Kıbrıs Barış Harekatı'nın 37. yıl dönümü nedeniyle bulunduğu KKTC'de konuşan Başbakan Erdoğan, zaten uzun süredir neredeyse tamamen donmuş olan Türkiye ile AB ileişkilerinin Rum tarafının 2012'de AB dönem başkanlığını üstlenmesi halinde, tamamen donacağını söyledi
Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 37. yıl dönümü nedeniyle Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde Dr. Fazıl Küçük Caddesi'nde düzenlenen resmi geçit törenine katıldı. 61. Hükümetin Başbakanı olarak ilk dış ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) gerçekleştirmekten memnuniyet duyduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Kahraman Türk Ordusunun uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan hakları kullanarak gerçekleştirdiği Barış Harekatı'nın, Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin eşitlik, özgürlük ve var olma mücadelesini Anavatanın her zeminde destekleyeceğini tüm dünyaya gösterdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Barış ve Özgürlük Bayramı olan bugünde yaşanan acıları ve ödenen bedelleri unutmadan Ada'nın eşit ortağı olarak Kıbrıs Türk halkının hakkını, hukukunu korumaya devam edeceğimizi ilan ederken barışa olan inanç ve irademizi bir kez daha bütün dünyaya ilan ediyoruz.
AB sözünü tutmadıHukukun özellikle, adaletin savunuculuğunu yapan AB'nin, 2004'te yapmış olduğu hatta vermiş olduğu sözün arkasında durmadığı için bu defa bu yanlışlarının bedelini de ödeyeceğini ifade eden Erdoğan, "Birliğin Kıbrıs'ta hukuki olmayan bu durumuna son verme sorumluluğu vardır. Zira şu anda Kıbrıs diye bir devleri biz tanımıyoruz. Böyle bir devlet yoktur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vardır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır. Bu itibarla AB'den beklentimiz üzerine düşeni yapmasıdır" dedi. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'dan da beklentilerinin sadece Kıbrıs Özel Temsilcisi Alexander Downer'ı buraya göndermek olmadığını, Kofi Annan'ın Mayıs 2004'teki raporunu açıklaması olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bu raporda neler var? Bunu açıklamasıdır. Artık oyalanmak istemiyoruz. Bunu yapmaları gerekir. BM ekibinin yoğun çabalarını desteklemesi, müzakere sürecine gereken desteği Sayın Ban Ki Moon'un vermesidir" dedi.
Rumlara 'önyargıları terkedin' çağrısıKonuşmasında Rum halkına seslenen Erdoğan şunları söyledi: "Rum halkına bir çağrıda bulanacağım; mesnetsiz kaygılarını bırakmaları gerekir. Şu anda Güney Kıbrıs bir olay yaşıyor, Kuzey Kıbrıs hemen onların sıkıntılarını gidermeye yönelik adım attı mı? Attı. Ama enteresandır, Güney Kıbrıs'ta kilise açıklama yapıyor; o elektriği kullanmak adeta haramdır, gerekirse mum yakın, gaz lambası yakın, diyor. Bunlar daha önce de Kuzey Kıbrıs'ın peyniri almanın caiz olmadığına hükmediyorlardı. İşte bunlar çağların çok gerisinde yaşıyorlar. Tabi ki böyle bir anlayışla bu süreci işletmek kolay değil. Ben Güney Kıbrıs'taki Rumlara şunu söylüyorum; sizin sorunuzu içinizdedir bunu halledin, Türklerden insanlara hiçbir zaman zarar gelmez bunu böyle bilin. Zira bizim amacımız barıştır, özgürlüktür. Biz barışa, özgürlüğe çağrı yapıyoruz. Bunun dışında bir başka çağrımız yoktur. Rum halkının makul olması gerektiğini ifade etmek istiyorum, ön yargılardan sıyrılmalarının gereğini hatırlatmak istiyorum." Yunanistan'a da aynı çağrıyı yapan Erdoğan, "Garantör ülke olarak siz de üzerinize düşeni yapın, Türkiye olarak biz zaten hazırız. Önyargılardan lütfen sıyrılın. Bu yol aklın yoludur, bu yol barışın, çözümün yoludur. Büyüyen ve gelişen Türkiye, nasıl olsa Kıbrıslı Türk kardeşlerinin yanında durmaya devam edecek ve sizlerin hukukunu daima koruyacaktır" diye konuştu. Bu konudaki tavırlarının değişmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Artık Rum tarafının da üzerine düşeni yapması gerektiğini yineledi. Erdoğan, "Bir kez daha açık ve net söylüyorum, Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm günlük siyaset kaygılarına ve ya zihinlerde yer etmiş zehirli önyargılara feda edilmemelidir. Biz feda etmeyeceğiz, Güney Kıbrıs da feda etmemelidir" dedi.
Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 37. yıl dönümü nedeniyle Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde Dr. Fazıl Küçük Caddesi'nde düzenlenen resmi geçit törenine katıldı. 61. Hükümetin Başbakanı olarak ilk dış ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) gerçekleştirmekten memnuniyet duyduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Kahraman Türk Ordusunun uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan hakları kullanarak gerçekleştirdiği Barış Harekatı'nın, Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin eşitlik, özgürlük ve var olma mücadelesini Anavatanın her zeminde destekleyeceğini tüm dünyaya gösterdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Barış ve Özgürlük Bayramı olan bugünde yaşanan acıları ve ödenen bedelleri unutmadan Ada'nın eşit ortağı olarak Kıbrıs Türk halkının hakkını, hukukunu korumaya devam edeceğimizi ilan ederken barışa olan inanç ve irademizi bir kez daha bütün dünyaya ilan ediyoruz.
AB sözünü tutmadıHukukun özellikle, adaletin savunuculuğunu yapan AB'nin, 2004'te yapmış olduğu hatta vermiş olduğu sözün arkasında durmadığı için bu defa bu yanlışlarının bedelini de ödeyeceğini ifade eden Erdoğan, "Birliğin Kıbrıs'ta hukuki olmayan bu durumuna son verme sorumluluğu vardır. Zira şu anda Kıbrıs diye bir devleri biz tanımıyoruz. Böyle bir devlet yoktur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vardır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır. Bu itibarla AB'den beklentimiz üzerine düşeni yapmasıdır" dedi. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'dan da beklentilerinin sadece Kıbrıs Özel Temsilcisi Alexander Downer'ı buraya göndermek olmadığını, Kofi Annan'ın Mayıs 2004'teki raporunu açıklaması olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bu raporda neler var? Bunu açıklamasıdır. Artık oyalanmak istemiyoruz. Bunu yapmaları gerekir. BM ekibinin yoğun çabalarını desteklemesi, müzakere sürecine gereken desteği Sayın Ban Ki Moon'un vermesidir" dedi.
Rumlara 'önyargıları terkedin' çağrısıKonuşmasında Rum halkına seslenen Erdoğan şunları söyledi: "Rum halkına bir çağrıda bulanacağım; mesnetsiz kaygılarını bırakmaları gerekir. Şu anda Güney Kıbrıs bir olay yaşıyor, Kuzey Kıbrıs hemen onların sıkıntılarını gidermeye yönelik adım attı mı? Attı. Ama enteresandır, Güney Kıbrıs'ta kilise açıklama yapıyor; o elektriği kullanmak adeta haramdır, gerekirse mum yakın, gaz lambası yakın, diyor. Bunlar daha önce de Kuzey Kıbrıs'ın peyniri almanın caiz olmadığına hükmediyorlardı. İşte bunlar çağların çok gerisinde yaşıyorlar. Tabi ki böyle bir anlayışla bu süreci işletmek kolay değil. Ben Güney Kıbrıs'taki Rumlara şunu söylüyorum; sizin sorunuzu içinizdedir bunu halledin, Türklerden insanlara hiçbir zaman zarar gelmez bunu böyle bilin. Zira bizim amacımız barıştır, özgürlüktür. Biz barışa, özgürlüğe çağrı yapıyoruz. Bunun dışında bir başka çağrımız yoktur. Rum halkının makul olması gerektiğini ifade etmek istiyorum, ön yargılardan sıyrılmalarının gereğini hatırlatmak istiyorum." Yunanistan'a da aynı çağrıyı yapan Erdoğan, "Garantör ülke olarak siz de üzerinize düşeni yapın, Türkiye olarak biz zaten hazırız. Önyargılardan lütfen sıyrılın. Bu yol aklın yoludur, bu yol barışın, çözümün yoludur. Büyüyen ve gelişen Türkiye, nasıl olsa Kıbrıslı Türk kardeşlerinin yanında durmaya devam edecek ve sizlerin hukukunu daima koruyacaktır" diye konuştu. Bu konudaki tavırlarının değişmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Artık Rum tarafının da üzerine düşeni yapması gerektiğini yineledi. Erdoğan, "Bir kez daha açık ve net söylüyorum, Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm günlük siyaset kaygılarına ve ya zihinlerde yer etmiş zehirli önyargılara feda edilmemelidir. Biz feda etmeyeceğiz, Güney Kıbrıs da feda etmemelidir" dedi.