logo
25 NİSAN 2024

GDO'lar yaşamı tehdit ediyor

14.12.2009 00:00:00
GDO? Son günlerin en sık kullanılan ve halk tarafından ne olduğu tam manası ile izah edilemeyen üç harflik kelimesi? Herhangi bir canlıdan genlerini alıp başka bir canlıya nakletme işi? Yani anlayacağınız sevgili okurlar bir katakulli var bu işte.

 

Genetik mühendislik sayesinde bugün bakteri genleri patateslere, sığır genleri balıklara, balık genleri domateslere aktarılabiliyor. Ve bu işlemin sonunda ortaya çıkan "canlılara", "Genetiği Değiştirilmiş Organizma", kısaca GDO deniyor. Bu şekilde sıcağa, soğuğa, böceklere ya da virüslere karşı dirençli yeni türler vücut buluyor. Amaç "açlığa çözüm!" Çünkü GDO teknolojisiyle çok daha fazla ürün elde edilmesi, besin değerlerinin arttırılması ve raf ömürlerinin uzaması hedefleniyor. Ama acaba öyle mi?...

GDO kapitalizmin bir ürünüGDO'ların vücut bulmasında da tam bir kapitalist mantık hâkim sevgili okurlar. 'Kaynakların yetersiz oluşu' ve 'gıdalar dünya insanlığına yetmez' yalanı bu insanlığın doğasına karşı tutumda yine karşımıza çıkıyor. GDO'lu ürünler üretildiği günden bu yana dünyada bırakınız açların azalmasını; açlık, fakirlik ve yoksulluk kat be kat artmış bulunmakta? Hülasa dünya son birkaç yüzyıldır yalana teslim. İnsanlık GDO'lu ürünleri tüketmeye devam ederek hazin sonunu hazırlamakta bugün. Yine kazanan global, kan emici tarım, gıda ve ilaç şirketleri oluyor. Bu genetiği değiştirilmiş organizmalarla toprağın, tohumun ve en nihayetinde insanın da kimyası bozulmakta?" GDO meselesinde çokuluslu şirketlerin ve tohum tekellerinin gıdaların genetiğiyle oynayarak yaşamı patentlemeye çalıştıklarını ve ilaç şirketleriyle birleşerek dünya ülkelerindeki tüm üreticileri çokuluslu şirketlere bağlama çabalarını görüyoruz. Çiftçiliğin temel prensiplerinden "tohum saklama" yöntemi işleyemiyor bu süreçte.

Avrupa'da yasak Türkiye'de serbestGenetiği değiştirilmiş ürünler dünyada 125 milyon hektarlık alanda ekiliyor. GDO'lu ürünleri üreten 25 ülkenin sadece 7 si Avrupa ülkesi. 54 ülkede bu ürünler tüketiliyor. AB ülkelerinde tüketim oldukça az. Ülkemize 1998 yılından beri her yıl milyonlarca ton GDO'lu ürünler giriyor. Her yıl en az 2 milyon ton GDO'lu soya, 2 milyon ton GDO'lu mısır ülkemize hiçbir denetime tabi tutulmadan rahatça girebiliyor. Yapılan bir araştırmada 51 hayvan yeminden 50'sinde GDO'lu soya çıktığı bildiriliyor. Avrupa birliği ülkelerinin birçoğunda yasaklanmış olan bu ürünleri, Türkiye'de insanlar farkında olmadan yıllardan beri tüketiyor. Uzmanlar, şu anda raflarda yer alan en az 800 üründe, GDO'ların kullanıldığını söylerken, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma farklı illerden alınan 28 domatesten 22'sinin genetiğinin değiştirilmiş olduğunu gösteriyor.

