logo
24 NİSAN 2024

Ermeniler Türkiye'den tazminat isteyemez

18.08.2010 00:00:00


TTK Ermeni Araştırmaları Masası Başkanı Prof. Dr. Kemal Çiçek, Ermenilerin Türkiye'den tazminat talep edemeyeceklerini, 1934 yılında Türkiye ile ABD'nin imzaladığı anlaşmayla bu konunun kapandığını söyledi

Türk Tarih Kurumu (TTK) Ermeni Araştırmaları Masası Başkanı Prof. Dr. Kemal Çiçek, Ermenilerin Osmanlı dönemindeki mülklerine ilişkin Türkiye'den tazminat talep edemeyeceklerini, 1934 yılında Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmanın ardından ödenen 900 bin dolarlık tazminatla bu konunun kapandığını belirtti. Çankaya Köşkü, Erzurum Kongresi Binası, Çarkçı Mektebi gibi binaların Ermeni mülkü olduğu yönündeki iddiaları da değerlendiren Çiçek, "Binanın tarihçesine ilişkin belgeler Çankaya Köşkü arşivinde vardır. Ama terk edilmiş mal dahi olsa Çankaya Köşkü, konu bizim açımızdan 1934 yılında kapandı" dedi.

Davaların hukuki geçerliliği yok

Çiçek, ABD'de yaşayan 2 Ermeni vatandaşının avukatları aracılığıyla açtıkları davalarda geçmişte Türk topraklarında bulunan mallarıyla ilgili tazminat talebinde bulunmalarını değerlendirdi. Bu konuda ellerinde Türk ve Amerikan arşivlerinden edindikleri belgelerin bulunduğunu dile getiren Çiçek, "Bu davaların hukuki bir geçerliliği olamaz. Neden olamaz? Benim yaptığım araştırmalara göre Lozan'da başlayan ve 1937'de sona eren süre içerisinde ABD ve Türkiye'de Ermeni ve Rumların tazminat talepleriyle ilgili komisyonlar kuruldu. Bu komisyonlar, taleplerini uluslararası bir anlaşmayla sona erdirmiş ve bitirmişler" dedi.

1880 tazminat talebi sonuca bağlandı

1914-22 yılları arasında meydana gelen kayıp ve zararlarından dolayı Ermeniler, Rumlar ve o dönemde Osmanlı imparatorluğunda bulunan Amerikan şirketlerinin Türkiye'den tazminat talep ettiklerini anlatan Çiçek, Lozan Antlaşması esnasında bir müzakere heyeti oluşturulduğunu, bu heyette de çok etkili ve yetkili kişilerin yer aldığını söyledi. Antlaşmanın imzalanmasından sonra tazminat meselesiyle ilgili müzakerelerin başlatıldığını, ABD'de Yüksek Komiser Amiral Mark L. Bristol, Türkiye'de ise Adnan Adıvar başkanlığında iki heyetin görev yaptığını aktardı. ABD'de gazeteler aracılığıyla duyuru yapılarak Türkiye'den tazminat talebi olanların bunu iletmesinin istendiğini anlatan Çiçek, 1923-33 dönemine ait bin 880 tazminat talebi dosyası geldiğini, bunların incelendiğini söyledi.

