Eğit-donat; vatana ihanet
BTP Genel Başkan Yardımcısı Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ünal Emiroğlu, Meltem TV'deki Diyalog Özel programında yaptığı değerlendirmede, "Bir yabancı devlet aleyhine asker topluyorsunuz ve eğitiyorsunuz. Bu uluslararası hukukta suçtur. Askeri Ceza Kanunu'n
24.02.2015 00:00:00
RECEP BAHAR/İSTANBULBTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Emiroğlu, Suriye'de Beşar Esad yönetimini devirmek için oluşturulan 'eğit-donat' projesi konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Meltem TV'de Muharrem Bayraktar'ın hazırlayıp sunduğu Diyalog programına BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş ile birlikte katılan Prof. Dr. Ünal Emiroğlu, uluslararası düzeyde ses getirebilecek böyle bir anlaşmanın neden bakanlar düzeyinde değil de Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass arasında gizli kapaklı ve kaçak göçek bir şekilde yapıldığını açıklayarak, "Çünkü bu bir suç, bir kabahat... Kabahatlerini gizlemek için bu yola başvurdular. Kenarda köşede biz bunu kotaralım, dediler" dedi. 'Vatana ihanet' suçu işleniyorYaptıkları işin adının uluslararası hukukta ve iç hukukumuzda suç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ünal Emiroğlu, şu kritik tespitlerde bulundu: "Uluslararası hukukta suçtur çünkü bir yabancı devlet aleyhine asker topluyorsunuz ve eğitiyorsunuz. Yaklaşık 1.5 yıl Tuzla Piyade Okulu'nda Askeri Ceza Hukuku okuttum. Bu bağlamda iç hukukumuza geldiğimizde Askeri Ceza Kanunu'nun 54. maddesine göre 'başka devlet aleyhine asker toplamak' da vatana ihanet suçu maddelerinden biri olarak sıralanıyor. Anayasa'nın 105. maddesinin 3. fıkrasına göre cumhurbaşkanları vatana ihanet suçundan yargılanır. Cumhurbaşkanını başka türlü suçlandıramıyorsun. Diyelim ki vatana ihanet suçu... İster Türk Ceza Kanunu'nda, isterse Anayasada, isterse Askeri Ceza Kanunu'nda ne yazarsa yazsın; cumhurbaşkanını 'vatana ihanet' suçuyla suçlayabilmek için TBMM'nin tam üye sayısının 3'te birinin (184 milletvekili) öneride bulunması, 4'te üçünün de (413 milletvekili) kabul etmesi lazım. Meclis'teki çoğunluğa bakarsanız 40 haramilere dönmüş... Bu suç ne kadar ortaya çıkarsa çıksın, iş Meclis'te bitiyor. İşin siyasi yönü var. Orada 'hayır' derlerse, iş suç olmaktan çıkıyor, 'evet' derlerse suç oluyor. Nasıl bir hukuktur, o da anlaşılır değil. Asker de bu konuda konuşsun... Türkiye'de hükümet ile ABD, bir haksız eylemi gerçekleştirmişlerdir."Türkiye aleyhine tazminat davaları sökün edecekTürkiye ile ABD'nin eğitip donattıkları askerlerin (militanların) başka bir ülkenin sınırları içinde o devletin rejimine ve bazı gruplara karşı mücadele vereceklerini ifade eden Prof. Dr. Ünal Emiroğlu, şöyle devam etti: "Bunun ne Birleşmiş Milletler, ne de uluslararası hukuk düzlemlerinde yeri yoktur. Şu anda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevkedilmesi için BM nezdinde hem Suriye Devlet Başkanı Esad, hem de Suriye'deki bir grup tarafından şikâyet dilekçesi verilmiştir. Eğer bu gerçekleşirse, akabinde bir sürü tazminat davası sökün edecektir. Bir suç işleyebilirsiniz. Hadi bunlar bir şeyler yaptılar. Adına hırsızlık ya da gasp dersiniz. 