oyun

Prof. Dr. Haydar Baş, başka bir oyunun da ekonomi sahasında cereyan ettiğini, kalkınmak isteyen bir devletin emisyonu genişletip emeği devreye sokup üretimi tahrik etmesi kuralının Türkiye'de askıya alındığını, böylece piyasada oluşan para açığının IMF'nin dayattığı şartlarla yurt dışından alındığını, bunun Türk ekonomisine 45 katrilyonluk bir faiz yükü bindirdiğini, tarım ürünleri dikiminin-ekiminin sınırlandırılmasını beraberinde getirdiğini, ancak müstemleke ülkelerde olduğu şekliyle Merkez Bankası'nın TL basma iradesinin elinden alındığını, Türk milletinin elinin kolunun bağlandığını ve daha nice olumsuzlukların üst üste yığıldığını belirterek çıkış yolunun BTP iktidarında yattığını söyledi. BTP iktidarında emisyonun mutlaka genişletilerek proje mukabili faizsiz kredi verileceğini, üretimin tahrik edileceğini, tarımda sınırlama getiren yasaların kaldırılacağını, herkesin istediği kadar üreteceğini, milletin vekillerinin de üretilenlere pazar bulmak için durmaksızın çalışacağını, 100 milyarın altında geliri olandan vergi alınmayacağını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle dedi: " Bunun olabilmesi için hepimizin 24 saat çalışması lazım. Çalışmadan, didinmeden, gayret etmeden hiç bir şey olmaz. Hele Avrupalı gelip de seni beni hiç bakmaz. Bir verir, iki gözünden çıkartır. Dilini yerinden kopartır. Onun için biz öyle çalışacağız ki, bizim artıklarımızdan batı dünyası on defa doyacak, giyecek. Yalnız demokratik düzende istenilenlerin yapılabilmesi için mutlak surette ekseriyetin mecliste hakim olması lazımdır. Şimdi sizden tek bir ricam var. Beni körlerle yatırmayacaksınız. Sonra şaşı kalkarım. Ben sizden bir tek döneme mahsus olmak üzere vekalet istiyorum. Var mısınız?"

Seçimin mahiyeti

Seçim kararına da değindiği konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu iktidar bugüne kadar çok yanlış ve ters işler yaptı. Ancak onları tebrik ediyorum. Çok güzel bir iş yaptılar. Seçim kararını verdiler. Şimdi sizler BTP'ni tek başına iktidar etmenin imkan ve fırsatını elde ettiniz. Bu seçim, 'Türk milleti' diyenle, 'hayır, Türk milleti değil, AB' diyenler arasında geçecek. Bu seçim AB diyenlerle, Türkiye diyenler arasında, yani ulusal düşünce ile, ulusal akılla, mandacı akıl arasında geçecek" dedi.
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü

Çorlu tren kazası davasında karar çıktı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davada 9 sanığa 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında hapis cezası verildi
25.04.2024 12:03:00 / Güncelleme: 25.04.2024 12:38:25
AA
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılanan 13 sanıktan 9'una, 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verildi.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda görülen davanın 20. duruşması yapıldı.

Duruşmaya tutuksuz sanıklar dönemin Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, dönemin Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, TCDD Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, dönemin Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, yol kontrolörü Burhan Ortancıl, dönemin Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, dönemin Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli, dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, mühendisler Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya, kazada ölenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşma, mahkemeye sunulan belgelerin okunmasıyla başladı.

Daha sonra karar öncesi sanıklara son sözleri soruldu.

Sanıklardan Karasu ek iddianame ve mütalaa da görevini yapanın cezalandırılmak istendiğini ileri sürerek "Halkalı'dan Kapıkule'ye kadar olan hatla ilgili uyarıları ve denetimi yazışmalar ile bildirmiştim. Görevimi yerine getirdim. Beraatımı talep ediyorum." dedi.

Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını ileri sürerek beraatlarını talep etti.

Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından açıkladığı kararda "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan Karasu'ya 17 yıl 6 ay, Kurt'a 16 yıl 3 ay, Aslan'a 15 yıl, Polat'a 13 yıl 9 ay, Önder'e 10 yıl,  Meriçli, Parlak ve Başkaya'ya 9 yıl 2'şer ay, Aras'a ise 8 yıl 4 ay hapis verdi.

Heyet, sanıklardan Kaytan, Ortancıl, Yıldırım ve Çubuk'un ise beraat etmesine hükmetti.

Mahkeme ayrıca sanıklardan Aslan, Karasu, Kurt ve Polat'ın hükümle birlikte tutuklanmasına karar verdi.

Tekirdağ'daki tren kazası

Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı.
Davanın iddianamesinde "kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu" bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk'un "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
 
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporları ve değerlendirme neticesinde 9 Eylül 2022'de soruşturmanın genişletilmesine karar verilmiş, bu kapsamda aynı suçtan Nihat Aslan, Levent Meriçli, Mümin Karasu, Levent Kaytan, Nizamettin Aras, Burhan Ortancıl, Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya hakkında Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
 
Dava kapsamında söz konusu dönem TCDD 1. Bölge Müdürlüğü'nde Bakım Servis Müdürü olan Mümin Karasu 10 Ekim 2022'de tutuklanmış, tutukluluğuna yapılan itiraz üzerine Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25 Kasım 2022'de hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmişti.
 
Davanın 17'nci duruşmasında Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki son görüşünde, tutuksuz 13 sanığın tamamının "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan cezalandırılmasını, Karasu, Kurt ve Polat'ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, üzerlerine atılı suç için öngörülen ceza miktarı dikkate alındığında adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olmasından tutuklanmalarını istemişti.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı
25.04.2024 10:48:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.



Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı. Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.


Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.