ABD'li Ermeniler tazminat almış

Çiçek, ABD'de o dönemde tazminat taleplerine ilişkin yaşanan süreci şöyle anlattı: "O dönemde komisyon, 'elimizde bulunan ve Amerikan şirketlerinin talepleri dışındaki Ermeni ve Rumlara ait talepler hukuken çok zayıf. Tapu senedi diye sunulan senetlerin bir çoğu, alım satım anlaşması diye görünenler ve tanıkların çoğu sahte' değerlendirmesini yapıyor. Yani, elindeki dosyalara güvenemiyor. Ancak bir tazminat beklentisi de kamuoyunda oluşuyor. Bunu yatıştırmak için 'dosya dosya talep edersek bir şey elde edemeyiz. En iyisi Türkiye'den bir maktu bir miktar ödeme isteyelim' deniliyor. Taleplerin değerlendirilmesinin üzerinden uzun bir süre geçiyor. İki ülke heyetleri 1933'te yeniden toplanıyor, Amerikan heyetinde Fred Nielsen adlı avukat, tazminat talepleri konusunda etkili ve konuyu bilen bir kişi. O esnada 1933-34 yılları arasında da yeni 750 dosya daha ekleniyor. Komisyon, kafasındaki miktarı şekillendiriyor ve 4 Nisan 1933'te 55 milyon dolar tazminat talep etmeye karar veriyor. Fakat elindeki dosyalar zayıf olduğundan uluslararası hukuk açısından savunmanın güçlüğüne hükmederek bu rakamın yüzde 10'undan azına, yani 5 milyon dolara razı olacağını belirtiyor. İç yazışmalarında bunu tartışıp Türkiye'den 5 milyon dolar istiyor. Türkiye ise 500 bin dolar teklif ediyor." Sonraki süreçte Türkiye'nin ABD'ye tazminat olarak 1 milyon 300 bin doları 13 taksit halinde ödemeye karar verdiğini ve anlaşmanın kabul edildiğini belirten Çiçek, 25 Aralık 1934 tarihinde de anlaşmanın imzalandığını kaydetti. Çiçek, "Osmanlı tebaasından olup, Amerikan tabiyetini de alanların tazminat talepleri anlaşma kapsamına alınıyor. Bunu da özellikle söylüyorum, çünkü bazıları bu anlaşmanın Osmanlı tebaasından olup Amerikan tabiyetine geçenleri karşılamadığını söylüyor" diye konuştu.

Tazminat ödenecek kimse kalmamış

ABD'nin Türkiye'nin yaptığı 9 ödemeden sonra artık tazminat ödenecek kimsenin kalmadığını bildirdiğini ve kalan 4 ödemeyi talep etmediğini aktaran Çiçek, "Şimdi ben diyorum ki, o tarihte bile ABD'nin tazminat dosyaları arasında sağlam tapular, alım satım senetleri olmadığı halde bugün nasıl bir dava açılıyor ki daha iyi deliller var deniliyor?" diye konuştu. ABD'de sigorta şirketlerinin tazminat taleplerine ilişkin Ermeniler tarafından bir dava açıldığını da anlatan Çiçek, "Mesela bir Değirmenciyan Davası vardı, bu dava yerel mahkeme tarafından reddedildi. 'Türkiye ile ABD Aralık 1934'te bir anlaşma yapmışlar ve Türkiye ile ABD vatandaşları arasındaki tazminat meselesini çözmüşlerdir, bu uluslararası bir anlaşma olduğu için mahkememizin yetkisini aşar ve biz bu davayı göremeyiz' denildi" açıklamasında bulundu. "Dolayısıyla artık bu davayı tekrar açmamaları lazım normalde. Psikolojik sebeplerden dolayı yine açıyorlar. Yüksek rakam zikretmek, 1.5 milyon ölü Ermeni zikretmekte olduğu gibi dikkat çekmek için yapıyorlar" diyen Çiçek, konu kapanmasına rağmen farklı biçimlerde davaların açılmasının hukuki bir geçerliliği olmadığını söyledi.

Çankaya Köşkü Ermenilerin mi?

Çiçek, bir kitapta yer alan, Çankaya Köşkü, Erzurum Kongresi Binası, Çarkçı Mektebi, Ermeni Mezarlığı gibi mülklerin de Ermeniler'e ait olduğu yönündeki iddialarla ilgili olarak da bunlarla ilgili belgelerin o kurumların arşivlerinde yer alabileceğini ifade etti. Yerel tapu kayıtlarının da incelenmesi gerektiğini dile getiren Çiçek, "Binanın tarihçesine ilişkin belgeler Çankaya Köşkü arşivinde vardır. Ama terk edilmiş mal dahi olsa Çankaya Köşkü, konu bizim açımızdan 1934 yılında kapandı. Biz Türkiye olarak ABD'ye bu taleplerle ilgili maktu bir miktarı ödedik, konu kapandı" değerlendirmesini yaptı. Çiçek, Ermenilerin el konulduğunu ileri sürdükleri mallarının kaydedildiği defterlerin kayıp olduğu iddiasına ilişkin olarak da şunları söyledi: "Giden Ermenilerin mallarını defterlere kaydediyorlar, bu defterlerin bir nüshasının da merkeze gönderilmesi gerekiyor. Ama savaş esnasında gönderilmiş mi, gönderilmemiş mi bunu bilemiyoruz. Bu defterler tutulmuş, fakat bir kısmı defterdarlıklarda olabilir, kaza ve vilayetlerin depolarında olabilir. Geniş çaplı bir araştırma gerektiriyor. Fakat bunlar bazılarının iddia ettiği gibi halen Osmanlı arşivleri genel müdürlüğünün arşivlerinde değiller. Öyle bir gizlenme yok, yani bu defterlerin gizlenmesi için bir sebep yok. Bu defterler niye gizlensin? Zaten Lozan Antlaşmasının ek maddelerinde ve bu tazminat anlaşmasında bu konu kapandığına göre bu defterlerin gizlenmesine bir neden yok. Bunlar savaş sırasında birçok belge gibi tahribat görmüş olabilir. Yani ortaya çıkması da Türkiye'nin aleyhine değil iddia edildiği gibi..."
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı

