logo
23 NİSAN 2024

Depremde ölü sayısı 10 kişi azaldı

11.03.2010 00:00:00
Elazığ'da, geçen pazartesi günü sabaha karşı saat 04.32'de meydana gelen Richter ölçeğine göre 6.0 büyüklüğündeki depremde ölenlerin sayısının 41 olduğu ortaya çıktı.

 

Kovancılar Kaymakamı Selçuk Aslan, "Ölü sayısındaki karışıklık, ölenlerin kimliklerinin nüfustaki isimleri farklı, köydeki halk arasındaki isimlerinin farklı olmasından kaynaklandı" dedi.

Merkez üssü Elazığ'ın Karakoçan İlçesi'ne bağlı Başyurt Beldesi olarak saptanan ve önceki gün saat 04.32'de meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki depremin yaraları sarılmaya devam edilirken, ölü sayısıyla ilgili 3 gündür yetkililerin açıkladığı rakamlar da kafaları karıştırdı.

Pazartesi günü sabaha karşı olan ve Kovancılar İlçesi'ne bağlı köyleri vuran depremin etkileri saatler ilerledikçe ortaya çıkarken, önce Elazığ Valisi Muammer Erol, ardından bölgeye gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek basın mensuplarına, depremin bilançosuyla ilgili açıklamalar yaptı. Her iki yetkili de ölü sayısını 57 olarak açıkladı. Ancak ardından aynı gün saat 14.30 sıralarında, hem Bakan Çiçek'le birlikte bölgeye gelen Sağlık Bakanı Recep Akdağ hem de Valilik Kriz Merkezi, ölü sayısının 51 olduğunu açıkladı. Bakan Akdağ, "Daha önce açıklanan 57 sayısı, cenazelerin mükerrer sayımından kaynaklanmış" dedi.

Ancak bugün yapılan açıklamada ise ölenlerin sayısının 41 olduğu ortaya çıktı. Kovancılar Kaymakamı Selçuk Aslan, daha önce 51 olarak açıklanan ölü sayısının 41 olarak düzeltildiğini belirtti. Kaymakam Aslan, DHA muhabirine yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Ölü sayısındaki karışıklık, ölenlerin nüfustaki kimliklerinin farklı, köydeki halk arasındaki bilinen isimlerinin farklı olmasından kaynaklandı. Ölen bazı kişiler bu nedenle 2 kez sayılmış. Ancak yapılan çalışmalar sonunda sayıyı ortaya çıkardık. 10 kişinin eksik çıkması bizi bir nebze de olsa sevindirdi. Bu konuda ayrıntılı açıklamayı Valilik yapacak."

IŞIKARA BÖLGEDEKızılay Genel Müdürü Başdanışmanı ve Kanadilli Rasathanesi eski Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, deprem bölgesinde incelemelerde bulundu. Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu, her yerde deprem olabileceğini belirterek, "Hiç kimse açıkta kalmayacak. Buraya gelirken korku çadırları gördüm. Evleri sapasağlamdı ama insanlar korktuğu için çadırlarda kalıyorlardı. Güvenli bir zemin yok. Önemli olan güvenli yapılar yapmaktır. Eğer depremden dolayı yerleşim yeriniz değiştirilirse, karşı çıkmayın. Bölgede çok sağlam yapılar da var. Bazı sağlam kerpiç evler de var. İyi malzemeden yapılmış Mevlana evleriyle ilgili çalışma var. Kızılay bu konuda çalışıyor. Bingöl'ün Yedisu İlçesi'nden geçen fay hattı her an büyük bir depreme sebebiyet verebilir. 7 büyüklüğünün üstünde bir depreme sebep verebilir" dedi. Işıkara, Elazığ'ın Kovancılar İlçesi'ne bağlı Okçular ve depremden ağır hasar gören köylerdeki evlerin taşınması ile ilgili devletin çalışma yaptığını belirterek, köylülerin bu konuda engel olmamaları konusunda uyarıda bulundu.

GÖÇ BAŞLADI:Bu arada, Okçular ile depremden zarar gören çevredeki bazı köylerden bazı aileler, tahrip olmuş evlerinden çıkardıkları eşyalarını kamyonetlerle güvenlik bölgelerdeki yerleşim yerlerine taşımaya başladı

UNUTULAN KÖYLÜLER İSYANDA Depremin vurduğu köylerden biri olan ve kerpiç evlerin büyük hasar gördüğü 45 haneli Elazığ'ın Palu İlçesi'nin Köklüce Köyü'ndeki depremzedeler, ilgisizlikten yakınıyor.

