Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaklaşık 10 yıldır uyguladığı ‘yemek hizmeti' özellikle hanım hacı adaylarını memnun ediyor. Eskiden günlerinin yarısı mutfakta geçirmekte olan hanımlar, artık  ‘özellikle beyim ne yiyecek' derdi olmadan kendilerini ibadete veriyor ve vakitlerinin büyük bir bölümünü Kâbe'de geçirme fırsatına ulaşıyor.
Yemek konusu Diyanet'in çok boyutlu Hac hizmetlerinin önemli ve vazgeçilmez halkalarından  birini teşkil ediyor. Başaşçı Cevher Kurt, Kutsal Topraklarda görev alan 250 kişilik ‘aşçı ve yardımcı' personelin Mekke ve Medine'de yaklaşık 70 bin hacı adayına yemek hazırladığını ifade etti. Diyanet'in kiralama başta olmak üzere birçok hizmet ofisinin yer aldığı Atlas Kimme Oteli'nin mutfağında Yeni Mesaj'a açıklamalarda bulunan Cevher Kurt, burada 4'ü aşçı olmak üzere 10 personelle 2 bin 200 kişiye yemek çıkardıklarını belirtti.

Çorba kazanı 5.00'da kaynıyor
Sabah 05.00'da çorba kazanını kaynatmaya başladıklarını ifade eden Başaşçı Kurt, mesailerinin akşam 10.30'a kadar sürdüğünü dile getirdi. Görevliler için 3 öğün (Cuma gününden itibaren hacı  adaylarının sayısının artması nedeniyle buna son verildi), hacı adaları için 2 kahvaltı ve akşam yemeği olmak üzere iki öğün yemek çıkardıklarını ifade eden Kurt, liste halinde bildirdikleri malzemelerini satın alma ekibinin temin ettiğini iletti.

Hacı adayları memnun
Hacı adayları yemeklerden oldukça memnun. Damak tatlarına uygun yemek çıktığını ifade eden bazı hacı adayları, 2 ana yemeğin menüde olmasından şikâyet ediyor. Bu konuda değerlendirmelerde bulunan Başaşçı Cevher Kurt, menüyü hacıların yaş profilini dikkate alarak belirlediklerini dile getirerek, hacıların yaş ortalamasının yüksek olması nedeniyle tansiyon ve şeker hastalıklarının olduğunu, bu nedenle akşamları yemeği kaçıran bazı hacı adaylarının bu nedenle rahatsızlandığını ifade etti. Kurt, “Bana göre, tek ana yemek yeterli. Mesela orman kebabı  ile kuru fasulye aynı menüde olmamalı. Hacı bu emekleri yedi mi, tansiyonları ya da şekerleri yükselebiliyor. Bünye yemeği kaldıramayınca, hacı bu kez Kâbe'ye de gidemiyor” dedi. Kutsal Topraklarda taze sebze temin etmenin zor olması nedeniyle sebze yemekleri pek yapamadıklarına işaret eden Kurt, dondurulmuş sebzelerle yapılan yemeklerin de arzu edilen neticeyi vermediğini sözlerine ekledi. Diyanet'in kendilerini ‘yemeğin lezzeti'ni tutturmak için getirdiğine işaret eden Keleş, yemeklerde arıtılmış deniz suyu kullanılmasının lezzeti bir miktar azalttığını belirtti. 

Otellerin mutfak altyapısı yetersiz
Başaşçı Cevher Kurt, mülakatımızda karşılaştıkları sorunlardan da söz etti. Mekke'de 3-4 otel hariç mutfakların yeterli özellikleri taşımadığını ifade eden Kurt, şunları söyledi: “Bazı otellerde havalandırma sistemi ya bozuk, ya da yetersiz. Bu sorun otellerin yapısından kaynaklanıyor. 
Zamanında uygun havalandırma sistemi düşünülmemiş. İçerisi çok sıcak oluyor. Hava da zaten sıcak! Atık su giderlerinde de sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu da koku yapıyor” dedi. Medine'de 15  - 20 bin kişiye yemek çıkarabilecek kapasitede dev bir mutfağın olduğu bilgisini veren Kurt,  “Orası mükemmel ancak havalandırma sıkıntısı orada da var. Mekke'deki bütün mutfaklara değer. Burada 40-50 personelle hizmet vereceğiz. Medine'de bir de 6 bin kişiye yemek çıkaran mutfak var” dedi. Mekke'de trafik yoğunluğunun başladığına dikkatleri çeken Kurt, bunun uzak otellerdeki hacı adaylarına yemeğin zamanında ulaşmasını engellediğini belirtti. Başaşçı Kurt, aşçı kadrosu ile destek elemanlarının ehil olması gerektiğini, tüm kadronun Diyanet teşkilatı içinde mutfakta görev almış elemanlardan getirilmesinin hizmet kalitesini arttıracağını bildirdi.