Fındık Tanıtım Grubu, fındık destekleme alımlarının Türkiye'ye 8 milyar dolara mal olduğunu savundu. Giresun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anaforoğlu ise fındığı sorun olarak göstermenin haksızlık olduğunu kaydetti.
Fındık hasadına yaklaşık 1.5 ay kala, fiyat belirsizliği ile ürünün nasıl destekleneceğine ilişkin devletin izlemesi gereken yöntem konusundaki tartışmalar yeniden alevlendi. Türk fındığını dünya ölçeğinde tanıtmak için yılda 4.5 - 5.5 milyon dolar harcama yapan Fındık Tanıtım Grubu (FTG), Salı günü İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında, fındık destekleme politikasının kamuya maliyetinin yüksek olduğunu savunarak, fındık fiyatının piyasa şartlarında oluşması gerektiğini öne sürdü. Bu çerçevede Karadeniz İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Fındık Tanıtım Grubu üyesi Kamil Yavuz, fındıkta destekleme alımlarının Türkiye'ye 8 milyar dolara mal olduğunu söyledi. Yavuz, "Bu fiyata depo kiraları ve diğer giderler dahil değil, bu sorun bir an önce çözülmeli" dedi. FTG Yönetim Kurulu Üyesi İlyas Edip Sevinç ise, ürüne verilen desteğin aslında fındığı üreticiden satın alan aracılara gittiğini, bölge ekonomisinin fındıkla dönmesinin artık mümkün olmadığını öne sürdü. Sevinç, "Geçtiğimiz yıl fındıktan yaklaşık 800 milyon TL vurgun yapıldı" diye konuştu. Fındık fiyatındaki artışın Gürcistan, Azerbaycan, Şili, Arjantin ve Güney Afrika gibi diğer fındık ihracatçısı ya da üreticisi ülkeleri avantajlı bir konuma getirdiğini savunan Sevinç, "Üretim maliyetleri düşük olduğundan bu ülkeler şimdiden ekim alanlarını artırıyorlar. Fiyat artışı iç tüketimde de azalmaya yol açıyor" diye konuştu. ABD'nin badem konusunda yaptığı çalışmayı örnek olarak gösteren Sevinç, "ABD, badem üreticisini destekleyerek fiyatları düşürdü. Bunun neticesinde İspanya ve İtalya'daki badem ağaçları söküldü. ABD'de badem üretimi her yıl yüzde 10 artarken, ihracat da aynı oranda artıyor. Türkiye de uygulayacağı politikayla başka ülkeleri fındık ekiminden caydırmalıdır; İtalya'ya, İspanya'ya ve diğer ülkelere fındık bahçelerini söktürmelidir."Toprak Mahsulleri Ofisi'nin tonlarca fındığı kilosu 55 kuruştan yağlık için sattığına işaret eden Sevinç, "Eğer ihracat desteklenmiş olsaydı, fındıkta Türkiye'ye rakip çıkamazdı" diye konuştu.
Fındık stoku 1 milyon tonu aşmak üzereFındıkta arz sorununa da değinilen toplantıda, Türkiye'de yıllardır izlenen yanlış politikalar ile fındık ekiminin özendirildiği, bu nedenle büyük bir arz fazlası oluştuğu, bu fazlanın rekoltenin iyi olduğu zamanlarda 300 bin tona ulaştığı belirtildi. Toplantıda ayrıca birkaç yıl içinde devletin elinde kalacak stokun 1 milyon tonu aşacağı, Hazine üzerindeki yükün giderek arttığı dile getirildi.
