logo
19 NİSAN 2024

Erdemir peşkeş çekilemez

24.05.2005 00:00:00


BTP Lideri Prof. Dr. Baş, AB ile müzakere tarihi alma tavizi olarak Türkiye'nin üç kilit kuruluşundan biri olan Erdemir'in bir Fransız firmasına peşkeş çekilmek üzere olduğunu bildirerek, böyle bir yanlışa imza atma konusunda iktidarı uyardı

*Türkiye'yi imha planıKonya'daki "Kuşatılan Türkiye" mitinginde konuşan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, mevcut iktidarın, Türkiye'yi imha uygulamalarına dikkat çekti. Ve ilk seçimde AKP iktidarına "geriye dön marş marş!" denilmesi, Türkiye'nin yaralarının onarılması, ayağa kalkması, Türk milletinin kâinat milleti, devletinin de kâinat devleti olması için BTP'nin mutlaka iktidar olması gerektiğini belirtti. 

*Erdemir yabancılara satılamazErdemir Ereğli Çelik Fabrikası'nın özelleştirilmesine değinen Prof. Baş, şunları söyledi: "Erdemir Avrupa'nın en büyük üç demir çelik kuruluşlarından bir tanesidir. Otomobilden tekstile kadar elimizde sanayi adına ne varsa altyapısını Erdemir hazırlamıştır. Erdemir, Türkiye'nin kâr rekorları kıran ve 15 bin insanımızın istihdam edildiği bir işyerimizdir. Avrupa'dan bir müzakere tarihi alabilmek için Erdemir'i peşkeş çekiyorlar. Haberiniz var mı? Şimdi vekillerinize hesap soracaksınız. 'Erdemir'i satamazsınız' diyeceksiniz." Konya'daki "Kuşatılan Türkiye" mitinginde konuşan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, mevcut iktidarın, Türkiye'yi imha uygulamalarına dikkat çekti. Ve ilk seçimde AKP iktidarına "geriye dön marş marş!" denilmesi, Türkiye'nin yaralarının onarılması, ayağa kalkması, Türk milletinin kâinat milleti, devletinin de kâinat devleti olması için BTP'nin mutlaka iktidar olması gerektiğini belirtti.  Madenlerimiz yabancılara peşkeş çekildiAKP iktidarının hem kültürümüzü, hem medeniyetimizi, hem siyasetimizi imha ederken hem de topraklarımızın elimizden çıkması için ne yapılması gerekiyorsa bunları yapma durumuna geldiğini söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Halbuki Anayasa Mahkemesi'nin 1986/24 sayılı kararı şöyle: 'Toprak bir devletin vazgeçilmez unsuru, egemenlik ve bağımsızlık simgesidir.' Bunlar, bu kararı delmiş ve maalesef 5 milyon m2 toprağımız Türk milletinin elinden çıkmış, ecnebilerin eline geçmiştir.  Bunu yapmak için, 5 Haziran 2003'te Doğrudan Yabancılara Yatırım Kanununu çıkardılar. 3 Temmuz 2003'te Köylerden Yabancılara Toprak Satışına izin veren kanun çıktı. 17 Temmuz 2003'te Yabancılara Gayrimenkul Satışına izin veren kanun çıkartılmıştır. Öyle şirketlere ruhsatlar verilmiş ki 400 bin km2'ye ulaşan yer altı kaynaklarımızın tamamı yabancı şirketlerin eline geçmiştir. Rio Tinto'ya (İngiliz) 30, Anglo Amerikan'a (ABD) 20, Comingo'ya (Kanada) 191, Eldorado Gold'a (ABD) 150, Krupp'a (Alman) 59, Omia'ya (İsviçre) 85 ruhsat verilmiştir. 2 milyar dolar karşılığında 3 katrilyon dolarlık madenlerimiz bu yabancılara peşkeş çekilmiştir. Bu bilgileri biz kendi bakanlıklarımızdan öğrenemiyoruz. Bu şirketlerin internet sitelerinden ediniyoruz. Madenlerimizin tutarı 3 katrilyon dolardır. Altın madeninde Türkiye, dünyada ikinci sıradadır. Biz BTP olarak ne yapacaktık? Millet ve devlet olarak bütün bu madenleri işletmeye koyacaktık. Sizler patron olacaktınız. Bu fakirliğe son verecektik. 'Ama şimdi ne yapacaksınız?' diyeceksiniz. Yapacağımız şudur: Şirketleri tek tek çağıracağız. 'Ne verdin?' diyeceğiz. '500 milyon dolar verdim' diyecek. 'Al sana 1,5 milyar dolar. Geriye dön marş marş' diyeceğiz. 