Kısırlık ve kanser riski büyükHer ne kadar GDO'ların insanlar üzerindeki etkileri henüz tam olarak bilinmese de hayvanlar üzerindeki etkileri belirlenmiş durumda. GDO'lu patates ile beslenen farelerin tümünün iç organlarında küçülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma ve mide çeperlerinde kalınlaşma görülmüş. Yakın bir gelecekte farelerde ortaya çıkan bu kimya bozulmasının insanlarda çıkmayacağı garantisini elbette kimse veremez. GDO adıyla anılan ve ideal olması için laboratuar ortamında üretilen genetik olarak değişikliğe uğramış tohumların sağlık açısından kısırlık, alerji ve kanser gibi olumsuz etkileri var; dahası bu tohumlar tozlaşma yoluyla başka tohumlara da bulaşarak yayılma özelliğine de sahip. Ayrıca GDO'lardan elde edilen ürünün tohumu kısır olduğundan her ekim mevsiminde aynı tohumların tekrar satın alınmasını da zorunlu kılıyor. Türkiye'ye her yıl, 2 milyon tona yakın genetiği değiştirilmiş mısır, soya, pamuk ve kanola hiçbir denetime tabi olmadan yıllardan beri girmekte; yem rasyonlarına katılmakta, işlenmekte ve 800 çeşidin üzerinde ürün olarak tüketici sofrasına ulaşmakta? Laboratuarlardan tarlalara, fabrikalardan pazara, markete ve nihayetinde sofralarımıza kadar uzanan zincir birileri tarafından biyoteknoloji yardımıyla sağlığı yok sayan bir şekilde sıkı sıkıya örülüyor.

GDO'lar toprakları çölleştiriyorBiyo-çeşitlilikte dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olan Hindistan biyoteknolojinin yarattığı çevresel bozulmayla boğuşurken, 1998'de Dünya Bankası bazı düzenlemeleri dayatarak Hindistan tohum piyasasını çokuluslu şirketlere açtı. Bugün ekilebilir Hint topraklarının yüzde 75'i kurak alan. Çünkü genetiği değiştirilmemiş pirinç tohumlarından 1 kilogram ürün alabilmek için 3 bin litre su gerekirken, GDO'lu tohumlar aynı miktar için 5 bin litreye ihtiyaç duyuyor! GDO bulaştığı her şeyin zamanla kimyasını bozuyor.

Türkiye'nin GDO'lara ihtiyacı yokGenetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ile ilgili tartışmanın belki de tek olumlu tarafı Türkiye'de tarımsal üretimi, kendi kendine yeterliliği bir kez daha gündeme getirmiş olması. Türkiye'nin GDO'lu hiçbir ürüne ihtiyacı olmadığı gün gibi aşikâr. Türkiye'nin ithal ettiği ve GDO analizine tabii tutulan ve bir bölümünün de GDO'lu olduğu kesinleşen ürünlerin tamamı ülkemizde üretilebiliyor. En çok ithal edilen ve GDO'lu olma olasılığı çok yüksek olan ürünlerden soya, mısır pamuk ve kanolayı Türkiye'de üretmek için uygun ilkim ve toprak var. Bu ürünleri üretecek sayıda ve bilinçte çiftçi de var. Eksik olan elbette milli bir tarım politikası?

GDO'lu mercimek ithal ediyoruzGazetelere yansıyan haberlere göre Kanada'dan ithal edilen kırmızı mercimek de GDO'lu çıkmış. GDO'lu olması elbette şaşırtıcı değil sevgili okurlar. Şaşırtıcı olan kırmızı mercimeği dünyanın öbür ucundaki Kanada'dan almak elbette. Türkiye'nin kırmızı mercimek üretecek toprağı mı yok? Türkiye'nin çiftçisi mercimek ekmeyi, hasat etmeyi bilmiyor mu? Mercimek çok ileri teknoloji ile üretiliyor da Türkiye'nin bu teknolojisi mi yok? Daha birkaç yıl öncesine kadar Türkiye, mercimek ithal eden değil, ihraç eden bir ülkeydi.

Yanlış politikalar ülkeyi mahkûm ettiDiğer tarım ürünlerinde de durum mercimek örneğinden pek farklı değil. En çarpıcı örnek pamuk? Türkiye, pamukta dünyanın sayılı üreticilerinden biriydi. Bugün en büyük ithalatçı oldu. İthal edilen pamuğun yarısı Amerika'dan. Çok büyük olasılıkla GDO'lu. Türkiye'nin fazladan 1 milyon ton pamuk üretecek potansiyeli, çiftçisi, toprağı, iklimi, teknolojisi var. Ama uygulanan, uygulatılan politikalar üretimi engelliyor. İthalatı destekliyor. Ülkeyi dışa bağımlılığa ve GDO'lu ürünlere mahkûm ediyor.