Fındık sorun değilÖte yandan, Giresun Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Şenel Anaforoğlu, fındığı sorun olarak göstermenin haksızlık olduğunu bildirdi. Anaforoğlu, 2009 ürünü hasadına az bir zaman kalmasına rağmen üründe yaşanan belirsizliğin Karadeniz Bölgesi'nde endişelere yol açtığına dikkatleri çekerek, yıllardır yaşanan bölgesel krizin ardından küresel krizin pençesinde mücadele eden Giresun ekonomisinin, fındıkta yaşanacak olumsuz durumları kaldıracak güce sahip olmadığını söyledi. Anaforoğlu, 2009 ürünü mahsülün kim tarafından ve hangi şartlarda alınacağının hükümet tarafından acilen tespit edilerek kamuoyuna açıklanmasını beklediklerini kaydetti."Bugün fındığın 8 milyar dolarlık devlete zararı olduğunu ifade etmek, fındığın ülkenin kamburu olduğunu ifade etmek gibi bir şeydir" diyen Anaforoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Fındığın son on yılda 11 milyar doların üzerinde ihracat geliri getirdiğini ise kimse dikkate almamaktadır. Sorun fındıkta değil, fındığın düz ovalarda üretimine izin verenlerdedir. Fındık bugün ülkeye ithal girdisi olmadan milyar dolarlık yüzde yüz döviz girdisi sağlayan tek tarım ürünüdür. Son on yılda 100 bin hektarın üzerinde artan fındık bahçelerinin Adapazarı, hatta Adana gibi yörelerde üretimine izin vermek sorunun temelidir. Çözüm gerçek fındık müstahsili olan Giresun, Trabzon ve Ordu bölgelerinin destekleme kapsamına alıp, fındık ticaretini serbest piyasa şartları üzerine oturtmaktır. Aksi taktirde hem devletin zararı artacağı gibi, ayrıca Doğu Karadeniz Bölgesi'nin de mağduriyetine sebep olunacaktır."Anaforoğlu, 2009 ürünü fındığını serbest piyasa şartlarının insafına bırakmanın doğru olmayacağını vurguladı.
Fındık ihracatı yerinde sayıyorTürkiye'nin fındık ihracatı son 8 yılda 200 - 250 bin ton arasında seyrediyor. 2001'de 258 bin ton iç fındık ihraç edilerek, yaklaşık 740 milyon dolar döviz girdisi sağlandı. 2002'de ihraç miktarı 252 bin tona gerilerken, ihracat geliri de 605 milyon dolar oldu. 2003'te 221 bin ton karşılığı 661 milyon dolar; 2004'te 217 bin ton karşılığı 1 milyar 220 milyon dolar gelir sağlandı. Rekoltenin son derece düştüğü 2004 sezonunun ardından 2005'te fındık ihracatı 209 bin tona gerilerken, ihracattan sağlanan gelir 1 milyar 920 bin dolarla tüm zamanların rekoru olarak tarihe geçti. 2006'da 247 bin ton iç fındık karşılığı, 1 milyar 467 milyon dolar; 2007'de 233 bin ton karşılığı 1 milyar 519 milyon dolar; 2008'de ise 228 bin ton fındık ihracatı karşılığında, 1 milyar 407 milyon dolar döviz girdisi sağlandı.
Rekolte düşecek fiyat artacakFTG Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Bilge Anbarlılar, Yeni Mesaj'a yaptığı açıklamada, 2009 fındık rekoltesinin 500 bin tona gerileyeceğini belirterek, "Bu yıl fiyatlar yükselecektir" dedi. Fındıkta 2008 rekoltesi yaklaşık 900 bin ton olarak gerçekleşmişti. Bu miktar, tüm zamanların rekoru olarak tescillenmişti.
Çin'de tüketim artıyorDünya ekonomisinin yükselen yıldızı Çin'de fındık tüketimi artıyor. Çikolata sanayini her geçen gün geliştiren Çin, hammadde olarak yoğun şekilde fındık kullanmaya başladı. Ancak Çin, Türkiye'den fındık ithal eden ülkeler arasında şimdilik ilk 10 ülke arasına giremiyor. Fındık Tanıtım Grubu, Çin'deki tanıtım çalışmalarına 2001'de başladı. Bu kapsamda fındığın Çince karşılığını bulabilmek için yarışma açıldı. Yarışma sonucunda 'weizhenguo (veicinguo)' fındığın Çince'si olarak kabul edildi.
