Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Güneydoğu'da yaşanan Türkiye'yi bölüp parçalamaya yönelik girişimleri dış güçlerin organize ettiğine işaret ederek, bu güçlerin etkisiyle vücuda getirmek istedikleri bir manzaranın bölgeye hakim kılınmak istendiğini belirtti. Bu manzarayı bölgenin insanına teşmil etmeye çalıştıklarını belirten BTP Lideri, şu önemli açıklamalarda bulundu: "Yoksa hatırlarsınız; PKK köyleri basardı, çocukları kaçırırdı, bebekleri katlederdi. Onun için, Öcalan'a 'bebek katili' denmiştir. Kaldı ki, Kürt köylerini basıyorlardı, başka köyleri basmış değil. Orda bölgenin meselesi olsa idi, kalkıp da köyleri basar mıydı? Benimle beraber olacaksınız, bu mücadeleyi beraber sürdüreceğiz diye Öcalan'ın böyle bir ihtiyacı olur muydu? Elbette olmazdı. O halde, burada bölge halkının bir meselesi yok. Bölge halkı Anadolu'yu biliyor. Adam kalkıp geliyor, Anadolu'yu görüyor, işsizlikse aynı işsizlik... İç Anadolu'sunda da var, Kuzey'inde de var, Güney'inde de var. Doğu'sunda da var, Batı'sında da var. Yani aynı kaderi, müşterek kaderi yaşıyoruz."
Fert bazında herkesin meselesi varBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Güneydoğu'da bugüne kadar anlatılan ve bilhassa siyasetin halkı yanılttığı önemli bir noktaya dikkat çekerek, "Güneydoğu meselesi yoktur Türkiye'de. Veya Güneydoğu'da Kürt kardeşlerimizin de bir meselesi yoktur" dedi. Olayların fert bazında mütalaa ve müzakere edilmesi halinde Türkiye'de herkesin bir meselesi bulunduğuna işaret eden BTP Lideri, bunların sosyal dokunun imkanlar dahilinde ortaya çıkan meseleler olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Yani, bu bunun meselesi, şu şunun meselesi şeklinde ifade edilemez. Niye ifade edilemez; çünkü, bu hepimizin meselesi. Güneydoğu'da olan mesele Karadeniz'de yok mu? Bakıyorsun bir yere gitmeye yol yok, o sarp köylere gidiyorsun çalışan insan yok, çalışacak bir arazisi de yok. Güneydoğu'da hiç olmazsa ekmeye biçmeye elverişli arazileri var... Bu değil olay."
Haklar açısından fark yokGüneydoğu'da ve Doğu'da yaşayan vatandaşlarla Türkiye'nin diğer bölgelerinde ikamet eden vatandaşlar arasında 'hak ve özgürlükler' bağlamında bir fark bulunmadığına dikkatleri çeken BTP Genel Başkanı, "Güneydoğulu insan okuyor da kendisine, sen şu olamazsın mı deniyor? Böyle bir şey yok. Güneydoğu'da Kürt kökenli birçok büyüğümüz, Cumhurbaşkanı dahi olmuştur, Bakan olmuştur, vekil olmuştur, halen vekil olanlar vardır, böyle ayrımcılık gibi şeyler olmamıştır, olması da hiç ama hiç mümkün değildir" dedi.
İktidar hadiseleri kaşıyorGeçtiğimiz yıl ağustos ayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan'ın 'Kürt sorunu' kavramını seslendirdiğine işaret eden Prof. Dr. Baş, siyasetin iddia ettiği gibi orada 'şu mesele, bu mesele vardır' demenin, esasen hadiseleri kaşıyarak bölgenin etnik gruplarına mesaj verme anlamına geldiğini dile getirdi. Bu bakış açısının son derece yanlış ve sakıncalı olduğuna vurgu yapan BTP Lideri, devlet adamının böyle yaklaşımlarda bulunamayacağını belirtti. Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi. "Devlet adamlığı bunu gerektirmez. Devlet adamı bir baba gibidir, hadiseler üzerine gidip kucaklar, yarasını sarar; ama şu yanlışı da yapıyorsun bunu yapma, der. Bunu yapmayacaksın, ikaz edeceksin. Adil davranacaksın. Adalet ne demektir; haklıya hakkını vermek, haksıza haddini bildirmektir. Sen haddini bildirmiyorsun adam azıyor. Şunu demek istiyorum, Güneydoğu halkının bir meselesi yok. Halkının bir meselesi varmış gibi bir organizasyon var."
Bölge insanı ile çok uğraşılıyorSon zamanlarda vatandaşların caddelere, sokaklara döküldüğüne işaret eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bunların ne anlama geldiğini de şu tespitlerle ortaya koydu: "Bu kadar uğraşılsa, meleği dahi sıfatlarından arındıracak bir kulvara çekersiniz.
Bu kadar kimle uğraşılmış ki? Hangi bölgeyle uğraşılmış? Güneydoğu'nun insanı melek gibidir; bunu böyle bilelim. Hiçbir art niyeti yoktur. Bütün bunlara rağmen, yine dediğim gibi provokatörlerin o bölgede yabancılar adına görev yapanların, iş yapanların bir ortamı haline getirilmiştir. Yapılacak olan, bu ortamın önüne geçip çok ciddi tedbirler almaktır."