ADEM BİRİNCİ
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!

Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda

Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından düzenlenen 57. Alay Şehitlerini Anma Milli Bilinç Kampı kapsamında saçlarına kına yakılan ve asker çorbası içen 2 bin 500 izci, 57. Alay'ın 109 yıl önce yürüdüğü yolda atalarını andı.
25.04.2024 08:06:00 / Güncelleme: 25.04.2024 08:12:21
Anadolu Ajansı
Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda
Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda

Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Eceabat ilçesi sınırlarındaki Kocadere Kamp Alanı'na 22 Nisan'da gelen izciler burada, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kızılay ve Kuveyt Türk destekleriyle kurdukları çadırlarda kaldı.

Gençlere kampta Çanakkale Savaşları ve 57. Alay'ın kahramanlıklarıyla ilgili tarihi bilgiler verildi.

Türkiye'nin 60 ilinden gelen 2 bin 500 izci ve izci lideri, 57. Alay'ın karargah olarak kullandığı alanda sabah ezanıyla birlikte uyanıp yürüyüş hazırlıklarına başladı.

Asker çorbası ve hamur kızartmalarını alıp kahvaltı yapan gençlerin saçlarına burada kına yakıldı.

Mehter eşliğinde Türk bayraklarıyla yola çıkan izciler ardından Conkbayırı'na ulaşıp yürüyüşü tamamlayacak.

Rota kapsamında 57. Alayın 109 yıl önce ilerlediği yollarda savaşın yaşandığı cephelerde ziyaret edilecek.

 "Dedeciğim ben geldim" diyerek yola çıkıyoruz"

Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Dinçer Subaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampın bu yıl 21. kez düzenlendiğin söyledi.

Yürüyüşe 2 bin 500 izcinin katıldığını anlatan Subaşı, "57. Alay'ın ihtiyat birliği olarak karargah kurduğu noktada ve aynı bu şekilde 109 yıl önce yürüyüşe başladığı noktadayız. Sabah namazı saati silah sesleri ve ezan sesleri içinde izcilerimiz çadırlarından kalkıyorlar. Asker çorbası içip hamur kızartması yiyerek dedelerinin yürüdüğü yolda aynı şekilde Conkbayırı'na yürüyorlar. Büyük bir gururla 57. Alay topraklarında 57. Alay'ın izinde 'dedeciğim ben geldim' diyerek yola çıkıyoruz." ifadesini kullandı.

Subaşı, 57. Alay Milli Bilinç Kampı'na 60 ilden katılım sağlandığını aktararak "Yola çıkmadan önce sadece asker çorbası ve hamur kızartması yeme faaliyeti yapmıyoruz. Tüm izcilerimizin saçları aynı Kınalı Hasan gibi yola çıkmadan önce kınalanıyor, ellerinde Türk bayraklarıyla mehter eşliğinde yürüyüşümüzü gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.

Yürüyüşe İstanbul'dan katılan Ahsen Bera Ünal da kampta yer aldığı için çok mutlu olduğunu söyledi.

Manisa'dan gelen Sinem Tüm ise önemli bir atmosferi teneffüs ettiklerini dile getirdi.

Yağmur Kayatepe de kahraman 57. Alay'da görevli askerlerin yürüdüğü yoldan yürüyebilme fırsatı bulduğu için gururlu olduğunu kaydetti. 

23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı

Taksim'deki 23 Nisan töreninde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yanına gelerek saygı duruşunda bulunan 8 yaşındaki çocuğun adının Efe Ercan olduğu ve İstanbul doğumlu bir Türk olduğu ortaya çıktı.
25.04.2024 07:33:00 / Güncelleme: 25.04.2024 07:40:22
Gazete Pencere
23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı
23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ile birlikte, 104'üncü 23 Nisan kutlamaları kapsamında Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda düzenlenen resmi törene katıldı.

15 farklı ülkeden gelen çocuklarla anı fotoğrafları çektiren İmamoğlu'nun yanında bir çocuk dikkat çekti.

