"Ehl-i Beyt'in gözlerden ve gönüllerden silinmesi ile İslam olmayan bir İslam anlayışı, Müslüman dünyada hayata geçirilmiştir" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu, bugün yaşadığımız tüm buhranların başlangıcı olmuştur" diye konuştu
Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu'nun bânisi Prof. Dr. Haydar Baş, yaptığı kapanış konuşmasında, "Emeviler döneminden itibaren, hilafet makamındakilerin yaptığı, kendi indi görüşlerini Kur'an'ın ve Sünnet'in yerine koymak şeklinde olmuştur" tespitini yaparak şöyle devam etti: "Esasen, bugünün kavgası da indi görüşlerle vücuda gelen İslam ideolojisinin, Ehl-i Beyt yoluyla yaşanan İslam geleneği ile mücadelesidir. Ehl-i Beyt'in gözlerden ve gönüllerden silinmesi ile İslam olmayan bir İslam anlayışı, Müslüman dünyada hayata geçirilmiştir ki, bu, bugün yaşadığımız tüm buhranların başlangıcı olmuştur. Farkında olmadan batılı ideolojilerin içine serpiştirilmiş sözde İslam, hakikatte Kur'an'ın ve Peygamberin (s.a.v.) karşı çıktığı bidatlerin ta kendisidir. Bu bidatler her ne kadar İslam adıyla zikredilmiş olsa da Kur'an, Sünnet ve Ehl-i Beyt'in hayatı ile uzaktan ve yakından alakası yoktur. Günümüzde, ılımlı İslam denilen ve de sanki İslam'mış gibi gösterilen bu bid'at akımının gerçekte Kur'an ve Sünnet'le uzaktan ve yakından bir alakası olamaz.Sözde Arap Baharı adıyla beraber yenilik veya açılım adı altındaki Arap-İslam alemindeki akımlar, hakikatte yaşanılan geleneksel İslam'a harp ilan ederek Müslüman toplumları Kur'an ve Sünnet bağlarından kopartıp, ılımlı İslam adı altında batılı ideolojilerin kurbanı yapmaktır. Yine, İslam dünyasında olmayan Sünni ve Alevi kavgasını varmış gibi gösterip bunun yerine ikame edilmek istenen İslam adındaki hurafe, ideolojik bid'atlerden meydana gelmiş sapmalardır, saptırmalardır. Aslında İslam dünyasında Sünni ve Şii kardeşliği vardır. Böyle bir kavga varmış gibi bir pencere açıp buradan içeri girmek isteyenler, İslam'la samimiyeti olmayan nasipsiz insanların işidir. Ehl-i Beyt diyeceksin, Müslüman kardeşiliği diyeceksin ve hem de Kur'an ve Sünnet'in yaşanmadığı, Kur'an ve Sünnet'i yok etmeyi gaye edinmiş ideolojilerin adına ılımlı İslam diyerek büyük bir sapmanın ve saptırmanın içinde olacaksın. Bu, Müslüman olmak değil, Müslüman adı altında Müslümanları deccalizmin kucağına sürükleyerek hıristiyan yapmak ve İslam'dan uzaklaştırmaktır.
Müslümanların en büyük düşmanı: Deccal fitnesiPeygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki: "Ben ahir zamanda en çok ümmetim için deccal fitnesinden endişe ederim."Sahabe soruyor: "Nedir deccal fitnesi ya Resulallah?Peygamber (s.a.v.) cevaben buyuruyor ki: "Ahir zamanda ümmetim bölük bölük hıristiyan olacak, Musevi olacak, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacak ve fakat kendini Müslüman zannedecek." "Bir mescidde bin insan olacak, bunların içinden bir tanesi mü'min olmayacak" işte deccal fitnesi budur. Teslis'le akaidini sabitleştirmiş bir insan için, "O da kurtulmuştur ve de cennetliktir, onun Allah'ı da bizimki de birdir" demek suretiyle Tevhid'in yerine Teslis'i hakim etmiş olursan, o takdirde hadiste beyan edildiği gibi okun yaydan çıktığı gibi İslam ölçüsünden çıkmış olursun. Günümüzün en büyük tehdidi budur ve bu deccal fitnesidir. Peygamberimiz (s.a.v.) Necran hıristiyanlarına, "Müslüman olun" diye İslam'ı tebliğ ettiklerinde, "Biz de sizin gibi Müslümanız" diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamberimiz, "Hayır siz Müslüman değilsiniz. Üç sebepten dolayı kafirsiniz" buyurdu. "Domuz eti yiyorsunuz, İsa'ya Allah'ın oğlu diyorsunuz, haç'a tapıyorsunuz." Bunun üzerine Mübahale ayet-i kerimesi nazil oluyor. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) doğruluğu ve haklılığı Allah tarafından vahyediliyor."
Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu'nun bânisi Prof. Dr. Haydar Baş, yaptığı kapanış konuşmasında, "Emeviler döneminden itibaren, hilafet makamındakilerin yaptığı, kendi indi görüşlerini Kur'an'ın ve Sünnet'in yerine koymak şeklinde olmuştur" tespitini yaparak şöyle devam etti: "Esasen, bugünün kavgası da indi görüşlerle vücuda gelen İslam ideolojisinin, Ehl-i Beyt yoluyla yaşanan İslam geleneği ile mücadelesidir. Ehl-i Beyt'in gözlerden ve gönüllerden silinmesi ile İslam olmayan bir İslam anlayışı, Müslüman dünyada hayata geçirilmiştir ki, bu, bugün yaşadığımız tüm buhranların başlangıcı olmuştur. Farkında olmadan batılı ideolojilerin içine serpiştirilmiş sözde İslam, hakikatte Kur'an'ın ve Peygamberin (s.a.v.) karşı çıktığı bidatlerin ta kendisidir. Bu bidatler her ne kadar İslam adıyla zikredilmiş olsa da Kur'an, Sünnet ve Ehl-i Beyt'in hayatı ile uzaktan ve yakından alakası yoktur. Günümüzde, ılımlı İslam denilen ve de sanki İslam'mış gibi gösterilen bu bid'at akımının gerçekte Kur'an ve Sünnet'le uzaktan ve yakından bir alakası olamaz.Sözde Arap Baharı adıyla beraber yenilik veya açılım adı altındaki Arap-İslam alemindeki akımlar, hakikatte yaşanılan geleneksel İslam'a harp ilan ederek Müslüman toplumları Kur'an ve Sünnet bağlarından kopartıp, ılımlı İslam adı altında batılı ideolojilerin kurbanı yapmaktır. Yine, İslam dünyasında olmayan Sünni ve Alevi kavgasını varmış gibi gösterip bunun yerine ikame edilmek istenen İslam adındaki hurafe, ideolojik bid'atlerden meydana gelmiş sapmalardır, saptırmalardır. Aslında İslam dünyasında Sünni ve Şii kardeşliği vardır. Böyle bir kavga varmış gibi bir pencere açıp buradan içeri girmek isteyenler, İslam'la samimiyeti olmayan nasipsiz insanların işidir. Ehl-i Beyt diyeceksin, Müslüman kardeşiliği diyeceksin ve hem de Kur'an ve Sünnet'in yaşanmadığı, Kur'an ve Sünnet'i yok etmeyi gaye edinmiş ideolojilerin adına ılımlı İslam diyerek büyük bir sapmanın ve saptırmanın içinde olacaksın. Bu, Müslüman olmak değil, Müslüman adı altında Müslümanları deccalizmin kucağına sürükleyerek hıristiyan yapmak ve İslam'dan uzaklaştırmaktır.
Müslümanların en büyük düşmanı: Deccal fitnesiPeygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki: "Ben ahir zamanda en çok ümmetim için deccal fitnesinden endişe ederim."Sahabe soruyor: "Nedir deccal fitnesi ya Resulallah?Peygamber (s.a.v.) cevaben buyuruyor ki: "Ahir zamanda ümmetim bölük bölük hıristiyan olacak, Musevi olacak, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacak ve fakat kendini Müslüman zannedecek." "Bir mescidde bin insan olacak, bunların içinden bir tanesi mü'min olmayacak" işte deccal fitnesi budur. Teslis'le akaidini sabitleştirmiş bir insan için, "O da kurtulmuştur ve de cennetliktir, onun Allah'ı da bizimki de birdir" demek suretiyle Tevhid'in yerine Teslis'i hakim etmiş olursan, o takdirde hadiste beyan edildiği gibi okun yaydan çıktığı gibi İslam ölçüsünden çıkmış olursun. Günümüzün en büyük tehdidi budur ve bu deccal fitnesidir. Peygamberimiz (s.a.v.) Necran hıristiyanlarına, "Müslüman olun" diye İslam'ı tebliğ ettiklerinde, "Biz de sizin gibi Müslümanız" diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamberimiz, "Hayır siz Müslüman değilsiniz. Üç sebepten dolayı kafirsiniz" buyurdu. "Domuz eti yiyorsunuz, İsa'ya Allah'ın oğlu diyorsunuz, haç'a tapıyorsunuz." Bunun üzerine Mübahale ayet-i kerimesi nazil oluyor. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) doğruluğu ve haklılığı Allah tarafından vahyediliyor."