Depremin üzerinden 2 gün geçmesine rağmen, komşu oldukları Kovancılar'a bağlı köylere hertürlü yardımın gittiğini, kendilerine hiç bir yetkilinin gelmediğini söyleyen köylüler, sadece askerlerin gelip çadırlar kurduğunu ve gıda dağıttığını anlattı. Çadırların yetersiz olduğunu savunan köylüler, bir çadırda 2 ailenin barınmaya çalıştığını söyledi.

ÇOCUKLARINI HASTANEYE GÖTÜRDÜLER ÖLÜMDEN DÖNDÜLER Köklüce Köyü'nde kerpiç evleri yerle bir olan ve eşyalarını çıkarmaya çalışan 32 yaşındaki Raif Bayrak, deprem günü 9 aylık oğulları Umut'un hastalanması üzerine eşi Gülşen Bayrak ile birlikte Elazığ'a hastaneye götürdüğünü söyledi.

Deprem gecesi Elazığ'daki hastanede bulunduklarını belirten Raif Bayrak, "Biz o gece burada kalsıydık kesin ölmüştük. Öldürmeyen Allah öldürmüyor. Oğulumun bulunduğu odadaki beşiği taşların altında kalmış, o içinde bulunsaydı, şimdi hayatta değildi" dedi.

ANNE BİZİM EV NEDEN BÖYLE OLDU Köklüce'de hasar gören kerpiç evlerinden eşi Suriye, çocukları 6 yaşındaki Didem ve 5 yaşındaki Muhammet ile sağ kurtulmayı başaran 29 yaşındaki Burhan Uğur da şanslı olduklarını söyledi. 5 yaşındaki Muhammet'in "Anne bizim ev neden böyle oldu?" diye sorması karşısında oğluna deprem olduğunu anlatmaya çalışan 27 yaşındaki Suriye Uğur, "Deprem olduğunda çok şaşırdım hemen dışarıya kaçtım. Sonra çocuklarım içeride diye tekrar içeri girdim eşimle burayı kazarak çocukları çıkardık. İki çocuğumda ölü gibiydi toprağın altından çıkardık" dedi.

Depremin ardından zor durumda kaldıklarını söyleyen Uğur, "Deprem öldürmedi ama bizi şimdi ilgisizlik öldürecek" dedi.

OYUNCAKLARINI BULUNCA SEVİNDİ 6 yaşındaki Didem Uğur, enkaz altında oyuncak dolu poşetini bulunca, "Yaşasın oyuncaklarımı buldum" diyerek sevinç yaşadı.

Köklüce Köyü'ndeki ilgisizlikden yakınan 19 yaşındaki Aycan Keskin, 3 aylık bebeğiyle zor durumda kaldığını söyledi. Keskin, "Bebeğimizin bezleri enkazda kaldı. Ona bağlayacak bir bezimiz bile yok. Şimdi kış günü biz dışarıda kaldık, yardı istiyoruz" dedi.

Köylülerden Neslihan Böler ise ilgisizlikten yakınıp, bir sünger yatak ile battaniye verildiğini belirterek, "Biz 10 kişiyiz, 10 kişi bir yatakta nasıl yatacak. İlk gün gıda getirdiler o da iki günde bitti" dedi.

Enkazdan yaralı çıkarılan ve hastanedeki tedavisinin ardından köyüne dönen 23 yaşındaki Hanifi Öztürk, mucize eseri kurtulduğunu söyledi. Öztürgut, "Evin tavanı komple üzerime düştü. Köyyüler beni yaralı olarak çıkarmışlar. Göçük altında kaldığımda nefesim kesilmişti, nefes alamıyordum" dedi.

Bu arada Köklüce Köyü'nün deprem nedeniyel göçüklerin olştuğu yolu ekipler tarafından yapılan çalışmayla açılmaya çalışılıyor.

MEHMETÇİK'TEN SICAK YEMEK Elazığ 8'inci Kolordu Komutanlığı'na bağlı birlikler depremde en fazla hasarın yaşandığı Okçular, Yukarı Değirmenci, Yukarı Katranlı ve Kayalar Köyü'ne konuşlanarak kurdukları seyyar mutfaklarda günde 1600 kişiye 3 öğün sıcak yemek dağıtıyor. Mehmetçiğin dağıttığı yemekleri çadırlarının önünde yiyen vatandaşlar, "Mehmetçik olmasaydı depremin etkisini bu kadar çabuk unutmazdık" dedi.