Meteorolojinin renkli kodları ne anlama geliyor?

Meteoroloji, doğanın diliyle konuşur ve bu dili anlamak için renkli uyarı kodlarından yararlanır. Türkiye'de Meteoroloji Genel Müdürlüğü, hava durumu tahminlerinde ve uyarılarda dört farklı renk kodu kullanır: yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı. Her bir renk, doğanın bize gönderdiği mesajların şiddetini ve önemini ifade eder
24.04.2024 13:05:00 / Güncelleme: 24.04.2024 13:08:29
Ahmet Haydar Tarhanlı
Meteorolojinin renkli kodları ne anlama geliyor?
Meteorolojinin renkli kodları ne anlama geliyor?
Yeşil (Tehlike Yok): Yeşil kod, hava durumunun sakin olduğunu ve herhangi bir tehlike beklemediğimizi gösterir. Bu renk, günlük yaşantımızı etkileyecek meteorolojik bir hadisenin olmadığını belirtir ve huzurlu bir gün geçirebileceğimizin işaretidir.

Sarı (Az Tehlikeli): Sarı kod, dikkatli olmamız gerektiğini söyler. Hava durumu olağanın dışında olmasa da, bazı faaliyetler için potansiyel riskler taşıyabilir. Bu uyarı, özellikle açık havada yapılacak etkinliklerde daha tedbirli olmamız gerektiğini hatırlatır.

Turuncu (Tehlikeli): Turuncu kod, tehlikenin arttığını ve olası hasarlar için hazırlıklı olmamız gerektiğini bildirir. Bu renk, nadiren gerçekleşen ve can veya mal kaybına yol açabilecek meteorolojik olayların beklendiğini ifade eder.

Kırmızı (Çok Tehlikeli): Kırmızı kod, en ciddi uyarıdır ve çok tehlikeli durumları simgeler. Bu renk, hayatı tehdit edebilecek, geniş alanlarda büyük hasarlara neden olabilecek son derece kuvvetli meteorolojik hadiselerin beklendiğini gösterir. Kırmızı kod gördüğümüzde, güncel meteorolojik koşulları sıkça takip etmeli ve gerekli tüm önlemleri almalıyız.

Bu renk kodları, doğanın bize sunduğu ipuçlarını çözmemize ve kendimizi olası tehlikelere karşı korumamıza yardımcı olur. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün bu renkli uyarı sistemi, "Haberdar olun, hazırlıksız yakalanmayın" sloganıyla bizlere doğru bilgiyi zamanında sunar ve güvenliğimizi sağlamak için önemli bir araçtır.

Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı

Bursa'da bir holding binasına otomobille gelen saldırganlar gece yarısı kimsenin olmadığı saatte binaya 43 el ateş açtı
24.04.2024 10:31:00
İhlas Haber Ajansı
Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı
Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı
Bursa'da bir holding binasına otomobille gelen saldırganlar gece yarısı kimsenin olmadığı saatte binaya 43 el ateş açtı. Kurşunların hedefi olan camlar tuz buz olurken, binada görevli özel güvenlikçi ise saldırıdan yara almadan kurtuldu.

Olay, merkez Osmangazi ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir grup şüpheli cadde üzerinde bulunan holdingin ana binasına saldırı düzenlemek için beyaz bir otomobille geldi.

