Burdur Gölü kuruyacak!
Türkiye'nin önemli sulak alanlarından Burdur Gölü, yanlış tarım uygulamaları ve gölü besleyen dereler üzerinde plansız inşa edilen barajlar nedeniyle kuruma tehlikesi altında. Göl, son 35 yılda alanının üçte birini kaybetti
04.02.2013 00:00:00
YENİ
MESAJ / BURDUR
Türkiye'de sulak alanlar 'hatalı tarım
uygulamaları' nedeniyle bir bir ortadan kalkıyor. Doğa Derneği 2 Şubat Dünya
Sulak Alanlar Günü çerçevesinde Burdur’da, hızla kuruyan Burdur Gölü ile
1960’lı yıllardan itibaren kurutulan Aral Gölü’nün ortak öyküsünü tartışmaya
açan bir etkinlik düzenledi. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde
düzenlenen etkinliğe katılan ödüllü 'Çölün Mavi Gözü: Aral' belgeselinin
yönetmeni Kemal Öner ve Doğa Derneği’nden uzmanlar, bir zamanlar dünyanın dördüncü
en büyük gölü olan ve Özbekistan ile Kazakistan sınırında yer alan Aral
Gölü’nün yanlış su ve tarım politikaları nedeniyle kuruduğunu, önlem alınmazsa
Burdur Gölü’nün de aynı kaderi paylaşacağı uyarısında bulundu. Etkinlikte
yapılan konuşmalarda kuruma tehlikesi altında olan Burdur Gölü ve diğer sulak
alanlarımızı korumak için tarımda kullanılan suyun azaltılması ve gölleri
besleyen derelerin akışlarının plansız bir biçimde baraj ve gölet inşa edilerek
kesilmemesi gerektiği belirtildi.
Koskoca
deniz nasıl yok oldu?
37. Antalya Altın Portakal Film
Festivali dahil birçok festivalde ödül alan 'Çölün Mavi Gözü: Aral'
belgeselinin yönetmeni Kemal Öner, belgesel gösteriminin ardından yaptığı
konuşmada, Aral Gölü’nün bir zamanlar dünyanın dördüncü büyük gölü olduğuna
dikkat çekerek; yanlış sulama, yanlış gübreleme, yanlış ilaçlama
politikalarıyla 1960’lı yıllardan itibaren bir çevre felaketine sürüklenerek,
nasıl devasa bir kum çölüne dönüştürüldüğünü anlattı.
Kemal Öner, şunları söyledi: “Aral Gölü,
bir zamanlar dünyanın en büyük iç denizlerinden biriyken, bugün hacminin ve
kapladığı alanın yarıdan fazlasını kaybetti. İnsanlar, daha çok ürün almak için
toprağı ve suyu hor kullandı. Aral’ı besleyen nehirlerin suyu pamuk üretiminde
kullanılmak için taşındı. Çok ürün almak için aşırı sulama yapıldı. Aşırı
sulama nedeniyle yeraltındaki tuzlar toprağın yüzeyine vurdu, düşen üretimi
artırmak için gübre ve ilaçlar artırıldı. Sular çekilirken gerisinde zehirli
bir çöl bıraktı. Su kuşları, balıklar, kara hayvanları, 100'den fazla bitki
türü birer birer yok oldu. İnsanlar akın akın hastanelere koştu, çocuk
ölümleri, kan hastalıkları, bulaşıcı hastalıklar arttı.” Öner, Aral Gölü
çevresinde belgesel çekimi sırasında görüştükleri yerel halkın halen, 'koskoca
deniz nasıl yok oldu' diye birbirlerine sorduklarını ifade ederek, çarpık tarım
ve su politikalarının Aral Gölü gibi büyük bir gölü nasıl kuruttuysa aynı
şekilde Burdur Gölü’nü de kurutabileceğine dikkat çekti.
Burdur
Gölü de Aral gibi kuruyacak!
Doğa Derneği Alan Savunma Koordinatörü
Okan Ürker, tıpkı Aral Gölü gibi Burdur Gölü’nün de yanlış tarım ve su
politikalarının tehdidi altında olduğunu vurgulayarak, gölün son 35 yılda
alanının üçte birini kaybettiğini ve su seviyesinin 12 metre düştüğünü
vurguladı. Okan Ürker, Burdur Gölü Havzasında aşırı su tüketen tarımsal
ürünlerin yaygın olması nedeniyle, sondaj kuyularından yüksek miktarlarda su
çekildiği ve göle akan derelerin üzerine plansız biçimde inşa edilen baraj ve
göletler gölün beslenmesini engellediği için Burdur Gölü’nün her geçen gün
kuruduğuna dikkat çekti. Ürker, şunları söyledi: "Burdur Gölü, hızla
kuruyan göllerimizden sadece biri. Oysa göller canlı yaşamının temel unsurudur,
doğal döngünün can damarıdır. Göller olmazsa ne yaşam olur, ne tarım olur. Aral
Gölü örneği kurumaz denilen göllerin bile nasıl kuruduğunu bize gösteren en
canlı örneklerden biri. Burdur Gölü’nün kurtuluşu için iki çare var. Tarımda az
su tüketen ürünlere geçmek ve baraj ve göletlerden göle kademeli olarak su bırakmak.