TELEF OLAN HAYVANLAR GÖMÜLÜYOR Elazığ Tarım İl Müdürlüğü ekipleri depremde yapılan ilk tespitlere göre 228 büyükbaş, 2650 koyun ve keçinin telef olduğunu belirledi. Ekipler, telef olan hayvanları enkaz altından çıkartıp köylerin dışında kepçelerle açılan çukurlara toplu olarak gömüyor. Açılan çukurlara gömülen hayvanların üzerine kireç döküldükten sonra üzeri toprakla kapatılıyor.
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
Bahçeli’nin Mehmet Şimşek çıkışının şifreleri
Mesaj Erdoğan'a mı verildi?
Irak'la yeni dönem başladı
24 anlaşma imzalandı
Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi
'Müfsit zihniyet'
AKP'nin IMF'siz IMF programına tepki gösterdi
'Anlamadıkları şey şu...'
Görüşmede İlber Ortaylı da hazır bulundu
İmamoğlu, Steinmeier'i ağırladı
Sosyal medya boykotu karşısında pes etti
Tunaoğlu özür dileyip istifa etti
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
Bahçeli’nin Mehmet Şimşek çıkışının şifreleri
Mesaj Erdoğan'a mı verildi?
Irak'la yeni dönem başladı
24 anlaşma imzalandı
Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi
'Müfsit zihniyet'
AKP'nin IMF'siz IMF programına tepki gösterdi
'Anlamadıkları şey şu...'
Görüşmede İlber Ortaylı da hazır bulundu
İmamoğlu, Steinmeier'i ağırladı
Sosyal medya boykotu karşısında pes etti
Tunaoğlu özür dileyip istifa etti

Yaşasın 23 Nisan

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak önemli yer tutan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun
23.04.2024 07:00:00
Haber Merkezi
Yaşasın 23 Nisan
Yaşasın 23 Nisan
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milleti ve Türk askerleri Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir zafer kazandı. Düşmanın topraklarımızdan atılma sürecinde bundan tam 104 yıl önce 23 Nisan 1920'de TBMM Ankara'da açılmıştır.

Düşman askerleri topraklarımızdan çıkarıldığında da cumhuriyet ilan edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1924'te, 23 Nisan'ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. 1929 yılında ise 23 Nisan Bayramı'nı çocuklara armağan etmiştir.

23 Nisan, çocukların bayramı olduğu gibi, Türkiye'nin bağımsızlığının da simgesidir. Atatürk, 23 Nisan'ı çocuklara armağan ettikten sonra, uluslararası alanda da çalışmalar yapılmaya devam edilmiş ve 23 Nisan dünya çocuklarının bayramı olarak değer kazanmıştır.

Türkiye'nin bağımsızlığını gösteren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yalnızca çocuklar tarafından değil, tüm Türkiye tarafından kutlanmaktadır. Yıllardır türlü eğlencelerle ve coşkuyla kutladığımız bu şenlik, sizin de bildiğiniz gibi, dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram. UNESCO, 1979 yılını 'Çocuk Yılı' olarak ilan edince, Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan bayramını dünya çocuklarıyla kutlamaya karar verdi O yıl kutlamaya 6 ülke katıldı, ama her yıl bu sayı büyüdü ve bütün dünya çocuklarının kutladığı uluslararası bir bayram haline geldi.


TBMM'nin açılması ve ilk hükümetin kurulması


Mustafa Kemal'in Meclis-i Mebusan'ın İstanbul dışında bir yerde toplanması gerektiği düşüncesinde ısrar etmesine rağmen, meclisin İstanbul'da toplanmasını kabul edilmek zorunda kalınmış, Mustafa Kemal'in korktuğu gelişme yaşanarak İstanbul işgal edilmiş ve Meclis-i Mebusan çalışmalarına süresiz ara vermişti.

Bu gelişme millet iradesinin tecelli etmesi imkânını ortadan kaldırmıştı. Dolayısıyla gelişmeler İngilizlerin arzu ettiği yöndeydi. İngilizler Damat Ferit Hükümeti'nin iş başına getirilmesini sağlayarak hazırlayacakları barış şartlarını İstanbul Hükümeti'ne rahatlıkla kabul ettirebilecekleri ortamı oluşturmuşlardı. Bir aksilik halinde Yunan kuvvetleri zaten saldırıya hazır bekletilmekteydi. Ancak Anadolu'ya geçtiği günden itibaren Milli Mücadele hareketini Türk milletine mal etme kararı ile hareket eden Mustafa Kemal boş durmamıştı. Artık

Mustafa Kemal'in millet egemenliğine dayalı yeni bir devlet kurmanın zamanı gelmişti.