300 milyon dolar verene 'al sana 900 milyon dolar, geriye dön marş marş' diyeceğiz. İki üç misli vererek geriye alacağımız maden şirketlerini milletimle el ele verip işleteceğiz." Erdemir yabancılara satılamazHükümetin madenleri peşkeş çekmek, toprakları satmakla yetinmeyip Türkiye'nin stratejik kuruluşlarının da özelleştirme adı altında ipinin çekildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, bu ip çekmenin zirve noktasının Erdemir (Ereğli Demir Çelik Fabrikası) gerçeğinde yaşanmakta olduğunu belirterek şunları söyledi: "Erdemir Avrupa'nın en büyük üç demir çelik kuruluşlarından bir tanesidir. Erdemir, Türk sanayisinin üç tane kilit kuruluşundan bir tanesidir. Otomobilden tekstile kadar elimizde sanayi adına ne varsa altyapısını Erdemir hazırlamıştır. Erdemir, Türkiye'nin kâr rekorları kıran ve 15 bin insanımızın istihdam edildiği bir işyerimizdir. Erdemir'in bu güzel kazancına rağmen, Sayın Başbakanımız Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Chirac beraber oluyorlar. Bir buluşmada Erdemir'in yönetim kurulu başkanı da hazır oluyor. Avrupa'dan bir müzakere tarihi alabilmek için Erdemir'i peşkeş çekiyorlar. Haberiniz var mı? Şimdi vekillerinize hesap soracaksınız. 'Erdemir'i satamazsınız' diyeceksiniz. Erdemir, hükümetin, 17 Aralık öncesinde, hükümetin gittiği Avrupa ülkelerinde verdiği tavizlerden yalnızca bir tanesidir. Bir Fransız firmasına peşkeş çekilmek üzeredir. TÜPRAŞ ve THY da öyle. Bunlar en fazla kâr getiren kurumlarımızdır. Bütün bunları yapan yine bu iktidar partisidir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da maalesef iktidar partisi azami dikkat yerine asgari dikkati dahi göstermemekte, Türk milletinin menfaatlerine sırt dönmektedir." Egemenlik ve bağımsızlıktan taviz verilemezMilletlerin haysiyetlerinin bağımsızlıklarıyla eş orantılı olduğunu söyleyerek konuşmasını sürdüren Prof. Dr. Haydar Baş, Mustafa Kemal Atatürk'ün, İzmir İktisat Kongresindeki, "Bütün cihan halkı bilmelidir ki Türk halkı hakimiyetini hiç bir şahıs ve makama veremez. Hakimiyet demek şeref demek, namus demek, haysiyyet demektir. Milletin bu evsaf-ı medeniyye ve insaniyyesinin terkini talep etme onu insanlıktan çıkarmak demektir" sözlerini hatırlatarak, bu sözlere rağmen hakimiyet ve bağımsızlık konusunda işlenen cinayetlere şöyle dikkat çekti:  "Bağımsızlık milletimizin karakteridir. Bir devlet için bağımsızlık yasama, yürüme ve yargı erklerini hiç bir gücün etkisinde kalmadan düzenlenmesi demektir. Yani 'Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsız bir devlettir, diyebilmek için yasama, yürütme ve yargı yetkisini Anayasa'da belirtildiği şekilde kullanması şarttır. Değiştirilemeyecek maddeler arasında yer alan bu yetkinin devri veya içinin boşaltılması Anayasamızın ruhuna tamamen aykırıdır. Bu durumda ortaya çıkacak durum ise Anayasaya aykırılık nedeniyle kabul edilemez. Bu nedenle 'AB'ye gireceğiz' bahanesiyle, AB, ABD ve IMF istekleri doğrultusunda yasama, yürütme ve yargıya müdahaleler aslında bağımsızlığa müdahaledir. Ve Anayasa'nın da ruhuna aykırıdır. Bir manada yapılan, Anayasa'nın ihlalidir. Yasama yetkisinin hiç bir dış müdahale olmadan kullanılabilmesi manasına gelen egemenlik Anayasanın 6. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre egemenlik kayıtsız şartsız milletimizindir. Yasama yetkisi ise 7. Maddeye göre Türk milleti adına TBMM'ne verilmiştir. Bugün Anayasa'nın 90. Maddesinde yapılan değişiklik ile milletlerarası anlaşmalar kanunların üzerinde sayıldığı için bu konularda Meclis iradesi, dolayısıyla Meclis'e bu yetkiyi veren milletin iradesi kalmamıştır ve kalkmıştır. Bu durum yasama yetkisinin içini boşaltmış, onu maalesef sembolik hale getirmiştir. Anayasa'nın 8. Maddesine göre yürütme yetkisi ve görevi Başbakan ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa'daki tanımlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir. Başbakan ve Bakanlar Kurulu ise AB, ABD, IMF istekleri doğrultusunda hareket etmektedir. Tezkere görüşmeleri sırasında ABD'nin istekleri açısından gündem edilmiş, Meclis kararı olmadan İncirlik sırf ABD istiyor diye ABD'ye verilmiştir. Ekonomimize IMF direktörlerinin talimatlarıyla yön verilmektedir. Bu güçlerin istekleri ile hareket etmek yetkinin içinin