Pazar günkü yazımıza bazı okuyucularımızdan tepki almıştık. Tayyip Erdoğan'ın kendine ait bir vizyonu ve misyonu olduğunu zanneden bazı okurlarımız, " Derviş ile Erdoğan bir Özal eder mi" yazımıza biraz alınmıştı.
Bir iki uçuk yazarın uçuk teklifinden hareketle Derviş'in Erdoğan'a yakıştırılmasından hareketle böyle bir beraberliğin sözkonusu edilemeyeceğinden dem vurmuşlardı. Her ne kadar Tayyip Erdoğan, Avrupa birliğinden yana olsa da IMF Türkiye komiseri ile yanyana gelemeyeceğini, Derviş'in ekonomi politikalarının milleti esarete sürüklediğini, Erdoğan'ın ise meydanlarda IMF'yi eleştirdiğini söylüyorlardı.
Bu dostlarımıza kötü bir haberim var. Derviş- Erdoğan beraberliği iki uçuk yazarın teklifi olmaktan çıktı, Erdoğan'ın tek yanlı aşkına döndü. Tayyip Erdoğan'ın bu platonik Derviş aşkı, karşılık bulup iki yanlı flörte dönüşür mü bilinmez. Ancak ortada Tayyip Erdoğan'ın IMF'nin yanında olduğunu gösteren ilginç duruşunu ele verdiği bir gerçek.
Şu cümleler bizzat Tayyip Erdoğan'a ait: "Derviş'in ekonomi politikalarını büyük oranda benimsiyorum. Bir bakıma iktidara geldiğimizde bizim uygulayacağımız ekonomi programının zeminini oluşturuyor. Biz genel çağrı yaparak herkesi partiye davet etmiştik. Bu, Kemal Derviş'i de kapsıyor. Derviş partimize çok yakışır."
Erdoğan devam ediyor: 'Partimizin ilkelerini kabul ettiği takdirde' diyor ve ekliyor: "Kemal Derviş'e kapımız açık. AK Parti'ye çok yakışır. Partimizin gücü ortada. Derviş'in siyasi iradeye ihtiyacı var. Kendisini bekliyoruz..."
Bu arada otobüsün üzerindeki konuşmacı Derviş'in uyguladığı ekonomi politikalarının ülkeyi çıkmaza sürüklediğinden söz ediyor. Enteresan değil mi?
İşte AKP usulü politika: Tayyip Erdoğan gazetecilerin huzurunda Derviş ve ekonomik anlayışına övgüler dizerken, meydanda konuşan Erdoğan'ın kurmayları Derviş'e veryansın ediyor. Bu kadarını Demirel bile beceremedi. Demirel, dün dündür bugün bugündür diyordu. Erdoğan ise aynı gün aynı saatte hem öyle hem böyle diyebiliyor.
AKP'liler Derviş'i eleştirirken Erdoğan Derviş'li AKP hayalleri kurabiliyor. Hadi bunu siyasi propagandaya dönük medyayı kafalama atraksiyonu diyelim. Ya Derviş'in ekonomi politikalarının büyük kısmına katıldığı itirafına ne demeli?
Bizler yazılarımızda Erdoğan'ın hiçbir konuda kendine ait tezi yok, siyaseti AB'ye ekonomiyi IMF'ye bağlama misyonu ile iktidardan farksız derken haksız mıymışız?
Erdoğan'ın bu ilkesizliği ve projesizliği milletçe farkedildiği için medyanın vur-tut taktiği ile şişirilen balonu sönüyor. Her geçen gün kamoyu desteğini yitiriyor.