Mevcut ekonomik modellerde paranın yanlış tarif edildiğini söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, paranın, emeğin ve üretimin devreye girmesini tahrik eden güç vasfının esas alınması gerektiğine dikkat çektiBağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Yalova İl Teşkilatı'nın düzenlediği toplantıda Milli Ekonomi Modeli'nin para politikasını anlattı. Paranın tanımını yaptı ve fonksiyonu hakkında açıklamalarda bulundu.Mevcut modeller parayı nakıs tarif ediyorSezenler Donanma Tesisleri'nde düzenlenen toplantıda yoğun ve seçkin bir davetli topluluğuna hitaben yaptığı konuşmada, "Mevcut İktisat modellerinde pek çok iktisat konusu temelden yanlış zemine oturtulmuş ve insanlığın yüzünü güldüren neticeler maalesef elde edilememiştir" diyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, tarifi yetersiz ve noksan yapılan mevzulardan birinin de "para" olduğunu söyledi. Bu modellerde, yalnızca mübadelede ve tasarrufta kullanılan bir değer olarak gösterilen para tanımının, paranın fonksiyonunu tam manasıyla ortaya koyamayan nakıs bir değerlendirme özelliği taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu para tanımını kabul eden iktisadi modellerde paranın mal ve emeğin karşılığı olduğu göz ardı edilmiş, üretimi ve tüketimi beraberce arttıran, sürekli bir büyüme modeli ortaya konulamamıştır" dedi ve şöyle devam etti:"Serbest piyasa ekonomisini savunan modeller, kişilerin servet birikimine odaklandıklarından, sistemlerinin merkezine faizi yerleştirmişlerdir. Ancak faiz merkezli iktisat görüşleri, ekonomideki çarkların dönmesi için gerekli olan dolaşımdaki parayı piyasadan çekmiş ve devletlerin iktisadi hayatı bir avuç insanın inisiyatifine geçmiştir. Bunun içindir ki paranın belli ellerde bloke edilmesini amaçlayan iktisat modelleri, kısa vadede küçük mutlu bir azınlık sağlasa da, uzun dönemde tüm ekonomiler için sorundan başka bir şey getirmemiştir. Neticede bu teorileri ekonomilerinde kullanan ülkeler için büyüme, belli bir zaman aralığında yaşanan bir gelişme olmaktan öteye geçememiş, resesyon (durgunluk) veya stagflasyon piyasaların değişmez akıbeti olmuştur."
Paranın esas vasfı
"Kapitalizm ve liberalizm gibi iktisat modellerinde, faize dayalı kazanım asıl gaye olduğundan ekonomiler için durgunluk ve işsizlik kaçınılmaz bir sondur" diyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, aslında, paranın, emeğin ve üretimin devreye girmesini tahrik eden güç vasfının esas olduğunu belirterek şunları söyledi: "Para, aynı zamanda madem ki iştir, madem ki üretimdir, o halde iş ve üretim için herkesin elinde yani piyasada olması gerekir. Ancak bu tahrik unsuru stok edilmezse, tekelleştirilmezse herkesin tasarruf edebileceği , kazanabileceği, iş ve üretim yapabileceği mal ve hizmet oluşur. Aksi takdirde stoklanmış parayla birlikte, emek ve üretimde stoklaşır ve tekelleşir. Milli Ekonomi modeli ise ilk kez böyle bir modeli ortaya koyarak, para aracılığıyla üretimi ve tüketimi beraber tahrik ederek, ekonomilerde sürekli büyümeyi formülüze etmiştir. Bu modelde para politikası doğru kullanılarak, emeği devreye alan sınırsız bir kaynak oluşturulmaktadır. Emeğin devreye girmesi ise, üretimin ve kalkınmanın artması anlamına gelmektedir."
Paranın esas vasfı
"Kapitalizm ve liberalizm gibi iktisat modellerinde, faize dayalı kazanım asıl gaye olduğundan ekonomiler için durgunluk ve işsizlik kaçınılmaz bir sondur" diyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, aslında, paranın, emeğin ve üretimin devreye girmesini tahrik eden güç vasfının esas olduğunu belirterek şunları söyledi: "Para, aynı zamanda madem ki iştir, madem ki üretimdir, o halde iş ve üretim için herkesin elinde yani piyasada olması gerekir. Ancak bu tahrik unsuru stok edilmezse, tekelleştirilmezse herkesin tasarruf edebileceği , kazanabileceği, iş ve üretim yapabileceği mal ve hizmet oluşur. Aksi takdirde stoklanmış parayla birlikte, emek ve üretimde stoklaşır ve tekelleşir. Milli Ekonomi modeli ise ilk kez böyle bir modeli ortaya koyarak, para aracılığıyla üretimi ve tüketimi beraber tahrik ederek, ekonomilerde sürekli büyümeyi formülüze etmiştir. Bu modelde para politikası doğru kullanılarak, emeği devreye alan sınırsız bir kaynak oluşturulmaktadır. Emeğin devreye girmesi ise, üretimin ve kalkınmanın artması anlamına gelmektedir."