HABER MERKEZİ
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan, bu ülkenin Anayasasının Çanakkale'de yazıldığını kaydetti. Anayasa tartışmalarına değinen Erimhan, "Türkiye'nin son 150 yılı Anayasa tartışmaları ile geçmiştir. 1856 Islahat Fermanı'ndan başlayarak günümüze kadar ülkemizin temel mesaisi hep Anayasa üzerine olmuştur. 150 yıldır sonu gelmeyen Anayasa değişikliklerine rağmen ne ilginçtir ki ülkemizin 'Anayasaya olan ihtiyacı' hiç bitmemiştir!" dedi.
Anayasa talepleri dışarıdanTürkiye'nin anayasa geçmişini analiz eden Erimhan, şu tespitlerde bulundu: "Bu garip ve normal olmayan 150 yıllık Anayasa döneminin 3 temel özelliği olmuştur: 1- Anayasa değiştirme talepleri hep 'yabancı' kaynaklıdır. 2- Ülke İdarecileri yabancılarının taleplerini 'Anayasa değişikliği' olarak örtülemiştir. 3- Hükumetler iktidar olmalarını Anayasa değişikliklerini realize edebilmekte görmüştür.""Yabancıların ya da azınlıkların talepleri için 'yerine getirmezsiniz bölünürsünüz ya da biz size zorla kabul ettiririz' yollu arka plan dayatmalar insanımıza bazen hürriyet, bazen değişim, bazen demokrasi bazen açılım diye ama 'Anayasa' adı ile yutturulmuştur" diyen Erimhan, şunları kaydetti: "Yazık ki hiçbir Anayasa değişikliği ülkemize ne hürriyet, ne barış ne zenginlik ne de saadet getirmiştir. Samimiyetten uzak 'milletin çıkarları' yerine gerçekte 'yabancılara ve azınlıklara' ön açan Anayasalar ülkeyi 1 adım ileriye götürmek yerine hep geriye itmiştir. Yazık ki hükumetin gündeme taşıdığı ve Başbakan'ın Haziran 2012'ye kadar ömür biçtiği son anayasa değişikliği süreci de aynı tarihi kaderin izinden yürümektedir. Söz konusu değişiklikleri bu ülke insanı ilk defa Washington'da yapılan bir toplantıda duymuştur. Açılım Projesi ismi ile Hükumetin başlattığı sürecin devamı olan Anayasa değişikliği, CIA kontrol ya da etkisinde çalışan stratejist David L. Phillips'in 15 Ekim 2007 tarihinde hazırladığı Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Silahsızlandırılması, Dağıtılması ve Yeniden Entegre Edilmesi raporuna dayanmaktadır."
Gayri milli bir Anayasa olacakBTP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan, bu hali ile son Anayasa değişikliğinin de gayrı milli, yabancı merkezli olacağına işaret ederek, şu görüşleri öne çıkardı: "Gerçekte bu Anayasa millete dayatılmaktadır. Dahası terörist ile yapılan pazarlıklar kamuoyuna yansımıştır. Ortada bırakınız silahını bırakmayı, silahını millete daha da doğrultmuş bir terör örgütü vardır. Bu şartlar altında 'PKK ile pazarlığın sonucu olarak gözüken Anayasa değişikliği paketi' kabul edilemez. Bırakınız 'uzlaşma, uzlaşma' dediklerine, yapılan uzlaşmanın Milletle hiçbir ilgisi yoktur. İktidarın uzlaşma adresi bellidir! Hükümet PKK ile AB ile ABD ile varılan uzlaşmanın millete onaylatılmasına Anayasa dememizi istiyor. Halkı kendilerine suç ortağı yapmayı hedefliyor. Bağımsız Türkiye Partisi bu sürecin dışındadır. Bu Anyasanın ülkeye huzur değil kavga, birlik değil ayrılık getireceğinden emindir. Çünkü ülkenin sorunu Anayasamızın yetersizliği değildir. Ülkenin sorunu idare ve zihniyet sorunudur. Milletin Kürd'e, Türk'e, Çerkes'e baba gibi şefkat gösteren bir lidere ihtiyacı var! Baba evladı için kötülük düşünmez. Evlad da babasına ihanet etmez. Bu akla ve imana aykırıdır. O nedenle Türkiye iktidarını millileştirdiğinde Kürt sorununu da çözmüş olacaktır. Bu ülke Anayasasını İstiklal savaşında yazmıştır! Emperyalizme karşı Çanakkale'de koyun koyuna yatan Diyarbakırlı ile Edirneli, Vanlı ile Antepli Kürt ile Türk, Çerkez ile Arnavut Anayasalarını şehadet şerbeti ile şereflenerek kaleme almışlardır. Çözüm arayanlar, kardeşlik isteyenler, ülkeyi bir ve beraber etmek isteyenler adreslerini Çanakkale'de bulabilirler. Bu vesile ile belirtelim ki; Hükümet bölücülük ile iktidarı arasındaki tuzaklı yol için bu Anayasayı ülkeye dayatıyor ve ülkeyi feda ediyor! Anayasa değişikliği yalanının arkasına saklanmış Türk - Kürt ayrımcılığına hizmet eden yol ve yöntemler çıkmaz sokaktır. Milletimiz bu tuzağa düşmemelidir, ayık olmalıdır. Tarihi bir kırılmadan geçtiğimiz ve telafisi olmayan bu süreçte insanımız gelişmeleri yakından izlemeli, dayatılana - propaganda edilene değil hakka - hakikate kulak vermelidir. Çanakkale'de yatan şehitlerimizi unutmamalıdır!"