boşaltılmasıdır ki bu durum Anayasa'nın da ruhuna aykırıdır. Anayasa'nın 9. Maddesine göre yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelerde kullanılır. Bugün 30 bin insanımızı şehit eden Apo'yu yargılayıp idam kararı alan mahkemelerimizin kararları, 'dışarıdan infazı istenmiyor' diye rafa kaldırılmıştır. Hangi bağımsız yargıdan Türkiye'de bahsedilebilir?" Millete yok, diyalogculara varBütün bunları bize dayatan AB'ye ve IMF'ye "hayır!" dediklerini belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, ekonomik konulara da değindiği konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, söylenenlerin aksine ekonominin hiç de iyiye gitmediğini, bu hükümetin ekonomideki hiç bir sorunu çözemeyeceğini ifade ederek şöyle dedi: "Ekonomideki büyüme hızının % 9,9 Ama Başkanı Zafer Çağlayan, yakınlarına iş bulmak için milletvekilleri ve bakanların bile kendisine müracaat ettiğini söylüyor. Bu nasıl büyüme? İç ve dış borç toplamımız 380 milyar dolardır. Mevcut iktidar döneminde borcumuz 170 milyar dolar artmıştır. 220 bin işyeri kapanmıştır. Köyle her geçen gün fakirleşmiştir. 1997 yılında 2 kg buğdayla bir ekmek alan köylü bugün 65 kg buğdayla bir ekmek alabilmektedir. 1997'de 2,86 gram buğdayla bir litre mazot alan köylü bugün 6,88 gram buğdayla bir litre mazot alabiliyor.  56 ton buğdayla bir traktör alan köylü, bugün 110 ton buğdayla bir traktör alabiliyor. Ak partisi iktidarı hayvancılığımızı da bitirmiştir. Koyun varlığımız 40 milyondan 25 milyona, sığır varlığımız 13 milyondan 7 milyona düştü. 2 yıllık Ak partisi iktidarında en fazla darbeyi yiyen kesim tarım kesimidir. Ak partisinin dayattığı IMF politikaları ile tarım kesimine tahditler, kısıtlamalar getirilmiştir. Ak partisi destek alımlarına son vermiştir. Çiftçi gübre ve ilaç alamaz hale gelmiştir. 80 yıl boyunca kendi kendine yeten bir tarım ülkesi olan Türkiye bugün 1 milyar dolar dış ticaret açığı verme noktasına gelmiştir. Sayın Başbakan, 'biz ABD ve AB gibi tarımı destekleyemeyiz' diyor. 25 milyon insanın geçimini düşünmeden 'destekleyemeyeceğiz' diyen Sayın Başbakan, diğer yandan Türkiye'nin Hıristiyanlaştırılması projesi olan diyalog  projesine yüzlerce milyon dolar tahsis ediyor. Anadolu'daki harabe kiliselerin tamiri, Antalya'daki dinler bahçesinin imarı ve hayata geçirilmesi, Urfa'da Halepli Bahçe projesinin hayata geçirilmesi ve orada kilise ve havraların yapılması, Türkiye'nin her köşesi ve bucağında kilise onarımına ve yenilerinin yapılmasında milyar dolarlar veren sayın iktidar milletimizin tarım kesimini aç susuz harap bırakıyor. Ama bu millet bunların hesabını seçim sandığında soracağız, diyor." Çözüm BTP iktidarında"Mısır, buğday yetiştirenler, tütün ekenler, şeker pancarı dikenler, hayvancılıkla uğraşanlar, ormancılıkla hayatını geçirenler, işçim, memurum, bu iktidardan bir şey beklemeyin. 2,5 yılda size ne verdi? Hiç bir şey vermedi. Bundan sonra vermesi de mümkün değil. Onun için zaman hep beraber el ele verip BTP'yi iktidara getirme zamanıdır. Ki işçimizin, memurumuzun, orman kesiminin, tarım kesiminin, yediden yetmişe herkesin cebi dolsun, karnı doysun. BTP yediden yetmişe herkese elini uzatacaktır. Çocuklara doğum ikramiyesi, çocuk maaşı bağlanacak. Genç delikanlı evlenme kredisi alacak. Nikah şahitliğini Berlusconi değil bu milletin evladı Başbakan yapacak. Hanımlara emeklilik getireceğiz. Yaşlılar devletin garantisine alınacak. Devlet sizi her ay maaş vererek bakmak zorunda olacak. Tarım kesimine avans kredileri verilecek. Pazar problemi olmayacak. Devlet kapı kapı dolaşacak, pazar bulacaktır.  BTP iktidarı buna muktedir olacaktır." n
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
3 kişinin cansız bedenine ulaşıldı
Define ararken mağarayı çökerttiler
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
3 kişinin cansız bedenine ulaşıldı
Define ararken mağarayı çökerttiler

Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!

 
 
Yenimesaj.com.tr'ye açıklamalarda bulunan İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, sanayide ara ve teknik eleman sorunu yaşandığına işaret ederek, "Bugün fabrikalarda makine tadilatı yapan, elektrik tesisat işleriyle uğraşanlar beyaz yakalı müdürlerin aldığı rakamların üzerinde maaş alıyor" dedi.
18.04.2024 23:37:00
AHMET TURAN YİĞİT
 Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!
 Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!


İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, basınla düzenlediği sohbet toplantısında, istihdamda yaşanan sorunlara parantez açarak, önemli açıklamalarda bulundu. Eğitimde yeni bir planlamaya gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Taycı, şunları söyledi: "Sektörümüzde ara eleman, teknik eleman ve hatta vasıfsız eleman bulma konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Üniversitelerin sayısının çok artması ve gençlerin niteliğine bakılmaksızın üniversite diploması almaları durumunda daha iyi iş imkânlarına sahip olacaklarına inanmaları bu süreci de olumsuz etkiliyor. Bu kadar diploması olan gencimize beyaz yaka olarak iş verebilmemiz söz konusu değil. Beyaz yaka çalışan bulma konusunda çok ciddi bir problem yok. Şu anda en önemli problemimiz mavi yakada. Artık öyle bir durum söz konusu ki bugün fabrikalarda makine tadilatı yapan, elektrik tesisat işleriyle uğraşanlar müdürlerin aldığı rakamların üzerinde maaş alıyor. Asgari ücret verilmiyor. Kendisini yetiştirmiş zanaatkâr arkadaşlarımızın eğitimleri olmasa bile, eğitimli hatta birkaç dil konuşan insanlardan daha fazla maaş alıyor. Buradaki sorunun çözülebilmesi için üniversiteler ile ciddi bir planlamaya gidilmesi lazım. Her şeyden önemlisi meslek liselerinin daha aktif bir hale getirilmesi lazım."

Kakaoda neler oluyor?

