İşsizlik, sadece bir istatistikî rakam değildir. Ülkemizdeki reel işsizlik oranının, genç nüfusumuz arasında yüzde 28.7'lerde, genel oranda yüzde... M.Emin KOÇ'un yazısı İşsizlik, sadece bir istatistikî rakam değildir. Ülkemizdeki reel işsizlik oranının, genç nüfusumuz arasında yüzde 28.7'lerde, genel oranda yüzde 19-20'lerde gezinmesi, sadece bir "ekonomi meselesi" değildir. Çaya, tütüne, buğdaya, fındığa, ayçiçeğine, yani köylüye-çiftçiye verilen "düşük taban fiyat" sadece ekonomi konusu değildir. İşçiye, memura, emekliye verilen "kıytırık zam" sadece Maliye işlemi değildir.Ekonomi sadece "ekonomi" değil?Yani ekonomi, sadece "ekonomi meselesi" değildir.Ekonominin "sosyal" yönü vardır. Ne demek biliyor musunuz?Bir avuç mutlu azınlık dışındaki herkesi kıvrandıran işsizlik, yoksulluk ve "parasızlık", bugün artık "aile meselesi" halini almıştır, namus meselesi olmuştur, hatta vatan ve din meselesi olmuştur."Yıllardan beri IMF dayatmalarıyla anası ağlatılan" çiftçinin ürününe reva görülen "düşük taban fiyat", bugün bir "aile meselesi", hatta namus meselesi olmuştur, vatan meselesi olmuştur. İşçiye, memura, emekliye verilen "kıytırık zam", bugün "aile meselesi", namus meselesi hatta vatan-millet ve din meselesi halini almıştır. Asayiş meselesi halini almıştı."Çözümsüzlük" ve "ecnebilerden devşirme akıl" ile çökertilen Türk ekonomisi, bitirilen Türk tarımı ve stoplanan sanayi ve imalat, bugün yüce milletimizin aile yapısını, akıl düzenini, milli güvenliğini, vatana-millete ve dinine olan sadakatini tehdit etmektedir.Millet ve devleti tehdit eden bir taban fiyatBu sebeple hafta başında Rize'de çaya reva görülen 73 kuruşluk fiyat, sadece çay üreticisine darbe değil, Türk aile yapısına, Türk toplumunun tamamına, Türk milletinin akıl ve sosyal düzenine indirilen darbedir. Türk çiftçisinin ürününe reva görülen "ölü eşek fiyatı" kabilinden taban fiyatlar, sadece Türk ekonomisine değil, Türk ailesine, Türk gençliğine, Türk milletinin asayişine, milli güvenliğimize, toplumsal huzur ve birliği sağlayan mukaddesatımıza vurulmuş darbelerdir. Bu ekonomi darbelerinin, vahim sosyal sonuçları ortaya çıkmaya başladı bile?Bu sebeple hiç kimsenin "ekonomi alanı"nda, "canım bu alan sadece ekonomi sahasıdır; atsak, sallasak, çözümsüz olarak idareye gelsek bir şey olmaz" diyerek milletimizle, devletimiz ve geleceğimizle oynamaya hakkı yoktur."Böyle zulüm olmazdı da nasıl oluyor?!"AKP, Yenimesaj gazetemizin manşetinin ardından palas-pandıras çay fiyatını nihayet açıklayabildi. Bir kilo çay 64 YKr?. Geçen sene çayın fiyatı, 8 YKr'luk destek ile 65 YKr'tu zaten.AKP, çay müstahsiline bir şey vermedi. Çaya uygulanan "dönüm başı kota" ve "kaçak çay" furyası ise işin cabası?9 YKr'luk yeni destek ile yeni fiyatı 73 YKr olarak açıklıyor Tarım Bakanı Mehdi Eker. Vatandaş ne mi diyor: "Gelsinler kendileri, bir ay, yağmur-çamur veya kızgın güneş altında çay toplasınlar; ondan sonra fiyat açıklasınlar?" Yapamazlar. R. T. Erdoğan, Rize'ye niye Bakan Eker'i gönderiyor?! Kendisi niye açıklayamıyor. Açıklayamaz.