Sosyal medyada hızla paylaşıma giren o anlar ise; İmamoğlu'na kurulan "siyahi çocuk" kumpası olarak lanse edildi.


Gerçekte ise Türk olan Efe Ercan törene ailesi ile katıldı. Annesi Gineli Safiatou Diallo ve babası Malatyalı Emre Ercan'ın oğlu olan Efe, "siyahi çocuğu getiren Alman ajanı" olarak tanıtılan kadın ise, Efe'nin babaannesi çıktı.



Malatyalı olan babası Emre Ercan, 11 yıl önce bir iş gezisinde tanıştığı Gine vatandaşı Safiatou Diallo'ya aşık olarak evlendi. Çift Türkiye'de yaşamaya başlayarak Efe adında bir çocuğu oldu.



Efe ile babaannesi dün Taksim'deki 23 Nisan töreninde dikkat çekerek sosyal medyada "Siyahi çocuğu İmamoğlu'nun yanına getiren Alman ajanı" olarak yansıtıldı. O kadının Efe'nin babaannesi olduğu kendisinin bir Türk kadını olduğu ortaya çıktı.



Öte yandan Gine Cumhuriyeti'nden 11 yıl önce Türkiye'ye gelin gelen ve Türk vatandaşı olan Safiatou Diallo Ercan, 2024 yerel seçimleri için İstanbul'da oy kullandı.

Anzakların 'Şafak Ayini'nde Atatürk'ün mektubu okundu

Çanakkale Kara Savaşları'nın 109. yıl dönümü anma törenleri çerçevesinde Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki Anzak Koyu'nda geleneksel 'Şafak Ayini' yapıldı.
25.04.2024 07:10:00 / Güncelleme: 25.04.2024 07:15:19
İhlas Haber Ajansı
Anzakların 'Şafak Ayini'nde Atatürk'ün mektubu okundu
Anzakların 'Şafak Ayini'nde Atatürk'ün mektubu okundu
Her yıl 24- 25 Nisan tarihleri aralığında atalarını anmak için gelen Avustralyalı ve Yeni Zelandalı binlerce kişinin uyku tulumlarıyla katıldığı 'Şafak Ayini'nde tören düzenlendi.



Sabaha karşı 05.30'da başlayan Şafak Ayini, Yeni Zelanda Savunma Kuvvetleri ile Avustralya Savunma Kuvvetlerinin konuşmasıyla devam etti.

Daha sonra Shell Green Mezarlığı'nı anlatan bir video ile Şeref videosu izletildi.



Ardından Karanga (toplanma çağrısı) yapıldı.

Yeni Zelanda, Avustralya adına konuşmalar gerçekleştirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri adına Yarbay Fatih Kurtgöz , Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektubu hem Türkçe hem de İngilizce okudu.



Tören, Türkiye ve diğer devletlerin çelenk sunumuyla devam etti. Borozan çalınması ve saygı duruşunda bulunulurken, Türkiye, Avustralya ve Yeni Zelanda Ulusal Marşları okundu. 

Atatürk'ün Anzak annelere mektubu

"Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır."

Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

 
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" dedi.
24.04.2024 23:34:00
ANADOLU AJANSI
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, ihracat yaptıkları ülke sayısını 86'ya çıkardıklarını dile getirerek, "ASELSAN'ın bu yıl yeni ihracat sözleşmeleri açısından 1 milyar dolara yaklaşma hedefi var" dedi. Anadolu Ajansı Teknoloji Masası'nın konuğu olan Akyol, ASELSAN olarak denizin derinliklerinden uzayın derinliklerine kadar her alanda her platforma kritik sistemler geliştirdiklerini kaydetti.

Siz mi ambargo uygularsınız?!

Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğinde bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" ifadelerini kullandı. ASELFLIR-500'ün rakiplerine oranla yüzde 30 daha iyi performans sergilediğine dikkati çeken Akyol, kameranın lazer işaretlemedeki başarısıyla da güdümlü mühimmatların daha hassas vuruş kabiliyeti kazanmasını sağlamış olduğunu vurguladı.