'Vatana ihanet' dedin mi, iş durur. Bu, bu milletin bütününü ilgilendiren ve bütün vatan sathını kaplayan bir suçtur. Bunlar 'eş başkan' sıfatıyla bir takım işlere giriştiği zaman, 'vatana ihanet'in uçları gözükmektedir. Sonuç itibariyle maddi-manevi tazminatı bu millet ödeyecektir. Ama kimsenin umurunda değil ya da böyle göstermek istiyorlar. Öte yandan Anayasa Mahkemesi, göreviyle alakalı suçlarla ilgili cumhurbaşkanını yargılar. Bugün hiçbir hukukçu açıklıkla bu 'vatana ihanet' diyemiyor. 'Vatana ihanet' Türk Ceza Kanunu'nda değil, Askeri Ceza Kanunu'nda tanımlanıyor. Ancak Anayasa'nın 117. maddesi diyor ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başkomutanıdır. Olay burada bitiyor. Anayasa'nın bu maddesi nedeniyle cumhurbaşkanı da Askeri Ceza Kanunu'na tabidir. Askeri mevzuat da cumhurbaşkanını kuşatır. Neticede vatana ihanet suçu işlenmiştir. Adamına göre hukuki görüş bilgilendirirseniz verirseniz, o başka..." Milletin ibret alıp kendine gelmesi lazımBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Prof. Dr. Ünal Emiroğlu'nun 'eğit-donat' projesi konusundaki hukuki mütalaasının ardından yaptığı değerlendirmelerde şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da bir başkası? Bunların danışmanları hiç mi bunları görmüyor? Cumhurbaşkanı, bu ülkede Genelkurmay Başkanı'nın da üzerinde bir kumandan... Askeri hukukta da yapılanlar bir 'vatana ihanet' suçu? Bunun etrafındaki adamlar demez mi ki, 'Sayın Cumhurbaşkanım, biz böyle diyoruz ama şurada şöyle bir gerçek var. Buraya takıldığımız zaman yanarız.' Bence Sayın Cumhurbaşkanı'nın danışmanlarının da Cumhurbaşkanı'nı cesaretlendirmeyip 'hukuken yapılanlar yanlıştır ve geri adım atmamız lazım' demeleri gerekiyor. Öte yandan Sayın Cumhurbaşkanı, MİT eski Müsteşarı Hakan Fidan'ın istifasını hazmedemedi. Dünya istihbarat tarihinde siyasetin yerinin ne olduğunu araştırdığımda bir tane istihbaratçının siyasette yer aldığını görmedim. İlk defa Hakan Fidan siyasette yer alacak. Çok karanlık bir dünyaya giriyoruz. Fidan'dan önce ona bu talimatları verenlerin düşünmesi lazım. Fidan, 'öyle der, böyle der' sıyırır ama emir verenler sıyıramaz."'Eğit-donat'la Suriye'de yönetimin hedef alındığını dile getiren BTP Genel Başkanı, şöyle devam etti: "Bu adamlar İslam'ı getireceğiz diye yola çıktılar. Suriye'nin hukuku Hanefi fıkhına dayanıyor. Niye Suriye'deki yönetime karşısın? Hanefi Fıkhı yerine ne koyacaksın? Bir insan şaşırdı mı, yapmayacağı şey yoktur. Arabanın viteslerini karıştırmaya benzer bu? Türkiye'nin manzarası siyaseten bugün bu noktadadır. Bütün bunlardan ibret alarak önünü görmesi gereken millettir. Siyasiler öyle ya da böyle bu işin içinden çıkar ama bütün fatura millete çıkar. Aç kalınacaksa, millet aç kalır, Sürünecekse, millet sürünür, dayak yenilecekse millet yer. Bu işler bütün dünyada böyle olur. Türkiye'de farklı mı olacak? Millet ibret alıp kendine gelmesi lazım."