Fındık hasadına yaklaşık 1.5 ay kala, fiyat belirsizliği ile ürünün nasıl destekleneceğine ilişkin devletin izlemesi gereken yöntem konusundaki tartışmalar yeniden alevlendi. Türk fındığını dünya ölçeğinde tanıtmak için yılda 4.5 - 5.5 milyon dolar harcama yapan Fındık Tanıtım Grubu (FTG), Salı günü İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında, fındık destekleme politikasının kamuya maliyetinin yüksek olduğunu savunarak, fındık fiyatının piyasa şartlarında oluşması gerektiğini öne sürdü. Bu çerçevede Karadeniz İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Fındık Tanıtım Grubu üyesi Kamil Yavuz, fındıkta destekleme alımlarının Türkiye'ye 8 milyar dolara mal olduğunu söyledi. Yavuz, "Bu fiyata depo kiraları ve diğer giderler dahil değil, bu sorun bir an önce çözülmeli" dedi. FTG Yönetim Kurulu Üyesi İlyas Edip Sevinç ise, ürüne verilen desteğin aslında fındığı üreticiden satın alan aracılara gittiğini, bölge ekonomisinin fındıkla dönmesinin artık mümkün olmadığını öne sürdü. Sevinç, "Geçtiğimiz yıl fındıktan yaklaşık 800 milyon TL vurgun yapıldı" diye konuştu. Fındık fiyatındaki artışın Gürcistan, Azerbaycan, Şili, Arjantin ve Güney Afrika gibi diğer fındık ihracatçısı ya da üreticisi ülkeleri avantajlı bir konuma getirdiğini savunan Sevinç, "Üretim maliyetleri düşük olduğundan bu ülkeler şimdiden ekim alanlarını artırıyorlar. Fiyat artışı iç tüketimde de azalmaya yol açıyor" diye konuştu. ABD'nin badem konusunda yaptığı çalışmayı örnek olarak gösteren Sevinç, "ABD, badem üreticisini destekleyerek fiyatları düşürdü. Bunun neticesinde İspanya ve İtalya'daki badem ağaçları söküldü. ABD'de badem üretimi her yıl yüzde 10 artarken, ihracat da aynı oranda artıyor. Türkiye de uygulayacağı politikayla başka ülkeleri fındık ekiminden caydırmalıdır; İtalya'ya, İspanya'ya ve diğer ülkelere fındık bahçelerini söktürmelidir."Toprak Mahsulleri Ofisi'nin tonlarca fındığı kilosu 55 kuruştan yağlık için sattığına işaret eden Sevinç, "Eğer ihracat desteklenmiş olsaydı, fındıkta Türkiye'ye rakip çıkamazdı" diye konuştu.
Fındık stoku 1 milyon tonu aşmak üzereFındıkta arz sorununa da değinilen toplantıda, Türkiye'de yıllardır izlenen yanlış politikalar ile fındık ekiminin özendirildiği, bu nedenle büyük bir arz fazlası oluştuğu, bu fazlanın rekoltenin iyi olduğu zamanlarda 300 bin tona ulaştığı belirtildi. Toplantıda ayrıca birkaç yıl içinde devletin elinde kalacak stokun 1 milyon tonu aşacağı, Hazine üzerindeki yükün giderek arttığı dile getirildi.