Bu iki önlemi acilen almazsak, Burdur Gölü’nün sonu Aral Gölü’nden farklı
olmayacak.”
MESAJ / BURDUR
Türkiye'de sulak alanlar 'hatalı tarım
uygulamaları' nedeniyle bir bir ortadan kalkıyor. Doğa Derneği 2 Şubat Dünya
Sulak Alanlar Günü çerçevesinde Burdur’da, hızla kuruyan Burdur Gölü ile
1960’lı yıllardan itibaren kurutulan Aral Gölü’nün ortak öyküsünü tartışmaya
açan bir etkinlik düzenledi. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde
düzenlenen etkinliğe katılan ödüllü 'Çölün Mavi Gözü: Aral' belgeselinin
yönetmeni Kemal Öner ve Doğa Derneği’nden uzmanlar, bir zamanlar dünyanın dördüncü
en büyük gölü olan ve Özbekistan ile Kazakistan sınırında yer alan Aral
Gölü’nün yanlış su ve tarım politikaları nedeniyle kuruduğunu, önlem alınmazsa
Burdur Gölü’nün de aynı kaderi paylaşacağı uyarısında bulundu. Etkinlikte
yapılan konuşmalarda kuruma tehlikesi altında olan Burdur Gölü ve diğer sulak
alanlarımızı korumak için tarımda kullanılan suyun azaltılması ve gölleri
besleyen derelerin akışlarının plansız bir biçimde baraj ve gölet inşa edilerek
kesilmemesi gerektiği belirtildi.
Koskoca
deniz nasıl yok oldu?
37. Antalya Altın Portakal Film
Festivali dahil birçok festivalde ödül alan 'Çölün Mavi Gözü: Aral'
belgeselinin yönetmeni Kemal Öner, belgesel gösteriminin ardından yaptığı
konuşmada, Aral Gölü’nün bir zamanlar dünyanın dördüncü büyük gölü olduğuna
dikkat çekerek; yanlış sulama, yanlış gübreleme, yanlış ilaçlama
politikalarıyla 1960’lı yıllardan itibaren bir çevre felaketine sürüklenerek,
nasıl devasa bir kum çölüne dönüştürüldüğünü anlattı.
Kemal Öner, şunları söyledi: “Aral Gölü,
bir zamanlar dünyanın en büyük iç denizlerinden biriyken, bugün hacminin ve
kapladığı alanın yarıdan fazlasını kaybetti. İnsanlar, daha çok ürün almak için
toprağı ve suyu hor kullandı. Aral’ı besleyen nehirlerin suyu pamuk üretiminde
kullanılmak için taşındı. Çok ürün almak için aşırı sulama yapıldı. Aşırı
sulama nedeniyle yeraltındaki tuzlar toprağın yüzeyine vurdu, düşen üretimi
artırmak için gübre ve ilaçlar artırıldı. Sular çekilirken gerisinde zehirli
bir çöl bıraktı. Su kuşları, balıklar, kara hayvanları, 100'den fazla bitki
türü birer birer yok oldu. İnsanlar akın akın hastanelere koştu, çocuk
ölümleri, kan hastalıkları, bulaşıcı hastalıklar arttı.” Öner, Aral Gölü
çevresinde belgesel çekimi sırasında görüştükleri yerel halkın halen, 'koskoca
deniz nasıl yok oldu' diye birbirlerine sorduklarını ifade ederek, çarpık tarım
ve su politikalarının Aral Gölü gibi büyük bir gölü nasıl kuruttuysa aynı
şekilde Burdur Gölü’nü de kurutabileceğine dikkat çekti.
Burdur
Gölü de Aral gibi kuruyacak!
Doğa Derneği Alan Savunma Koordinatörü
Okan Ürker, tıpkı Aral Gölü gibi Burdur Gölü’nün de yanlış tarım ve su
politikalarının tehdidi altında olduğunu vurgulayarak, gölün son 35 yılda
alanının üçte birini kaybettiğini ve su seviyesinin 12 metre düştüğünü
vurguladı. Okan Ürker, Burdur Gölü Havzasında aşırı su tüketen tarımsal
ürünlerin yaygın olması nedeniyle, sondaj kuyularından yüksek miktarlarda su
çekildiği ve göle akan derelerin üzerine plansız biçimde inşa edilen baraj ve
göletler gölün beslenmesini engellediği için Burdur Gölü’nün her geçen gün
kuruduğuna dikkat çekti. Ürker, şunları söyledi: "Burdur Gölü, hızla
kuruyan göllerimizden sadece biri. Oysa göller canlı yaşamının temel unsurudur,
doğal döngünün can damarıdır. Göller olmazsa ne yaşam olur, ne tarım olur. Aral
Gölü örneği kurumaz denilen göllerin bile nasıl kuruduğunu bize gösteren en
canlı örneklerden biri. Burdur Gölü’nün kurtuluşu için iki çare var. Tarımda az
su tüketen ürünlere geçmek ve baraj ve göletlerden göle kademeli olarak su bırakmak.
Bu iki önlemi acilen almazsak, Burdur Gölü’nün sonu Aral Gölü’nden farklı
olmayacak.”