Bugün mübarek Kurban Bayramı... Bugün bütün Müslümanların elleri birbirine kenetlenecek... Evlerden evlere barış taşınacak, muştu götürülecek...
Bugün, dünya yüzündeki bütün Müslümanlar, şehirler içinde bizzat, şehirler ve ülkeler arasında da bütün ulaştırma vasıtalarıyla birbirlerine uğrayarak geçirilen bir kurbanın, üstün insana mahsus nimetlerini kutlayacaklar.
Bir Müslüman'ın eli öbür Müslüman'ın eline, onun eli de bir başka Müslüman'ın eline, böylece bütün Müslüman eller birbirine kenetlenecek, Horasan'la kaynaşmışçasına kaynaşacaklar ve bütün Müslüman dünya, kopmaz, yıkılmaz bir bina kuracak. Evlerden evlere barış taşınacak, muştu götürülecek, yüzleri Kur'an neşesi saracak. Her Müslüman, Kur'an'dan bir ayet gibi kalbini öbür Müslüman'a götürecek.
İşte bu eşsiz bayram yalnız bizimdir.
Nacizane kendimiz açısından bir bayram geleneğine dönüşen üstad Sezai Karakoç'un Sütun'undan seçtiğimiz sözlerle bayramınızı kutluyoruz.
Anadolu'nun yaban ellerde satışa çıkarıldığı, İslam'ın medeniyet krizi yalanıyla "içeriden ellerle" değiştirme-dönüştürme filmine figüran olduğu şu günlerde bayram, umarız ki gerçek ve gerçekten hadimlerine vuslat eder.
Üstad'dan bayram coşkusunu izlemeye devam edelim. Edelim ki bir Müslüman ruhun başka bir mantıkla ulaşılamaz zenginliğini görsünler!
Bakıyorsunuz, sabahleyin ufkun doğu kesimi kızarırken bütün Müslümanlar camileri doldurmuş, güneşin doğuşunu bekliyorlar. Sonra güneş bir mızrak gibi çıkıyor ve zamanın kalbine bayram nişanını işaretliyor. Toplar atılıyor ve namaz sarıyor vücutları ve ruhları.
Ve imam mü'minlerin arasından yükseliyor. Bir tarafında sanki Cennet, öbür tarafında Cehennem hutbesini bütün insanlığa okuyor.
Bu hutbe İslam'a çağrıdır. Çelik ve beton arasında boğulan insana bir hürriyet çağrısıdır bu hutbe.
Zamana olan tutsaklıktan, maddi-manevi putlar korosuna olan tutsaklıktan kurtuluşa açılan bir çağrı kapısıdır bu hutbe...
Hiç kimse İslam'ın bu çağrısını ve bu hayatı değiştiremez. Çünkü bu hayatı Müslümanlar'a bahşeden, bağışlayan Allah'tır.
İnsan zaman, madde ve mana, tüm sebepler alemi O'nun elindedir.
O, ol der her şey olur.
Şairin dediği:
"Her şey bir rüzgara bakıyor."
Eksiğimiz iman, tamamlayıcımız, her şeyimiz de iman.
Her şey çok kolay, herşey çok zor.
Biz yine Üstad'la devam edelim:
Bayram namazından sonra toplumdan alınan güçle yüklü olarak evlere dönülür. Evlerde bekleyen çileli ömrün hayat arkadaşı ve evlerin bin renkli çiçekleri çocuklar. İşte bugün bir tatlı söz işitmek için hayatın bütün ağırlığını paylaşmayı göze alan çileli eşler ve anneler ve evlerin canlı bayramları çocuklar. Evlerden evlere bir barış armağanı, bir muştu haberi gibi gönderilen çocuklar.
Evlerden evlere taşınan armağanlar, evleri doldurup taşıran armağanlar.
Topraktan yükselen bir mehtap bayram akşamları.
İşte o ulu geçmişten elimizde bir bu bayramlar kaldı. Onlara sıkı sarılalım da hiç olmazsa bu son Peygamber armağanı olsun elden kaçırmayalım.
Arafat'tan, hutbeden, hurmadan, Mevlana'dan, Abdülkadir Geylani'den ilhamla sizleri selamlıyoruz.
Kalbiniz bayramla dolu olsun!