Fındık sorun değilÖte yandan, Giresun Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Şenel Anaforoğlu, fındığı sorun olarak göstermenin haksızlık olduğunu bildirdi. Anaforoğlu, 2009 ürünü hasadına az bir zaman kalmasına rağmen üründe yaşanan belirsizliğin Karadeniz Bölgesi'nde endişelere yol açtığına dikkatleri çekerek, yıllardır yaşanan bölgesel krizin ardından küresel krizin pençesinde mücadele eden Giresun ekonomisinin, fındıkta yaşanacak olumsuz durumları kaldıracak güce sahip olmadığını söyledi. Anaforoğlu, 2009 ürünü mahsülün kim tarafından ve hangi şartlarda alınacağının hükümet tarafından acilen tespit edilerek kamuoyuna açıklanmasını beklediklerini kaydetti."Bugün fındığın 8 milyar dolarlık devlete zararı olduğunu ifade etmek, fındığın ülkenin kamburu olduğunu ifade etmek gibi bir şeydir" diyen Anaforoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Fındığın son on yılda 11 milyar doların üzerinde ihracat geliri getirdiğini ise kimse dikkate almamaktadır. Sorun fındıkta değil, fındığın düz ovalarda üretimine izin verenlerdedir. Fındık bugün ülkeye ithal girdisi olmadan milyar dolarlık yüzde yüz döviz girdisi sağlayan tek tarım ürünüdür. Son on yılda 100 bin hektarın üzerinde artan fındık bahçelerinin Adapazarı, hatta Adana gibi yörelerde üretimine izin vermek sorunun temelidir. Çözüm gerçek fındık müstahsili olan Giresun, Trabzon ve Ordu bölgelerinin destekleme kapsamına alıp, fındık ticaretini serbest piyasa şartları üzerine oturtmaktır. Aksi taktirde hem devletin zararı artacağı gibi, ayrıca Doğu Karadeniz Bölgesi'nin de mağduriyetine sebep olunacaktır."Anaforoğlu, 2009 ürünü fındığını serbest piyasa şartlarının insafına bırakmanın doğru olmayacağını vurguladı.
Fındık ihracatı yerinde sayıyorTürkiye'nin fındık ihracatı son 8 yılda 200 - 250 bin ton arasında seyrediyor. 2001'de 258 bin ton iç fındık ihraç edilerek, yaklaşık 740 milyon dolar döviz girdisi sağlandı. 2002'de ihraç miktarı 252 bin tona gerilerken, ihracat geliri de 605 milyon dolar oldu. 2003'te 221 bin ton karşılığı 661 milyon dolar; 2004'te 217 bin ton karşılığı 1 milyar 220 milyon dolar gelir sağlandı. Rekoltenin son derece düştüğü 2004 sezonunun ardından 2005'te fındık ihracatı 209 bin tona gerilerken, ihracattan sağlanan gelir 1 milyar 920 bin dolarla tüm zamanların rekoru olarak tarihe geçti. 2006'da 247 bin ton iç fındık karşılığı, 1 milyar 467 milyon dolar; 2007'de 233 bin ton karşılığı 1 milyar 519 milyon dolar; 2008'de ise 228 bin ton fındık ihracatı karşılığında, 1 milyar 407 milyon dolar döviz girdisi sağlandı.
Rekolte düşecek fiyat artacakFTG Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Bilge Anbarlılar, Yeni Mesaj'a yaptığı açıklamada, 2009 fındık rekoltesinin 500 bin tona gerileyeceğini belirterek, "Bu yıl fiyatlar yükselecektir" dedi. Fındıkta 2008 rekoltesi yaklaşık 900 bin ton olarak gerçekleşmişti. Bu miktar, tüm zamanların rekoru olarak tescillenmişti.
Çin'de tüketim artıyorDünya ekonomisinin yükselen yıldızı Çin'de fındık tüketimi artıyor. Çikolata sanayini her geçen gün geliştiren Çin, hammadde olarak yoğun şekilde fındık kullanmaya başladı. Ancak Çin, Türkiye'den fındık ithal eden ülkeler arasında şimdilik ilk 10 ülke arasına giremiyor. Fındık Tanıtım Grubu, Çin'deki tanıtım çalışmalarına 2001'de başladı. Bu kapsamda fındığın Çince karşılığını bulabilmek için yarışma açıldı. Yarışma sonucunda 'weizhenguo (veicinguo)' fındığın Çince'si olarak kabul edildi.