Filistin'deki seçimler ABD'de nasıl algılanıyor. Tercüman'dan Arzu Kaya Uranlı, New York'tan yazıyor Bugünlerde Amerika'da en çok konuşulan konu Filistin seçimleri. ABD'nin terör örgütü olarak tanımladığı Hamas'ın yönetime gelmesinden sonra bu konunun Amerika gündeminden bir süre daha düşmeyeceği kesin! Kimi siyasi uzmanlar, Hamas'ın kendisini iktidara taşıyan serbest seçim sistemini ortadan kaldırma ihtimaline karşı bütün dünyayı uyanık olmaya çağırıyor. Hitler'in de Almanya'da seçimle iktidara geldiğini hatırlatan uzmanlar, birçok ülkede seçimle iş başına gelenlerin sonradan diktatörlük kurduğunu hatırlatıyor. Bush'a eleştiriÖte yandan, seçimler öncesinde Hamas'ın kazanacağı söylentileri dolaşırken "Hamas muhatabımız değil" diyen Başkan Bush, seçim sonuçlarının ardından yaptığı açıklamada, Hamas'ın seçimi kazanmasının, reform ihtiyacını açıkça gösterdiğini belirtti ve Hamas grubunun, barış çabalarında taraf olabilmek için İsrail'i ortadan kaldırma hedefinden vazgeçmesi gerektiğini belirtti. Bush konuşmasında, seçimde yenilgiye uğramış olan Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Mahmud Abbas'ın, göreve devam etmesini dilediklerini de söyledi. Ancak, Bush'un bu dileği, ABD'nin Ortadoğu'da yaymaya çalıştığı demokrasi anlayışı ile çeliştiği gerekçesiyle Amerikalılar tarafından hayli eleştiriliyor.Los Angeles Times Gazetesi: "Amerika, Ortadoğu'da demokrasinin yayılmasını desteklemekle doğru bir iş yaptı ama şimdi serbest seçimlerin sonuçlarına da katlanmak zorunda. Aynı şey, daha büyük bir tehlike altında yaşayan İsrail için de geçerli. İslamcıların Irak, Mısır ve Lübnan'daki seçimlerde kazandığı başarı, serbest seçimlerin nasıl iki ucu keskin bir kılıç olduğunu gösteriyor. Filistin seçimlerinden sonra dünyanın sonu gelmedi ama durum daha da karmaşık bir hâl aldı. Alınan sonuçlar, Filistinliler'in kendi devletlerini kurmalarını da zorlaştırdı." diyor.New York Times (NT) ve Washington Post(WP) ise, Hamas'ın demokrasi ve terör arasında net bir tercihe zorlanacağı yorumunda bulunuyorlar. Seçim sonuçlarını Ortadoğu'da geriye doğru atılmış bir adım olarak tanımlayan NT, Hamas'ın bu zaferi kazanmasında El Fetih yönetiminin beceriksizliğinin ve İsrail'deki sertlik yanlılarının izlediği politikanın etkili olduğunu savunuyor. Gazetenin yaptığı yorumda El Fetih'in de bir zamanlar teröre başvurduğu hatırlatılıyor: "Hamas ülke yönetimiyle terör arasında bir tercih yapmak zorunda. Örgüt, elektrik ve su hizmetlerini sağlamayı, Filistinli çocukların okula gitmesini ve Filistin halkının kendi devletine sahip olmasını mı , yoksa İsrail'i yok etmeyi mi daha çok önemsiyor? Eğer Hamas tercihini ikinci seçenekten yana kullanırsa, muhtemelen varlığını uzun süre devam ettiremeyecektir."Hamas'ın zaferini yeni bir fırsat ve yeni bir tehlike olarak yorumlayan W.P ise İsrail'i kışkırtıcı tavırlardan kaçınması konusunda uyarıyor ve ayrıca: "İslamcılar, milis güçlerinden ve ideolojilerinden vazgeçmeden, uluslararası yardımı almaya devam etmek amacıyla bir koalisyon arayışına girecektir. Filistin yönetimi, bu yardım olmadan varlığını sürdüremez. Ancak El Fetih, bu stratejiye uygun davransa bile, Batılı ülkeler bunu reddetmelidir. Hamas, İsrail'in varlığını tanımadıkça diplomatik bir izolasyon içinde Batı Şeria ve Gazze'yi Avrupa'dan, Amerika'dan ve Dünya Bankası'ndan bir yardım almadan yönetmelidir. İslamcılar, demokrasi ile terör arasında bir tercihe zorlanmalıdır." diyor.Halk barış istiyorSeçim sonrasında hassas bir denge oluşacak. Eğer bu denge doğru değerlendirilirse, Ortadoğu'da şiddet eylemlerinin azalması sağlanabilir. Terör tehdidinin aşılması ve ardından da bir uzlaşma sağlanabilmesi içinse, hem İsrail'in, hem de Hamas'ın karşılıklı bazı tavizler vermesi gerekiyor. Ortadoğu'da, siyasi İslam'ın büyük bir gücü var ancak İslamcı militanlar demokratik sürece dahil edilerek etkisizleştirilebilir. Şu kesin: Halk barış istiyor. İnşallah bu kez halkın gönlündeki olur...