Emekli Büyükelçi Kaya Toperi "Ne zaman Türkiye'de kavga çıkar, ajanlar Ankara'ya doluşur" diyor. Emekli Büyükelçi Kaya Toperi ile sohbet ediyoruz. Hedefim "CIA, FBI, İsrail Genelkurmay başkanı geldi, bütün bunlar Türkiye'de ne yapıyor?" soruma cevap bulmak. Gelişleri sessiz sedasız da olmadı üstelik. Tesadüf müydü? Yoksa komplo teorisyenlerinin "Amerika İran'ı, Suriye'yi vuracak tezine mi inanmalıydı? Ben de oturdum Kaya Toperi'nin karşısına. Toperi sırasıyla Washington, Kabil, Yeni Delhi, Kopenhag ve Cenevre'de Dışişleri'nde çalışmış. Ardından Kuveyt, Bahreyn, Kanada, İsviçre ve Kore büyükelçisi olarak görev yapmış. Yani "O bilmezse kimse bilmez" durumu var. Cumhurbaşkanlığı sözcülüğü, Basın Yayın Genel Müdürlüğü görevlerini de unutmamak lazım. Özellikle Özal'ın danışmanlığını yaptığı yıllarda Cumhurbaşkanı'nın önemli danışmanlarından ve sırdaşlarından biri olarak anılıyordu. Toperi ile CIA Başkanı'nın gelişini konuştuk. James Bond filmi tadında bir söyleşi oldu. Toperi'nin söylediklerini ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. Önce FBI, ardından CIA Başkanı Türkiye'ye geldi. Ne oluyor acaba demeye kalmadan Fransız Savunma Bakanı'nı buluverdik karşımızda. En son da İsrail Genelkurmay Başkanı'nın ziyareti. Sizce bunların hepsi tesadüf mü? -Fransız Savunma Bakanı dışında diğerlerinin gelişi hiç de tesadüf değil. Rastlantı olamaz bence. Önce Fransız Savunma Bakanı'nın niye geldiğine bakalım. Bir dönem Türkiye Fransa ile birtakım silah alımlarını durdurmuştu Ermeni tasarısının gündemde olduğu dönemlerdi. Türkiye AB müzakereleri sürecinde Fransa'ya bir jest yapmak isteyebilir. Silahlı Kuvvetler'in birtakım ihtiyaçları var tabii. Yabancılar mutlaka bir şey almak için mi gelir? -Kesinlikle. Tersini düşünmek saflık olur. Türkiye'nin kara gözü kara kaşı için gelmezler. Ya bizi kazıklamaya ya da bir şey satmaya gelirler. Biz de bunların "Aslansın, maşallah iyisin, kahramansın" sözlerine kanar, tam Türk'e özgü ev sahipliği ve tevazu içinde bunlara jest yapmaya çalışırız. Fransız Savunma Bakanı dışındakiler Türkiye'ye niye geldi? -FBI Başkanı'nın Türkiye'ye gelmesi çok şaşırılacak bir durum değil. Çünkü FBI Adalet Bakanlığı'na bağlıdır ve Türkiye ile işbirliği içindedir. Terörizme karşı mücadelede beraber hareket edilir. Yani tek başına gelseydi çok çarpıcı olmazdı. Gelelim CIA Başkanı'na. İşte o yadırganacak bir durum çünkü bu başkan kolay kolay bir ülkeyi ziyaret etmez. CIA Başkanı'na. Madem ajanları Türkiye'de niye kendi geliyor? -CIA Başkanı ya mühim bir mesaj getirmeye ya da bazı şeyleri öğrenmeye gelir. Şimdi ABD'nin Irak, Suriye ve İran politikasına bakmak lazım. Amerika'nın kafasındaki Irak'ın parçalanması. Tabii bence. Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulmasından mı bahsediyoruz? -Bakın ne Barzani ne de Talabani Afganistan'a benzeyen bir yapıda kapalı kutu bir ülke istemiyor. Bunu defalarca rahmetli Özal'a da söylediler. Yani bize ihtiyaçları var. Ne petrollerini taşıyabilir ne de dışa açılabilirler. Amerikalılar da bizim ne düşündüğümüzü merak ediyorlar haliyle. Unutmamak lazım ki söz verdiği halde tezkereyi geçirmemiş bir ülke var karşılarında. Affetmediler mi bizi yani? ... Bizi affetmediler evet. İnsanlar nasıl kindarsa Amerika öyle kindardır. Politikası hiç değişmez. CIA Başkanı'nın buraya gelişi Irak'taki müstakbel oluşumlara Türkiye'nin vereceği tepkiyi ölçmek. Yani CIA Başkanı kalkıp taa Amerika'dan PKK'yı konuşmaya gelmez. "Ben çekilirsem sana ne kadar güvenebilirim?" diye sormaya geldi. "İran'a girmeye karar verirsem sen nerede durursun?" Suriye ile İran nükleer alanda ittifak yaptı. -Eh bunlar da kaşınıyor bir yerde. Tahrik denir buna. Açıkçası olan bitenden korkuyorum. Amerika Irak'ta böylesine başarısızken İran ya da Suriye'yi vurur mu yani? -Rahmetli İnönü'nün bir lafı vardı, "Eşkıyanın ne yapacağı belli olmaz" diye. Bu da o hesap işte. Mecbur kalırsa vurur. Ama ilk etapta Irak'ta işleri düzene sokmaya çalışacak. Yine de garip. Yani CIA Başkanı bütün bunları gelmeden de konuşamaz mıydı? Balçiçek Pamir / Sabah