'Tek sorun, büyüklük'
Türkiye'deki tahmin çalışmalarını yürütenlerden İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Berk Üstündağ da, son yıllarda çalışma sayısı ve başarı oranının arttığını belirterek şu bilgileri verdi: "Deprem tahmini artık bir bilim. Japonya, ABD ve Rusya'da Deprem Tahmin Enstitüleri kuruldu. Çalışmalardaki genel sorun, depremin büyüklüğü. Ne zaman ve nerede olacağı aşağı yukarı tahmin edilse de, büyüklüğü tam olarak belirlenebilmiş değil."
Bilim adamlarının bu sorunu da aşabileceğini ve deprem tahminleri ile ilgili yüzde 30 civarında seyreden başarı oranınının artırılacağını söyleyen Üstündağ, "Bilim, yakında, günlük hava raporu gibi, deprem tahmin raporları açıklayabilecek" dedi.
Kim, nasıl 'tahmin ediyor'?
Türkiye: Deprem öncesi yerkabuğundan yayılan piezoelektrik akım ölçülüyor. Ayrıca TÜBİTAK radon gazı çıkışı ve kaplıca sularındaki değişimleri izliyor.
Japonya: Kedi, balıklarından yer kabuğu tepkilerine kadar birçok ölçüm yapılıyor. Faylardan örnek alınarak, yeni depremin tarihi belirlenmeye çalışılıyor. Yeraltından çıkan ultrasonik ses yayılımları izleniyor.
ABD: Küresel Konum Belirleme Sistemi (GPS) ve özel uydular aracılığıyla, fayların ne kadar kırıldığı, gelecekteki kırılmanın ne büyüklükte olabileceği araştırılıyor.
AB: Avrupa Uzay Ajansı, Nisan 2004 tarihinde, deprem öncesi yerden yayılan elektromanyetik dalgaların tespiti için DEMETER adlı uyduyu uzaya fırlatacak.
Rusya: Deprem öncesi ve sırasında yerkabuğundan yayılan ultrasonik elektromanyetik dalgalar ölçülüyor.
Çin: Birçok hayvanın deprem öncesi tepkilerini inceleyen Çinliler, çiftçilerden, hayvanlardaki davranış değişikliklerini rapor etmelerini istiyor.