Binanın önünden geçtiği esnada aracın camından çıkan saldırganlar, otomatik silahla arka arkaya tetiğe bastı. Tam 43 merminin isabet ettiği binada bulunan bir bekçi ise arka arkaya gelen kurşunlardan son anda kurtuldu.

Silah sesleri üzerine bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Ekipler, olayla ilgili tahkikat başlatırken, olay yerinden otomobille kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatıldı.
Polisin titiz soruşturmasının sürdüğü bildirildi.

BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü

Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
24.04.2024 10:24:00 / Güncelleme: 24.04.2024 10:27:04
Haber Merkezi
BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
25 Eylül 2001'de kurulan Bağımsız Türkiye Partisi'nin kurucu 40 üyesinden birisi olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın memleketi olan Kilis'te vefat etti.

Merhum Noter Ökkeş Özalpaydın ve merhum Hafız Fikret Özalpaydın'ın kardeşleri, Ziraat Mühendisi Bekir Sait Özalpaydın, Ziraat Mühendisi Bahadır Özalpaydın ve Diyetisyen Rabia Gül Kepekçi'nin babaları, Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi'nin kayınpederi, Bağımsız Türkiye Partisi kurucu üyesi, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dava arkadaşı, emekli Kilis İlçe Tarım Müdürü Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Cenaze namazı 24 Nisan Çarşamba Günü (Bugün) ikindi namazına müteakip Kilis Asri Mezarlık Camii'nde kılınacaktır.

Merhumun ailesi taziyeyi 1 nolu Topçuoğlu Taziye Evi'nde kabul edeceğini açıkladı.

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda önceki gün sabah meydana gelen aksaklık 50 saati aşkın süredir giderilemezken, sabah mesaisine gitmek isteyen vatandaşlar yoğunlukla karşılaştı.
24.04.2024 09:42:00 / Güncelleme: 24.04.2024 09:47:47
Anadolu Ajansı
Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı
Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki sorun 50 saati aştı

M5 Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda önceki gün saat 06.00 itibarıyla başlayan aksaklık sürüyor.

Metro İstanbul'un önce "teknik arıza" olarak açıkladığı, sonrasında "zorunlu bakım çalışması" şeklinde nitelendirdiği, dün ise "işletme saatleri dışında eğitim amaçlı kullanılan yolcusuz iki trenin teması"ndan kaynaklandığını bildirdiği problem nedeniyle seferler Altunizade İstasyonu'nda aktarmalı olarak sürdürülüyor.

Altunize'de durağından metro hattına geçen vatandaşlara turnikelerden geçtikleri sırada "Gideceğiniz yönün tam tersine gidin" uyarısı yapılıyor.

Hattın bulunduğu kata inildiğinde ise yön tabelaların önünde bekleyen görevliler megafonla duyurular yaparak vatandaşları gidecekleri tarafa yönlendiriyor.

Duraktaki süreli ekran tabelaları çalışmazken vatandaşlar arasında megafonla dolaşan bir görevli seferlerin 15 dakika aralıklarla yapıldığı bilgisini veriyor.

Sefer aralıklarının uzamasıyla birlikte duraktaki yoğunluk artıyor, bazı vatandaşlar işe geç kalmaktan endişe duyduklarını yüksek sesle dile getiriyor.

Metroyu bekleyen bir vatandaş "Açıklama yapan yok mu' Bu metroları kapatın o zaman. Böyle saçma bir şey olur mu' İnsan haklarına aykırı değil mi bu' Evimize, işimize gidemiyoruz. Hani her şey güzel olacaktı bu nasıl vaziyet' Yazıklar olsun." diye tepki gösterirken, etrafındaki diğer vatandaşlar da destek verdi.

Aksaklık, duraktaki merkezi sistemden "zorunlu bakım çalışması" şeklinde duyurulurken, arıza öncesi Üsküdar'dan Samandıra yönüne yoğun saatlerde 4 dakika aralıklarla düzenlenen tren seferlerinin 15 dakikada bir yapılması nedeniyle neredeyse tamamı dolan durakta hareket edecek alan kalmıyor.

Metroyu beklemek istemeyenler vatandaşlara 6 numaralı çıkıştan kalkan ücretsiz İETT otobüslerine binerek Üsküdar yönüne gidebilecekleri bildiriliyor.

Otobüs durağında ise önünde "görevli" yazan otobüsler belirli aralıklarla Üsküdar'a ring atıyor. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.