Irak, kapalı kutu mu?
CIA'e göre Irak gibi içe dönük ve iç politikasını gizleyen bir ülke hakkında bilgi edinmek için edebiyatını incelemek akıllıca bir yöntem. CIA'deki Irak gözlemcileri, Zebibe ve Kral isimli roman Londra'da piyasaya çıkar çıkmaz bir kopyasını edinmişler. Üç ay boyunca romanı inceleyen CIA yetkilileri, kitabı bizzat Saddam'ın yazmadığı, fakat kendi görüşleri doğrultusunda yazdırdığı sonucuna varmışlar. Romanın içindeki her tür detayı, sembolik anlatımı inceleyip yorumlayan CIA ajanları, bu şekilde "Saddam'ın düşüncesine bir pencere açmayı" hedeflediklerini söylüyorlar.
Kapağında yazar adı yok
Kapağında yazar adı belirtilmeyen kitabın girişinde, Saddam'ın Iraklı yazarlardan, ülkedeki yaşayışı anlatan romanlar yazmalarını istediği anlatılıyor. Romanın meçhul yazarı, alçakgönüllüğünden dolayı adını açıklamak istemediğini söylüyor.
CIA ajanlarının aylar boyu inceledikleri roman, güçlü bir kralla güzel köylü kızı Zebibe arasındaki aşkı anlatıyor. Yorumlara göre romandaki kral Saddam'ı, güzel kız da Irak halkını temsil ediyor. Romanda kral, Zebibe'nin kendine boyun eğmesini, ama aynı zamanda çok sevmesini istiyor. Hikaye, İsa'dan yüzyıllar öncesinde geçiyor ve Irak, medeniyetin beşiği olarak tasvir edililiyor. Hikaye boyunca Zebibe ve Kral politika, ihanet, sadakat, aile gibi konuları tartışıyorlar. Kral, tüm fikirlerini açığa vuruyor. Bu açıklamalarda Saddam'ın konulara bakış açısı açıkça farkediliyor. Örneğin, romanın bir bölümünde Kral, Zebibe'ye "İnsanları yönetmek için sertlik gerekir mi?" diye soruyor. Aldığı cevap ise oldukça anlamlı: "Evet, insanları sertlikle yönetmelisiniz ki korunduklarını hissedebilsinler."
Leb demeden
leblebiyi anlamak!
Romanda anlatılan hikayenin sembollerle dolu olduğu, Zebibe'nin (yani Irak halkının) tecavüze uğradığı bölümde net biçimde farkediliyor. Zebibe'ye tecavüz edenin hiç sevmediği kocası olduğu anlaşılıyor. Zebibe, tecavüzden sonra şöyle diyor: "Orduların anavatanı istila etmesi ve hakları gaspetmesi de bir tecavüzdür." Kitabı inceleyen CIA ajanlarına göre, bu kısımda, İsrail'e taş atılıyor.
İlginç tarih
Tecavüzden haberdar olan Kral, muhtemelen ABD'yi ve Batılı ülkeleri temsil eden tecavüzcü kocaya karşı "ya zaferle ya da ölümle sonuçlanacak" bir savaş başlatıyor. Savaşta düşman koca ölüyor ve her ölüm yıldönümünde taşlanmak üzere mezara konuyor. Kocanın ölüm tarihi de ilginç: 17 Ocak, yani ABD'nin Irak'ı Kuveyt'ten çıkarmak için bombardımana başladığı gün.
ABD'de kitabı inceleyen yetkililer, Zebibe'yle olan diyaloglar sırasında, feodal değerlere verilen öneme, ailenin tek güvenilecek birim olduğuna, şerefin ve namusun, "kadın"la ilişkilendirildiğine dikkat çekiyorlar. Kötü adam tarafından tecavüze uğrayan "kadın"ın, ya da bir başka okumayla "anavatan"ın şerefini kurtarmak ve intikam almak, Kral'ın en öncelikli görevi olarak gösteriliyor.
Iraklı muhaliflere eleştiri
Kitabın son bölümü, adeta Iraklı muhaliflere adanmış. Yönetimde ifade özgürlüğüne yol açacak değişimler yapma çabası var, fakat fikrini ifade etmeye kalkışan herkesin kötü bir yönü vurgulanıyor. Örneğin Saddam'ın en tanınmış muhaliflerinden Ahmed Çelebi'nin adı, Nuri Çelebi olarak değiştirilmiş ve vatanı korumakta kusur ettiği için fikirlerini ifade etmesi uygun görülmemiş.
Kitapta, kralın ölümünden sonra da eski düzenin devam edeceğine dair kanıtlar var. CIA yetkililerine göre Saddam'ın güvenlik güçlerini yöneten oğlu Kusay'ın geçtiğimiz hafta Baas Partisi'nin yönetiminde ilk siyasi görevine başlamış olması, rejimin Saddam'dan sonra "babadan oğula" süreceğine dair bir işaret.