New York'a, Londra'ya, Vatikan'a ve tüm bunların içerideki adreslerine inat:
Kalbiniz bayramla dolu olsun!
Bugün, dünya yüzündeki bütün Müslümanlar, şehirler içinde bizzat, şehirler ve ülkeler arasında da bütün ulaştırma vasıtalarıyla birbirlerine uğrayarak geçirilen bir kurbanın, üstün insana mahsus nimetlerini kutlayacaklar.
Bir Müslüman'ın eli öbür Müslüman'ın eline, onun eli de bir başka Müslüman'ın eline, böylece bütün Müslüman eller birbirine kenetlenecek, Horasan'la kaynaşmışçasına kaynaşacaklar ve bütün Müslüman dünya, kopmaz, yıkılmaz bir bina kuracak. Evlerden evlere barış taşınacak, muştu götürülecek, yüzleri Kur'an neşesi saracak. Her Müslüman, Kur'an'dan bir ayet gibi kalbini öbür Müslüman'a götürecek.
İşte bu eşsiz bayram yalnız bizimdir.
Nacizane kendimiz açısından bir bayram geleneğine dönüşen üstad Sezai Karakoç'un Sütun'undan seçtiğimiz sözlerle bayramınızı kutluyoruz.
Anadolu'nun yaban ellerde satışa çıkarıldığı, İslam'ın medeniyet krizi yalanıyla "içeriden ellerle" değiştirme-dönüştürme filmine figüran olduğu şu günlerde bayram, umarız ki gerçek ve gerçekten hadimlerine vuslat eder.
Üstad'dan bayram coşkusunu izlemeye devam edelim. Edelim ki bir Müslüman ruhun başka bir mantıkla ulaşılamaz zenginliğini görsünler!
Bakıyorsunuz, sabahleyin ufkun doğu kesimi kızarırken bütün Müslümanlar camileri doldurmuş, güneşin doğuşunu bekliyorlar. Sonra güneş bir mızrak gibi çıkıyor ve zamanın kalbine bayram nişanını işaretliyor. Toplar atılıyor ve namaz sarıyor vücutları ve ruhları.
Ve imam mü'minlerin arasından yükseliyor. Bir tarafında sanki Cennet, öbür tarafında Cehennem hutbesini bütün insanlığa okuyor.
Bu hutbe İslam'a çağrıdır. Çelik ve beton arasında boğulan insana bir hürriyet çağrısıdır bu hutbe.
Zamana olan tutsaklıktan, maddi-manevi putlar korosuna olan tutsaklıktan kurtuluşa açılan bir çağrı kapısıdır bu hutbe...
Hiç kimse İslam'ın bu çağrısını ve bu hayatı değiştiremez. Çünkü bu hayatı Müslümanlar'a bahşeden, bağışlayan Allah'tır.
İnsan zaman, madde ve mana, tüm sebepler alemi O'nun elindedir.
O, ol der her şey olur.
Şairin dediği:
"Her şey bir rüzgara bakıyor."
Eksiğimiz iman, tamamlayıcımız, her şeyimiz de iman.
Her şey çok kolay, herşey çok zor.
Biz yine Üstad'la devam edelim:
Bayram namazından sonra toplumdan alınan güçle yüklü olarak evlere dönülür. Evlerde bekleyen çileli ömrün hayat arkadaşı ve evlerin bin renkli çiçekleri çocuklar. İşte bugün bir tatlı söz işitmek için hayatın bütün ağırlığını paylaşmayı göze alan çileli eşler ve anneler ve evlerin canlı bayramları çocuklar. Evlerden evlere bir barış armağanı, bir muştu haberi gibi gönderilen çocuklar.
Evlerden evlere taşınan armağanlar, evleri doldurup taşıran armağanlar.
Topraktan yükselen bir mehtap bayram akşamları.
İşte o ulu geçmişten elimizde bir bu bayramlar kaldı. Onlara sıkı sarılalım da hiç olmazsa bu son Peygamber armağanı olsun elden kaçırmayalım.
Arafat'tan, hutbeden, hurmadan, Mevlana'dan, Abdülkadir Geylani'den ilhamla sizleri selamlıyoruz.
Kalbiniz bayramla dolu olsun!
New York'a, Londra'ya, Vatikan'a ve tüm bunların içerideki adreslerine inat:
Kalbiniz bayramla dolu olsun!