KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "ortada Türkiye'nin garantilediği bir ortaklık kuruluşunun olmadığını" belirterek, "Müşterek bir Kibris olmadigina göre Türkiye'nin tanıyacağı bir kuruluş, bir hükümet yoktur" dedi. Denktaş, Türkiye'nin Rum idaresini tanımadığını ve KKTC'yi tanımaya devam edeceğini beyan ettiğini de vurgulayarak, "Kıbrıs'ta fiilen iki devlet ve bu devletlerin iki ayrı egemen halkı vardır" ifadesini kullandı.
KKTC Lideri Denktaş, Türkiye'nin Rum idaresini tanımadığını ve KKTC'yi tanımaya devam edeceğini beyan ettiğini de hatırlattığı açıklamalarda önemli bilgiler de verdi Cumhurbaşkanı Denktaş, yaptığı yazılı açıklamada, Rum yönetimi Sözcüsü Kipros Hrisostomidis'in, "üyelik müzakerelerini yürütecek olan Türkiye'nin AB üyesi olan 'Kıbrıs'ı tanımaması düşünülemez" sözlerine yanıt verdi.
"Rum sözcü kimin adına konuşuyor? Kıbrıs'ta bir millet olmadığına, iki eşit halk olduğuna göre sadece Rumlar adına konuşuyor demektir" diyen Denktaş, açiklamasinda şunlari kaydetti:
"Rum sözcünün, (İngiltere'nin eski Kıbrıs özel Temsilcisi) Lord David Hannay'in bile 'hijacked' (çalınmış) dediği bir unvan arkasına saklanarak böyle kabadayılıklar yapması doğal olabilir. Bir hırsız, çaldığı malı kaybetmemek için her türlü hileye başvuracaktır. Doğal olmayan, bu sahtekar ve eli kanlı, geçmişi toplu mezarlarla, insanlığakarşı suçla dolu Rum idaresinin, AB tarafından hala 'tüm Kıbrıs'ın meşru hükümeti' olarak kabul edilmesidir. Özellikle iki ayrı referandumla adada Kıbrıs'ın kaderini tayin konusunda iki eşit, self determinasyon hakkına haiz halkın varlığı elle tutulur hale geldiği halde Yunanistan tarafından kandırılmış olan AB'nin, Kıbrıs'a yeniden bakmaması ve Kıbrıs Türklerine haksızlığa devam etmesi kabul edilemez bir durumdur." Cumhurbaşkani Denktaş, AB'nin, Kıbrıs'ın tümünün meşru hükümeti olma hakkı bulunmayan Rum idaresine "meşru hükümet" muamelesini sürdürdükçe, Kıbrıs'ta iki tarafın yeni, kalıcı bir ortaklıkta birleşmesinin mümkün olmayacağını ifade etti. "Birleşik bir Kibris isteniyorsa Enosis adina 1963-1974 saldırıları ile ikiye bölünmüş olan Kıbrıs'ta her iki tarafa da katıksız, şartsız eşit muamele yapılması kaçınılmaz bir zarurettir" diyen Denktaş, şöyle devam etti: "Bu konuda garantilediği ortaklığı terörle yıkmış Rum ortağı 'meşru hükümet' olarak tanımak gafletini gösteren İngiltere'ye büyük sorumluluk düşmektedir. 1960 Cumhuriyeti üniter bir devlet degildi, bir ortaklikti. Rum ortagin Kibris'ı temsil etme hakkı yoktur ve olamaz. KKTC bunun zaruri bir kanıtı olarak, 20 yıl bekledikten sonra, Türk ortak tarafından kurulmuştur. Bunlardan birini tanıyıp diğerini tanımamak adaletsizliğin daniskasıdır ve Kıbrıs meselesinin hallini engelleyen de bu adaletsizliktir."
Ortada Türkiye'nin garantileyeceği bir ortaklık kuruluşunun olmadığına işaret eden Denktaş, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Ortada Türkiye'nin garantilediği bir ortaklık kuruluşu, müşterekbir Kıbrıs olmadığına göre Türkiye'nin tanıyacağı bir kuruluş, bir hükümet yoktur demektir. Türkiye de bunu söylemektedir. Rum idaresini tanımadığını, KKTC'yi tanımaya devam edeceğini beyan etmektedir. Dolayısıyla Rum sözcünün söylediklerinin hukuki bir değeri yoktur. Kıbrıs'ta fiilen iki devlet ve bu devletlerin iki ayrı egemen halkı vardır. Bu gerçekleri inkar ederek bir yere varılamaz."
