Bayram nedeniyle Cumhurbaşkanı, Başbakan ve komutanların katılımıyla stadyumlarda yapılan törenlere gitmek istemeyen gençlerin oluşturduğu Buluşma Forumu ve Yerel Gündem 21 Gençlik Parlamentosu, TBMM'de ayrı ayrı toplandı. Sabancı Üniversitesi öğrencisi Deniz Çiçek, "Gençlik bayramı olma niteliğini kaybetmiş stadyum törenlerine" ve dünyada yükselen totaliter eğilimlere itiraz edeceklerini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, kampanyaya destek veren ilk isim oldu. Çelik'in tavrı başta CHP'li milletvekilleri olmak üzere "statüko'nun abidevi isimleri" tarafından eleştirildi. Cumhuriyet gazetesi bildik "rejim elden gidiyor" tavrıyla Bakan Çelik'i eleştirdi...
CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu ve Adana Milletvekili Tacidar Seyhan da kampanyaya destek verdi.
Karşı çıkanlar da vardı...
Mesela Eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, "Milli heyecanlar uyandıran her şeyi öldürmek istiyorlar" diyerek, kampanyaya karşı çıktı.
Buraya kadar mevcut durumu aktardım... Şimdi öze dönüp, bazı saptamalarda bulunalım...
Nasıl bir 19 Mayıs?
1) 19 Mayıs 20 Haziran 1938 yılından bu yana kanunla resmi bayram olarak kutlanıyor. İlk ve özgün adı, Gençlik ve Spor Bayramı idi. Atatürk böyle uygun görmüştü. 1980 Askeri Müdahalesi ile Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı haline getirildi ve böylece özgünlüğü bozuldu. Cumhuriyet'ten Toktamış Ateş hoca da bu uygulamaya karşı çıkıyor...
2) 19 Mayıs gösterilerine defaatle katılmış birisi olarak, mevcut kutlama tarzı ile bu bayramı "gençlerin bayramı" olarak nitelemek mümkün değildir. Stadyum kutlamalarında gençler resmen figüran konumunda. Onlar geçit töreninde şeref tribününün önüne gelindiğinde, başlarını sağa çeviren bir kitle durumunda. Bu Çin'deki gençlik merasimlerini andırıyor. Onlara verilen görev ise halkı eğlendirmek... Önceki gün olduğu gibi konuşmaları büyükler yapıyor, gençlerin eline ise adeta "sansür kurulundan çıkmış", çoğunlukla da öğretmenleri tarafından hazırlanmış konuşma metinleri tutuşturuluyor. Bir de önceden belirlenmiş şiirleri okuyorlar. Kıyafetlerini ve yapacakları hareketleri büyükler belirliyor. Kısaca kutlamaların tasarımına dahi katılamıyorlar.
3) Mevcut haliyle 19 Mayıs sadece ve sadece lise gençliğini ilgilendiriyor. Üniversite gençliğinin bu işte bir dahli yok... Ya liseye gitmeyen gençler? Ya işsiz gençler? Onlar da yok...
4) 19 Mayıs "hamasetin" öne çıkarıldığı bir hale dönüştü. Gençliğin sorunları tartışılmıyor. Böyle bir imkan da yok zaten... Gösteriden konuşmaya, dertleşmeye zaman bulunamıyor. Oysa gençlik kongreleri toplanabilir. Bunun bir de sakıncası var... Provokasyon!!!
5) 23 Nisan'da olduğu gibi devlet yöneticileri neden koltuklarını kısa sürede olsa gençlere bırakmıyorlar? Gençlerin sıra dışı açıklamalarda bulunmalarından mı çekiniyorlar? Öyle ya çocuklar söylese önemli değil. Çocuktur söyler... Ama ya gençlik?
Gençler neyi talep ettiklerini de belirlemeli
Öte yandan, 45 üniversitenin öğrencileri mevcut kutlamaları eleştiriyorlar ancak gençlerin bildirisine göz atıldığında "nasıl bir kutlama istediklerine dair" bir açılım mevcut değil. Sadece eleştirmek yetmez, alternatif de getirilmeli... Alternatif getirilmezse, bayramlar böyle kutlanmaya devam eder. Alternatif olarak "tatil" öneriliyorsa, itirazcı gençlerin kazanabileceği bir şey yok...