Mustafa Kemal ilk adım olarak işe, 19 Mart 1920'de askeri ve sivil yetkililere bir genelge göndermekle başlamıştı. Bu genelge ile durumu yetkililere izah eden Mustafa Kemal, Ankara'da her livadan seçilerek belirlenen beşer temsilcinin bir kurucu meclis oluşturulacağını açıklamıştı. Bu genelgenin yayımlanmasından sonra hızla seçimlere başlanmış ve seçilen üyeler Ankara'ya ulaşmaya çalışmışlardı. Mustafa Kemal 21 Nisan'da ikinci bir genelge daha yayımlayarak, Meclis'in 23 Nisan 1920 Cuma günü çalışmalara başlayacağını açıklamıştı. 23 Nisan günü Ankara'ya ulaşabilen 78 üyenin katılımı ile İlk TBMM resmen, açılmıştı.


Meclis dualarla, hatimlerle açıldı


Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki bütün askerî ve mülkî makamlara gönderdiği genelge ile Meclis'in Cuma namazının ardından dualarla, hatimlerle, salâvatlarla, tekbirlerle ve kurbanlarla açılması emredilmişti.

Genelgenin ikinci maddesi şöyleydi: Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günün kutsallığından yararlanılacak; bütün milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı kılınacak, Kur'an ve salâttan yararlanılacak, namazdan sonra sancağı şerif alınarak Meclis'e gidilecek, toplantıya başlanmadan bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir... YENİ MESAJ

Özgür Demirtaş'tan yatırım değil dizi tavsiyesi: İzlemeyen kalmasın

Ekonomist Özgür Demirtaş, son zamanlarda çok konuşulan Kızıl Goncalar dizisiyle ilgili yorum yaptı. Sosyal medyadan oyunculara övgüler yağdıran Demirtaş, diziyle ilgili analizini takipçileriyle paylaştı. Demirtaş, 'Her biri hakkında söyleyeceklerim var' diyerek oyuncuları analiz etti.
23.04.2024 05:55:00
Haber Merkezi
Özgür Demirtaş'tan yatırım değil dizi tavsiyesi: İzlemeyen kalmasın
Özgür Demirtaş'tan yatırım değil dizi tavsiyesi: İzlemeyen kalmasın
Başladığı günden bugüne çok konuşulan bir dizi olan Kızıl Goncalar, senaryosu ve oyunculuklarıyla Pazartesi akşamına damga vuruyor.

Kimileri Türkiye'deki tarikat yapısını çok iyi anlattığı gerekçesi ile diziye övgüler yağdırırken kimileri ise dizinin seküler yaşam tarzını hedef alarak tarikat yaşamını meşrulaştırmaya hizmet ettiğini söyleyerek eleştiriyor.

Güçlü oyuncu kadrosuyla seyirciyi ekrana kilitleyen Kızıl Goncalar dizisine bir yorum da ekonomist Özgür Demirtaş'tan geldi.

Diziyi hiç kaçırmadığını söyleyen ve ara ara bazı sahneler ile ilgili yorum yapan Demirtaş, bu kez sosyal medyadan dizinin oyuncularıyla ilgili ayrı ayrı analiz yaptı.



Oyunculara övgüler yağdıran Demirtaş şu tweete paylaştı;

Kızıl Goncalar bir Efsane... İzlemeyen Kalmasın:

Benim gibi çok sayıda Türk dizisi seyretmeyen biri söylüyor bunu. Aktörler ve Aktrisler muazzam... Her biri Hakkında söyleyeceklerim var:

1) Mert Yazıcıoğlu: O Nasıl bir oyun gücüdür? Cüneyd Rolünü oynayan her rolü oynar bu Dünyada. Sadece söyleyeceği cümleleri bile ezberlemek büyük bir iş. Öyle bir MİSTİK hava veriyor ki kapılıyorsunuz. Sevgili Mert Dünyada çok iyi yerlere gelecek. (.@merttyazicioglu)