Hava savunma sistemlerinde yeni ataklar

Akyol, ASELSAN'ın alçak irtifada KORKUT sistemi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendisine yönelen dron, seyir füzesi ve benzeri tüm tehditleri parçacıklı mühimmatlarla önce tespit edip sonra onları engellemeye dayalı bir teknoloji. Bu envantere kazandırdığımız ve seri üretimini devam ettirdiğimiz bir sistem. Bunun bir üstünde HİSAR-A diye isimlendirdiğimiz bu sefer biraz daha irtifanın arttığı artık füzelerin devreye girdiği bir sistem var. Burada da Roketsan ile güzel bir işbirliğimiz var. Füzeleri onlar bize sağlıyorlar, biz de bütün sistemi bir araya getirerek alçak irtifalı HİSAR-A'yı tamamlayıp envantere kazandırdık.
Bir üstünde de HİSAR-O'muz var. Orta menzilde. Bunun da envantere kazandırıldığını ve seri üretime devam edildiğini söyleyebilirim. Şimdi de uzun menzilli hava savunma sistemimiz SİPER'i Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine kazandırıyoruz. Böylece çok alçak irtifadan yüksek irtifaya kadar katmanlı hava savunmasını 2024 yılında tamamlamış oluyoruz."


Lazer silahı GÖKBERK

ASELSAN'ın lazer silahı GÖKBERK'ten bahseden Akyol, lazerin kaynağını da yerli olarak geliştirdiklerini vurguladı. Akyol, otonominin (kendi kendine karar verip çalışma) üzerinde çalıştıkları önemli başlıklardan olduğunu aktararak, "Deringöz isminde yeni bir ürün üzerine çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde ilk dalışını yaptık. Yapay zeka destekli otonom sürüş algoritmalarına sahip. Denizin altına 600 metreye kadar dalabilen sonarları olan, su altında haberleşme ve su altında keşif gözetleme kabiliyetine sahip bir ürün" diye konuştu. ASELSAN'ın Ankara'da 400 milyon dolarlık yeni bir yatırıma başladığının altını çizen Akyol, yatırımla beraber binin üzerinde ilave nitelikli istihdamı Türkiye'ye kazandıracaklarını anlattı.


Yapay zeka robotları kullanıyor

Karar vericilerin yapay zeka destekli algoritmalarla işini kolaylaştırmak ve büyük veriyi işlemek üzere komuta kontrol sistemlerinde yapay zekayı etkin olarak kullandıklarını aktaran Ahmet Akyol, "Gerek insansız kara, deniz araçlarında gerek otonominin olduğu diğer sistemlerde yapay zeka destekli algoritmalarla burada fark yaratmaya çalışıyoruz. ASELSAN içerisindeki bütün çalışmalarda yapay zeka robotlarını kullanır duruma geldik. Bunu içerideki süreçlerimizde adım adım yaygınlaştırıyoruz" dedi. Akyol, çip teknolojisinin çok kritik olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Çip teknolojisinin askeri ve sivil boyutu var. Bizim açımızdan askeri boyutunda bağımsızlık stratejik öncelik. Bu amaçla Bilkent Üniversitesi ile ortak bir şirketimiz var. Yine ASELSAN'ın İstanbul'da MKR-IC ve TÜYAR isimli iki ayrı çipe odaklanmış alt şirketi var. Bu üç alt şirketle ve kendi bünyemizdeki çip tasarım ekiplerimizle buraya önemli miktarda kaynak ve yatırım yapıyoruz. Özellikle radar ve elektronik harpte kullanılan son derece stratejik olan galyum nitratta, transistör seviyesinde millileştirmeyi tamamladık. Bir radarda yaklaşık 1000'den fazla çip bulunuyor. Bu çipleri kendimiz tasarlıyoruz. 2024 itibarıyla bu çipleri Ankara'da seri üretebilme imkanına kavuştuk. Alt transistörlerini Bilkent Üniversitesi ile ortak şirketimizde, üstündeki çip seviyesi üretimleri de ASELSAN'da çoklu adetlerde yapabilecek duruma geldik. Binlerce çipi seri ürettiğimizi söyleyebilirim. Bu, askeri alandaki bağımsızlığımız açısından önemli."

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.