Son dönemde kakaonun tonunun 10 bin, kakao yağınınkinin ise 32 bin doları aştığına işaret eden Taycı, dünyadaki kakao üretiminin yüzde 65'lik bölümünün Batı Afrika sahillerinde gerçekleştiğini; geriye kalan bölümün ise Güney Amerika'da yetiştiği bilgisini verdi. Taycı, konuyla ilgili şunları söyledi: "Uzak Doğu'da da kısmi olarak Malezya'nın ve Endonezya'nın belirli bölümlerinde yetişiyor. Aşırı iklim olayları Batı Afrika'daki kakao ağaçlarını çok olumsuz etkiledi. Bundan dolayı rekoltede ciddi bir düşüş söz konusu. Bununla birlikte kakaoyu üreten çiftçiler, kakaodan çikolataya gelen zincir içinde en az kazanan insanlar. Kazançlarının çok düşük ve yetersiz olması sebebiyle zahmetli ağaçların bakımları, maliyeti ön planda tutularak uzun zamandan beri gerçekleştirilemiyor. 2020-2021 sezonunda dünyada 5 milyon 290 bin ton çekirdek üretimi gerçekleşmiş. 2022-2023 sezonunda 4 milyon 900 bin ton 2023-2024 sezonunda da 4 milyon 450 bin ton. Yani, baktığımız zaman 2021'den 2022'ye geçerken yüzde 7'lik bir küçülme olmuş. 2022'den 2023'e geçerken de yüzde 10'luk bir küçülme olmuş." Taycı, kakaolu ürünler sektörüne dünyada 10 civarında şirketin yön verdiğine işaret ederek, bu şirketlerin kakao üreticilerini desteklemeleri gerektiğini belirtti.

Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi

Eyüpsultan'da yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlunun karıştığı kaza sonucu Oğuz Murat Aci'nın hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada anne ile oğlu havalimanına götürdüğü iddia edilen çalışanın tahliyesine karar verildi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C.'nin karıştığı trafik kazası sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine ve anne oğulun ABD'ye kaçmasına ilişkin soruşturma sürüyor.

Anne ile oğulu havalimanına götüren çalışana tahliye

Soruşturma çerçevesinde baba Bülent Cihantimur'un şirketinde reklam-pazarlama bölümünde çalışan ve olay günü şüpheli Eylem Tok ile suça sürüklenen çocuk T.C.'yi havalimanına götürdüğü iddiasıyla tutuklanan şüpheli Ayşe Ceren S., İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce tahliye edildi.

Olayın geçmişi

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de iddiaya göre yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C., saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybederken orada bulunan diğer kişiler yaralanmıştı. Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu T.C.'yi olay yerinden kaçırmış, ekiplerce yapılan incelemeler sonucunda anne ile oğlunun ertesi gün saat 03.50 sıralarında havalimanından Mısır'a çıkış yaptıkları tespit edilmişti.

Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde ise aynı gün şüpheli Eylem Tok hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan, şüpheli T.C. hakkında 'bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak' suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılırken, kırmızı bülten çıkarılması da talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde daha sonra şüphelilerin ABD'ye kaçtıkları ortaya çıkmıştı ve iade talebinde bulunulduğu da öğrenilmişti. Ayrıca baba Bülent Cihantimur'a 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'imza atma' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.

Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem sonrası vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor.
18.04.2024 22:39:00 / Güncelleme: 18.04.2024 22:43:07
İhlas Haber Ajansı
Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor
Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor
Akşam saat 18.11'de Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6'lık deprem sonrası vatandaşlar soluğu dışarıda aldı.

Depreme evinde ve işyerinde yakalanan vatandaşlar yeni bir deprem korkusuyla kendilerini dışarıya attı.

Bazı vatandaşlar evlerinin önünde ateş yakarak soğuktan korunurken bazı vatandaşlar ise evlerinin önünde toplanarak çay içerek yemeklerini yedi.



Evlerinin önünde ailecek vakit geçiren vatandaşlar çocukların etkilenmemesi için piknik ortamı oluşturdu.

Depreme evinde yakalanan 70 yaşındaki Osman Erten, korku dolu anları anlattı.

Tokat'ta okullar 1 gün tatil edildi

Tokat'ta meydana gelen deprem nedeniyle il genelinde okullarda eğitime 1 gün ara verildi.
18.04.2024 21:34:00 / Güncelleme: 18.04.2024 21:39:10
Haber Merkezi
Tokat'ta okullar 1 gün tatil edildi
Tokat'ta okullar 1 gün tatil edildi
Tokat Valiliğinden yapılan açıklamada, deprem dolayısıyla il genelinde okullarda Cuma günü eğitim ve öğretime ara verildiği duyuruldu.

Öte yandan evlerine girmekte çekinen vatandaşların spor salonlarında misafir edileceği belirtildi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.