2) Erkan Avcı: Sadi Hüdayi Efendiyi başka kim oynayabilirmiş? Resmen günlük hayatımda bazen konuşma tarzını taklit ettiğimi farkettim. Beni o kadar etkilemiş yani. Pragmatist bir tarikatçıyı muazzam canlandırıyor. Artık tam olarak takipçisiyim Erkan Avcı'nın. (.@erkoavci)

3) Özgü Namal: Son derece güçlü bir karakter. Muazzam bir oyunculuk yeteneği. Yurtdışında olsa Monica Bellucci havasında Audrey Hepburn şeklinde ağırlanacak bir oyuncu. Özgü Namal hakkında bu dizi sonrası detaylı okudum. Gizemli kalmayı sevdiğini biliyorum. Ama umarım gelecekte de bizi oyunculuğundan mahrum etmez. (.@ozgunamal)

4) Özcan Deniz: Ben hayatımda kendisini Özcan Deniz kadar geliştiren bir aktör görmedim. Rolünü öyle bir sırtlıyor ki işte Başrol diyorsunuz... Yani ben kendisini izlerken bir Psikiyatr izlediğimi zannediyorum. Bu da sanırım büyük bir başarı. Sanatın her alanında var. Bir gün kendisi ile tanışabilmeyi dilerim. (.@OzcanDeniz)

5) Mina Demirtaş: Mina ile bir Akrabalığımız yok :-) Ama küçük kardeşim olsun isterdim. Muazzam bir yetenek. Zeynep rolünü, zeki muhafazakar rolünü, çok ama çok iyi oynuyor. Hemen Takibe aldım.

6) Esma Yılmaz: Esma da duygusal modern rolünde muazzam... Böyle genç yetenekleri izlemek çok büyük zevk.

Kimseyi liste dışı bırakmak istemem: Mert Turak, Şerif Erol, Sitare Akbaş, Duygu Sarışın hepsi mükemmel oynuyor.

Tüm yayın ve yapımcı ekibine Helal olsun. Bu diziyi bizimle buluşturduğu için yapımcı Faruk Turgut'a teşekkür ederim.

Trump taraftarları petrole oynuyor

 
 
İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Amerikan halkının petrol fiyatlarına duyarlı olduğuna işaret ederek, "Trump'ın gelmesini isteyenler petrol fiyatlarını yükseltmeye çalışıyor çünkü Biden yönetimi petrol fiyatlarının artmasını istemiyor çünkü tüketici güven endeksini olumsuz etkiliyor" dedi.
22.04.2024 23:56:00 / Güncelleme: 23.04.2024 00:01:59
AHMET TURAN YİĞİT
 Trump taraftarları petrole oynuyor
 Trump taraftarları petrole oynuyor


İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, İstanbul'da katıldığı bir etkinlikte yaptığı sunumda, Türkiye ve dünya ekonomisini değerlendirdi. İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırımı, Rusya'nın Ukrayna işgalini, Çin ile ABD arasında Uzakdoğu'da yaşanan gerilimi ve İran ile İsrail arasındaki gerginliği kastederek jeopolitik risklerin artmasının dünyanın her yerinde konuşulduğunu dile getirdi.

Enflasyonu düşürmek öyle kolay değil

Küresel ekonominin büyümeye gittiğini dile getiren Aslanoğlu, şunları söyledi: "Bu arada dünyada 320 trilyon dolar borç var, büyüme yavaşlarsa reel sektörün sorunu finans sektörüne yansır. Enflasyonda düşüş var ama takılmalar da var. 'Enflasyon dönüyor mu' sorusu sıklıkla soruluyor. Öte yandan ABD'de büyüme düşecek. ABD ile Çin arasında hegemonya savaşı var. Öte yandan dünya genelinde ülkelerin yakın bölgelerle ticareti büyürken, uzak bölgelerdeki düşüyor. Son verilere göre sanayi üretimi açısından ilk 12 sıradaki şöyle sıralanıyor: Hindistan, Yunanistan, Rusya, Endonezya, Brezilya, Meksika, ABD, Kazakistan, İspanya, Çin, Filipinler, Kolombiya...  Türkiye, dünya ortalamasının gerisinde… Öte yandan Trump yeniden başkan seçilirse, Avrupa ile ticaret savaşına girişebilir. Bu da Avrupa'da büyümeyi düşürecektir. Ukrayna sorununda Avrupa'nın elini zayıflatacaktır. Amerikan ekonomisi yüksek büyüdüğü için bu yıl faiz indirimi zayıf. O nedenle dolar bir süre güçlü gidecektir." Avrupa'nın faiz indiriminin daha yakın olduğuna işaret eden Aslanoğlu, "Petrol fiyatları 100 doları zorlayacak, çünkü yaz nedeniyle ulaşım canlanacak. Trump'ın gelmesini isteyenler petrol fiyatlarını yükseltmeye çalışıyor zira Biden yönetimi petrol fiyatlarının artmasını istemiyor çünkü tüketici güven endeksini olumsuz etkiliyor. Altın yeni dönemde rekor kıracak gibi. Borsalara ya negatif durum ya da yatay durum egemen olacak."

