Almanya'da dinlerarası diyalog projeleri istenilen sonucu vermedi. Bir araştırma Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki uçurumun giderek büyüdüğü görüldü
Özellikle 11 Eylül 2001'deki terör saldırılarının ardından İslam ve Batı dünyası arasında karşılıklı anlayış ve hoşgürü ortamını tesis etmek gerekçesiyle 'dinler ve kültürlerarası diyalog' çabaları yoğunlaştırıldı. Esas amacı Müslümanları Hıristiyanlaştırmak olan sözkonusu diyalog faaliyetlerinin sonucunda, Almanların İslam dinine karşı önyargılarının artması dikkat çekiyor. Müslümanların Hıristiyanlaşmadığını gören Almanlar, bu kez İslam karşıtlığını alevlendiriyor.
İşte rakamlarFrankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi adına Allensbach Demoskopi Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırma, endişe verici sonuçlar ortaya koydu. Sayıları üç buçuk milyonu aşan Almanya'daki Müslümanlar ile kısa ve orta vadede toplumsal bir çatışma ortamına girileceğine inanların oranı yüzde 60'ı buluyor. Hatta ankete katılanların yüzde 56'sı, 'kültürlerarası bir savaş'ın çoktan başladığını savunuyor.
Olumsuz bakış artıyorAraştırmayı yürüten Elisabeth Noelle ve Thomas Petersen, İslam'a karşı Alman toplumunda giderek artan olumsuz bakış açısının, son aylarda meydana gelen bazı olaylarla da yakından ilgili olduğu görüşündeler. Özellikle yabancı kökenli çocukların gittikleri okullarda artan şiddet, iki kız öğrencinin çarşafla derslere girmek istemesi ve benzeri olayların Alman toplumuyla Müslümanlar arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini savunanların sayısı hayli fazla. Araştırma sonuçlarının toplandığı raporda, Almanların Müslümanlara karşı artan güvensizliğinin, muhtemel bir toplumsal çatışma sürecinin başlangıcı olabileceği uyarısı yapılıyor.
"İslamiyet potansiyel tehlike"Almanya'da aynı konuda daha önce yapılan araştırmalar da benzer sonuçlar alınmış, özellikle 11 Eylül 2001'deki terör saldırılarının ardından İslamiyet'i potansiyel bir tehlike olarak algılayanların sayısı belirgin şekilde artmıştı. Ancak Allensbach Enstitüsü'nün son verileri durumun vahametinin iyiden iyiye arttığını gözler önüne seriyor:
Örneğin İslamiyet ve fanatizm arasında doğrudan bağlantı kuranların oranı yüzde 83. Bu, bir yıl öncesine göre 10 puanlık bir artış anlamına geliyor. Araştırmaya katılanların yüzde 62'si Müslümanların yeniliklere kapalı olduğunu düşünüyor. Bu oran, bir önceki araştırmada yüzde 49 seviyesindeydi. Yüzde 61'lik bir kesim ise İslam ve Hıristiyan alemi arasında er ya geç bir çatışma yaşanacağı görüşünde. Araştırmaya katılanların üçte ikisi ise İslamiyet ve demokrasi kavramlarının birbirleriyle bağdaşmadığına inanıyor. İslamiyet ile 'barış ve huzur' gibi kavramlar arasında doğrudan ilişki kuranların oranı ise ancak yüzde 8'le sınırlı. "İbadet özgürlüğü kısıtlanabilir"
Bir başka çarpıcı sonuç da ibadet özgürlüğü ile ilgili: Almanların yüzde 40'ı gerektiğinde bu özgürlüğün kısıtlanması gerektiğini düşünüyor.
Özellikle 11 Eylül 2001'deki terör saldırılarının ardından İslam ve Batı dünyası arasında karşılıklı anlayış ve hoşgürü ortamını tesis etmek gerekçesiyle 'dinler ve kültürlerarası diyalog' çabaları yoğunlaştırıldı. Esas amacı Müslümanları Hıristiyanlaştırmak olan sözkonusu diyalog faaliyetlerinin sonucunda, Almanların İslam dinine karşı önyargılarının artması dikkat çekiyor. Müslümanların Hıristiyanlaşmadığını gören Almanlar, bu kez İslam karşıtlığını alevlendiriyor.
İşte rakamlarFrankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi adına Allensbach Demoskopi Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırma, endişe verici sonuçlar ortaya koydu. Sayıları üç buçuk milyonu aşan Almanya'daki Müslümanlar ile kısa ve orta vadede toplumsal bir çatışma ortamına girileceğine inanların oranı yüzde 60'ı buluyor. Hatta ankete katılanların yüzde 56'sı, 'kültürlerarası bir savaş'ın çoktan başladığını savunuyor.
Olumsuz bakış artıyorAraştırmayı yürüten Elisabeth Noelle ve Thomas Petersen, İslam'a karşı Alman toplumunda giderek artan olumsuz bakış açısının, son aylarda meydana gelen bazı olaylarla da yakından ilgili olduğu görüşündeler. Özellikle yabancı kökenli çocukların gittikleri okullarda artan şiddet, iki kız öğrencinin çarşafla derslere girmek istemesi ve benzeri olayların Alman toplumuyla Müslümanlar arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini savunanların sayısı hayli fazla. Araştırma sonuçlarının toplandığı raporda, Almanların Müslümanlara karşı artan güvensizliğinin, muhtemel bir toplumsal çatışma sürecinin başlangıcı olabileceği uyarısı yapılıyor.
"İslamiyet potansiyel tehlike"Almanya'da aynı konuda daha önce yapılan araştırmalar da benzer sonuçlar alınmış, özellikle 11 Eylül 2001'deki terör saldırılarının ardından İslamiyet'i potansiyel bir tehlike olarak algılayanların sayısı belirgin şekilde artmıştı. Ancak Allensbach Enstitüsü'nün son verileri durumun vahametinin iyiden iyiye arttığını gözler önüne seriyor:
Örneğin İslamiyet ve fanatizm arasında doğrudan bağlantı kuranların oranı yüzde 83. Bu, bir yıl öncesine göre 10 puanlık bir artış anlamına geliyor. Araştırmaya katılanların yüzde 62'si Müslümanların yeniliklere kapalı olduğunu düşünüyor. Bu oran, bir önceki araştırmada yüzde 49 seviyesindeydi. Yüzde 61'lik bir kesim ise İslam ve Hıristiyan alemi arasında er ya geç bir çatışma yaşanacağı görüşünde. Araştırmaya katılanların üçte ikisi ise İslamiyet ve demokrasi kavramlarının birbirleriyle bağdaşmadığına inanıyor. İslamiyet ile 'barış ve huzur' gibi kavramlar arasında doğrudan ilişki kuranların oranı ise ancak yüzde 8'le sınırlı. "İbadet özgürlüğü kısıtlanabilir"
Bir başka çarpıcı sonuç da ibadet özgürlüğü ile ilgili: Almanların yüzde 40'ı gerektiğinde bu özgürlüğün kısıtlanması gerektiğini düşünüyor.