KKTC Lideri Denktaş, Türkiye'nin Rum idaresini tanımadığını ve KKTC'yi tanımaya devam edeceğini beyan ettiğini de hatırlattığı açıklamalarda önemli bilgiler de verdi Cumhurbaşkanı Denktaş, yaptığı yazılı açıklamada, Rum yönetimi Sözcüsü Kipros Hrisostomidis'in, "üyelik müzakerelerini yürütecek olan Türkiye'nin AB üyesi olan 'Kıbrıs'ı tanımaması düşünülemez" sözlerine yanıt verdi.
"Rum sözcü kimin adına konuşuyor? Kıbrıs'ta bir millet olmadığına, iki eşit halk olduğuna göre sadece Rumlar adına konuşuyor demektir" diyen Denktaş, açiklamasinda şunlari kaydetti:
"Rum sözcünün, (İngiltere'nin eski Kıbrıs özel Temsilcisi) Lord David Hannay'in bile 'hijacked' (çalınmış) dediği bir unvan arkasına saklanarak böyle kabadayılıklar yapması doğal olabilir. Bir hırsız, çaldığı malı kaybetmemek için her türlü hileye başvuracaktır. Doğal olmayan, bu sahtekar ve eli kanlı, geçmişi toplu mezarlarla, insanlığakarşı suçla dolu Rum idaresinin, AB tarafından hala 'tüm Kıbrıs'ın meşru hükümeti' olarak kabul edilmesidir. Özellikle iki ayrı referandumla adada Kıbrıs'ın kaderini tayin konusunda iki eşit, self determinasyon hakkına haiz halkın varlığı elle tutulur hale geldiği halde Yunanistan tarafından kandırılmış olan AB'nin, Kıbrıs'a yeniden bakmaması ve Kıbrıs Türklerine haksızlığa devam etmesi kabul edilemez bir durumdur." Cumhurbaşkani Denktaş, AB'nin, Kıbrıs'ın tümünün meşru hükümeti olma hakkı bulunmayan Rum idaresine "meşru hükümet" muamelesini sürdürdükçe, Kıbrıs'ta iki tarafın yeni, kalıcı bir ortaklıkta birleşmesinin mümkün olmayacağını ifade etti. "Birleşik bir Kibris isteniyorsa Enosis adina 1963-1974 saldırıları ile ikiye bölünmüş olan Kıbrıs'ta her iki tarafa da katıksız, şartsız eşit muamele yapılması kaçınılmaz bir zarurettir" diyen Denktaş, şöyle devam etti: "Bu konuda garantilediği ortaklığı terörle yıkmış Rum ortağı 'meşru hükümet' olarak tanımak gafletini gösteren İngiltere'ye büyük sorumluluk düşmektedir. 1960 Cumhuriyeti üniter bir devlet degildi, bir ortaklikti. Rum ortagin Kibris'ı temsil etme hakkı yoktur ve olamaz. KKTC bunun zaruri bir kanıtı olarak, 20 yıl bekledikten sonra, Türk ortak tarafından kurulmuştur. Bunlardan birini tanıyıp diğerini tanımamak adaletsizliğin daniskasıdır ve Kıbrıs meselesinin hallini engelleyen de bu adaletsizliktir."
Ortada Türkiye'nin garantileyeceği bir ortaklık kuruluşunun olmadığına işaret eden Denktaş, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Ortada Türkiye'nin garantilediği bir ortaklık kuruluşu, müşterekbir Kıbrıs olmadığına göre Türkiye'nin tanıyacağı bir kuruluş, bir hükümet yoktur demektir. Türkiye de bunu söylemektedir. Rum idaresini tanımadığını, KKTC'yi tanımaya devam edeceğini beyan etmektedir. Dolayısıyla Rum sözcünün söylediklerinin hukuki bir değeri yoktur. Kıbrıs'ta fiilen iki devlet ve bu devletlerin iki ayrı egemen halkı vardır. Bu gerçekleri inkar ederek bir yere varılamaz."