Türkiye'nin işi zor

Türkiye'deki muhtemel ekonomik gelişmeleri değerlendiren Aslanoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretinin önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Ekonomide daralma bekliyoruz. Öyle yıllarca sürecek bir daralma değil. Bir yıl falan sürecek. Faizlerde biraz daha yükselme olabilir. Vatandaşta tasarruf eğilimi var. Türkiye bu yılın tamamında yüzde 2-2.5 büyüyecek. Enflasyon ise yüzde 45-50'ye inecek. Merkez Bankası bu ay faizi sembolik olarak faizi artırabilir. Akabinde yıl sonuna kadar duracak. Enflasyon yüzde 45'e inerse, faiz indirimine başlayabilir. Merkez Bankası son dönemde basılan para miktarını 2.5 trilyon liraya çıkardı. Bu parayı çekmek süper bono gibi enstrüman çıkarabilir. Bu yıl cari açık 15 milyar dolara inebilir. Döviz borcunu çevirmek zor görünmüyor. 900 CDS ile borcu çevirmişiz. Sorun vatandaşların dövize talebi... Merkez Bankası (MB) bu yıl Ocaktan Marta 35 milyar dolar sattı kuru tutmak için… Kurun ne olacağına MB ile ekonomi yönetimi karar verecek. Önümüzdeki günlerde döviz hafif hafif yukarı yönlü gidecek ancak çok değil. Kur artışı yaz aylarına denk getirilerek, enflasyonun düşük olduğu yaz aylarında biraz yüksek gelmesi sağlanacak. Asgari ücret yetmiyor çünkü Türkiye döviz bazında pahalı oldu. Asgari ücret Temmuz'da 20 bin liraya çıkabilir. 400-450 dolarda tutulacak asgari ücret! Yeni vergiler de gelebilir."

51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı'nda kolon kesildiği bilirkişi raporuyla tespit edildi

Gaziantep'in Nizip ilçesinde 6 Şubat depreminde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne sebep olan Furkan Apartmanı'nda kolon kesildiği KTÜ bilirkişi raporuyla tespit edildi.
22.04.2024 13:58:00
İhlas Haber Ajansı
51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı'nda kolon kesildiği bilirkişi raporuyla tespit edildi
51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı'nda kolon kesildiği bilirkişi raporuyla tespit edildi
Gaziantep'in Nizip ilçesinde 6 Şubat depreminde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne sebep olan Furkan Apartmanı ile ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafından hazırlanan bilirkişi raporu açıklandı.

Açıklanan rapora göre apartmanın zemin ya da bodrum katında bulunan kolonların kesildiği tespit edildi.

Ana taşıyıcı kolon kesilmiş

Furkan Apartmanı'na ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda, 'Binanın ana taşıyıcı kolonu olan S11 kolonunun kesildiğine, heyete gelen bütün raporlar ve kanıtları ortak bir şekilde değerlendirildiğinde, S11 kolonunun inşa edildiği ve inşa edildikten sonra kullanıcıları tarafından kesildiğine, yan kısımlarında bulunan S3A ve S4A kolonlarının ise kaydırılarak inşa edildiği değerlendirilmiştir' ifadeleri yer aldı.

S4A ve S3A kolonlarının taşıyıcı özelliği yok

KTÜ Bilirkişi raporunda, "Taşıyıcı sistem elemanlarının bazılarının inşasında statik projeye göre kesit ve yerleşim aksı farklılıklarının olduğundan bahsedilmiştir. Beton değerleri ve demir dayanımı standartlara uygun yapıldığı görülmüştür. S4A kolonu ve S3A kolonlarının bina statiğine ve taşıyıcılığına her hangi bir etkisi olmadığı sabit görülmüş binanın yıkımına sebebiyet veren şeyin kesilen kolonlar olduğu görülmüştür' ifadeleri ise dikkat çekti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.