Çünkü Erdoğan, ta 2002'de Rize meydanında çaya uygulanan kotanın kaldırılacağını ve fiyatın da asgari 75 YKr olacağını haykırıyordu. Aynı Erdoğan, yine 3 Kasım 2002'de seçimleri öncesinde Kasımpaşa-Piyalepaşa kahvehanesinde "Çay en az 750 bin lira olması lazım, böyle zulüm olmaz?" diye güya kükrüyordu.Üzerinden 5 yıl geçti, Erdoğan hala o kükrediği fiyatı vermedi çay müstahsiline; 64 YKR verdi. Daha fazla verebilir mi? Veremez. Çünkü hiçbir çözümü yok? Aklını IMF'ye kaptırmış, ecnebilerden ders almış, alıyor? Nitekim Erdoğan, 12 Haziran 2003'de konuğu olduğu Arena'da, "Bu IMF'nin baskısı"nı itiraf ve ilan ediyor. Bu sebeple Erdoğan, "milletimizin yüzünü güldürecek" bir fiyat veremez? Çiftçinin yüzünü ancak BTP güldürürKim verir?! Ancak ve sadece BTP verir. Çiftçinin yüzünü ancak BTP güldürür? Çünkü BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Milli Ekonomi Modeli" var. Prof. Dr. Baş, ekonominin kitabını yazdı.Hadi AKP vermedi, diğerleri verebilir mi?! Onlar da veremezler. Güya milliyetçi-halkçı şu önceki MHP-DSP-ANAP koalisyonunun ahvali hala hafızalarda capcanlı? Çözümü olmayan partilerin iktidar ve koalisyonunda, çiftçiye de, ürüne de fiyatı IMF veriyor, raconu IMF kesiyor.IMF ve AB, Türk çiftçisine gerçekten racon kesiyor; "25 milyonluk tarım kesimini 2013 yılına kadar 10 milyon azaltın" talimatını verdi. Dolayısıyla AB'ci ve IMF'ci partiler, bu "ecnebi talimatı"na uymak zorundalar.BTP'den gayrı hiçbir partinin kendilerine ait hiçbir modeli, çözümü ve projesi yok? BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, BTP iktidarında çaya 1.5 YTL verecek. Hesabını yapmış, kaynaklarını ve emisyon hazırlıklarını tamamlamış, kitabını yazmış? Hatta, BTP iktidarında ürünün bedelini hükümet değil, müstahsil, köylü-çiftçi ve ilgili kooperatifler ortaklaşa belirleyecek, diyor Prof. Dr. Baş? Halk da işte bunu diyor.Ayağı toprağa değmeyenlerin verdiği fiyattan ne çıkar?Fildişi kulelerden tarım taban fiyatı belirleyenler, anası ağlayan çiftçinin ürününe ayakları toprağa değmeden "taban fiyat" diye IMF raconu kesenler, sadece Türk ekonomisine değil, sosyal ve aile yapımıza, asayişimize, geleceğimize darbe üstüne darbe vuruyorlar demektir. Buna hiç kimse müsaade etmez, edemez.Şu hale bakınız; Rize Ziraat Odası, çayın maliyetini 90 kuruş olarak tespit ediyor; Anakara'dakilere bildiriyor. AKP, tüm desteklemeler dahil çaya 73 YKr fiyatı reva görüyor. Bu zarara, bu düşük fiyata, bu IMF'ci darbeye hangi müstahsil dayanabilir? Hiç kimse dayanamaz. Türk çiftçisini işte böyle aradan çıkartmak istiyorlar.Köylüye, çiftçiye, üreticiye, imalatçıya ve tabi tüketici kesimine vurulan bu darbeler, sadece ekonomiye darbe değildir; asayişe darbedir, aile ve sosyal hayata darbedir, milli güvenliğimize darbedir, gençliğimize ve geleceğimize darbedir. Beton yığınlarına dönüşen Büyükşehirlerimizin dokusuna ve asayişine darbedir. IMF'ci partilerin reva gördüğü bu ekonomi darbeleri ve düşük taban fiyatının faturasını, sadece köylü ve çiftçi değil, tüm Türk milleti ve Türk devleti ödemek zorunda kalacaktır. Bu büyük çöküş ve erozyona karşı kuşatıcı, geniş çaplı, reel ve bilimsel milli modeli olan tek parti BTP'dir. Prof. Dr. Baş'ın Mili Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet-Milli Devlet projeleri, işte bu büyük çöküş ve erozyonun garantisidir.